İş insanları yoğun tempolarına rağmen sevdikleri şeylere vakit ayırmaya çalışıyor. Kimi at biniyor, kimi golf oynuyor, kimi dalış yapıyor. Efor mağazalarının Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Şeynova'nın tutkusu ise uçmak. Şeynova ile bu heyecanı yaşamak için buluştuk. Hem uçtuk hem sohbet ettik...
Hüseyin Şeynova ile Hezarfen Havaalanı’nda buluştuk. Heyecanlıydım. Yolcu uçağı dışında ilk defa uçuş yapacaktım. Başta biraz tedirgindim ama Şeynova beni rahatlattı. Çünkü bindiğimiz uçak, Cirrus-SR20... Bildiğiniz yolcu uçağından daha küçük, dört kişilik bir uçak. Ben Şeynova’nın yanındaki koltuğa oturdum. Kulaklıklarımızı taktık ve uçuşa start verdik. Nasıl mıydı? Tek kelimeyle müthiş! Uçak boyut olarak küçük olduğundan ön camdan ve yan camdan görüş imkanları çok iyiydi. Bulutların üstüne çıkmadık ama 1500 feet yükseldik. Kalkışı, inişi, ufak türbülansları büyük uçağa göre daha çok hissediyorsunuz. Uçuşu sevenler için hissiyatı çok yüksek. Anlatılmaz yaşanır ve şiddetle tavsiye edilir.
30 YILDIR UÇUYOR
Efor mağazalarının Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Şeynova, renkli bir iş insanı. Trafik varsa ve şirkete yakınsa birini çağırıp arabayı veriyor ve yürüyor. Yemek yapmaya bayılıyor. Yemeklerini kendi yapıyor. Baklava dışında yapamadığı yemek yok. Tez canlı, yerinde duramıyor. Bol bol yürüyor, koşuyor. Yazın yüzüyor, kışın kayak yapıyor. Sıkı bir Galatarasaylı. Uçmak ise onun için bir tutku. Çocukluğundan beri çok meraklı uçmaya. 1989’da pilotluk kursuna başlamış. 14 ay sonra bröve’sini almış. Yaklaşık 30 yıldır uçuyor.
Uçmak nasıl bir his?
Müthiş! ‘Anlatılmaz yaşanır’ derler ya tam öyle. Bu işi sevenlerin 10 rüyasından yedisi uçmaktır. Ben de öyleyim, uykumda bile uçuyorum.
Havacılıkta herhangi bir hatanın geri dönüşü yok. Bu sizi korkutmuyor mu?
Hayır. Uçağa her binişimde checklist yaparım. Küçük bir şeyi bile atlamamak gerekiyor. Havacılıkta kaza oranı diğer taşıtlara göre en düşüktür. Bunun sebebi de disiplindir. Disiplinsiz bir pilot kazaya mahkumdur. Ben uçuş yapan disiplinsiz birine henüz rastlamadım.
YETERİNCE PİLOT YETİŞMİYOR
Uçmak pahalı bir hobi, pilotluk da öyle. Bu yüzden mi yeterince pilot yetişmiyor?
Türkiye’de üniversitelerde pilotluk bölümleri var. Birkaç arkadaşım bana danışarak çocuklarını yönlendirdi ama çok maliyetli. Bu yüzden yeterince pilot yetişemiyor. Amatör olanlar için 20-30 bin Euro tutuyor. Devletin buna ön ayak olması gerekiyor. Bu işler Amerika’da sudan ucuz. Benimki gibi PPL-A lisanslı pilot da çok az.
İş insanı olmasaydınız pilot mu olurdunuz?
Yine iş insanı olmak isterdim. Ticarete yatkınım. Pilot arkadaşlarım var, hiç kolay bir hayatları olmadığını söylüyorlar. 20-25 bin saat uçmuş arkadaşlarım var. Bazı havayolu şirketleri çok çalıştırıyor.
Çocukluk hayaliniz...
Ticaretti... Babam muhasebe müdürüydü. Ailemizde ticaretle uğraşan biri yoktu. Ama ben çok seviyordum. Küçücükken niyet alıp dedeme çektirirdim. Burayı 1977’de kurdum. Şu an 32 mağazamız, 250’e yakın çalışanımız var. Efor’da erkekler için cüzdandan paltoya, deniz şortundan smokine kadar geniş ürün yelpazesi bulunuyor. Kaliteye çok önem veriyorum. Ben de bir Efor müşterisiyim.
MAALESEF TEMİZ BİR TOPLUM DEĞİLİZ
Seyahat etmeyi de çok seviyormuşsunuz.
Evet. Özellikle İtalya ve Fransa’nın güneyi favorim. Çeşme ve Alaçatı’ya gidiyorum. Yelken de yaparım. En sevdiğim şey tekne ve deniz. Kendi teknem yok, arkadaşlarımla takılıyorum. Eskiden tatil köylerini çok severdim ama şimdi ölsem gitmem. Yaşla ilgili olabilir. Sakin bir koya demirlemek, gittiğimiz adaları keşfetmek daha iyi geliyor. Bodrum, Göcek, Gökova’da inanılmaz sahillerimiz var. Ama dünyanın hiçbir yerinde sahiller bu kadar kirletilemez. Şnorkelle dalıyorum. Denizin altında yok yok! Arkamızda nasıl bu kadar çöp bırakıyoruz, anlamıyorum. Maalesef temiz bir toplum değiliz.
Fitsiniz. Spor yapıyor musunuz?
