Hücre ve doku üzerine çalışmalar yapan Dr. Aysel Yurtsever'le yurt dışından da yakınen izlenen çalışmaları üzerine konuştuk
Röportaj: Seral CUMALI
Kök hücre çalışmaları bilim ve teknoloji gündeminin en önemli ve en çok tartışılan konularından. Günümüzde kök hücreleri yıpranmış dokuların ve çeşitli hastalıkların tedavilerinde umut ışığı oluyor. İstanbul Teknik Üniversitesi KOSGEP Teknoloji Geliştirme Merkezi bünyesinde hücre ve doku üzerine araştırma yapmak üzere Demet Sabancı Çetindoğan’ın desteğiyle kurulan ONKİM Sağlık Bankası’nın laboratuvarlarında kök hücrelerden kıkırdak ve kemik dokusu, damar dokusu üretiliyor.
ONKİM’in başında bulunan Dr. Aysel Yurtsever, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra Londra’da ümminoloji üzerine çalışmalar yapmış. 78’de yurtdışında bu konudaki çalışmalarına başlayan Dr. Aysel Yurtsever, 3 yıl Londra, 2 yıl Paris, geri kalan zamanda da Almanya’da bulunmuş. 2005’te ise Türkiye’ye gelip çalışmalarını burada sürdüren bir bilim kadını. Hep çalışmaları hücre ve doku üzerine olmuş. Dr. Aysel Yurtsever’le yurtdışından da yakınen izlenen çalışmaları üzerine konuştuk. Öğrendik ki, Türkiye’de de bu konuda önemli gelişmeler var. Bunlardan biri de kişiye yönelik hücresel kanser aşısı...
Dünyada doku üretimi konusunda neler yapılıyor? Türkiye bu çalışmaların neresinde?
Bu konuda Amerika, İngiltere ve İran çok gelişmiş. Dünyada kalp kapakçığı, deri, göz korneası ve kas da yapılıyor. Deri oluşumu üzerine çalışılıyor. Bizde ise daha kıkırdak ve kemik dokusu ile damar dokusu üretiliyor.
Doku üretimi nasıl gerçekleştiriliyor?
Doku mühendisliği tıp ve mühendislik dallarının, yani iki farklı mesleğin bir araya geçtiği bir mühendislik dalı. Vücudun doku hücrelerinden bir parçacık alınıyor. Bu parçacık laboratuvarda üç boyutlu olarak yapılandırılıyor. Mesela bir iskelet alıyorsunuz, bu insandan da, hayvandan da olabilir, organik de olabilir inorganik de. Bu iskeletlerin üzerine laboratuvarda üç boyutlu kültür oturtuluyor. Yani kendi hücrenizle kaplanıyor. Hasar vücutta neredeyse, hangi organdaysa ona göre hücrelerin çoğalması sağlanıyor. Yeterli çoğalma olunca hastaneye gönderiliyor. Ameliyatla hasarlı doku çıkarılıyor, yerine bu yeni oluşturulmuş doku konuluyor.
Bu işlemler ne kadar sürüyor?
Bu üç boyutlu kültür işlemleri laboratuvarda 8-14 gün sürüyor. Hastaya verildikten sonra 6 aya varan bir iyileşme dönemi, yani vücuda adaptasyonu var. 6 ay sonra film çekildiği zaman yeni dokuyla uyum sağlamış olduğu görülüyor.
Tüp bebek gibi!
Doğru örnek. Aynı bebek gibi burada da laboratuvarda oluşuyor, bir yıla yakın bir sürede tam iyileşme oluyor.
Mesela büyük kazalarda kadavradan alınan kemik (Greft) kullanılır. Sizin ürettiğiniz kemik dokusunun getirdiği avantaj nedir?
Bu sistem önceki sistemlerin gelişmesidir. Daha önceki sistemde protezler vardı, sizin vücudunuza giren yabancı maddelerdi. Şimdi bunun üzeri kendi hücrenizle kaplandığı için yabancı madde olmuyor. Aradaki en önemli fark bu. Diğerleri yabancı madde ve bağışıklık mekanizmanız yabancı maddeleri reddetmek ister. Şimdi ise bu risk kalkıyor. Vücudunuz bunu kabul ediyor, onunla barışık yaşıyor. Ayrıca protezler hareketlerinizde birtakım kısıtlamalar getirir, bu vücudunuzla uyum sağladığı için normal yaşamınıza kısıtlamasız dönüyorsunuz.
