Nurseli İdiz ve Nergis Kumbasar’ın rol aldığı ‘Etekler ve Pantolonlar’ hem konusu hem de oyuncularının yeteneği sebebiyle hayli konuşuluyor. Altın Palmiye Ödülleri’nde En İyi Tiyatro Oyunu' alan ‘Etekler ve Pantolonlar’ı izledikten sonra usta oyuncu Nurseli İdiz’le buluştum. Hem geçmişi hem de bugünü konuştuk. Söz Nurseli İdiz’de.
ALEV GÜRSOY CİMİN / alev.gursoy@posta.com.tr
‘Etekler ve Pantolonlar’ oyunun adı kadar konusu da güzel. Sizden dinleyelim…
Kadın-erkek ilişkileriyle ilgili pek çok oyun yapılıyor. Ama burada kadın-erkek ilişkisindeki bozulmalar esprili bir dille, ters köşelerle anlatılıyor. Hem o sıkışmışlığın içindeki dram hem de o dramın komedisi var. Dolayısıyla seyirci hep beklemediği köşeden gol yiyor ve çok eğleniyor. Erkeklerin eğlenmesi de çok ilginç çünkü erkeklerin tutumunu eleştiren bir oyun.
Bir kadın olarak bu oyunu oynarken ne hissediyorsunuz?
Çok farklı bir karakter oynuyorum oyunda. Tipik bir ev kadını; yemek yapıyor, evin işleriyle uğraşıyor, gece kocasına çay servisi yapıyor, meyve soyuyor. Arkadaşının gelişiyle birlikte bir sorgulama başlıyor. Çok eğleniyoruz kendi içimizde. Enerjimiz yüksek. Bu devirde insanların uzun konuşmalara, ağdalı oyunlara tahammülü yok; biz 1 saat 20 dakikada ritimli bir oyun sergiliyoruz. Bir solukta bitiriyoruz.
BENİM YAŞIMDAKİ ERKEKLER 20-30 YAŞ GENÇ KADINLARI TERCİH EDİYORLAR
Kadın-erkek ilişkilerinde en çok karşı olduğunuz şey ne?
Sadakatsizlik! Bir de ilişkiler çok çabuk tüketiliyor artık. Komşuluklar, arkadaşlıklar, ilişkiler son derece dejenere ve yüzeysel oldu. Özgürlük ve medeniyeti, dejenere olmakla karıştırmamak lazım.
Bir röportajınızda “İlişkilerden emekli oldum” demiştiniz. Hala aynı fikirde misiniz?
Sanırım o fikirde değilim. Ama bizden de geçti gibi çünkü bizim ülkemizde benim yaş grubumdaki insanlar evli oluyor. Evli insanlarla da benim işim olmaz. Ayrıca benim yaşımdaki erkekler, genellikle 20-30 yaş genç kadınları tercih ediyorlar. Böyle bir problem var.
BİR PARTNERİM OLMASINI İSTERDİM AMA BULMAK ÇOK ZOR
İster miydiniz hayatınızda biri olmasını?
Tabii. Yaş ilerledikçe bir partnere daha çok ihtiyaç duyuyorsunuz. Birlikte sinemaya gitmek, yurt dışına gitmek, paylaşmak çok önemli. Anneannem derdi ki, “Kızım, koca yaşlılıkta şart.” Partner şart yani, ‘koca’ demeyelim de... Sevgilim olmasını isterdim ama bulmak çok zor.
Yalnız hissediyor musunuz kendinizi?
Hayır. Artık evimde de Neslihan diye eczacı bir arkadaşımla kalıyoruz. Kızım geliyor. Arkadaşlarımız geliyor. Ben kalabalık evi severim. Misafiri severim. Bazen içime kapandığım oluyor ama genellikle çoklu yaşamayı seviyorum. Çocukluğumda da böyleydi. Rumeli geleneği böyle.
YAŞ VE GÜZELLİK BASKISI ÇOK YORUCU
Bir dönem hayatınızda inişler, çıkışlar oldu. Alkolle bir probleminiz vardı. O dönem bir çok olay yaşadınız. Peki kırıldınız mı hiç?
Kırılmadım. Çünkü bana bir rahatsızlık teşhisi konuldu ve ben onunla cebelleşiyordum. O dönemler çok yalpaladım. Bizim medya ve halk da, başkasının trajedisinden beslenmeyi sever. Bir gün taksiye bindim ve dedi ki, “Şu Saklambaç döneminde bambaşkaydınız.” Ama yıllar geçiyor, tabii ki değişiyoruz. Yani hep 20 yaşındaki Nurseli olamam ki? Elbet yaş alacağız. Yok şişmanlamışsın, yok yüzün gözün mü sarktı, yok böyle mi oldu… Bu tarz baskılardan çok yoruldum.
Size ‘bipolar’ teşhisi koyulduğunda sizden uzaklaşanlar oldu mu?
Tabii oldu. İşime de yansıdı bunlar. Birçok insan uğraşmak istemiyor. O insanların da algılamasını beklemiyorsunuz. Dolayısıyla zor bir dönemim oldu. Ama 2017’den beri keyifli bir hayatım var. 50’li yaşlar çok keyifli. Bipolar yani çift duygu durumu diyelim, halledilebilecek bir rahatsızlık. İlaçları kullanıp gerilimden uzak duracaksınız.
İTE KAKA GEÇİNİYORUM
Maddi anlamda nasılsınız?