Bu kilo almış halim. Eskiden haftanın en az iki günü voleybol oynardım. Bel fıtığı ameliyatı olmadan önce futbol da oynardım. İyi kayak yaparım ama sevmem. Arkadaşlarıma ayak uydurmak için kayağa gidiyorum. Çocukken çok paten kayardım. Hatta patende ve kayakta derecelerim var. Yazları yüzüyorum. Bol bol yürüyorum.
GALATASARAY MAKUS TALİHİMİZİ YENDİ
Hüseyin Şeynova sıkı bir Galatasaray taraftarı. Galatasaray Divan Kurulu üyesi. Maçları kaçırmıyor, zaten locası var. “Galasaray’ın UEFA Şampiyonu olduğu yıl hiçbir maçı kaçırmadım. Altı yıl o serüveni büyük zevkle yaşadım. Eskiden de maçlara giderdik ama Türk takımları Avrupa’da pek başarılı olamazdı. İçimizde o eziklik vardı. Bunu İsmet Paşa’nın Sakarya Savaşı’na benzetiyorum. Galatasaray, UEFA Kupası ile ülkemizin futboldaki makus talihini yendi. Aynı dönemde o kadro, milli takımımızı da dünya üçüncüsü yaptı. Galatasaray’ı övmek için söylemiyorum, işin gerçeği bu” diyor.
LEYLEĞE ÇARPTIM ÇOK ÜZÜLDÜM
Ne kadar yükseliyorsunuz?
Şehirden şehre uçmadığım için kontrol uçuşu dediğimiz meydan turu yapıyorum. 1200-1500 feet yüksekliğe çıkıyorum. Bizim uçtuğumuz uçaklarda, görerek şartlarda uçtuğumuz için bulutların üstüne çıkmayız. Bu uçaklar 17 bin feet’e kadar çıkabilir. Ancak oksijen sorunu yaşamamak için 10 bin feet’in üzerine çıkmadık.
Ne sıklıkta uçuyorsunuz?
Bazen haftada iki kez... Bazen de bir ay uçmadığım oluyor. Yoğunluğuma göre değişiyor. Yanımda biri olursa hoşuma gidiyor ama genelde tek başına uçuyorum.
Kaza yaptığınız oldu mu hiç?
Ufak tefek şeyler oluyor. Ama genelde kolay çözülen problemler. Bir keresinde leyleğe çarptım, çok üzüldüm.
OTOMOBİL SEÇİMİ
Bu yaşıma kadar hep BMW kullandım ama şimdi Mercedes kullanıyorum. Sanırım tekrar BMW’ye döneceğim.
TÜRK ERKEKLERİ NASIL GİYİNİYOR?
Türk erkeklerinin giyim zevki fena değil. Ama kadınlar erkeklerden çok daha iyi giyiniyor. Tarz giyinen ünlüler de var. mesela Faruk Süren, Rahmi koç, Ali koç, Bülent Eczacıbaşı iyi giyinir. Onların üzerinde kötü bir ceket ya da gömlek görmedim. yakıştırmak önemli.
İŞ MOTTOSU
Zaman çok değerli. Her gün yeni bir şeyler öğrenmeli.
Yeniliklere açık olmalı, gündemden uzak kalmamalı.
Hep daha fazlasını istemeli.
Yeterli donanıma sahip olduktan sonra atılım yapmalı.
KISA KISA HÜSEYİN ŞEYNOVA
Çocukluğundan beri ticarete meraklı.
Erkek hazır giyim markası Efor’u 1977’de kurmuş.
Şu an Türkiye’de 32 mağazası, 250’ye yakın çalışanı var.
Birçok Türk spor kulübüne giyim sponsoru olarak da destek veriyor.
İki kez evlenip boşanmış. Ama evliliğe ve aşka inanıyor.
Bir kızı, bir de oğlu var. “Hayatta vazgeçebileceğim çok şey var. Ama ailemden, ülkemden ve dostlarımdan asla vazgeçmem” diyor.
GÜNÜ NASIL GEÇİYOR?
● Kaçta yatarsa yatsın 07.30’da kalkıyor. Alarm kurmuyor.
● Güne limonlu suyla başlıyor.
● Bol bol kahve içiyor.
● İşe arabasıyla gidiyor.
● Yazın her yere motosikletle gidiyor.
● Öğle yemeğini evden götürüyor. Götürmediği zamanlar iki kase çorba içiyor.
● Morali bozuksa yemek yapıyor. baklava dışında yapamadığı yemek yok. Gaziantep mutfağına bayılıyor.
● Haftanın beş günü çalışıyor.
● Pazar kahvaltılarını önemsiyor.
KEZBAN YILMAZ
- Sakın çöpe atmayın! Çamaşır suyu lekesini 5 dk içerisinde yok ediyor...
- Kıl köklerini kurutuyor! Gece sürünce etkisi sabaha kadar devam ediyor, 100 yıllık doğal epilasyon, cildi bebek gibi yapıyor
- Türkiye'de kendiliğinden yetişiyor ! Kanı temizleyip, organları yeniliyor: Vücudu dipçik gibi yapan bitki
- Siirt'te yetiştirilip dünyaya satılıyor! Kilosu 900 TL: Fiyatı pahalı ama ciltteki yaraları tarihe karıştırıyor, bitki değil doğal ilaç
- 1 hafta boyunca için! 7 günde 7 kilo verdiriyor, aç kalmadan zayıflatıyor, kaşık kaşık yiyince yağları cayır cayır yakıyor