Peki damar dokusu?
Şu anda kısmi iyileştirmeler var.
Kornea?
Görmeyen kornea kaldırılıyor, onun yerine gören gözden alınan hücrelerle oluşturulan üç boyutlu kornea konuluyor. Bu ölüden alınan kornea transplantasyonundan farklı. Gören gözünüzün hücreleriyle yapılmış oluyor. Ama Türkiye’de henüz yok. İngiltere’de ve İran’da yapılıyor. Kalp kapakçıkları da Amerika’da uygulanıyor. Amerika’ya gidip üretilen kalp kapakçığını taktırabilirsiniz. Biz daha hücreyle kaplama teknolojisi yapıyoruz. Diğerlerinin izinleri daha yok.
Ne izni?
Sağlık Bakanlığı’ndan izin alıyorsunuz. İzin alabilmeniz için bu işi başarıyla yapıyor olabilmeniz lazım. Ki o kadar kolay değil.
Peki yakın gelecekte neler olacak; mesela bu yöntemlerle giden dişin yerine yenisi gelecek mi?
Bu hemen bugünden yarına olacak değil. Ama bu soru güzel oldu. Bu konuda çok büyük çalışmalar var. Amerika’da Washington Üniversitesi’nde ve Seattle’da çok büyük bir proje yürütülüyor. Dünyanın birçok yerine çalışmalar var. Zaten 2004’te dişte ve etrafındaki dokuda kök hücre olduğu gösterildi. Yani bunlarda farklılaşarak yeniden yenilenme yeteneği olduğu gösterildi. ‘Hücrelerden yararlanarak yeniden diş oluşturabilir miyiz?’ gündeme geldi. Ancak bu henüz farelerde denendi ve dişe dönüştüğü görüldü. Tabii insanda zorlukları var, dişin içinde çok tabaka var. Ama gerçekten 20 yaş ve süt dişlerindeki kök hücreler oldukça kıymetli kök hücreler.
Saklanılmasını öneriyor musunuz?
Aslında korunmalı, çünkü çok kıymetli.
Nasıl saklanmalı?
Laboratuvarlarda saklanıyor ama henüz Türkiye’de bu konuda da ilgili bir yönetmelik yok. O yönetmelik hazırlanacak diye bekliyoruz.
Bu iş gelecekte nereye kadar gidebilecek; “kuyruğu tekrar oluşan kertenkele” gibi eksilen uzuvlar da bu yöntemlerle yerine getirilebilecek mi?
Kertenkelenin kuyruğu düştüğü zaman oluşabiliyor, ama insanlarda böyle değil. Çünkü kertenkelelerin kuyruğundaki kök hücreler orada hazır vaziyette duruyor. Bizim vücudumuzun doku hücreleri ise içeride gömülü vaziyette duruyor. Kertenkele gibi kolumuz, bacağımız çıkmaz ama trafik kazası geçirdik vücudumuzda kemiğimizin bir parçası eksildi. Ya da kanserden dolayı kemiğimizin bir parçası alındı. Onun yerine koyabiliriz. Ama boydan boya bir uzuv koyamayız. Kalbin tamamını koyamayız, daha çeşitli parçacıkların dokucuklarını yapabiliyoruz. Daha emekleme aşamasında bile değiliz. Bu süreç 2020’leri aşacağa benzer. Ama o kadar çok sayıda çalışma yapılıyor ki bu da gidilecek yolu gösteriyor.
‘Meme kanseri daha başlarken yakalanacak!’
Sizin bir açıklamanız var, “Kanser 10 yıl içinde yok olacak” diye. Bu nasıl olacak?
