Huzurlarınızda şahane bir aile var; Fatih-Şebnem Kısaparmak çifti ve sesiyle herkesi büyüleyen, 17 yaşındaki oğulları Kaan Kısaparmak! Fatih Bey, 20’nci albümü ‘Bu Şehir Benden Sorulur’u çıkardı, oğlu Kaan, ‘Eğilmem’ isimli albümüyle çıkış yaptı, Şebnem Hanım ise ‘Nice Nice Yıllara Sevgilim’ albümünü hazırladı. Ve bu çekirdek aile, Kanal D’deki ‘Şarkılar Seni Söyler’ programında Türkiye’yi salladı. Sanatçı aileyle buluştum. Sohbetimize ortak olun.
Sizin gibi güzel bir aileyle buluşmak ne büyük mutluluk! Şimdi de oğlunuz Kaan’ın sesiyle tanıştık…
Fatih Kısaparmak: Kaan’la gurur duyuyoruz. Armut dibine düştü, boynuz kulağı çoktan geçti. Ben Kaan’ın yaşındayken onun kadar başarılı ve verimli değildim; besteci, aranjör, iyi bir müzisyen... Kaan’la ve diğer oğlumuz Ozan’la gurur duyuyoruz.
Şebnem Kısaparmak: Ben Kaan’a hep güvendim ve bu çıkışı bekliyordum. İnanılmaz çalıştı, sabahlara kadar stüdyodan çıkmadı. Çok güzel bağlama çalıyor. Eline aldığı her enstrümanı çalabiliyor. Hatta kendi icadı bir enstrüman bile var.
Kaan Kısaparmak: Kendi oluşturduğum bir teknik var. Perdesiz bağlamayı uda çevirdim. Herkesten bir şey kapmaya çalışıyorum. Babam, “Her yöreden bir türkü elde etmeye çalıştık” derdi; ben de türkü mozaiği oluşturmaya çalışıyorum.
‘Şarkılar Seni Söyler’de tüm aile muhteşemdiniz, izleyenleri ağlattınız. Ne hissediyorsunuz?
Ş.K.: Programa sadece Fatih’le katılacaktık; Kaan’ı düşündük sonra… Babası bilmiyordu çıkacağını, şok geçirdi. Kaan Türkiye’yi salladı. O gece Instagram hesabım kilitlendi. Büyük bir gurur. 19 yaşında TRT’ye girdim. Meslek hayatım boyunca o gece heyecanlandığım kadar heyecanlanmadım. Oğlumun ekrana çıkıp o şarkıları söylemesi, o olgunluğu gösterebilmesi harika! O gece Kaan da ‘-mış’ gibi davranmadı; kendi oldu. O yüzden Türkiye onu sarıp sarmaladı.
F.K.: Ben 21 yaşında ilk kitabı yayımlamış bir insanım ama oğlumun yaşattığı, bambaşka bir gurur. Bu, bir babanın hayatında yaşayabileceği en güzel duygu olsa gerek. Kaan’ın bu yaşta ekrana çıkmasını istemiyorduk. Önce eğitimini tamamlasın istedik ama Polat Yağcı, “Bu çocuk bir gecede Türkiye’yi sallar” dedi. Öyle de oldu.
20 YILDIR ÖZGÜN MÜZİKTEN İYİ BİR BESTECİ ÇIKMADI
Kaan, henüz 17 yaşındasın ve “Eğilmem” diyorsun şarkında. Neler hissediyorsun?
K.K.: ‘Eğilmem’, aslında bir aşk şarkısı ama isminden siyasi gibi algılanabilir. 20 yıldır özgün müzikten iyi bir besteci çıkmadı. Sadece şarkı söylemekle olmuyor demek ki... Bu albümde benim için çok önemli bir isim var, Osman İşmen… Kendisine tekrar teşekkür ediyorum. Albüm çok güzel oldu. ‘Eğilmem’ şarkısının bu kadar tutulmasının sebebi, özgün müziğin yeniden çıkış yapabilmesi olmalı.
FATİH KISAPARMAK: ‘ALLAH BENİ ŞÖHRET OLMAKTAN KORUSUN’ DERDİM HEP
Adınız hiçbir zaman skandallara karışmadı; hep sanatınızla andık sizi. Bu bilinçli bir tercih miydi?
F.K.: Ünlü olmayı önemsemiyoruz. Kaan’ın yaşadıklarını 1990’da yaşamıştım ama hayatımda değişiklik olmadı. Çünkü bizler orta halli, Anadolu kökenli, memur ailelerin çocuklarıyız. “Allah beni şöhret olmaktan korusun” derdim hep. Sadece halk konserleri verdim. Konser sonunda, otel odamda mutluluktan ağlarken “Beni şımartma Allah’ım” diye dua ettiğimi bilirim. Annemiz, babamız nasıl yaşadıysa biz de öyle yaşadık.
Ş.K.: Normal bir aile gibi yaşadık. Ekranlara halkımızın baktığı yerden bakıyoruz.
ÜNLÜ İKİ İNSANIN ÇOCUĞU OLMAK AVANTAJ GİBİ GÖRÜNEBİLİR AMA DEĞİL
Anneni ve babanı senden dinleyebilir miyiz Kaan?
K.K.: Bugüne kadar hep arkamda durdular. Yanlışım olduğunda da söylediler, uyardılar. Ben onları üzecek bir şey yapmadım. Ünlü iki insanın çocuğu olmak avantaj gibi görünebilir ama değil. Onların çocuğu olmaktan çok memnunum. Sesimin rengini babamdan, gücünü annemden aldım.
Kaan, hep ciddi misin böyle?
K.K.: Çok duygusalım ama bunu dışarı yansıtmıyorum. Bence ciddi olmak daha güzel. Şımarmamak gerekiyor. Çağdaş ve demokratım. Milliyetçilik duygularım var ama din, dil, ırk ayrımı yapmam. Milliyetçiliğin siyasetle alakası yok.
Anneci misin, babacı mısın?
K.K.: Ayrım yapamam. Biz dört kişi, bir yüreğiz. Ağabeyim Ozan da çok yetenekli. 13 yaş fark var aramızda, çok iyi anlaşıyoruz. Ailecek beste fabrikası gibiyiz. Bağlama çalarız, beste yaparız, şiir okuruz.
ORHAN GENCEBAY’IN ŞARKILARI ARABESK DEĞİLDİR İÇİNDE ROCK DA VARDIR
Hangi tarz müzikleri dinlersin?
K.K.: Bence özgün müziğin tanımı yanlış. Türk Halk Müziği, alt yapısından gelir. Her Arap ritmi kullanılan parça arabesk değildir. Üçünün de çok ayrı özellikleri var. Orhan Gencebay’ı çok severim; şarkıları arabesk değildir. Bir tür çeşitlemedir. İçinde rock sound’u da vardır.
TÜRKİYE ORTADAN ÇATLADI, BİZ TOPLUMU MAYALAMAYA GELDİK
Hiç reklam yapmıyorsunuz. Kendinize çok mu güveniyorsunuz?
F.K.: Her yağın reklamı var değil mi? Peki, hiçbir yerde tereyağının reklamını gördünüz mü? İşte biz tereyağı gibiyiz. Reklamımız olmasa da her evde varız.
Ş.K.: Türkiye son zamanlarda ortadan çatladı. Biz bu toplumu mayalamaya geldik. Biz Türkiye’nin mayasına karışmış bir aileyiz. Artık bu kin, nefret bitsin. Hepimizin ayrı ayrı ideolojileri, siyasi görüşleri var. Bu farklılıklar bizim zenginliklerimiz… Ne olur ortak paydalarımızda buluşalım.
Kaan, ünlü anne-babanın çocuğu olmanın bir avantaj olmadığını söyledi. Buna ne dersiniz?
Ş.K.: Birinin ‘oğlu’ veya ‘eşi’ olarak yola çıkmak çok rahatsız edici. Mesela ben haber spikerliğini bıraktım, şiir albümü çıkardım. Fatih’le tanıştığımda TRT’de program sunuyordum. Fatih yeni yeni ekrana çıkıyordu. Kaan babasının gölgesinde kalabilirdi ama yeteneğini gösterdi. Ünlülerin çocuklarına bazen çok haksızlık ediyor. Günah bu çocuklara…
F.K.: Kaan’ın müzikal manada 17 kişilik bir senfonisi var. Geleneği geleceğe taşımak için iyi bir öncü olacak.
OYUNU KURALINA GÖRE OYNASAYDIK 10 APARTMANIMIZ OLURDU
20’nci albümünüzü yaptınız ama 10 yıldır sesiniz çıkmadı. Çalışmadığınız dönemde nasıl geçindiniz?
F.K.: Hırslı insanlar değiliz. Oyunu kuralına göre oynasaydık, 10 apartmanımız olurdu ama şimdi sadece başımızı sokacağımız bir evimiz var. Yetinmeyi biliyoruz. Maddiyatın, makamın, şöhretin, gençliğin, güzelliğin hiçbir şey ifade etmediğinin farkındayız. Sanattan başka hiçbir iş yapmadım. Evin maliye bakanı Şebnem’dir.
Ş.K.: Ekonomi mezunuyum. Ekonomistliği evde yapıyorum. Sırt sırta verip çalıştık. Bu arada biz sadece halk konserleri veriyoruz.
F.K.: İstanbul’a ilk geldiğimizde evimiz meşhur bir gazinonun yakınındaydı. İçeriye giremezdik çünkü duyardık ki maaşımızın 10 katı hesap geliyormuş. Yakınında bir çay bahçesi vardı; çayımızı içip müziği duyardık. Yıllar sonra aynı gazinodan bana astronomik rakamlarla sahne teklifi geldi. Kabul etmedim. Halk konserleri veririm sadece. Cebine 20 lirası olan insan da gelip beni dinleyebilir. Çok para kazansan da nereye götüreceksin?
‘Bu Şehir Benden Sorulur’un hikayesi ne?
F.K.: Sözler Şebnem’e ait, bestesini ben yaptım. Mutfakta sadece yemek pişmez, beste de yaparız biz orada. İyi beste etle tırnak gibidir, aşıkla maşuk gibidir...
Ş.K.: Benim de yeni bir albümüm var. Adı, ‘Nice Nice Yıllara Sevgilim’… Ailecek, üçümüzün de albümü çıktı. Sürpriz bir eserim var. O eseri Kaan okuyacak. Benim albümümde de üçümüz bir araya toplanacağız.
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Akrep, Yengeç, Başak ve diğer burç yorumları
- Göz altı morluklarını silip süpürüyor! Kazayaklarını yok ediyor: Kan dolaşımını hızlandırıp şişliği azaltıyor
- Muz yedikten sonra bu hatayı yapmayın! Mideyi davul gibi şişiriyor: Sindirim sürecini zorlaştırıyor
- Elektrik faturasını yarı yarıya düşürüyor! Buzdolabına 1 parça koymak yetiyor, enerjiden tasarruf sağlıyor!
- Padişahların doğal şeker ilacı! Egzamanın en doğal çaresiymiş, tıkalı damarları yağ çözücü gibi açıyor! İbrahim Saraçoğlu'nun da favorisiymiş