Murat Divandiler, Romanlar’ın büyük modacısı. ‘Kobra Murat’ lakabıyla başta İvana Sert, Seda Sayan, Petek Dinçöz gibi isimlere kostüm dikiyor. Mide küçültme ameliyatıyla 60 kilo verdi. ‘Sınıf atlamak istemiyorum, Romanlığımdan mutluyum’ diyor. Kobra Murat, işi gereği ‘efemine’ göründüğünü söylüyor
RÖPORTAJ: CANAN DANYILDIZ
canan.danyildiz@posta.com.tr
■ Çok enteresan; ‘Roman’ denince bir ‘Kobra Murat’ efsanesi yaratmışsınız!
6 yaşından beri böyleyim; mahallede de yürürken herkes bana bakardı. Resim, beste yapmak, şarkı söylemek, tiyatro... Çocukları tüllere sarar oyunlar yazardım. Hep bir yaratıcılık! Herkesin evinde bir sandalyem vardı.
■ Neredeyse 60 kilo verince biz de baka kaldık!
Mide küçültme ameliyatı oldum, gençleşmiş hissediyorum. İçimden bir insan daha çıktı!
■ Hep şişman mıydınız?
5.5 kilo sumo güreşçisi gibi doğmuşum. Amcam Amerika’daydı, hazır mama getirirmiş. Annem de fakiriz, mamayı bir tas yerine bir tencere hazırlar yedirirmiş bana.
■Nasıl bir çocukluktu?
Muhitteki herkes ‘Murat’ım aşkım diye severdi’ beni. Pazara su satmaya giderdim.
■ Çocuk yaşta ev ekonomisine katkı?
Kağıt topladım sattım; pazar bitince soğan, patates, portakal toplardım, annem çürükleri temizler yerdik. Annem beni ‘Paşam erkeğim, starım, karısına da böyle bakacak’ diye severdi.
■ Anne deyince gözleriniz parladı...
Benden 16 yaş büyüktü; çok düşkündüm. ‘Kurnaz tilki, kuyumcu, garantici’ gibi lakapları vardı. Babamla çok aşık evlenmişler, şarkıları yarı yarıya söylerlerdi, ben aşk çocuğuyum...
■ Eğitiminiz ne?
İlkokul mezunuyum. Ama çok yaratıcıydım. Bir gün öğretmenim yaptığım resme bakıp, ‘Hangi ressama yaptırdın?’ diye kulağımı çekti. Çalışmam gerekiyordu. Babam, Balat’ta işçilere yemek çıkarıyordu, ona yardım ettim, aşçı yamağı oldum. İlkokul mezunuyum ama Seda Sayan’ı, İvana Sert’i, Petek Dinçöz’ü giydirdim; hadi başka biri yapsın bunu!
■ Moda merakı nerden geldi?
15 yaşındayken babam mont-kaban dükkanı açtı. Ben de montu kendim kesip biçip yorumluyordum. Annem öldüğünde; ‘Babanızı hemen evlendirin’ diye vasiyet etmişti. Babam 3 çocuklu biriyle evlendi. ‘Kardeşlerim için yaşacağım’ diye karar verdim.Soyumuz terziydi. Halam ‘Altın Makas Hanımağa’ lakaplıydı. Ben de bu işe başladım.
■ Sınıf atladınız mı peki?
Sınıf atlamak istemiyorum ki! Roman olmaktan, Balat’ta yaşamaktan mutluyum. 201 ödülüm var, Romanlar için çok mücadele verdim. Dünya Romanlar Onursal Başkanıyım, Roman Konseyi Sözcüsüyüm, Romanların aşiret reisi gibiyim. Son seçimlerde milletvekili adayı olarak ilk beni düşündüler ama politikaya girmek istemedim, Özcan Purçu’yu aday gösterdik. Bu kadar büyüyeceğimi, ‘Roman Modacısı’ olacağımı hiç düşünmemiştim.
“ASKERDE ‘ETiLERLi’YiM’ DEDiM”
■ ‘Romanlar, çingeneler, çocukları kaçırırlar’ diye büyütüldük, bu sizi kırar mıydı?
Çok sıkıntılar çektim bu konuda. ‘A be ya’ diye konuşmak isterdim, annem ‘ Murat’ım sakın öyle konuşma, çingene derler’ diye beni büyüttü. Ben Roman olmaktan onur duyuyorum.