Tedaviden daha önemli olan koruyucu tıptır. Koruyucu tıp demek, geniş taramalarla bir hastalığı başlamadan öne çıkarmak demek. Amerika’da 1000 dolara bütün genetik analiziniz yapılabiliyor. Sizin kaç yaşında meme kanseri olacağınız, eğiliminiz biliniyor. Bir meme kanseri 2 milimken yakalanırsa ölmezseniz, ama yayılırsa kurtulma imkanınız kalmaz. Öyle aletler var ki 2-3 mm’lik kanseri bulup kesip yok ediyor. Bunlarla kanserin önünü alacağız. Ama henüz Türkiye’ye bunlar gelmedi.
Kanser tedavisi konusunda da çalışmalarınız var; bu konuda iyi gelişmeler var mı?
Tedavide yeni yöntemler gelişiyor. Şu anda klasik kanser tedavisi olan radyoterapi, kemoterapi, ameliyat var. Ama bunun yanında hücresel tedavi de geliyor. İmmünolojik tedavi dediğimiz, kişinin kendi hücreleriyle kanseri yok etme tedavileri üzerinde epeyi gelişmeler var.
Nasıl?
Vücudumuzda kanser olduğu zaman bağışıklık mekanizmamız hücreleri o kanseri tanımıyor. Kanser ondan kaçıyor. Sanki üzerinde bir görünmezlik pelerini var. Görünmez olmuş. Ya onu görünür hale getirmek lazım ya da bağışıklık mekanizması hücrelerimizi eğitimle terbiye ederek kanser hücresini görür hale getirmemiz lazım. İşte buna hücresel kanser aşısı yöntemleri deniliyor.
Sizin bu konuda çalışmalarınız ne aşamada?
Dünyada en son bunlar üzerine çalışılıyor. Bizim de bu konuda çalışmalarımız sürüyor. Ama hepsi daha çalışma düzeyinde.
Bu bir aşı mı?
Evet, kişiye yönelik hücresel tedavi aşısı. Dentritik aşı deniliyor. O hücreleri eğitiyorsunuz, vücuda verdiğiniz zaman gidip kanseri görüyor.
Bunun için ne kadar bekleyeceğiz?
Sağlık Bakanlığı’na müracatımız var, başlamak için iznimizi almamız lazım. Daha hastaya tatbik aşamasında değiliz.
Meme kanseri nedeniyle alınan memenin yerine protez koymaya gerek bırakmayacak şekilde, bahsettiğiniz doku üretimiyle yeni bir meme oluşumu söz konusu değil mi?
Estetik cerrahlarımız şu anda alınmış memenin yerine karın yağlarından meme yapıyor. Kök hücreler kullanılıyor. İnsanlar iki memesi alınınca büyük bir yıkım yaşıyor, bu yıkımla baş edemiyor, hayatını da kaybediyor. Ama şimdi hemen yeni meme yapılıyor, o yıkımı yaşamıyor kadın. Tunç Tiryaki mesela yurtdışında, Amerika’da ‘en güzel meme yapan estetik cerrah’ seçildi. Birçok kadın artık silikon istemiyor, karın yağları alınıp meme büyütme işlemini tercih ediyorlar. Yüze de enjekte ediliyor. Anti- aging’de de neredeyse 10 senedir kök hücreden doku oluşumu kullanılıyor. Artık kimin yüzünde var ben televizyonda görünce tanıyorum!
4- Vücudu kağıt gibi inceltiyor! Sabahları aç karna tüketin: Metabolizmayı makine gibi çalıştırıyor, yağları erim erim eritiyor
- Göz kremini evde yapabilirsiniz! 3 malzeme kullanmak yetiyor: Koyu lekeleri aydınlatıyor, kırışıklıkları karış karış açıyor
- Sütle karıştırıp tüketin! Kalsiyum, magnezyum ve potasyum zengini: Vücudu çelik gibi güçlendiriyor
- Canan Karatay açıkladı: Yıllarca sağlıksız diye yedirmediler! Kaşık kaşık tüketin, insülin hormonunu baskılayan en önemli besin...
- Tahinin içine kaşık kaşık ekleyin: Tıkalı damarları yağ çözücü gibi açıyor! Kemikleri beton gibi güçlendirip demir depolarını fullüyor!