Hakan Hatipoğlu 'Survivor'a 2. kez katılan, 400 kez milli olmuş yetenekli bir sporcu. 'Var Mısın Yok Musun?' yarışmasıyla ünlenen ardından kendine TV'de bir kariyer yaratmaya çalışan Hatipoğlu ile adadaki günleri, reklam sanılan evliliği ve projeleri üzerine konuştuk
Röportaj: Canan DANYILDIZ
canan.danyildiz@posta.com.tr
Prodüksiyon: Begüm Baki
Adadan hoş geldin Hakan!
İlkinde daha kısa kalmıştım; bu defa 120 günden fazla adada kaldım. 30. günden sonra ‘Bundan öncesi yoktu, bundan sonrası da hep burada olacak’ psikolojisine girdim. Bunu daha önce askerde de yaşamıştım.
İkinci denemeniz olmasına rağmen mi?
Evet, ama bu defa Dominik’in de farklı bir ada olmasından kaynaklandı. Panama daha sıcak bir yerdi, Survivor ruhu daha hakimdi orda. Dominik çok yağmurluydu, zorluklarla başladı yarışma. İsyanla başladık anlayacağın. Hava 28 derece de olsa, o yağmuru yiyince çok üşüyorsun. Minik bir rüzgar esse bile! Dönene yakın bir faranjit oldum zaten, hala etkisi sürüyor!
Çok şikayetiniz var gibi!
Hayatımda ilk kez vücudumun beni bu kadar zorladığını gördüm, gece tuvalete kalktığımda bile hala ayaklarımın, bacaklarımın ağrıdığını hissediyorum.
Epey kilo almış, toparlanmışsınız ama...
18 kiloyu geri aldım, Gizem bana iyi yedirdi!
Değiyor mu peki bunca zorluğa yarışma?
Herkesle aynı yaşayacaksam, hayatta ne işim var ki? Herkes aynı hayatı yaşamak istemiyorum ki! En iyi reklam şirketlerinden biri Pars McCann’de çalışıyordum ve işi bıraktım, üstelik beni müdürlüğe kadar eğitmek istemelerine rağmen.
Risk almayı seviyorsunuz o halde?
Tabii ki, reklam şirketinden sonra kendi işimi kurdum, onu kapattım ve ‘Var Mısın, Yok Musun?’a katıldım. Sonrasında Behzat Ç.’de oynadım, ve Survivor’a katıldım. İstediğim hayatı yaşıyorum.
Para kazanmak için ünlü olmaya çalıştığınız düşünülüyor?
Valla dünyanın en zor işini yapıyoruz, bir yarışmadan çıkıp ünlü olup para kazanmaya çalışıyoruz. Böyle 1 sene, bilemedin 2 sene iş alırsın, ama ben geride 8 sene bıraktım bu sektörde. Dizide oynadım, TRT’de spor programı yaptım, 3 yarışma sundum, bir TV kariyerim var artık.
Eğitiminiz ne?
İşletme mezunuyum, üzerine de işletme yüksek lisansı yaptım. Yarışmaya ünlü olayım, iş bulayım diye girmedim ki; reklam ajansında zaten iyi bir işim vardı, üstelik de kendi işimi kuracak kadar hayatta risk almışım. İnsanlar hala ‘yarışmadan’ diye konuşuyor.
Farkınız var mı öteki yarışmacılardan?
Var tabii ki! Hep duyarlı işlerde bulunmaya çalışıyorum, mesela benle bir çocuk fotoğraf çektirecekse annesine, dişlerini fırçalayıp fırçalamadığını soruyorum. Birine yararım olsun istiyorum.
Yakışıklılığınızın işlerinize bir artısı var mı?
Hayır, bu hayatta sadece karım için yakışıklı olmam önemli; yakışıklı olduğumu düşünmüyorum, sempatik biriyim; zaten ortalamanın altındaysan TV’de tutunamazsın.
Hakan Hatipoğlu eşi Gizem ile Survivor’da tanıştı.
“Gizem kendinden çok beni düşünür”
Eşiniz Gizem’e danışır mısınız her yapacağınızı?
Tabii ki! İyi bir evliliğim varsa, 2 beynim 2 kalbim vardır, niye bunu değerlendirmeyeyim? Gizem çok halk gözüyle bakar, başka bir açısı vardır. Bazı çiftler vardır, diğerinin çok parlamasını istemez; ama Gizem öyle değil; kendinden çok beni düşünür.
Yaşı küçük ama olgun bir eşiniz var...
Ağırbaşlıdır Gizem, 27 yaşında ama çok iyi yetiştirmiş ailesi. Hayalimdeki kız Gizem, iyi kalpli, içinde kötülük olmayan, tutumlu, çalışkan... Onun ailesinin bana yaptığı maddi manevi şeyleri asla unutamam. Gerçek annem babam gibi onun ailesi de.
Gizem şimdi ne yapıyor?
Gizem şimdi bir şey yapmıyor, daha önce sunuculuk ve yorumculuk yaptı TV’de. Onun istediği aslında moda programı yapmak. Instagram’da en çok takipçisi olan 10 insandan biri. Stil önerilerini acayip dinliyorlar.
Oyunculukta gözü var mı?
Aslında oyunculuğu istiyor, ama bunun için bir eğitim alması gerekiyor, buna kızıyorum yapmadığına. Kaybolmak, unutulmak gibi bir derdimiz yok. Ama zaten Survivor ona da yaradı, ben adadayken buradaki ayağım Gizem’di. Soruları yanıtladı, programlara katıldı.
İkili ortaklık...
E tabii, bak bizim için önce kendi huzurumuz, sonra ailelerimizin huzuru, en son iş gelir. Birbirimizi huzursuz edecek, bu zinciri bozacak bir işi kabul etmiyoruz, para sonra gelir.
Kıskançlıklarınız olur mu?
İlk başlarda oluyordu, Gizem’in daha çok oluyordu; sonra o da iş hayatına girdikçe, yemek yediğin birinin illa çok samimi bir insan olmayabileceğini gördü, e yaşı da oturunca çok kalmadı o kıskançlıklar.
Maço musunuz peki? (Kahkaha atıyor!)
Çaktırmadan maçoyum, gelenekçiyim biraz. Karışırım kıyafetlerine, ama yanındaysam mini etek giyebilir.
İnsanlar sizin evliliğinize inanmıyor...
İnanmıyorlar ama 4 yıl oldu Canan. Bunu çok önemsemiyoruz. Neden inanmıyorlar biliyor musun? Herkes çok mutsuz ve etraflarında mutlu insanlar, çiftler yok. Bunun gerçek olabileceğine inanmıyorlar. Ayrılmamız isteyen çok insan oldu ama haklısın, reklam evliliği gibi gördüler.
Kim kime daha düşkün? Ya da bir şeyler öğretiyor?
Bizim evin direği benim ama o direği Gizem alttan tutuyor. Sanırım Gizem’e ben daha çok şey öğretiyorum, o da ada buluşmasında ‘sen benim elim, kolummuşsun’ dedi. Bu ayrılıklar ilişkimizi güçlendirdi. Ben onun gününü düzenleyen tarafım, ama o da beni sakinleştiren, yavaşlatan biri.
İyi bir evlilik nasıl sağlanır peki?
Bana sorarsan erkek çok şey, kadın az şey yaşamalı. İyi bir evlilik ancak öyle olur!
Sahip olduğunuz şöhreti, işleri kaybetme korkunuz var mı?
Ailem, dostlarım arasındaki itibarım kaybetmeyeyim yeterli. Daha önce her şeyimi kaybettiğim bir dönemim oldu. Her şey düzelir ama insanlarınızın etrafta olması önemli.
Her şeyinizi kaybettiğiniz dönem ne zaman?
2001’de ailemin yaşadığı kriz. Aslında bundan çok bahsetmek istemiyorum, ama otomobil galerimiz vardı, iflas ettik ve birden son model arabayla okula giderken, otobüsle gitmeye başladım.
Sonra? Büyük kompleksler, bunalımlar oldu mu?
Hayır! Asla. Çok iyi de yaşadım, daha zor şartlarda hayatıma devam etmek zorunda da kaldım. Gocunmadım, ama 2001’den beri aileme bir şekilde destek çıkıyorum. O yaşadığımız kriz beni çok olgunlaştırdı. Sorumluluklarımın farkına vardırdı.
Lüksleriniz var mıydı? İflasta payınız?
2 lüks otomobilim vardı, ama ne kriz ne de iflas benim yüzümdendi. Suçluluk hissetmedim, ama babam artık otomobile binemeyeceğimi söyleyip anahtarını istediğinde o anahtarı fırlatışımı hiç unutmayacağım. ‘Nasıl üzmüşüm babamı’ diyorum şimdi.
İflas etmeseydiniz, sizden başka ne olurdu?
İyi bir bürokrat olurdu, siyasetle ilgilenirdim; ülke şartlarından çekinmesem siyasete girerdim. Cesaretli biriyimdir, ama düşünen bir tarafım da var, cahil cesaretim yok, akıllıyım. Korkak olsam Survivor’a gitmezdim.
“Survivor’a 10 kardeş koy birbirlerini öldürürler”
Adada ‘ben bittim’ dediğiniz an var mı?
Var! Hem de ilk gün! Ada seçimi var, Taner’le beni dışarda bırakmışlar; ‘Ulan Hakan niye geldin, çoluk çocuğun maskarası oldun’ dedim. Bir de günlerce aç kaldık, oturduğumda kemiğim kaba etime batınca, bittim dedim.
Adada hep size yemek verdikleri dedikodusu vardı!
Öyle bir şey olsa, ben nasıl 18 kilo verirdim?
2. kez giderken aldığınız kararlar var mıydı?
Ya sen ne konuşursan konuş ya da ne karar alırsan al, orada bunlar bitiyor; gerçek sen ortaya çıkıyorsun. Strateji vs. hak getire.
Orada oynadığınız, plan yaptığınız eleştirisi aldınız?
Evet oynadım ama nasıl? Oyunda gerilim çıkınca kötü hareket eden birine kötü bir şekilde karşılık verirsem, benim bir kariyerim var, onu düşündüm; çıkınca beni izleyenler var; hesap ettim.
Hep sorumlu bir karakter misiniz?
Evet, hatta hep daha iyi, daha saygılı bir adam olmak için oynadığımı söyleyebilirim. Doğma büyüme Burgazadalıyım, adanın ‘en yaramazı kim?’ diye sorsan benim, ‘en düzgün, saygılı çocuğu kim?’ diye sorsan yine benim! Nerde nasıl davranacağımı bilen biri oldum hep.
Siz değil de Turabi 2’dir kazanıyor, neden? Kıskandığınız biri var mı?
İyi oynuyor ve Survivor ruhunu iyi biliyor bence. Hiç kimseyi kıskanmadım ama illa söyle dersen, e Turabi tabii. Şampiyon olduğu için. Ama o da nasıl sevineceğini bilmiyor!
Onunla da sorunlarınız oldu...
Hallettik, finalde otelde konuştuk ve helalleştik.
Asla görüşmeyeceğiniz birileri var mı?
Oradaki en yakın insan Serenay’dı mesela ama onunla bile çok görüşemem çünkü hepimizin farklı hayatları var. Pascal bana şeytan demiş, onun bile yolu açık olsun. Ama Survivor’a 10 kardeş koysunlar, herkes birbirini öldürür.
Serenay’la yakın oluşunuz dedikodulara sebep oldu...
Bana Gizem’in ne düşündüğünü mü soruyorsun? Gizem hiç kıskançlık duymamış, benim Serenay’la yakınlaşmamı o kadar abikardeş gibi görmüş ki... Düşün adadan geldikten ne kadar sonra öylesine konuştuk. Ama ben de Serenay’la olan hareketlerime hep dikkat ettim, sonuçta güzel bir kızdı ve dışarıdan yanlış anlaşılabilirdi.