■ E niye saklardınız ki o zaman?
Öyle olmaktan değil, Roman olmayanların gördüğü, yakıştırdığı doğru olmayan şeylerden utanırdım. Askere giderken annem, ‘Roman olduğunu sakla’ dedi. Ben de ‘Etilerli’yim dedim. Çok asilim, ‘Murat Bey aşağı, Murat Bey yukarı’. Bir gün Kibariye’nin programını seyrediyorum.
■ Eee?
Orduda da terzilik yapıyorum, Generale takım dikiyorum. Televizyon seyrediyoruz, aaa bir baktım ki Kibariye bizim mahallede! Yanındakiler arkadaşlarım; bu bilmem kim, öteki bilmem kim ! Foyam ortaya çıktı. Asker arkadaşlarım,’Bunları nerden tanıyorsun?’ deyince cevap veremedim ve hüngür hüngür ağlayıp Roman olduğumu açıkladım.
“Evde Erol Taş DIŞARIDA JANTiYiM”
■ Evlendikten sonra hayat nasıldı?
Evlendikten sonra, bir dükkan aldım. Mont, kaban dikiyorum. Kumaş alacak para kalmadı, kapıya ‘Tadilat yapılır-sökük dikilir’ yazdım.
■ Eee?
Mahalleden Sevim Abla geldi, ‘Bana namaz elbisesi dik’ diye rica etti. ‘Ben seni nasıl ölçerim be kadın?’ dedim. Sonra diktim. Herkes teravihde ona yandan yandan bakmış.
■ İşte parlamaya başlıyorsunuz!
Anaa sabah dükkanın önü huzur evi gibi! Yaşlı kadınlar parçalarını getirmişler, namaz elbisesi istiyorlar. Kadınlara dikmeye başladım.
■ Efemine görünmek niye?
Gerekli mi? Hayır, ben kadınlarla çalışa çalışa mecburiyetten böyle davranıyorum. Efemine değilim, işim geriği. Yavaştan jargonum değişti ‘bebeğim, güzelim, bitanem’ demeye başladım.
■ Saçlar?Giyim tarzı? Onlar da bu işin, şovun bir parçası mı?
Zamanla bir modacı ruhuna büründüm, saçlarımı uzattım, giyimim değişti. Daha ünlüler gelmiş değil ama kapıma!
■ Eşiniz bu değişime nasıl bakıyor?
Karım evde Erol Taş olduğumu biliyor! Evde Erol Taş gibiyim, dışarda Romanlar’ın ikonuyum, jantiyim! 3 evladım var, benden çekinir. Akşam yemeğinde mutlaka evde olurum.
■ Eşiniz kıskanç mı?
Çok. 154 kiloyken bile kıskanırdı. Benden daha sade bir karakterdir çok bakımlı, dikkatli bir kadındır. Evde yırtık pijamayla dolaşan benim. Emine ilkleri bende tatmış bir kadındır. ‘Senin terin bebek pudrası gibi kokuyor’ diye sever. Gerdek sabahı onu ipek gecelikleriyle bırakıp çalışmak zorunda kalmış bir adamım. Hanlardan kumaş parçaları toplar, arka sokaklardan taşır eve getirir, çocuk montları yapıp Çarşamba Pazarı’nda satardım.
■ Neden çöp topladığınızı sakladınız?
Zengin bir ailenin çocuğu sayılıyordum. O hallerimi görmesinler istedim. Kazandığım parayla kuyumcuya gider ona altın eldiven alırdım.
■ Şu an bana kapak oldu!
O eldiven olayından sonra karımın lakabı ‘Mısır Kraliçesi’ne çıktı. Ama çok güldüm o bana doğum günümde terlik aldı, tuvalet terliği. Olsun Eminemm, her şeyim...
'Eşimi 12 yaşında annem beğendi'
■ Eşiniz Emine Hanım’la kaç yıllık evlisiniz?
21. Emine 12 yaşında, annesi saçlarını kınalamış, koşturarak bakkala gidiyor. Annem bir baktı; güneşte aynı Şeker Kız Candy! Ben 19 yaşında şişko, ayı gibiyim.
■ Sonra...
