‘Hakim Bey’ cover’ıyla tanıdık onu. Aradan 6 yıl geçti. Şimdi 4. stüdyo albümü ‘Neden Böyleyiz’ piyasada. Satış listelerine bir numaradan girdi. Mehmet Erdem ile albümünü, müziğini ve hayatını konuştuk.
08 Nisan 2018 , Pazar 05:00
Bekir Saçar
bekir.sacar@posta.com.tr
CEM YILMAZ BENİM MUTLULUK SUPABIM
En son seni ne ağlattı?
Zor ağlarım, hatta ağlayamam ama çok üzülürüm. Herhalde gözyaşı pınarlarım içeri doğru çalışıyor. Diğer türlüsünü beceremiyorum.
Peki, en son kahkahalarla ne zaman güldün?
Ben hep gülerim. Mesela dün akşam film izlerken çok güldüm. İnsanların mutluluk supapları vardır ya. Cem Yılmaz da benim mutluluk supabım. Ona çok gülerim. Konser öncesi de kuliste çok eğleniriz, güleriz.
En büyük korkun ne?
Allah verdiğinden geri koymasın derler ya. Herhalde seyircisiz kalmak.
Dördüncü albümün ‘Neden Böyleyiz?’ geçen ay piyasaya çıktı. Sanki 90’lı yılları andırıyor. O yıllar Türk Pop Müziği’nin iyi zamanı mıydı sence?
İyi bir dönemdi. 80’lerde, 70’lerde de orijinal işler var. Onno Tunç’un, Atilla Özdemiroğlu’nun her işi efsane. Ama teknoloji biraz gerideydi. Şimdi olanaklarımız arttı belki de o yüzden bir daha yorumlamak istedik 90’ları.
Türkiye’de pek çok etnik köken bir arada. Bu yüzden mi albümde her telden çalmak istedin?
Aynı düşünceyi paylaşmayan iki insan aynı şarkıyı sevebilir. Bu bile bir başlangıçtır. Zamanında Kardeş Türküler’de uzun süre beslenmiş bir insanım. Şimdi biraz daha şehirli bir müzik yapıyoruz. ‘Şehirli akustik müzik’ diyorum ben buna.
Albümlerinde hep cover’lar oluyor. Bu senin tarzın mı?
Benim de bestelerim var. Ama söz yazmak bana zor geliyor. Cover söyledikten sonra da bizim yazdıklarımız bana sakil geliyor. Mesela Tanju Okan’ın ‘Kadınım’ şarkısı... Çok ağır cümleler söylenmiş, hissettiğimizi anlatmış. İleride ben de kendi cümlelerimi söyleyeceğim.
Cover yaptığın için “Mehmet kolaya mı kaçıyor” deniyor... Ahmet Kaya’dan sonra ‘Kum Gibi’yi veya Barış Manço’dan sonra ‘Gibi Gibi’yi söylemek kolay mı?
Bir iddiamız yok. Keyif alıyoruz ve albüme koymak istiyoruz.
Sanatçı olarak Türkiye’deki ayrımcılığı nasıl yorumluyorsun?
Ben Türkiye’nin hamuruna çok güveniyorum. Yüzyıllardır burada bir çok millet bir arada yaşamışız. Burası medeniyetlerin, edebiyatın, sanatın beşiği. Bu coğrafyanın özel bir yer olduğunu düşünüyorum ve uzlaşacağımıza inanıyorum. Bunu yapabilmenin en iyi yollarından biri müzik.
HAREKETLİYİM ACELECİYİM YORARIM ETRAFIMDAKİLERİ
Mehmet Erdem nasıl biri?
Beni sakin biri zannediyor insanlar. Aslında hareketli biriyim. Aceleciyimdir, yorarım da etrafımdakileri. Mümkün olduğu kadar düzgün yaşamaya, işimi düzgün yapmaya çalışıyorum.
Cesur musun, korkak mı?
Cesur ve atağım. Yapılacak bir şey varsa yaparım.
Kendine şarkıcı mı diyorsun, yorumcu mu?
Müzisyenim. Enstrüman çalıyorum, beste yapıyorum, stüdyoda kayıt almasını da bilirim. Zamanında türkü barlarda da çaldım. Sonra film ve dizi müzikleri yaptım. Ve albümler geldi.
İnsanların evde gizli gizli dinlediği müzikler var. İnsanlarımız da samimiyetsiz. Yıllarca “kıro” dedikleri kişi kulüplerde çalmaya başlayınca, onun şarkılarıyla eğlenirler...
İnsanlar müzikte bile kendi fikrini söylemekten kaçınır oldu. Sonuçta çocukluğumuzdan beri günde 5 vakit makamlı bir şey duyuyoruz. Arabesk veya Alaturka bir şeyi sevmeme ihtimalimiz yok. Genetiğimizde var. Hicaz duyunca, Kürdi duyunca hüzünleniriz biz. İçimize işlemiş, kimse reddetmeye çalışmasın. Biz efkarlanmaktan hoşlanırız. O garip, mazoşist durum var bizde. İnsan içine döndüğünde ne dinliyorsa odur.
KADIN YOLDAŞTIR
Zorlu’daki konserinde kadın haklarıyla ilgili de konuştun. Türkiye’de kadın hakları korunuyor mu sence?
Korunamıyor tabii ki. Örfümüzde adetimizde kadına el kalkmaz. Düsturumuzdur bu. Biz böyle öğrendik. O zaman bunu yapanlar kim? Bir şey olmuş, özümüzde bir şeyi kaybetmişiz ki böyle davranıyoruz. Kadını erkeği ayırmak da saçma. “Kadına şiddet” denmesini sevmiyorum, burada genel konumuz şiddet. Şiddet var içimizde. İş yerinde ezilen evde karısını eziyor. Kadın çocuğunu dövüyor. Zincirleme bir şiddet bu. Bundan kurtulursak ‘kadına şiddet’ diye bir şey kalmaz.
Kadını nasıl tarif edersin?
Yoldaştır, estetiktir, doğurgan olduğu için kutsaldır.
Nasıl kadınlar seni etkiler?
Zekası, insanlığı, duruşu, iyi niyeti flu olmayan, net kişiler etkiler. Kadında görsellik çok da önemli değil.
NOTA BİLMİYORUM BUNDAN DA UTANIYORUM
Genç yaşta müziğe imzanı attın. Popüler olmanın avantajları ve dezavantajları neler? Avantajı müziği mümkün olduğunca fazla insana ulaştırabilmek. Dezavantajı ise her zaman hareketine dikkat etmeye çalışmak. Bolca fotoğraf çektiriyoruz. Sevmem ama sayısız çektiriyoruz. Konserde mesela gelip, “Nilay, Ahmet seni çok seviyor” der misin diyor çocuk. Ben mi düzelteceğim aranızı? Ama barışacaklarsa gerçekten tabii söylerim.
Keşkelerin var mı?
Nota öğrenmedim. Bundan da utanıyorum. Birçok enstrüman çalıyorum ama kulaktan. En büyük keşkem bu.
HAYALİM MARANGOZLUK
Müzisyen olmasaydın ne iş yapmak isterdin?
Makine mühendisliği okudum ama hiç yapmadım. Marangoz olmak isterdim, hâlâ da istiyorum.
Özel hayatınla hiç gündeme gelmiyorsun. Nasıl beceriyorsun?
Özel hayatımla ilgili konuşmuyorum. Bundan böyle de konuşmayacağım. Adı üstünde ‘özel hayat’. Bakkala gittiğimizde, “Özel hayatınız nasıl gidiyor, çocuk var mı?” diye sormuyoruz adama. Ama bize herkes her şeyi soruyor. Evlenirim evlenmem. Kader kısmet işi. Belki de hiç evlenmeyeceğim, kime ne? Yanında birini görünce hemen soruyorlar, “Yeni aşk mı?” İnsaf be, geçen haftaki aşk bitti bu hafta yeni bir aşk mı? Aşık olmak bu kadar kolay mı? İnsan her hafta aşık olur mu?
O zaman sorayım hemen, hayatında biri var mı?
Söyledim ya abi, bu konuda konuşmuyorum. Özel hayatım da bana kalsın.
“Yok” demediğine göre biri var...
(Gülüyor)
Çok konser veriyorsun. Yılda kaç konser?
Yılda ortalama 120. Çok maddiyatçı insanlar değiliz. Mesela önümüzdeki dört gün art arda konserim var. Ardından 12 günlük turne için Amerika’ya gidiyoruz. Dallas, San Fransisko, Boston, Jersey, York ve Washington’da yedi konser vereceğiz. Geldiğim günün ertesi üç konserim daha var.
TELEVİZYON BANAİYİ GELİYOR
Televizyon ile aran nasıl, izler misin?
Evet, izliyorum. Dizi, film müziği yaptığım için takip ediyorum neler yapıldığını. Televizyon bana iyi de geliyor. Beynim rahatlıyor. Dış dünyadan kopuyorum. Halka fazla karışmadığım için bana toplumun profilini de veriyor televizyon.
Haberin Devamı
BUNLARI DA OKUYUN
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Boğa, İkizler, Aslan ve diğer burç yorumları
- 'Bugün ne pişirsem' diyenlere günün menüsü (19 Kasım 2024)
- Pazarda kilosu 100 TL'den satılıyor: Son yılların en verimli hasadı: Kalbi saat gibi çalıştıran besin
- Manavgat yeniden renklere büründü! Yanan alanlardan eser kalmadı
- Kayseri'de üretildi! Patent başvurusu yapıldı, böbrek taşlarını yok ediyor