Türkiye’nin en büyük, en güçlü kadın seslerinden Kamuran Akkor, bayramın ilk günü herkese sürpriz yaparak ‘Dargınım’ isimli bir single çıkardı. Ünlü sanatçı ile hem bu yeni single’ı hem de hayatı konuştuk. Akkor, gerçek anlamıyla yıllara meydan okuyor. Ona göre güzel yaşamın sırrı, hoşgörüden ve sevgiden geçiyor. Alev Gürsoy Cimin / alev.gursoy@posta.com.tr
Bayramda sevenlerinize sürpriz yaptınız. ‘Dargınım’ isimli bir single çıkardınız. Hayırlı olsun...
Çok teşekkür ederim. Bizim için de çok iyi oldu. Bir bayram hediyesi oldu sevenlerimize. İsmi ‘Dargınım’ ama ben kimseye dargın değilim. (Gülüyor) Ayrıca bayramlar barışma zamanlarıdır. Kimse kimseye dargın olmasın. Elenor Plak ile ‘Arabeske Devam 2’ albümünün ilk single çalışması ile karşınızdayız. Müslüm Gürses okumuştu bu şarkıyı daha önce...
KATS Sahne nasıl gidiyor?
Çok iyi gidiyor. İyi ki açtık onu. Koro çalışmalarımız da çok şahane gidiyor. Konserlerimiz oluyor ve genç yetenekleri destekliyoruz. Ben zaten gençlere destek vermeyi çok severim.
Türkiye'nin ilk arabesk müzik grubu İstanbul Arabesque Project ile düet yapmanızdan anlamıştım genç yeteneklere destek verdiğinizi...
Çok severek dahil olduğum bir işti. Çok da güzel bir çalışma oldu ama onların İstanbul dışında çok ekstraları oluyordu. KATS Sahne’miz çok yoğun olduğundan pek katılamadım.
HİÇBİR ZAMAN HADDİMİ DE SINIRLARIMI DA AŞMADIM
Türkiye müzik tarihinde çok sayıda ödülün sahibiniz. Herkese nasip olmaz bu. Ne hissediyorsunuz?
Ah! Çok naziksiniz. Teşekkür ediyorum. Sesim Rabbimin bana en güzel hediyesi. Ben de o emaneti iyi taşımak ve iyi kullanmak için elimden geleni yaptım. Hiçbir zaman ne oldum delisi olmadım. Sesime hor davranmadım. Haddimi de, sınırlarımı da aşmadım.
Bir Kamuran Akkor günümüzde kolay kolay yetişmiyor galiba. Neden sizce?
Estağfurullah. Elbette arkamızdan gelen çok güzel sesler var fakat bazı şeyler çok önemlidir bizim meslekte. Bir kere mesleğime çok saygılıydım ben. Herkesin de öyle olması lazım. Yaşantınıza dikkat etmeniz ve çok çalışmanız lazım. “Ben oldum, ben star’ım, ben assolistim, benim yerim doldurulamaz” diye bir şey yok. Bu hayatta herkesin yeri dolduruluyor. Star gibi yaşadım ama sıradan vatandaş gibi mütevazıyım. Gerçek samimiyet tüm kalpleri fetheder. Aynada başka, kamerada başka olunmaz. İşinizi çok ciddiye alacaksınız ve çok çalışacaksınız. Birdenbire kimse bir şey olamaz. Bütün işlerde bu böyledir.
Sizin döneminizde sanat camiası daha da zormuş, değil mi?
Bizim dönemimiz her yönüyle zordu çünkü teknoloji gelişmemişti. Müzikseverler ve halkla iç içe olabilmek için çok fazla konsere çıkıyorduk. Gazinolarda zaten çıkıyorduk. Tabii yorucuydu ama çok da keyifliydi. Uzun saatler çalışıyorduk o zamanlar. Çarşamba ve pazar günleri haftada iki gün matine yapıyorduk, ekstralarımız oluyordu. Çok güzel geçti hayat...
Sizler ulaşılmazdınız. Şimdi sosyal medya çıktı ve tüm sanatçıların her şeyini görüyoruz, biliyoruz. Sizce bu, bu meslek için avantaj mı?
