Nurgül Yeşilçay usta bir oyuncu… Girdiği her rolün altından kalkıyor, mesleğinin hakkını veriyor; çalışkan, azimli ve çok dobra… Yıllar değdikçe daha da güzelleşen zümrüt yeşili gözleriyle ve muazzam oyunculuğuyla akıllara kazınan Nurgül Yeşilçay ile buluştuk; hem ilk bölümüyle izleyiciden tam not alan yeni dizisi ‘Son Nefesime Kadar’ı hem de hayatı konuştuk. ALEV GÜRSOY CİMİN / alev.gursoy@posta.com.tr
Yeni diziniz ‘Son Nefesime Kadar’ etkileyici bir hikaye, iyi bir uyarlama. Siz nasıl buldunuz?
BBC’deki Happy Valley dizisini severek takip ediyordum; BAFTA ödüllü bir dizi. Türkiye uyarlaması için teklif gelince senaryoyu okudum ve içinde yer almak istedim. Canlandırdığım baş komiser Mihri, televizyonda pek alışık olmadığımız bir karakter; bu çok ilgimi çekti.
Mihri karakteri sizi neden etkiledi?
Mihri güçlü bir karakter. Adaleti sadece sevdikleri için aramıyor; adaletsizliğin olduğu her yerde, haksızlığa uğrayan herkes için mücadele ediyor. Aynı zamanda çok acılı bir anne. Bu kadar güçlü kalabilmek için insanlara karşı ördüğü bir duvarı var. Birilerine duygusal olarak yaklaştığında hep üzüleceğini düşünüyor. Sevip, güvenebileceği bir omuza yaslanmak isteyen bir kadın aslında…
Benzer yönleriniz var mı?
Ohooo çok var! Öncelikle çok hızlı; benim de yavaşlığa tahammülüm yoktur. Ayrıca tam bir doğrucu Davut ve çözüm odaklı biri.
BİLİM İNSANLARININ ÇÖZEMEDİĞİ BİR KONU: SUÇ GENETİK Mİ?
Mihri karakterinin “Eğer suç genetikse Umut babasına mı benziyor?” sözleri sosyal medyada yankı uyandırdı. Bu konuya bakışınız nedir?
Dizimiz ‘Suç genetik midir?’ sorusunu tekrar tekrar sorgulatacak. Bıçak sırtı bir konu. Yıllardır bilim insanlarının çözemediği bir konu bu; genetikçilerin fikrini almak lazım.
Bir polisi canlandırmak nasıl bir duygu?
İlk defa bir polisi oynuyorum. Çekimlerden önce birkaç silah dersi almıştım. Ateş ettiğiniz zaman silah geriye falan gidiyor, pek sevememiştim ama şimdi oynarken eğlenceli geliyor.
Son dönemde oynadığınız diziler hep dram ve acı yüklü. Bu sizi gündelik hayatta etkiliyor mu?
Komedi oynadığımda eve gidip sabaha kadar gülmediğim ya da müzikal oynadığımda sabaha kadar dans etmediğim gibi dram oynadığımda da eve gidip ağlamıyorum. (Gülüyor)
YAVAŞLIĞA TAHAMMÜLÜM YOK
Sizi en çok üzen ve sinirlendiren şeyler neler?
Yani üzen ya da sinirlendiren değil de yavaşlığa tahammülüm yok.
“Asla taviz veremem” diyeceğiniz şey nedir bu hayatta?
Zaman kullanımı; zaman benim için çok önemli…
KIZI TECAVÜZE UĞRAYAN BİR ANNENİN MÜCADELESİ
En keskin kırmızı çizginiz?
Kadın cinayetleri…
Kadın olmak sizin için zor mu?
Kadın olmak tüm dünyada zor. Bu sezon DasDas’ta Afra Saraçoğlu ile birlikte ‘Bir Barda Bir Gece’ isimli oyunu sahneliyoruz, kadın cinayetleri üzerine bir oyun. Yazarı ödüllü İngiliz kadın yazar Lulu Raczka. Kadınlar için tekinsiz bir dönemi ve kadınların bununla nasıl başa çıktıklarını anlatıyor. Kadın olarak dünyanın her yerinde kendimizi yalnız, savunmasız hissettiğimiz anlar, mekanlar çok fazla.
Hemen her gün kadın cinayetlerine uyanmak size ne hissettiriyor?
Binlerce kadın birlikte olduğu adamdan şiddet görüyor, öldürülüyor, tecavüze uğruyor. Bazıları yalnız kaldığı için, korktuğu için susmak zorunda kalıyor. Artık kadınların yüceltildiği bir toplumda yaşamak istiyorum. İşte tam da bu nedenlerden ötürü ‘Son Nefesime Kadar’da oynadığım Mihri benim için daha da kıymetli. Kızı tecavüze uğramış bir anne ve kendi kızının başına gelenin bir başka kadının daha başına gelmemesi için erkek egemen toplumda mücadele veriyor. Bu karakterle birlikte pek çok kadına dokunacağıma eminim.
