Şahane bir kadın o! Başarısı Türkiye sınırlarını aşmış bir oyuncu. Yurt dışında da yazdı, çizdi, oynadı... Fadik Sevin Atasoy, şimdi Türkiye’de, ‘Kardeşlerim’ dizisinin bayıla bayıla izlediğimiz Şengül’ü olarak ekranda. Sevgili Fadik’le Bomontiada’da buluştuk. Hem diziyi ve rolünü hem de kendi hayatını konuştuk. Alev Gürsoy Cimin / alev.gursoy@posta.com.tr
Sayenizde ‘Kardeşlerim’ dizisinin müptelası oldum. Canlandırdığınız Şengül ne kadar sahici öyle. Bu kadar güzel canlandırmanız da ayrı bir başarı.
Teşekkür ederim. İnsanın işini çok sevmesiyle ve o işe çok emek vermesiyle alakalı bu bence. Şengül farklı bir karakter. Fadik’i oynamak değil mevzu. Önemli olan başka bir karakter yaratıp onu inandırıcı kılabilmek.
Şengül, o kadar sevildi ki binlerce fanı var...
Çok mutluyum, seyircide karşılığı olan bir karakter. Geçenlerde Akmerkez’e gittim, orada çalışan görevli bir kadınla lavaboda karşılaştık. “Hiç Şengül’e benzemiyorsun, inceciksin, küçücüksün” dedi. Dedim ki, “Üst üste kıyafetler giyiniyorum. Sonuçta iki çocuklu bir kadını oynuyorum. Böreği, pişiyi seven bir kadın o. Onun için bir İç Anadolu şivesi seçtim. Galiba en güzel tarafı da halktan biri olması. Ben de hayatım boyunca sokaktan hiç kopmadım.
Türkiye’yi yurt dışında şahane ödüller alarak temsil ettiniz. Eğitiminiz çok iyi, başarılısınız. Ama bir o kadar da mütevazısınız.
Vallahi ben anamdan babamdan böyle gördüm. Biz halktan insanlarız, halkın içinden insanlarız. Geldiğimiz yerleri unutamayız. Böyle yetiştirildim, böyle gördüm. Annem de oyuncu babam da ve beni böyle yetiştirdiler. “İyi ki” diyorum.
DEVLET TİYATROSU EKOLÜNÜN İÇİNDE BÜYÜDÜM
Oyuncu aileden gelmek de yol haritanızda etkili olmuştur...
Elbette. Ben, devlet tiyatrosu ekolünün içinde büyüdüm. Annem 80 yaşında ve bu sene en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı. 20 yaş gençleşti kadın. İşine olan aşkını ve bunun ona nasıl güzel dönüşü oluşunu görüyorsun. Bizlerinki iş değil bir misyon ya da bir yaşama biçimi aslında. Ben de annem gibi 80’ninde ödül alıp 20 yaş gençleşmek isterim. (Gülüyor) Ayrıca Benim babam sette kalp krizi geçirip vefat etti. Bundan daha onurlu bir ölüm olabilir mi?
Peki yurt dışında büyük başarılar elde edip bunun karşılığını Türkiye’de görmemek incitiyor mu sizi?
Hayır incinmiyorum çünkü görülmüyor değil, gören görüyor ve çok takdir ediyor. 11 yıldır yurt dışında yaşadığım ve işlerimi orada yaptığım için orada takdirimi aldım. Sonuçta ülkem de bu başarıyı görmezden gelmedi. Geçen yıl oyunum İngiltere ve ABD’ye gitti. En seçkin sinema akademilerinden ödüller aldık. Hem oyunculuğumuz hem oyunlarımız ödüle layık görüldü. Bu da bir onur benim için.
BENİM İÇİN KUSURLU OLAN GÜZELDİR ÇÜNKÜ YAŞAM KUSURLU BİR ŞEY
Çok güzelsiniz. Sizce bu, mesleğinizde ne kadar önemli?
Benim için güzellik, insanın içinden yansıyan şeydir. Bir hikayesi ve anlamı olmalı. Dört dörtlük güzelliği de beğenmem ben, kusurlu olmalı güzellik. Çünkü yaşam kusurlu bir şey. Mükemmel diye bir şey yok.
Başrol olmak için çok güzel olmak lazım ama.
Hayır, dünya standartlarında öyle değil. Bu bizde biraz aşılamamış bir sıkıntı ama dünya standartlarında güzellikten öte, iyi oyuncu olman önemli.
Karşımda, dünya standartlarında bir oyuncu var, değil mi?
Teşekkür ederim. Sizin takdiriniz. ABD gibi ülkelerde oynadım, iş de yaptım oralarda ve filmim de var. Ama oralarda sadece oyunculuk geçerli.
Tekrar dönecek misiniz?
Ben, işim neredeyse oradayım.
KENDİ PANDEMİMİ DAHA ÖNCE KENDİ İÇİMDE YAŞAMIŞTIM
En çok nelere dertlenirsiniz?