Bu dönemin de başka güzellikleri var. O dönemde gazinolar çok dolu doluydu. İç içe oluyorduk. Eskiden konserlerim daha fazla oluyordu ama şimdi seyrekleşti. İnsan ister istemez çok özlüyor. O dönem daha samimiydi sanki... Şimdi de gazinolar var ama ufak. Bir ya da iki sanatçı arkadaşımız çalışıyor sadece. Bizimki gibi dolu dolu 10-15 kişilik kadrolar yok öyle...
BANA YAKIŞAN BİR DİZİDE SEVE SEVE ROL ALIRIM
Keşke yeni dizilerde de sizi görebilsek, sesinizi duyabilsek... İstemez misiniz?
Vallahi arzu ediyorum. Bana yakışan güzel bir dizide hem sesim hem görüntümle seve seve rol alırım. Ama güzel bir rol olması lazım. Senaryo önemli. Seçiciyimdir ben. Bana yakışan uygun bir senaryo olmalı.
AŞIRI DERECEDE UTANGAÇ BİRİYİM
Siz dışarıdan çok dişi ama çok sert bir kadın olarak görünüyorsunuz. Normalde nasılsınız?
Aslında çok sakin ve sessizimdir. Ben aşırı derecede utangacım. Belki de utangaçlığım beni sert gösteriyordur.
Türkan Şoray gibi misiniz yoksa siz de?
Aynen, o da öyledir. Dünya hanımefendisi, utangaç ve heyecanlıdır. Çekingen olduğumuz için soğuk görünüyoruz belki de. Ama iç dünyam bambaşkadır. Bizler mütevazı insanlardık, öyle yaşadık. Çok kazandık zamanında ama benim de eşimin de hiç para hırsı olmadı.
YEŞİLÇAM FİLMLERİNE DENK GELİNCE GÖZLERİM DOLUYOR
Size ‘Arabesk’in kraliçesi’ de derler ‘damar şarkıların ustası’ da... Oysaki siz Batı müziği de okudunuz, hafif müzik de, tutkunu olduğunuz Türk sanat müziğini de...
Eşim Vasfi Uçaroğlu’nun orkestrası ile 1968’in başlarında tanıştım ve Sezen Cumhur Önal Abi’nin ‘Aşk Eski Bir Yalan’ şarkısı ile duyurdum sesimi. 1972 yılında İstanbul Belediye Konservatuarı Klasik Türk Sanat Müziği Bölümü’ne girdim. Altı yıllık tahsili, beş yılda birincilikle bitirdim. Diğer yandan gazino çalışmalarım vardı. 1978 yılında assolist olarak Türk sanat müziğine döndüm. Hem sahnelerde hem televizyonlarda program yaptım. Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur gibi çok değerli sanatçı arkadaşlarımın şarkılarını okudum. Altın Plak Ödülü aldım.
Sizlerin söylediği aşk şarkıları bile bir başkaydı sanki...
Şarkıyı söylerken hissedeceksiniz, yaşayacaksınız...
Yeşilçam filmlerinde de en fazla sizin sesinizi duyardık...
Evet, hâlâ denk geliyorum o eski filmlere, gözlerim doluyor. Ne güzelmiş Yeşilçam... Birkaç sanatçı arkadaşımıza ses vermiştim. Aynı zamanda kendim de film çevirmiştim. Altı-yedi filmde başrol oynadım.
EŞİMİ KAYBETTİKTEN SONRA HERKESİ AFFETMEYE BAŞLADIM
Sizin furyada Gülden Karaböcek, Gönül Yazar gibi isimler vardı. Onları rakibiniz olarak gördünüz mü?
Hayatım boyunca hiç kimseyi kıskanmadım. Orkestraya girer girmez plağımla kendimi duyurdum müzikseverlere... Hiçbir zaman kimseyle yarışmadım. Hepimiz alanımızda çok iyiydik. Kendimle uğraşmaktan kimseyi görecek vaktim yoktu. Çok koşturuyordum, çok plak yapıyordum ve çok satılıyordu. Eşimle birlikte çok uğraş verdik.