OĞLUMA DİYORUM Kİ: ‘KENDİ YEMEĞİNİ YAP, ÇAMAŞIRINI YIKA’
Oğlunuz Osman Nejat Özer’e verdiğiniz en büyük nasihat nedir?
“Kendi işini kendin gör oğlum. Kendi yemeğini de yap, bulaşığını da çamaşırını da yıka” gibi...
Evladınız için en çok hangi konularda kaygılanırsınız?
Kaygıların yerini onun geleceğine dair heyecanlar, tatlı telaşlar aldı. Onun kendi ayakları üzerinde durduğunu gördükçe oğlumla gurur duyuyorum.
ERGEN ANNESİ OLMAK ÇOK EĞLENCELİ
Nasıl bir annesiniz?
Anne olmak büyük sorumluluk ama bir ergen annesi olmak çok eğlenceli. Ayrıca ondan çok şey öğreniyorum o da sanat okuduğu için zaten çok şey paylaşabiliyoruz.
YAŞLANMA KORKUM YOK, DAHA DA YAŞLANIP BUNUN ARTILARINI KULLANMAK İSTİYORUM
Yaşlanma korkunuz var mı?
Yoo, yaşlanma korkum yok. Hatta daha da yaşlanıp bunun artılarını kullanmayı çok istiyorum.
Çok güzel bir kadınsınız. Bir rol için çirkin görünmekten korkar mısınız?
Kime göre neye göre çirkin? Artık bu kavramlardan, insanları güzel-çirkin diye kategorize etmekten vazgeçmeliyiz; eski dünyada kaldı bu dayatmalar. İnsanlık iki yıldır pandemiyle sınandı, sınanıyor. Artık her şey yeniden tanımlanıyor. Bakın koca markalar artık reklam kampanyalarında kilolu modellerle çalışıyor.
Dünyanın hangi sorunları sizi dertlendirir?
Gençlerin işsizlik problemi, ekonomik kriz…
NECATİ İLE EVLENECEĞİZ AMA ÜŞENİYORUZ
En son Necati Kocabay ile evlenecektiniz, pandemi nedeniyle ertelemek durumunda kalmıştınız. Son durum nedir?
Evleneceğiz ama üşeniyoruz. (Gülüyor)
Soğanları kim doğrayacak evlenince?
Necati doğrayacak, sarımsaklar da benden.
Evlilik kararınıza oğlunuz nasıl bakıyor?
Necati ile çok iyi arkadaşlar; bir sıkıntımız yok.
NECATİ HAYATIMA GİRİNCE ANLADIM Kİ ESKİDEN İLİŞİKLERİMDE BENCİLMİŞİM
Sevgi ve aşk tanımınız yıllar içinde değişti mi?
Eskiden ilişkilerimde bencilmişim. Necati hayatıma girince fark ettim. Şimdi sadece kendimi değil, onun mutluluğunu da düşünüyorum. Hayatı iki kişi olarak yaşamayı, paylaşmayı öğrendim.
ERGENLER SOSYAL MEDYADAKİ LİNÇTEN DAHA ÇOK ETKİLENİYOR
Sosyal medyayla nasıl bir ilişkiniz var?
Ben uzunca bir süre girmiyorum yani unutuyorum sosyal medyayı, sonra aklıma geliyor. Aklıma gelince giriyorum; girdim mi çıkamıyorum. Çok bağımlılığım yok. Ergenler sosyal medyadaki linçten daha çok etkileniyor.
Hayatın size sunduğu en güzel şey neydi?
Sevdiğim işi yapıyor olmam. Sevdiği işi yapamayan o kadar çok genç var ki…
Hayatın size getirdiği zorluklarla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Sarı bir koltuğum var; o koltuğun bir köşesinde oturup duvara bakıyorum.
Sizi hayatta en çok ne yorar?
Yavaş insanlar…
- 'Bugün ne pişirsem' diyenlere günün menüsü (23 Aralık 2024)
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Oğlak, Boğa, Yengeç ve diğer burç yorumları
- Aydın'dan Japonya'ya kilo kilo satılıyor! 1 ay kuyuda bekletiliyor: Soğuk kış günlerinin vazgeçilmezi, Uzakdoğu sofralarını süslüyor
- Yılbaşı gecesinde uygulayın! Yeni yılda şans için yapılması gerekenler: Para kapıları sonuna kadar aralanacak, aşkı hayatınıza çekecek
- Kırmızı et sevmeyen kaşık kaşık tüketsin! Resmen protein ve kalsiyum ambarı: Kemikleri kolon gibi güçlendiriyor, dünyanın en sağlıklı peyniri