Annem ‘Böyle bir gelinim olsun’ dedi; ‘Kızım ben sübyancı mıyım’ diye kızdım, sonra da askere gittim. Askerde annem vefat edince 45 kilo verdim. Gözleri açık kalmış, cenazesini kaldırınca gözleri kapandı. Önce Emine’nin annesinin babasının gönlünü fethettim, onların yanında çalışıyordum. Kızlarını aldım evlendim. Kızkardeşlerimi de evlendirdim. İflastan önceydi.
■ İflas mı?
Kız kardeşim güneşte ev ışıldasın diye altınları perdenin altına koyardı. Altınlar gitti.
“ROMANLARIN CEMiL iPEKÇiSi”
■ ‘Kobra’ lakabı nerden?
Bir gün sert, mafya gibi bir kadın içeri girdi; ‘Ben cimri Ayşe’ dedi. ‘Beni herkes çok cimri bilir, senelerdir aynı şeyleri giyerim; çocuklarıma ev alırım, kocamın marketleri var’ diye anlattı. Gaziosmanpaşa’dan geliyor, Roman. Bana da ‘Keskin Makas Murat’ diyorlar o zamanlar.
■ Eee?
‘Yılan Dilek’ diye bir terziye gitmiş, kadın çok para istemiş; ‘Seni duydum bana elbiseler yap, bu cimri lakabım kalksın. Düğünüm 9 gün sürecek, öyle kıyafetler yap ki herkes bana Seda Sayan’mış, Sibel Can’mış bu kadın desin’ dedi. Kadına bir kıyafetler diktim, içine lamba tak avize diye dolaş! Kostümler 150 kilo, mahallenin bütün kadınlarını işlemeci yaptım. Kadın benden yılan desenin elbise bir de kobra motifi olan bir taht istemişti. Kobra yılanın ağzından süzülüp kınaya çıkacakmış. Kadına pırıltılı taht yaptık, kobra yılanının gözlerine de yakutlarını koydum.
■ Düğüne davetli misiniz?
Kadın, dansla şovla sahneye çıkmamızı istedi. Bana yine para teklif etti, limuzin yollayacakmış, ‘Ama biraz değişik giyin, Ayşe modacısını getirmiş desinler’ dedi. Ben de yerlere kadar siyah bir pardesü diktim. ‘Matrix’ gibi! Takılar, tukular taktım.
■ O düğün milat oldu!
Türkiye’nin bütün zengin Romanları o düğünde! 1000 tane de kartvizit yaptırdım o gece için. Sahneye çıktım, hem şarkı söylüyorum, hem dans ediyorum. Kafamdan paralar dökülüyor! O arada o kartvizitlerimi sahneden bir fırlattım; millet kartımı kapışmak için birbiriniz eziyor!
■ Ama bilet tek yön, yeniden Balat’a fakir mahalleye dönüş...
Evet, şov bitti, beni limuzinle eve bıraktılar. Hani o külkedisi hikayesi var ya balkabağına dönüştüm resmen!
■ Sonra?
Sabah kartviziti kapan dükkana gelmiş! Beni bu tiple tanımıyorlar ama; hemen kapıdaki yazıyı söktüm ‘Kobra Murat, Romanların Cemil İpekçi’si diye yazdırdım...
■ Cemil İpekçi sizi çok seviyor!
Evet, ona özel bir aile pırlantamı hediye ettim, beni takdir ediyor...
■ Çok para kazanıyor musunuz artık?
Hayır, kendimi geçindirecek kadar. Annem gibi eve, altına yatırım yapıyorum. Cebimde 10 lira ile bile dolaşmam, sıfır para! Yine aynı mahallede oturuyorum, yaşıyorum; dükkanım yine aynı yerde. Kaçan kızlara, parası olmayanlara kostüm veriyorum bedava! Duaları yeter.
- Saç diplerindeki hassasiyet! Cildimizin sessiz uyarıları
- Şampuanın içine 2 damla atmak yetiyor! Saç köklerini coşturup yağlanmayı önlüyor, parıl parıl parlatıyor! Rapunzel gibi saçların sırrıymış
- Yüzde 100 gençleştirici doğal yağ! Kırışıklıkları karış karış açıyor: Kuru görünümü yok ediyor
- Alt karnı eriten tarif! Göbeğinden kurtulmak isteyen kaşık kaşık yesin: Kalori yakımını hızlandırıyor
- İlk hasat yapıldı! Bir ayda toplanıyor, herkes bayılıyor