Yalan söylenilmesine ve vicdansızlığa dayanamam.
Pandemiden çok etkilendiniz mi? Gelecek kaygısı duyuyor musunuz?
Çok fazla. Dünya turnemi durdurdum, ona rağmen dijitale çevirdim. Tiyatro oyunumu filme çektim. Gelecek konusunda iyimser ve pozitifim. Ben kendi pandemimi daha önce yaşamıştım kendi içimde. Ortada bir kaos varsa “Bunu nasıl çözerim?” bakışıyla yaklaşırım. Süreci çok dolu dolu ve üretken geçirdim, kaygılarımdan arındım.
ÖZEL HAYATIMA DİKKAT EDİYORUM ÇÜNKÜ SÖNMEZ ATASOY’UN SOYADINI TAŞIYORUM
Özel hayatınızı çok merak ediyorum.
Adı üzerinde özel. Ben yaşadığım hayata dikkat ederim. Çünkü Sönmez Atasoy’un soyadını taşıyorum ve o soyada layık olmaya çalışıyorum. Tek derdim o.
Evlilik ve çocuk fikri size ne düşündürüyor?
İşime çok aşığım ama tabii benim de bir gönlüm var. Ve tabii o gönülde birisi olabilir. Bu kavramlara ben farklı bakıyorum. Önemli olan insanın gönül yoldaşını bulması, bir kağıda imza atması değil. Çocuğa gelince kardeşimin zaten iki çocuğu var ve ben şimdi onlara bakıyorum. Çocuk sevgisini epeyce yaşıyorum. Nasip işleri bunlar.
Kadın olmaya, kadın olmanın getirdiği zorluklara dair ne söylersiniz?
Zaten filmlerimde söylüyorum her şeyi. Yaptığım her iş kadına dair. Tiyatrom da yazdığım kitap da… Sadece feminist bir çığlık anlamında değil, kadının kendi içerisindeki öfkeyi dönüştürüp insanı kamile ulaşma yolundaki gelişimi üzerine şeyler yazıyorum.
Sektörde kadın olmanın dezavantajını yaşadınız mı?
Yaşamadım çünkü kime, nerede, ne söyleyeceğini bilen biriyim.
SEYİRCİ DİYOR Kİ: ŞENGÜL, BİZİ DELİRTİYOR BEN DE DİYORUM Kİ: SİZİ DELİRTİYOR, BEN BİR DE ONUNLA YATAĞA GİRİYORUM
Şengül, gerçek hayattaki size benziyor mu?
Hiç benzemiyor. Hiçbir ortak noktam yok. Bana diyorlar ki, “‘O kadın bizi delirtiyor.” Ben de diyorum ki, “Sizi delirtiyor, ben yatağa o kadınla giriyorum. Haydi siz kurtuluyorsunuz ama ben 24 saat bu kadınla yaşıyorum.” (Gülüyor)
Bir bölümde öyle bir dans ettiniz ki, bizi bizden aldınız... Gerçek hayatta dansla aranız nasıl?
Evet iyi bir dansçıyım, hatta orada iyi dans etmemeye çalıştım ama müzikal oyuncusu olduğum için zaten profesyonel dansçıyım. Şengül, beni de çok güldürüyor.
KENDİMİ YONTARAK EN İYİ VERSİYONUMU BULMAYA ÇALIŞIYORUM
Kendinizi, iç dünyanızı nasıl anlatırsınız?
İnsanları seviyorum... İyi insan olmaya çalışıyorum, bunun için savaşıyorum çünkü bu devirde zor bir şey bu. Topluma iyi bir şeyler vermek istiyorum. Kendimi yontmaya çalışıyorum. En iyi versiyonum nedir onu bulmaya çalışıyorum. Kendini ameliyat eden, sorgulayan, daha iyi nasıl olabilirim diye düşünen, okuyan, üreten bir kadınım.
Hayata karşı tutumunuz nasıl?
Hayatımı sevgi ve cesaretle yaşıyorum.
Sanat anlayışınızı da merak ediyorum...
Sanat, insanoğluna bahşedilmiş kıymetli bir miras. Yetenek ise çok değerli bir hediye.
- Kestane kebap yemesi sevap! 100 gramı magnezyum deposu: Lif içeriğiyle sindirim sistemini motor gibi çalıştırıyor
- Kaşık kaşık yiyin, cilde içten kolajen yükleyip tek gecede 10 yaş gençleştiriyor! güneş lekelerini de silgi gibi siliyor
- Cilt bakımının red flag'leri! Herkes bu hataları yapıyor: Cildi tahriş ediyor, gözenekleri obruk gibi genişletiyor, kırış kırış kırıştırıyor
- Kaşık kaşık yiyoruz ama kan şekerini 300'e fırlatıyor! Damarları tıkayıp mideyi şişiriyor, kabızlığın en büyük sebebi!
- Fazla efor göstermeden yağlarınızı yakın! Vücudu kağıt gibi inceltiyor: Metabolizmayı makine gibi çalıştırıyor