Eski erkek arkadaşlarımdan teker teker özür dileyerek söze başlamak isterim.

Hiçbir zaman kadınların bakınca dibinin düşeceği bir erkekle birlikte olmadım.

Bırakın biscolata erkeklerini, Kıvanç’ı, Brad’i, altılı baklava setini… Yakışıklı sayılacak bir erkekten hoşlandığımı bile hatırlamıyorum.

Aşık olduğum adamların hepsi bir miktar göbek fazlalığından, bir miktar saç azlığından, bir miktar da göz bozukluğundan mustaripti.

Aramızdaki yaş farkı 15 ve üzeriydi.

Arkadaşlarımın tepkisi hep “Neden Işıl!” oldu.

Ben de hep “Bilmiyorum, öyle işte…” demekle yetindim.

Baba aramadığımı bilecek kadar kendimi tanıyordum da, seçimlerimin sebebini anlatacak, benim gibi başka kadınların da olduğunu kanıtlayacak veriye sahip değildim.

Ta ki bu hafta Amerika’dan gelen şu muhteşem araştırmanın sonuçlarını okuyana kadar…

ABD'nin en büyük fitness merkezlerinden Planet Fitness'ın yaptığı araştırmaya göre, kadınların yüzde 61’i daha az yapılı erkek fiziğini çok daha ‘seksi’ bulduğunu söylüyor.

5 kadından 4’ü ‘baba göbeğine’ sahip olmanın ‘kendi bedenine güvenen’ bir erkeğe işaret ettiğini, kendilerini rahatlattığını ve yaşamlarını bir şekilde iyileştirdiğini belirtiyor

Yani kadınların büyük kısmı bir erkekte baklava dilimi karın kaslarındansa ‘baba göbeği’ni tercih ediyor!

Göbekli erkekler için çok sevindirici olduğunu tahmin ettiğim bu araştırma sonucunu Psikiyatrist Dr. Alper Hasanoğlu ve Prof. Dr. Sinan Canan’a yorumlattım.

Prof. Dr. Sinan CANAN:

Kadınlar bedenden mi yoksa beyinden mi daha çok etkilenir?

Bir deney anlatayım: Alışveriş merkezinde gezen 100 kadını 3 erkek rastgele çeviriyor. “Merhaba siz çok hoşuma gittiniz. Numaranız alabilir miyim?” diye soruyor. Üç erkeğin biri güzel giyimli ve yakışıklı, ikinci spor salonundan yeni çıkmış ve kaslı, üçüncüsü de gitar çantası taşıyan yakışıklı biri. Kadınların yüzde 14’ü spor çantalıya, yüzde 20’si güzel giyimli erkeğe, yüzde 33’ü de gitar çantalı erkeğe numarasını vermiş.

Bu sonuçlara bakıldığında kadınların spor salonundan çıkmış erkeğe mesafeli olduğu görülüyor. Kaslı erkeklerin testosteron hormonu daha yüksek seviyede. Bu, güçlü olmanın yanına saldırgan olma ihtimalini de ekliyor. Bu yüzden kadınlar kaslı erkeklerden çekiniyorlar. Gitar taşıyan erkeğin daha fazla numara alabilmesi, müzik ve sanatla uğraşmanın üst düzey bilişsel aktivite olarak algılanmasından kaynaklanıyor. Ve bu durum da, bilinçsiz olarak o kişide iyi genlerin bulunduğunu düşündürüyor. Sanat ve yaratıcı işlerle uğraşan erkekler, kadınlar tarafından daha fazla tercih ediliyor. Vücudunu şekillendirmek için fazla enerji harcamayan insanların kendisiyle daha barışık, şefkatli, daha insani ve sanatsal işlerle uğraşmaya yatkın kişiler olduklarına dair genel bir kanı var. Vücudunu şekillendiren insanların enerjilerinin çoğunu kendilerine ayırdığı ve bunu aşağılık kompleksi ya da narsistik duygularla yaptığı düşünülüyor. Bu yüzden kadınlar eş seçmek için bu tip erkekleri daha az tercih ediyor.

Kadının tercihleri değişebilir mi? Mesela ben de bir gün kaslı bir erkekten hoşlanabilir miyim?

Kadınların tercih ettiği eşler araştırıldığında çok dağınık ve tutarsız görünen sonuçlar var. Her adet döngüsünün ortasındaki 4-5 günlük yumurtlama döneminde genellikle sanatçı, yaratıcı, marjinal ve çizgi dışı tipleri tercih ettikleri, yavru yapmanın mümkün olmadığı kanama günlerinde yani mens döneminde kaslı, koruyucu, zengin ve güçlü erkekleri tercih ettikleri kanıtlandı. Mens döneminde kadınlar progesteron hormonunun etkisiyle daha naif, korunmasız, hoşnutsuz, sinirsel açıdan hassas oldukları için daha koruyucu bir erkek tipine yöneliyorlar. Yumurtlama döneminde ise doğacak yavrunun genlerinin daha iyi olmasını bilinçsiz olarak istedikleri için biyolojik bedenleri onları daha marjinal ve sanatsal erkeklere yöneltiyor. Seçici grup olan kadınların eş tercihlerini tek bir stereotip ile değerlendirmek kolay değil.

Fiziksel güzelliğin bir insanın duygu durumuyla bağlantısı nedir?

Beynimize gelen duyuların yüzde 70’i görmeden geliyor. Dolayısıyla ilk önce görsel olarak etkileniyoruz. Kadın ve erkek yüzlerinde simetri çok önemli. Bedensel olarak kadınlarda büyük kalça ve meme, erkeklerde üst göğüs bölümünün iri olması gibi temel özellikler erkeksi ve kadınsı özellikleri vurgulayan, özellikle testosteron ve östrojen hormonunun vücuttaki etkilerini gösteren önemli parametrelerdir. Kadınlarda bir başka parametre ise cildin açık renk ve pürüzsüz olmasıdır. Açık renk ve pürüzsüz bir cilt, vücudun dış koruması olan deride herhangi bir parazitik enfeksiyon veya zayıflık olup olmadığını rahatlıkla görebilmemizi sağlıyor. Erkekle bu nedenle daha açık tenli ve cildi pürüzsüz kadınları daha fazla tercih ediyor. Açık saç rengi gençliği ve doğurganlığı temsil ettiği için dünyadaki birçok insan sarı saç rengini daha cazip buluyor.

Erkek ve kadının cinsel davranışlardaki biyolojik rolleri nasıl bir fark yaratıyor?

Erkekler tek seferde 250 milyon sperm üretiyor ve arka arkaya cinsel ilişkide bulunabiliyor. Yani yavru yapımında katkıları çok az ama verimlilikleri yüksek. Kadınlar ise yaklaşık 400 bin yumurtayla dünyaya geliyor ve ölene kadar yumurta yapmıyor. Yumurtaların olgunlaşması ve her ay bir tanesinin atılması yoluyla cinsel faaliyetini sergileyebiliyor. Ömrü boyunca yaklaşık 40 bin yumurta atabiliyor. Bunların her biri uygun şartlar olursa döllenmeyle yavruya dönüşüyor. Hamilelik, doğum, doğum sonrası bakım gibi süreçler düşünüldüğünde kadın üreme faaliyetine yaptığı yatırım çok daha fazla. Dolayısıyla bu iki farklı cinsin cinsel aktiviteye ya da aşka yatırdıkları zihinsel güç ve temkin düzeyi de farklı olacaktır. Kadınlar o yüzden eş seçerken çok daha temkinli ve karmaşık mekanizmalar kullanır. Erkekler daha şıpsevdi olabiliyorlar. Akılları daha karışık oluyor ve çok eşliliğe daha yatkın oluyorlar.

Psikiyatrist Dr. Alper HASANOĞLU:

GÜVEN VE ŞEFKAT VARSA ‘BABA GÖBEĞİ’ TOLERE EDİLİR

Kadınlar partner seçimlerini neye göre yapıyor?

