Gökçe Akyıldız, kamera önünde büyüyenlerden. Pek çok reklam filmi ve televizyon dizisinde izledik onu ama asıl çıkışını ‘Kırgın Çiçekler’de Songül karakteriyle yakaladı. Ama kariyerinin en top noktasında evlendi ve anne oldu. Sosyal medyanın en çok takip edileni isimlerinden biri. Üç milyonu aşkın takipçisi var ve şimdi yeniden ekrana dönmeye hazırlanıyor. Onu daha yakından tanımak istedik… Oya Çınar / oya.cinar@posta.com.tr
Gökçe, 10 yaşından beri kamera önündesin. Buradan bakınca “Büyük delilikmiş” diyor musun?
Yaşadığım her şeye şükür sebebi olarak bakıyorum. Setlerde geçirdiğim zamanların çocukluk dönemime hem olumlu hem olumsuz yönleri oldu. Ama kariyerim için aslında büyük bir fırsattı.
Şimdi, kendi çocuğun için bunu tercih eder misin?
Ömer’in isteklerini doğru çerçevelerde gerçekleştirmeye çalışıyorum. Özel hayatına ve oyun alanına çok fazla etki etmeyecek bir programla çocuğumun yanında olur ve annesi olarak gereken desteği her zaman veririm.
ÇOCUK YAŞTA EKRAN ÖNÜNDE OLMANIN DEZAVANTAJINDAN ÇOK AVANTAJINI YAŞADIM
Çok küçük yaşlardan itibaren ekran önünde olmanın, duygusal anlamda sana nasıl etkileri oldu peki?
Daha erken olgunlaştım. Ne istediğimi erken keşfetme şansım oldu. Liseden sonra hemen konservatuara girdim, pek çok değerli sanatçı ve hocayla tanışma şansını elde ettim. Sosyal anlamda farklı bir kültür demeti oluşturdum kendime. Zorlandığım yanları, yaşıtlarımla daha az zaman geçirmiş olmam ama tüm bu zorluklar beni ileriye taşıyan basamaklardı.
Pek çok dizi ve reklam filminde rol aldın ama asıl çıkışını ‘Kırgın Çiçekler’ ile yaptın. Sonra da birden ekrandan uzaklaşıp evlendin ve anne oldun. Kariyerinden fedakarlık yaptığını düşünüyor musun?
Fedakarlık olarak değil, hayatın getirdiklerini yaşamak olarak değerlendiriyorum bu süreci. Farklı bir hayat döngüsüne hızlı bir geçiş yaptım ama kariyerimden hiç kopmadım. Kendimi geliştirecek, kişisel donanımımı artıracak zamanları değerlendirmiş oldum bu dönemde.
“Acaba erken mi anne oldum?” sorgulamalarına düşmedin mi hiç?
Geçmişimi sorgulayan bir yapım yok benim galiba… Hep ileriye ve yapabileceklerime bakarım. Olan olayların, hayat döngümüze eklemeler yapmasına izin vermeliyiz. Olanları değil, bundan sonra yapacaklarımı düşünüyorum genelde.
ANNE OLUNCA DAHA DÜŞÜNCELİ BİR İNSAN OLDUM
Annelik seni ne yönde değiştirdi?
Daha düşünceli bir insan olmamı sağladı. Anne olmadan önceki Gökçe, hayatı daha bireysel algılardı. Annelikten sonra hayatta paylaşılan daha fazla derin duyguların olduğunu deneyimledim. Başka bir bireyin de hayatı hakkında düşünceli olabilmenin güzelliğini tattım.
Peki evlenince aşk boyut değiştiriyor muymuş söylenildiği gibi? Senin için değişen bir şey oldu mu?
Aşk bir heyecan duygusudur. Evlilik saygı ve sevginin beraber yolculuk yaptığı bir düzendir. Aşk başladıktan sonra zaten sürekli boyut değiştirir. Herkes aşkını kendine göre şekillendirir. Bence önemli olan heyecanı koruyabilmek değil, sevgi ve saygıyı bir arada harmanlayabilmek...
KENDİMLE ÖZDEŞLEŞEN BİR ROL OLDUĞU ZAMAN YENİDEN EKRANDA OLACAĞIM
Seni ne zaman yeniden ekranda izleyeceğiz?
Şu sıra gelen projeleri değerlendiriyorum. Kendimle özdeşleşen bir rol olduğu zaman yeniden ekranlarda olacağım. Aslında senaryoyu okuduğumda beni heyecanlandıran karakterler etkiliyor. Her farklı rol başka bir macera, başka bir hayat dersi… Bu yüzden sürprizler ve farklılıkları barındıran tüm roller beni heyecanlandırıyor.
Bir yandan da düşününce, son iki yılda TV sektöründe çok şey değişti. Dijital platformlarda yer alan işleri nasıl buluyorsun?
Dijital platformlarda bu zamana kadar yapılan işlerin büyük çoğunluğunu başarılı buluyorum. Popülerliği de günden güne artıyor. Teklif gelirse mutlaka değerlendireceğim bir alan.