Zor bir hayatım var. Tiyatro ve emekli maaşımla ite kaka gidiyoruz. Televizyonda çok iyi bir diziye girip oynayan insanların dışında tiyatro oyuncularının durumu gerçekten çok zor. Aslında tiyatroda para var ama düzenli oynarsanız. Bir de tiyatronun parası çok bereketli oluyor.
Siz tiyatroculardaki aşkı anlatır mısınız?
İnsanlara karşı bire bir canlı performans gösteriyorsunuz. Onun enerjisi hiçbir şeye benzemiyor. Bizde de bu bağımlılık var. Normal ev kadınlarına göre biz daha geç yaşlanıyoruz. Çünkü tiyatro bir spor aynı zamanda. Hayatı hep yenilemektir. Her gece farklı seyirciyle farklı şeyler yaşıyoruz.
BEŞ YILDIR TELEVİZYONDA YOKUM AMA KİMSE BENİ UNUTMADI
Keşke televizyonlarda sık görebilsek sizi…
Tabii ben de istiyorum ama insanlarda hala şüphe var. Aslında şanslıyım. Yani zorlanmadan hep başroller oynadım Devlet Tiyatrosu’nda, televizyonda büyük şöhret yakaladım… En önemlisi de halkın sevgisini kazandım. Beş yıldır televizyonda yokum ama kimse hala unutmadı beni.
Şüphe derken yapımcılar ve oyunculardan mı bahsediyorsunuz? Onlar mı çekiniyor sizden?
Evet, çekiniyorlar. İşi aksatırım diye çekiniyorlar. Fakat beş ay canlı yayın yaptım, 150 oyun oynadım, dört film çektim. “Başrol olmasa da güzel bir role sizi alalım” diyebilirler yani… Dener beni, ona göre olmuyorsa çıkarır aslında. Bazıları bana çok teklif aldığımı falan söylememi tembihliyor ama yalan söylemek olur bu. Ayrıca ben sette de herkesle iyi geçinirim, hiç kavgalı olduğum biri yoktur.
Sorunlu bir kadın mısınız?
Sorunlu değilim. Hatta beni eğlenceli ve esprili diye tanımlarlar. Bir tek haksızlık olduğunda tahammül edemiyorum. Hatta üstüme vazife olmayan şeylere de karışabiliyorum. O zaman gemileri yaktığım da oluyor.
ŞİMDİKİ AKLIM OLSA MAGAZİNLE DAHA DOĞRU İLİŞKİ KURARDIM
Keşke yapmasaydım dediğiniz neler var?
Herhalde şimdiki aklım olsa magazinle daha doğru ilişkiler kurardım. Doğru düzgün menajer ilişkim bile olmadı hiç.
Peki hayatta doğru insanlar karşınıza çıktı mı?
Çok iyi dostlarım var. Tabii biliyorsunuz, iyi ve paralı günlerinizde insanlar daha çok etrafınızda oluyor. Kötü gün dostu çok önemli. Çok şükür var benim.
HASTALIKLI AŞK OLMAZ, ÖNCE TEDAVİ
Erkekler konusunda hatalarınız oldu mu?
İlişkilerimde benim de hatalarım oldu. Zaten kendi ruh sağlığıyla uğraşan bir insanın ne kadar sağlıklı bir ilişki kurduğunu da bilemezsiniz. Onun için karşı tarafları da suçlamıyorum. İlişkilerimi artık sorgulamıyorum. Hiçbir ilişki hastalık üzerine kurulamıyor, önce tedavi. Hastalıklı aşk olmaz.
Neden saklamadınız hastalığınızı?
Amerika’daki starlara bakın, onlar her türlü problemlerini açıklıkla dile getiriyorlar. O kadar çok insana yardımcı oldum ki bu hastalığı anlatarak… Artık insanlar hastalığını gizlemez oldu. Bu beni çok mutlu ediyor.
Alkolle aranız nasıl şu an?
Sosyal içiciyim şu anda. Fiziksel olarak alkole bağımlılığım hiç olmadı aslında. O kadar işi nasıl yapacaktım yoksa? Hele ki tiyatro yapmak daha zor.
LEZBİYENİ DE OYNADIM EV KADININI DA…
Asla oynamam dediğiniz bir rol var mı?
Aptal bir senaryoda oynamam ama her rolü oynarım. Yaşına, kapasitene göre her rolü oynamalı oyuncu. Lezbiyeni de oynadım, ev kadınını da. Çok farklı roller oynadım. Yine oynarım.
- Fazla efor göstermeden yağlarınızı yakın! Vücudu kağıt gibi inceltiyor: Metabolizmayı makine gibi çalıştırıyor
- Kurusu kapış kapış satılıyor! Aktarda gören poşetini dolduruyor: Solunum yollarını hortum gibi açıyor, metabolizmayı çalıştırıyor, bağırsakların çalışma hızını artırıyor
- Çeyrek bardak içende kolesterolden eser kalmıyor! Bu kez kabuğu değerlendi: Sarımsakla karışınca vücudu zımba gibi yapıyor
- Su faturasını yarı yarıya düşürüyor! 5 dakikada 50 litre su kurtarıyor, fatura artık cebinizi yakmayacak!
- Petekleri böyle temizlemek faturayı yarı yarıya düşürüyor! Kombi ustasından önemli tüyolar: Bakım yapmayı ihmal etmeyin