Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli, bir grup meslektaşıyla birlikte deprem bölgesindeydi. Amaçları oradaki depremzede vatandaşları ziyaret etmek ve desteğe ihtiyacı olanlara yardımcı olmaktı. Arif Hoca ile buluştuk, orada dört gün boyunca gördüklerini ve yaşadıklarını anlattı. Diyor ki: Artık eski Arif Verimli olabilir miyim, bilmiyorum. Kendimi Afrika’ya su kuyusu açmaya giden zenginler gibi hissettim ve çok utandım.
ALEV GÜRSOY CİMİN / alev.gursoy@posta.com.tr
Doktor kimliğiniz bir kenara bırakarak sorayım. Hatay’a gittiğinizde, gördükleriniz karşısında ilk hissettiğiniz şey neydi?
Doktor kimliğimi bir kenara bırakarak cevap vermem çok zor. Ama tabii ki bunun ötesinde çok hassas bir insanım. Büyük bir üzüntü, büyük bir acı, çaresizlik ve umutsuzluk hissettim. Deprem 6 Şubat’ta oldu, biz 6 Mart’ta oradaydık. Ne göreceğimi bilerek gittiğimi düşünüyordum, daha fazlasına şahit oldum.
ANTAKYA ÇOK ÇARESİZ, ÇOK ZOR DURUMDA
İlk tespitleriniz neler oldu?
Orada tam istediğimiz gibi bir organizasyon göremedim. Mesela; İskenderun Modern Evler Çadır Kenti’nde, Kahramanmaraş Kafum Çadır Kenti’nde işler son derece organize ama Hatay Yeni Stadyum için böyle bir şey söyleyemem. Antakya çok çaresiz, çok zor durumda. Hatay Yeni Stadyum Çadır Kenti’nde büyük bir fakirlik, umutsuzluk gördüm. Bu da beni çok etkiledi.
Siz neden gittiniz?
APDEP (Afet Psikososyal Destek Platformu) ile gittim ama ben aslında bu platforma üye değilim. Dr. Mahir Yeşildal çok sevdiğim genç psikiyatristlerden. Onun daveti üzerine oradaydım.
Neler yaptınız orada?
Halktan gelen ilaç bağışlarıyla, neredeyse 500 bin liralık ilaç ve 500 bin liralık da hijyenik kit, temizlik malzemesi götürerek, oradaki yardıma ihtiyacı olan kişilere bunları ulaştırdık. Üç çadır kentte mesai yaptık. Sabah 9’da başlayarak hastalarımızı psikiyatrik polikliniklerde tedavi ettik. Psikologlar da grup ve bireysel çalışmalar yaptılar, tek tek çadırları gezdiler. İhtiyaçları tespit ettiler.
GÖZYAŞLARIMA HAKİM OLAMADIM
Bir psikiyatrist olarak duygularınızı kontrol edemediğiniz oldu mu?
Her depremzede için ayrı ayrı gözyaşı döktüm. Burada ben büyük bir yıkım gördüm. İki depremin dokuz saat arayla olması olayı daha da büyüttü. Büyük bir yardım arayışı var. Biraz kenarda köşede parası olanlar, bankadaki paralarını çekip nakliye aracı ayarlayıp başka şehirlere göç etmişler, oralara kiracı çıkmışlar ama bu çadır kentteki insanlar çok acıklı durumdalar.
Hiç unutamadığınız bir an var mı?
O kadar çok ki… Hatay Stadyum Çadır Kenti’nde bir döner tırı kurulu. Önünde binlerce kişi güneşin altında, tam öğle yemeği vaktinde sıra bekliyor. Sağda bir yerde Kahve Dünyası ve Ümraniye Belediyesi’nin mobil aracı çay dağıtıyor. Bir yandan biz yardım dağıtıyoruz. Sanki Afrika’da su olmayan bir köye gitmişiz de zengin, Avrupalı lejyonerler gibi orada su kuyusu açmışız da, Afrikalı çocuklara birer bardak su veriyormuşuz gibi hissettim. Bu beni çok utandırdı. Çok çaresiz hissettirdi.
BU TRAVMA ÖMÜR BOYU SÜRECEK
İnsanların psikolojileriyle ilgili en temel tespitleriniz neler oldu?
Depremin yarattığı ölüm korkusu, endişe, travma, travma sonrası stres bozukluğu, ağır takıntılar, korkular ve uykusuzluk… En çok da gece sıçramaları ve gece uykusuzlukları çok dikkatimi çekti. Psikologlarımız da insanların umutsuz, çaresiz ve değersiz hissettiklerini belirttiler. Bu travma birebir yaşayanlar için 10 yıl, bizler için beş yıl, genel toplum popülasyonu için bir ömür boyunca sürecek, asla izi silinmeyecek. Gerçekten asrın felaketi… Fakat tabii ki hiçbir şey olduğu yerde kalmıyor. Şu an duygusal olarak enkaz altındayız ama bu enkaz kalacak. Evler yapılacak, hayatta kalanlara yeni bir yaşam kurulacak.
İKİ ÇOCUĞUNU DA VATANA ŞEHİT VERMİŞ AMA HAYATA SIKI TUTUNAN İNSANLARA ŞAHİT OLDUM
Böyle bir deneyimden sonra insan aynı kalabiliyor mu?
Sürekli, “Ben eski Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli olabilirim miyim?” diye düşünüyorum. Gördüklerim hafızamdan gitmiyor. En etkilendiğim anlardan biri şuydu mesela. Bir aile düşünün… İki çocuğunu da vatana şehit vermiş ama şehit ailesinin depremzede çadırındaki yaşantıları çok umutlu ve çok güzeldi. Bu beni çok mutlu etti. Her halinden yoksul olduğu belli olan bir depremzedenin bizi ısrarla evine davet edip kahve içirmek istemesini de hiç unutamıyorum.
ÇOK UMUTSUZDUM AMA ÇOCUKLAR UMUDUMU BİRAZ ARTIRDI
Şu an daha umutlu musunuz?
Değildim ama orada gördüğümüz çocuklar beni çok etkiledi ve umutlandırdı. Onlara bir oyuncak, bir gofret, bir boyama kitabı, bir top verildiğinde hemen başka bir duyguya geçiyorlar. Onların o halini görmek de umudu yeşertiyor.
Mevcut durumda sizin tespit ettiğiniz en temel ihtiyaçlar neler?
Çok hızlı bir şekilde konteyner kentlere geçilmesi şart. Temiz tuvalet, temiz duş, kadın çamaşırı, kadın kıyafeti, çocuk giysisi… Erkekler için iç çamaşırı ve düzenli temizlik malzemesi; kadınlar için hijyenik pedler… Revirlerde de hiçbir şekilde ilaç eksik olmamalı.
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Yay, Koç, İkizler ve diğer burç yorumları
- 1 hafta boyunca için! 7 günde 7 kilo verdiriyor, aç kalmadan zayıflatıyor, kaşık kaşık yiyince yağları cayır cayır yakıyor
- Botoksa para dökmeye hiç gerek yok! Uyumadan 1 damla süren sabah 10 yaş gençleşiyor
- 40 yıllık yoğurtçunun sırrı! Taş gibi yoğurt yapmak için içerisine 15 adet ekleyin: Hem lezzetli hem şifalı, probiyotik etkisiyle vücuda iyi geliyor
- Kelle paçaya büyük rakip! Ruslar kaşık kaşık tüketiyor: Bağışıklığı çelik gibi güçlendiriyor, damar daralmasını önlüyor, lezzetli ve şifalı