Röportaj: Canan DANYILDIZ

canan.danyildiz@posta.com.tr

Bu yaşta, hala azimli bir aktör: Aydemir Akbaş!

Evet, 80 yaşındayım ve önümüzdeki sene 4 film için anlaşma yaptım bile. Bir tanesi de benim filmim. Kendim yöneteceğim, adı ‘Samanyolu’ olacak.

Hiç ölüm korkusu falan yok mu?

Of, ölümden ödüm kopar! Bir de iğneden! Galatasaray Lisesi’nde okurken hemşire daha kapıyı açarken bayılırdım!

Babanız hariciyeci olmanızı istermiş. Siz?

Oyuncu olmak dışında her şeyi hayal ederdim! Derslerden kaçmak için ‘Okuldaki Ahmet Kutsi Tecer tiyatrosuna provaya gidiyoruz’ diyorduk.

Allah’ın işi...

Evet, bize rol verdiler. Ünlü olmak, para kazanmak filan hiç aklımda yok! Sonra Haldun Dormen Amerika’dan döndü. Galatasaray Kulübü’nün arkasında cep tiyatrosunu açtı. Erol Günaydınlar filan hep birlikte oradaydık.

‘Türkiye’nin en iyi komedyenlerindenim’

İlk işiniz şahane!

Evet, sahneyi silip süpürüyordum! Haldun Dormen Küçük Sahne’ye geçince, orada sahne amiri oldum.

Yetenekli miydiniz? Arkadaşlarınızı güldürür müydünüz?

Çok ters adamımdır. Özel hayatımda arkadaşlarım bana gülerler filan ama, oyuncu olarak güldüreyim derdim hiç yok! Zaten bırak güldürmeyi, ilk tiyatro rolümde yuhalandım. Ben zoraki, rol verildi diye oyuncu olanlardanım.

İlk alkış aldığınız rolünüz?

64’te oynadığım ‘Keşanlı Ali’. Ekrem Bora ile 59’da oynadığım ilk filmim ‘Alevli Yıllar’dı bu arada.

Kısa boyunuzun, fiziksel görünümünüzün yıldız olmanıza katkısı var mı?

Var, Allah vergisi! Sokakta bu asık suratımı gören, hiçbir şey yapmasam bile gülüyor. Bunu ben söylemiyorum, Türkiye’nin en iyi komedyenlerindenim.

Bu kadar sinirli, kavgacı bir adam için acayip tezat!

Evet haklısın, bazen Bodrum’da İbrahim (Tatlıses) ile gezerken, ‘Aydemir Baba, büyüksün’ falan diyor insanlar. İbrahim çok kızıyor ‘Baba gülsene millete, niye böyle duruyorsun?’ diye.

“iYi Ki BABA OLMAMIŞIM!”

Beyhan Hanım ile aşık olarak mı evlendiniz?

Türkiye’nin en güzel kadınlarından biridir. Oyuncudur, bizim tiyatroda tanıştık. Bir gece sabah 4’te futbolcu Şükrü Gülesin’le evini bastık, kızı aldım! Babam da annemi silah zoruyla almış!

O kadar güzel bir kadın, biraz çirkin sizi niye sever?

Bendeki karizma kimde var! Bizde öyle ‘aşkım, geberiyorum’ yoktur! Evlenme yıldönümlerimizden sadece birinde, bir gül alıp gittim. Hediye almayı da vermeyi de sevmem.

Baba olmayı ister miydiniz?

‘İyi ki olmamışım!’ diyorum. Bu ortamda kızım kötü yola mı düşecek, oğlum gey mi olacak diye delirirdim.

Pişmanlıklarınız var mı?

Yazdığım 12- 13 tane senaryo, kitap, iş var... Bunları hayata geçiremezsem diye korkuyorum.

Çabuk mu gaza gelirsiniz?

Of hem de çok! Çok duygusalımdır! İbrahim (Tatlıses) de öyledir, 10 saniyede gaza geliriz!

İbrahim Tatlıses ve duygusal aşkları, kadınları...

O konuda hiiç konuşmayız! Özel hayatını bazen onaylarım bazen onaylamam. Bir tek Derya Tuna zamanında müdahil oldum o kadar. Ama kadınlar azgın kızım, İbrahim değil! Bir de kinciyimdir. Bir küstüm mü 30 sene sürer!

“Ben de kadına vurdum, tokat attım”

Yeni nesildeki kadın erkek ilişkilerine ne diyorsunuz?

50 senelik evliyim, daha karım Beyhan’ın dışarda elini tutmadım! Kalkıp da dışarda sevgilimin poposunu elleyeceğim, öyle mi? Yahu git, devir kadınların devri! Artık kadın adama diyor ‘Gel bu gece yatalım’! Biz lise çayında beğendiğimiz kıza değer miyiz acaba diye hayal kurardık!

Galiba iş bekarete kadar geliyor...

Türk erkeği kız oğlan kız ister, Türk erkeği döver. Ben de vurdum, tokat attım. Ha pişman oldum mu, evet oldum.

“İlk kez 80’imde özür diledim!”

Asabiyet nerden geliyor?

Babam Arnavut, annem Karadenizli Laz. İkisinden geliyor! Tasarım harikasıyım. Hiç sohbet edemem, tartışamam, çünkü hemen hakarete başlarım. Sen haklı olsan bile, ben haklıyımdır. Karşımdakine söz hakkı tanımam!

İnsanın kendini bilmesi ne iyi şey!

