Türk pop müziğinin çok sevilen isimlerinden biri o! 90’larda rüzgar gibi esti, zirveden hiç inmeyenlerdendi... Bugün yine konserden konsere koşuyor. Yine çok güzel eserlere imza atıyor ve seviliyor. Reyhan Karaca ile yeni şarkısı ‘Tam 12’den’ vesilesiyle buluştuk. Geçmişten bugüne her şeyi konuştuk. Alev Gürsoy Cimin / alev.gursoy@posta.com.tr
Bir bakıyoruz sessizliğe gömülüyorsunuz, bir bakıyoruz güzel bir eserle her yerdesiniz...
Doğru işlerle anılmayı seviyorum, aslında hiç boş durmam. Sanat durmadığı, bitmediği sürece ben de bitmem. Mesela pandemi sürecinde hiç boş durmadım. Herkes tatil yapar gibi bir buçuk seneyi boş geçirdi. Ama ben o kötü zamanları da iyiye çevirmeye çalıştım. Hiç durmadan çalıştım.
Şimdi de ‘Tam 12’den’ isimli single geldi.
“Müzikseverlerin kalbini tam 12’den vuralım” dedim. Bu yeni şarkıyla özlenen 90’lar pop müziğinin nahif havasını tekrar yaşatacağıma inanıyorum. