Ahmet Kaya’nın hayatının dönüm noktalarını anlatan ve daha çıkmadan büyük tartışmalara sebep olan ‘İki Gözüm Ahmet’ isimli sinema filmi 7 Şubat’ta vizyonda olacak. Filmde, Ahmet Kaya’ya dair pek çok sorunun cevabı yer alıyor. 43 yaşında kalp krizinden ölen efsanevi sanatçıyı canlandıran oyuncu Özgür Tüzer’le buluştuk. Hem filmi konuştuk, hem de sanatçının ailesinin izni olmamasına rağmen filmin nasıl çekildiğini... Hatırlarsanız Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya film için, “Yapılanlar Ahmet Kaya’nın vahşi bir sömürüsünden ibaret, ticari bir faaliyettir (…) Bunların benim gözümdeki tanımı kifayetsiz muhteristir”demişti. Filmin yönetmen ve senaristlerinden Gani Rüzgar Şavata da ilk defa POSTA aracılığıyla eleştirilere yanıt verdi. Şimdi söz hem sesi hem görüntüsüyle Ahmet Kaya’ya çok benzeyen Özgür Tüzer’de... Alev Gürsoy Cimin / alev.gursoy@posta.com.tr
Ahmet Kaya’yı canlandırmak nasıl bir duyguydu?
Kolay taşınacak bir yük değildi. Açıkçası oynamadım, yaşadım. Böyle bir üstadı canlandırmak için rol yapmak değil yaşamak lazımdı.
Oyunculuk eğitiminiz var mı?
Ben özgün müzik yorumcusuyum. Daha önce sadece kendi kliplerimde oynadım. Onun dışında bir oyunculuk tecrübem olmadı. Kaldı ki bu rolü eğitimli bir oyuncu bile oynarken zorlanırdı.
Bu rol neden size teklif edildi?
Hem görünüşümü hem de sesimi zaten ona çok benzetiyorlardı. Bundan 13 ay önce televizyon kanallarına çıkmıştım; ses benzerliğimiz çok dikkat çekmiş ve sosyal medyada yayılmıştı. Ardından Gani Abi (Rüzgar Şavata) aradı ve projesinden bahsetti, görüştüğümüzde bana senaryoyu sundu. Bu kadar sevdiğim bir insanın hayatını oynamayı çok istedim, teklifi tüm yüreğimle kabul ettim.
Gülten Kaya'ya ulaşmaya çalıştım, bir çayı bana çok gördü
“Ahmet Kaya’nın hayatı film olacak ve başrolünde sen oynayacaksın” deseler inanır mıydınız?
Ömrümce hep onu örnek aldım, onun yolundan gittim. Belki de onu çok sevmem bu işi bana getirdi. Ben kalben zaten hep onunlaydım. Ahmet Kaya benim gönlümün melodisidir. Sesine, yüreğine, karakterine çok değer veriyorum. Ben Doğu kökenliyim, Gazi Mahallesi’nde büyüdüm. Bizim mahallede anneler çocuklarını Ahmet Kaya’yla, Neşat Ertaş’la büyütür. Onlar doğduğumdan bu yana yüreğimde…
‘İki Gözüm Ahmet’ filmi daha çıkmadan tartışmalara sebep oldu. Sizce bu film Ahmet Kaya’yı objektif bir gözle anlatabildi mi?
Onu anlatmak iki saatlik bir filmin ya da belgeselin yapabileceği bir iş değil. Ama bu film için büyük emek harcandı. Onun çizgisinin dışına çıkılmadı. Olmayan şeyler asla olmuş gibi gösterilmedi. Bu projede yer alan tüm ekip Ahmet Kaya sevdalısı ve onu tanıyan insanlardan oluşuyor. Ahmet Kaya’nın hayatının dönüm noktalarını seyirciyle buluşturduk. Aşkı, yaşam kavgası, barışa olan özlemi... Hepsi var. Bu filme geç bile kalındı.
Filmde nasıl bir Ahmet Kaya izleyeceğiz?
Ona yapılan zulüm ön planda ama ayrıştırıcı, başkalarını zan altında bırakan, kirli bir dil yok. Ahmet Abi’nin barış özlemine ve duruşuna saygı var. Onun vatanını, halkını nasıl sevdiği var... Aşkından tutun da, ölüme yolculuğuna kadar bilinmeyen her detayı izleyeceksiniz.
Ona fırlatılan çatal bıçaklar üzerime değil de yüreğime saplandı
Birçok biyografik filmde olduğu gibi bu filmde de aile izni sorunu yaşandı. Aileye ve açılan davalara rağmen filmi nasıl çektiniz?
Ailesine çok büyük saygımız var. Gönül isterdi ki beraber çekelim ama olmadı. Ailesi karşı çıktı ama izlediklerinde çok beğeneceklerine eminim çünkü yanlış bir şey yapmadık. Tarihten de, doğrulardan da şaşmadık.
Filme zaten açıldı dava ama bizzat size açılan dava da var. Buna üzüldünüz mü?
İnsan güceniyor, kırılıyor, üzülüyor. Kötü bir şey yapsam bir değil, bin dava açsınlar. Hem hemşehrim hem Ahmet Abi’nin eşi olduğundan Gülten Abla’ya çok ulaşmak istedim, onu çok seviyorum. Sadece çay içmek istedim ama bana kapısını açmadı. Çok üzüldüm. İki çocuk babası adamım. Kötü biri değilim ama bir çayı bana çok gördü.
