RÖPORTAJ: YELDA İPEKÇİ

FOTOĞRAFLAR: MUZAFFER KANTARCIOĞLU

■ Stil tanımın nedir?

‘Moda geçer, stil kalır’ lafıyla Coco Chanel çok güzel özetlemiş aslında. Stil, insanın kendisini, bedenini ve ruhunu tanımaya başladığı zaman oluşuyor bence.

■ Bir günün nasıl geçiyor? Kişisel bakım ve giyinme sürelerin uzun mu?

Güne erken başlıyoruz. Kahvemi içmeden uyandığımı anlamıyorum. Sabahları müzik ve kahve rutinim vardır. Ama sonra çok kısa sürede hazırlanırım.

■ Kişisel bakım için kendince geliştirdiğin yöntemler var mı?

Öncelikle doğru bir şekilde temizlenmemiş bir cilde ne yapsanız boş! Ben dışarıdan değil içeriden, yani beslenmeyle işe başlamalıyız diye düşünenlerdenim. C vitamini bakımından zengin besinlerin cilde iyi geldiğini görüyorum. Doğal markaların keten tohumu, kayısı yağı kapsüllerini alıyorum. Bunlara ek olarak memnun olsam da mutlaka kullandığım kremleri arada bir değiştiriyorum. Bir de uyku çok önemli. Güzel, derin uyku almadığım zaman cildim hemen etkileniyor.





■ Eğitimini aldığın konuda planların var mı?

Ben iletişim fakültesi mezunuyum (sinema televizyon). Aslında kendi işimi yapıyorum ama öğrencilik yıllarında yönetmen olma isteğim vardı. Sonra psikoloji yüksek lisansına başladım, şimdi onu bitirmek istiyorum. Bu şimdilik tamamen kendim için ama ileride belki onunla alakalı bir şey de yapabilirim.

■ Giyim için ayırdığın yıllık bir bütçe var mı? Satın alırken nelere dikkat ediyorsun? Moda mı stilin mi karar verirken daha ön planda?

Alışveriş için öyle bir bütçe planlaması falan yapmıyorum. Gün geliyor hiçbir şey almıyorum bazen alışveriş modumda oluyorum, alıyorum. Değişiyor yani. Kesinlikle uzun zaman giyebileceğim, klasikleşen parçalar alıyorum. Tek kullanımlık, o dönemin flash parçasını asla almam. Zaten herkes alacak:)




■ 10 yıl sonra nerdesin, nasıl bir hayattasın? Hiç düşünüyor musun?

‘Biz plan yaparız kader de güler’ derler ya, ben de öyle düşünüyorum. En büyük temennim çocuklarımın sağlıklı ve mutlu olmaları.

■ TV programın beğeniliyor. Senin açından bu program ne ifade ediyor?

Gerçekten sadece moda konuşuyoruz, zevklerimizi paylaşıyoruz, bazen hayata karışıyoruz beraber. Televizyonda en önemli şey samimiyettir. Bu da çok şükür bizde var ve izleyicimize geçiyor.