Bak ilk kez 80 yaşında geçenlerde birinden özür diledim. Ona burda yumruk atmıştım. Sabah kalktım pişman oldum ve mesaj attım: ‘Özür dilerim’ diye. Ondan önce de birini dövdüm ama ondan özür dilemedim.

En çok neye sinirlenirsiniz?

Yalakalığa, yalana, egoistliğe...

Kolpaçino film galasında bile sinirden takma dişleriniz fırladı!

Şu anda da sana gelirken dişlerimi evde unuttum! Normal hayatta dilimin kemiği yok, küfrü basıyorum! Bazı insanlara yakışıyor; Gönül Yazar, Seda Sayan, Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar gibi...

Filmleri de ondan mı iş yapıyor?

Bunları diyenler salak, cahil ve hıyar! Sadece küfürle gişe yapılır mı! Bu nesle acıyorum. Sevgilinize mektup yazmayı bilmiyorsunuz. Tuvalette afedersin bilmem neyini yaparken mesaj atıyorsunuz! O kokunun içinde aşk mı olur ya!

Eski camlar bardak oldu mösyö!

Biz erkek başımıza Beyoğlu’na çıkamazdık. İzinsiz çıktım diye Alkazar Sineması önünde bir aile dayağı yemişliğim var ki; anam! Şimdi kız kıza millet gece kulübüne gidiyor.

Aman sizin zamanınızın pavyonlarını da biliyoruz!

Bir dakika! Lütfen! Eski pavyonları, gazinoları şimdikiyle karıştırma! Payvona bile ailenle giderdin! Pavyonda okul taksidimi yediğim var be benim! Lise arkadaşlarımızla kaçıp gitmiştik!

Pavyonu öveni de hiç görmemiştim!

Rahmetli Fahrettin Aslan, Dündar Kılıç, Bornovalı Nuri... Bunlar çok saygıdeğer insanlardı kızım. Sahneye dönüp bakmazlardı. O zamanın kabadayısı da gerçek kabadayıydı. Belinde silahı yoktu!

Farklı bir namus anlayışı!

Beyhan’la boşandım, 1 ay ayrı kaldım, benim olduğum gazinoya gelemezdi. ‘Atın dışarı’ derdim, aynı yerde bulunmazdım bile!

“Türkan ve Fatma’nın erotik filmleri var”

Yılmaz Güney’le de yakın dostmuşsunuz...

Evet, çok! Yılmaz beni sayar severdi. Hatta hep derim, Haldun Dormen beni ‘Yer Demir, Gök Bakır’ oyununa çağırmasaydı, Yılmaz’ın Adana’da o savcıyı vurmasını engellerdim. Çünkü ona 2 şartımdan biri şarjörünü bana vermesi, diğeri de hız yapmamasıydı! 2 kere arabayla uçtuk. Bende çok sırları vardır.

Gelelim porno filmlerinize...

Bir kere şunu netleştirelim; benimkiler porno değil, erotik filmdi. Araya parça konuyordu parça! Ona bakarsan Türkan Şoray’ın da, Fatma Girik’in de erotik filmlerinde parça koydular! ‘Yabancı parça’ denir ona. Aşırı sahneleri biz çekmezdik.

Peki erotik film işi nerden çıktı?

Biz silah zoruyla porno filmde, erotik filmde oynadık! Yeşilçam batıyordu, mecbur kaldık. Ben, Ali Poyrazoğlu, Bülent Kayabaş kurban seçildik.

Çok para kazandınız mı?

Bu filmlerden çok para kazandım ama çok da harcadım, bitirdim. Karılarla değil ama!

Hiç aldattınız mı peki?

Yok hiç! Aldattımsa bile şu an diyebilir miyim? Kadın evde anamı beller! Tek gecelik ilişkilere vaktim yok! Benim hayatıma arkadaş olarak girmek bile 5 yıl sürer. Bir de saygımdan yapmam! Ya Beyhan öğrenirse? Ha bir de hastalık kaparsam diye çok korkarım!

Erotik fimlerde oyuncu bir şey hisseder mi?

Kadın güzelse, temizse tabii hissedersin! Hatta ben sevişme sahnesini uzatırım!

“Beyhan’la 50 yılda 4 kez evlenip 3 kez boşandık!”

Beyhan Hanım’la kaç yıldır evlisiniz?

50 yıldır! 4 kez boşandık, 3 kez evlendik! Hala evliyiz!

Niye boşanıp aynı kadınla evlendiniz?

Eften püften sebepler! Zeytinyağlının yağı az olmuş, külü şuraya döktün gibi... Mahkemede şahitlerimiz de Nevra - Metin Serezli’ydi her seferinde.

Niye çocuk sahibi olmadınız?

İlk çocuğumuz prematüre doğdu. Kedilerden hamile kadınlara geçen ‘toxoplasma’ enfeksiyonu yaşadık. Bu hastalık ilk kez Beyhan’da keşfedildi. Bir daha da çocuğumuz olmadı.

"Beni sağcısı da solcusu da sever"

Erotik filmlerde oynamanıza rağmen saygınlığınız var...

Ben milletin ilgisinden sıkılmıyorum, yapım bu. Biri sana ‘baba, abi’ diyecek kadar yakın hissediyorsa bu müthiş bir şeydir. Her takımdan her kesimden arkadaşım vardır. Aziz Yıldırım da yakın dostumdur, rahmetli Süleyman Seba da öyleydi.

Bunların dengesini tutturmak zor değil mi?

Süleyman Seba vefat edene kadar her gün 1 ay yanına gittim. Beni sağcısı da sever, solcusu da. Çok dürüstümdür. Bende yalan yok!