Kadınlar elbette birlikte oldukları erkeklerin belli bedensel özelliklerinin kendi kişisel beğenilerine uygun olmasını da istiyorlar. Ama güven, şefkat, anlayış, finansal güvence gibi özellikler daha ön planda oluyor partner seçiminde. Bunlar varsa ‘baba göbeği’ tolere edilebiliyor ve hatta ‘şirin’ bile bulunuyor. Bence kadınlar aşk ve tutku gibi romantik arzulardan daha ziyade realist bir anlayışla seçim yapmaya çalışıyorlar. Eş seçiminde cinsel arzu ve çekiciliği artık epey geri plana itebiliyorlar.

Bir erkek, kadında ‘teyze/anne göbeği’ aramayacağına göre bu sonucun toplumsal kadın/erkek rolleriyle ilgisi olabilir mi?

Erkek güven, şefkat ve finansal güvence olarak eşi olacak kadını aramaz çoğunlukla. Şefkat için annesi vardır. Kendisinden başka kimseye güvenmemesi öğretilmiştir. Buna bir de, hangi fiziksel özelliklere sahip kadının daha çekici olduğu, her on metrede bir karşımıza çıkan reklam panoları aracılığıyla gözümüze sokulduğu gerçeğini eklersek, kadınla erkeğin bu konuda neden birbirinden farklı olduğunu kolayca tahmin edebiliriz.

Fiziksel güzellik duygu yaratımında ne kadar kalıcı etkiye sahip olabilir?

Bırakın çekici, seksi filan olmayı, merak etmek ve öğrenmek yoluyla elde edilen bilgi, entelektüel derinlik, sanat ve edebiyatın kazandırdığı kültürel ve insani duyarlılık yoksa bir kadının güzel, bir erkeğin yakışıklı olmasının ne önemi olabilir ki? Güzel bir kadınla, yakışıklı bir erkekle sohbet etmeye başladığınızda eğer entelektüel bir etkileşim içinde olamazsanız bir süre sonra o güzellik sönmeye başlıyor.

KADINLAR NE DİYOR?

Şirin SEVER- Gazeteci

KİM SIX PACK’LİYİ BULDU DA “OLMAZ GÖBEKLİYİ İSTERİM” DEDİ?

Kadınların göbekli baba vücudunu, baklava dilimli karın kasına tercih ettiği yönündeki haberler ancak toplum psikolojisini düzeltmek adına yapılmış olabilir. Göbekli erkeklere de moral lazım sonuçta! Lütfen şunu kendinize sorun: Kaslı, fit bir adam ve baba göbeği olan adam yan yana dursun ikisi de aynı karaktere, kişilik özelliklerine sahip olsun diyelim... Kadın gidip göbekliyi mi seçer? Kaslı, fit ve kendisine bakan erkek o kadar az ki! Yani kaslı erkek bulamadığımız için tercihimiz göbekli demiyorlar da, kendilerini kandırıyorlar! Hayır yani, kim six pack’li adam buldu da; “Olmaz göbekliyi isterim” dedi acaba? Özetle; bu araştırma olmamış bir daha yapsınlar bence.

Dilan BOZYEL-Fotoğraf sanatçısı

O KASLAR ARZU YARATSA DA GÜVEN HİSSİ VERMİYOR

Nasıl ki erkek içgüdüsü, kadının yuvarlak hatlarını doğurganlıkla bağdaştırıyorsa elbette kadınlar da benzer ilkel bir içgüdüye sahip. Göbekli vücuda sahip erkekler bilinçdışına “Dış görünüşü yerine bilgi birikimime yani entelektüelliğe yatırım yapıyor” mesajını gönderir. Hatta insanlık tarihinden kalan mesaja bakacak olursak, karnını fazlaca doyurabilecek kadar zengin bir erkek olduğu mesajı verdiğine dair söylentilere de rastlamak mümkün.