E, daha önceki Suvivor’dan Gizem’le evlenip çıktınız, üstelik bir ilişkiniz varken...
O ilişkiyi bitirmiştim! Dışardakini kast ediyorum... Yarışmada hayatımın kadınını buldum, aşık oldum ve o yoldan yürüdüm. Doğru olanı yaptım.
Şimdi hayatınız iyi mi ekonomik anlamda?
Ev aldık kendimize, kredisi bitmek üzere, durumumuz bizi mutlu edecek kadar iyi.
‘Asla adada olmaması lazım’ dediğiniz birileri var mı?
Merve bence... Şampiyon olarak kalacaktı Merve, hiç gerek yoktu. Beklentimin en altında kalan Merve oldu, Seda bir de... Bu ikisi de yakın arkadaşım olduğu için rahatlıkla söylüyorum, Survivor’a hiç yakıştıramadıklarım Ahmet Dursun, Pascal gibi isimler.
Hâlâ alışamadığınız şeyler var mı?
Çok kalın giyinemiyorum mesela, sürekli toprağa basmak istiyorum. Eve giriyorum duvarlar basıyor, dışarıda insan kalabalığı. Biz kendimizi çok büyütüyoruz, egolarımız vs. Hiçbir şeyiz doğanın karşısında... Hayatımda Gizem olmasa İstanbul’da yaşamam o kadar!
''Tek eksiğimiz çocuk”
‘Kösem Sultan’ için adınız geçiyor...
Dönem dizisinde oynamayı çok istiyorum, net bir şey yok.
Çocuk sahibi olmak da gündeme geldi...
Çok istiyorum, pusette bir bebek, parkta çocuğumla oynayıp baba olmayı, ama daha var. Birazcık daha işlerimizi yola koymalıyız ve şartları hazırlamalıyız. Gizem de beklememiz gerektiğini düşünüyor.
Sonra?
Vallahi 10 yıl sonra 45’imde İstanbul’dan belki Ege’ye kaçacak biriyim. Ondan sonraki ömrümü buraya yılda birkaç kez gelip giderek geçirmek istiyorum.
Yakışıklı, zamanında para sahibi olan biri nasıl bu kadar aklı başında olur?
Çok komiksin! Bir kere 400 kere milli olmuş, su topu oyuncusuyum, spor insanı biraz öyle yapıyor, paylaşmayı, ders çıkarmayı çok öğretti. Evet eğlenceli bir hayatım vardı ama kız peşinde değil, lak lakla harcadığım bir an yok mesela.
Neyi kaybetmek sizi yıkar?
Gizem, Gizem’in olmayışı benim cenazem olur. O kadar söyleyeyim.
Tartışmalarınız olur mu?
Bizim büyük krizlerimiz olmadı, evliliğimiz hiç çatırdamadı. Ben Gizem’e göre daha fazla sevdiğini gösteren tarafım. O kapıdan çıkarsak her şeyin daha zor olacağını bildik ve orası sınır oldu bize. Biz, birbirimizinden daha iyi biri olmayacağını biliyoruz. Ben çok biliyorum, kendi başıma evde Gizem hayatımda olduğu için mutluluktan ağladığımı. Tek eksiğimiz çocuk.
- Bağırsakları tıkır tıkır çalıştırıyor! Mutfağınızdan eksik etmeyin: Damarları kireç sökücü gibi temizliyor
- Özel izinle ekiliyor! Kilosu 6 bin TL: Yorgunluğu tarihe karıştırıyor: Şişkinlik ve hazımsızlığın kökünü kurutuyor
- 1 litre suyla karıştırıp için! Göbekte biriken yağları eritiyor: Kalori yakımını hızlandırıyor
- Selçuklu sarayından eksik edilmeyen meyve! Konya'nın verimli topraklarında yetişiyor: Zengin antioksidan deposu besinler listesinde ilk sırada
- Dibi tutmuş tavayı, tencereyi eski haline çeviriyor! Yandı diye çöpe atan pişman oluyor