2011’de eşiniz, ünlü baterist Vasfi Uçaroğlu’nu kaybettiniz. Çok sarsmıştı sizi...
Hâlâ toparlanamadım ki... Üzüntüm gün geçtikçe daha da ağırlaşıyor. Siz bunu sorunca bile gözüm dolu dolu oldu. Allah kimseye böyle acı vermesin. Çok kıymetli, çok değerli, çok iyi insandı. Allah’a şükrediyorum ki, öyle birinin eşi olmuşum. Belki bu kadar iyi bir insan olmasaydı çoktan unuturdum. O bana Allah’ın bir lütfuydu. Sesini bile yükseltemezdi bana... Eşimi kaybettikten sonra herkesi daha çok sevmeye ve affetmeye başladım. Hoşgörüm çoğaldı.
Şu sıralar o kadar çok erkek şiddeti haberleri duyuyoruz ki, inanın böyle şeyleri duyunca iyi geliyor...
Sormayın, Allah akıl fikir versin! Bize ne oluyor, anlamıyorum! Herkese bolca akıl dağıtsın Allah’ım. Sinirli, agresif ve birbirini sevmeyen garip insanlara dönüştük. Nedenini bir bilsem! İç dünyamızı temiz tutmaktan başka çaremiz yok. İyi niyetli, hoşgörülü, sabırlı olmalıyız.
Geçmişle bugün arasında ne gibi farklar var sizce?
O dönemde de böyle şeyler vardı da, bu kadar göz önünde değildi.
ÇOK YÜZÜYORUM VE JİMNASTİK YAPIYORUM
72 yaşındasınız ve ne görüntünüzde ne de sesinizde bir değişim var. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
Vücudunuza, sesinize, sanatınıza saygınız olursa kendinize iyi bakarsınız. Yaşantıma çok dikkat ediyorum. Yazın çok yüzüyorum ve jimnastik yapıyorum. Yaz kış mutlaka yürüyüş yaparım. Yediğime içtiğime dikkat ederim. Zararlı içecekler tüketmem.
Bugünkü müzik sektörüne baktığınızda ne görüyorsunuz?
Batı müziğinde olsun, arabeskte olsun çok iyi sesler var ama bizim zamanımızdaki gibi gazino kültürü olmadığı için onları çok yakından göremiyoruz. Konserler ve dijital ortamlar da olmasa yandılar. Eski gazino kültürü olsa ne sesler duyardık!
Eskilerden en çok neyi özlüyorsunuz?
Herkesi çok özlüyorum. Yeniler de çok kıymetli, ayrım yapamam ama geçmişte de çok değerli sanatçılar vardı. Çoğu rahmetli oldu, nur içinde yatsınlar. Tabii çok güzel günlerdi. Bugünlerin de değişik bir havası var. Artık her şey daha dijital oldu. Televizyonun yerini internet ve sosyal mecralar aldı.
Yeni jenerasyondan ‘star’ diyebileceğiniz biri var mı?
Yeni arkadaşlarımız arasından çok beğendiğim, değerli sesler var tabii. Bir yere gelen, zaten boşuna gelmemiştir. Ama kim star, kim değil bunun ayrımını ben yapamam. Kimse boşuna büyük isim olmaz. Demek ki günümüzde de iyi sanatçılar var.
- Pazarda yüzüne bakılmıyor! Damar tıkanıklığını çamaşır suyu gibi açıyor, organlardaki iltihabı söküp atıyor
- Probiyotik deposu besin! Bağırsakları harıl harıl çalıştırıyor: Yemekten sonra kase kase tüketin
- Pazarda gören torba torba alıyor! Tıkanan bağırsakları makine gibi çalıştırıyor, yeni doğmuş gibi tertemiz yapıyor
- Yüzde 100 botoks etkisi yapıyor! Gece 1 damla süren sabah 10 yaş gençleşiyor, bütün kırışıklıkları silgi gibi siliyor
- 1 gecede 18 yaşına döndürüyor! Kırışıklıkları silip süpüren formül: Ciltteki fazla yağı emiyor, lekeleri 2 ton açıyor