MANTIK HEP SİNİRİMİN ÖNÜNDEDİR, SON ANA KADAR SABREDERİM AMA DÜZELMİYORSA İPLERİ KOPARIRIM
Asıl hikayene dönersek; Sinoplusun bildiğim kadarıyla. Nasıl bir ailede büyüdün? Nasıl bir çocukluk geçirdin?
Birbirine bağlı, sevgi ve kardeşlik duygularının yoğun yaşandığı, akrabalık ilişkilerinin sıkı olduğu bir ailede büyüdüm. Sıkılmaya hiç vaktimiz olmadı. Ailemin saf sevgisini ben de şimdi oğlum Ömer’e yaşatmaya çalışıyorum. Hala birbirine bağlı ve sık sık görüşen bir aileyiz, sayı olarak çoğalarak tabii.
Karadenizli olmanın karakteristik özelliklerini taşıyor musun?
Bazı anlarda evet… Ama çabuk sinirlenmem, son ana kadar sabredip durumun düzelmesi için mücadele ederim. Değişen hiçbir şey yoksa da bir anda da ipleri koparıp giderim. Bende mantık her zaman sinirimin önündedir. Karadeniz kadınının o güçlü, hayatı kucaklayan, zorlukların üstesinden gelen gücünü hep içimde hissediyorum.
Kendini nasıl anlatırsın?
Güçlü, enerjisi ve empati yeteneği yüksek bir insanım.
GERÇEK HAYATTA TAMAMİYLE ÖZGÜR DAVRANMAK NASIL YANLIŞSA SOSYAL MEDYADA DA AYNISI GEÇERLİ
Sosyal medyada üç milyondan fazla takipçin var. Sence bu sadece oyunculuğunla mı ilgili? Her oyuncu bu ölçüde takip edilmiyor.
Birçok anne, genç hanımlar ve çocukluğumdan bu yana beni takip eden sevenlerimden oluşuyor takipçilerim. Büyümenin, aramızda oluşan bağla ilgili olduğunu düşünüyorum. Aile gibiyiz. Pek çoğu ile yazışıyorum. Genelde beni samimi bulduklarını söylüyorlar.
Sosyal medya, kendini tamamen özgür hissedebildiğin bir alan mı? Paylaşımlarında nelere dikkat ediyorsun?
Gerçek hayatta tamamen özgür davranmak yanlış olduğu gibi sanal platformlarda da dikkatli olmak gerektiğini düşünüyorum. Saygısızlık en tahammül edemediğim şey. Genelde paylaşımlarımda bu çizgiyi korumaya çalışıyorum. Onun haricinde zaten olduğum gibiyim.
HERKES KENDİNİ HAYATININ MERKEZİNE KOYMALI
Hayatının merkezine kendini alanlardan mısın?
Herkes kendi hayatının merkezinde olmalı. Şu an benim hayatımın merkezinde kendim ve oğlum var. Kendimi de her zaman merkezde tutarım. Sonuçta ben kendime değer vermez ve kendimi mutlu edemezsem, oğluma pozitif anlamda hiçbir şey veremem.
Genel olarak kişisel gündeminde neler var?
Maalesef benim de hepimiz gibi çok bir kişisel gündemim kalmadı. Pandemi bu konuda hepimizi eşitledi. Bu dönemi en verimli şekilde geçirmeye çalışıyorum. Ülkemin ve dünyanın en yakın zamanda normal hayatına dönmesini ve herkesin sağlıkla bir arada yaşayabilmesini istiyorum.
BENİ EN ÇOK YENİLİK HEYECANLANDIRIR
Seni ne heyecanlandırır? Hayata karşı neler motive eder?
Yenilik… Beni yenilik heyecanlandırır. Başıma gelen yeni olaylardan dersler çıkartırım ve olumlu taraflarını görmeye çalışırım. Motivasyon kaynağım kendim, oğlum, ailem ve sevenlerim. Kendime kişisel zaman ayırmak ve sevdiğim şeyleri yapmak beni aşırı motive ediyor.
Ne olunca öfke duyarsın ya da kendi içine çekilirsin?
Haksızlık ve saygısızlık gördüğüm zaman öfke duyarım. Haksızlığa ve saygısızlığa tahammül edemem. Kendi içime ise problemlerim için en doğru sonuçları bulmak adına çekilirim.
- Aydın'dan Japonya'ya kilo kilo satılıyor! 1 ay kuyuda bekletiliyor: Soğuk kış günlerinin vazgeçilmezi, Uzakdoğu sofralarını süslüyor
- Yılbaşı gecesinde uygulayın! Yeni yılda şans için yapılması gerekenler: Para kapıları sonuna kadar aralanacak, aşkı hayatınıza çekecek
- Kırmızı et sevmeyen kaşık kaşık tüketsin! Resmen protein ve kalsiyum ambarı: Kemikleri kolon gibi güçlendiriyor, dünyanın en sağlıklı peyniri
- Ilık suyla karıştırıp için! Göbekte biriken yağları eritiyor: Kalori yakımını hızlandırıyor
- Yemeklerin lezzetini 2 kat artırıyor! Zengin besin içeriğine sahip: Bakliyatların gazını alıyor, sindirim sistemini çalıştırıyor