Daha film vizyona girmeden yapılan eleştirilere ne diyorsunuz?
Filmi izlemeden neyin eleştirisini yapıyorlar, anlamıyorum. İzlediklerinde ağlayarak ve Ahmet Kaya’yı hissederek çıkacaklar o salondan.
Film için ne kadar harcama yapıldı?
Hiçbir masraftan kaçınılmadı. Beş milyon liranın üzerinde harcama yapıldı.
Oynarken sizi en yaralayan sahne hangisi oldu?
Ödül töreni sahnesini çekmek bile korkunçtu. O sahnenin çekimi bir hafta sürdü. Ahmet Kaya’nın hissettiği şeyi hissetmem mümkün değil, sadece oynamaya çalıştım ama çok kötü bir duygu. Düşünsenize onca insanın sizi yuhalıyor, küfürler ediyor. Ülke bütünlüğü için mücadele eden biriyken hain muamelesi görmek çok korkunç. Fırlatılan çatal bıçaklar üzerime değil de yüreğime saplandı sanki…
Ahmet Kaya sizce neyin mücadelesini verdi?
Her zaman birleştirici bir insandı ama bir kimliği vardı. Kimliğini ortaya serdiğinde insanlar onu yanlış anladı. Onun mücadelesi hakların, insanlığın, ülkenin mücadelesiydi. Maalesef onu kaybettiğimizde bu daha çok anlaşıldı. Bu ülkede anlaşılmak için illa ölmek mi lazım?
Film Ahmet Kaya’nın ömrünün kaç yılını kapsıyor?
Çocukluğundan sürgüne kadar… Paris’teki ölümü filmde yok çünkü o bizler için ölümsüz. Hâlâ yaşıyor.
Bu filmi siyaset için değil Ahmet Kaya'yı daha iyi anlatmak için yaptık
Bizleri siyasi bir film mi bekliyor?
Hayır. Ahmet Abi’nin çizgisi var. Biz bu filmi siyaset için değil, Ahmet Kaya’yı daha iyi anlatmak için yaptık. Onun duruşunu net bir şekilde anlattık.
Filmde sloganlar var...
Hangisinden daha çok etkilendiniz? “Alsınlar, götürsünler, idam etsinler”, “Ben bölücülük yaptım evet ama ben ekmeğimi, aşımı bölüştüm...” Ben de ciğerimden söyledim bunları...
Gani Rüzgar Şavata: O, Gülten Hanım'ın aşkı olduğu kadar Türkiye'nin de aşkıdır
Filmin yönetmen ve senaristlerinden Gani Rüzgar Şavata, Gülten Kaya’nın sert açıklamalarına şu yanıtı verdi:
- Bu senaryo 2009’da kaleme alındı. Biz Sayın Ahmet Kaya’nın yaşadığı o ödül gecesini deşifre etmeye, bilerek ya da bilmeyerek onun ölümüne sebep olanları anlatmaya çalıştık. Cesaretle üzerlerine gittik.
- Hiçbir zaman umut taciri olmadık. Bizim hiçbir filmimizde ticari tek bir kaygı göremezsiniz. Üstelik bu film için çok para harcadık. Çok büyük emek verdik. Ben sanatın derinliklerinden gelen bir insanım. Kaya ailesi beni gayet iyi tanır ve bilir. Söylemlerine çok üzülüyorum. Gülten Kaya’nın dediği gibi ‘kifayetsiz muhteris’ değiliz. Ağıza alınmayacak sözler sarf etseler de cevap vermiyoruz çünkü Kaya ailesi bizim için önemlidir.
- Ahmet Kaya 43 sene yaşadı. Yalnız Gülten Hanım değil Türkiye onun ailesidir. O, Gülten Hanım’ın büyük aşkı olduğu kadar Türkiye’nin de aşkıdır. Ben de Ahmet Kaya gibi Malatyalıyım ve Ahmet Kaya’yı iyi tanırım. Filmi izlemeden nasıl ticari faaliyet olduğunu söyleyebiliyorlar? Bu filmde yasal olmayan tek bir şey yok.
- Biz bir yarayı sarmak istedik. Kanun ve yasaya boynumuz kıldan incedir ama film görücüye çıkacak ve dünya sinemalarına girecek. Saygı duyuyor ve takdiri halka bırakıyorum.
- Kilis'te hasadı başladı! 3 kuşaktır aynı topraklarda üretiliyor: Damarları çamaşır suyuyla temizlemiş gibi yapıyor
- Organları ve damarları çürütüyor! Vücudu baştan aşağı zehirliyor: Böbrekleri iflas ettiriyor
- Bayburt'ta hasadı başladı! Kilosu 10 TL: Kolesterolü düşürüp kabızlığın ve basurun kökünü kazıyor!
- Karadenizliler ondan vazgeçemiyor! Soğuk algınlığı ve gribi bitiriyor: Bağırsakları makine gibi çalıştırıyor
- Cilt tonunu eşitliyor! 2 malzemeyi karıştırıp sürün: Parlamanın önüne geçiyor