Bu araştırma kadınların tepkisine neden olmuşsa bunun en büyük nedeni; vücut tipinin ‘baba göbeği’ olarak tanımlanmasındandır. Bu konu Freud’a ve meşhur Oedipus ve Elektra kompleksi kuramlarına kadar uzayabilir.

Bir fotoğrafçı olarak gözlemimden bahsetmem gerekirse; kaslı ve dış görünüşüne önem veren erkekler, fotoğraflarında bu çabasını sergilemek istiyor. Samimi bir gülümseme ve ya içten bir mimik yerine daha karizmatik olmaya çalışıyor. Bu mesaj, izleyiciyi bir görüntü olarak etkiliyor. Mitolojik bir heykeli seyretmek gibi... Lakin gördüğünü içselleştiremiyor, duygu alışverişi noksan kalıyor. O kaslar arzu yaratsa da güven hissi vermiyor. Konuyu günlük hayata aktarırsak, kadınlar da erkekler gibi partner olarak kendisiyle barışık ve özgüvenli insanları tercih ediyor. Bu son derece doğal değil mi? Bu araştırma sonucunun doğruluğuna inanıyorum.

Rükzan SAĞIR-Editör

GÖBEKLİ ADAMDAN ÇOCUK YAPMAM

Karın kasları olan erkekleri çekici buluyorum. Bunda hem biyolojik üstünlük hem de yaşam şekli üstünlüğünün etkisi var. Düzenli egzersiz yapan erkeklerin daha fazla testosteron salgıladığını biliyorum. Bunu sağlıklı bir çift olabilmek için önemsiyorum. Beden bilinci yüksek, beslenme kültürü gelişmiş erkeklere de doğal olarak saygıyla birlikte hayranlık duyuyorum. Karın kaslı fit vücut için spor hedonisti olan, takıntılı erkeklerden bahsetmiyorum elbette. Hemcinslerimin göbeği güvenli bir liman olarak gördüğünü sanıyorum. Oysa tembelliğe, sağlıksızlığa özendirmek bana bencilce ve tehlikeli geliyor. Çünkü sonra bu erkeklerden çocuk yapıyoruz. Çıkış noktamız sadakatse, bunu göbekli bir erkek yerine baklavalı bir erkek için dert edinmeyi tercih ederim.

Erkeklere de sorsak her 5’inden 4’ü kadınları makyajsız daha çekici bulduklarını söylerler. Makyajı tehdit olarak görürler. Bu, ona benziyor.

Bir de ‘baba göbeği’ diyerek baba sendromu yaratmanın gereği var mı, bilmiyorum. Karşı cinste beğeni kriterlerimize yalnızca ebeveynlerimizin sağlayabileceği seviyede güven, kontrol gibi duyguları eklememeyi, bunu fiziksel özelliklerle kodlamamayı daha doğru buluyorum.

Büşra SANAY-Haber sunucusu

BEDENİNE DEĞİL HAYATINA ŞEKİL VEREN ERKEKLERDEN HOŞLANIYORUM

Öncelikle 5 kadından 4’ü rakamı hiç azımsanacak gibi değil. Şaşırttı bu kadınlar beni! Göbeğin çok önemli özellikmiş gibi gösterildiği şu cümle aklıma geldi: “Göbeksiz erkek, balkonsuz eve benzer...” Gülümsedim. Açıkçası ben göbek ve güven arasında ilişki kuramadım. “Erkeğin göbeğiyle ilgilenmekten beyniyle ilgilenmeye ne zaman vakit gelecek?” diye soruyorum kadınlara! Konuşamadığın biriyle, karnı baklava diye birlikte olmak? Konuşmak? Pardon, konuşamamak... Komik!

Ben bir erkeğin düşüncesiyle, karakteriyle, zekasıyla ve en önemlisi vicdanıyla ilgileniyorum. Bedenini şekle sokan erkeklerden hoşlanmıyorum. Hayatına şekil veren erkekten hoşlanıyorum. Beynini, kalbini yaşayan erkekten tarafım.

Işıl CİNMEN

isil.cinmen@posta.com.tr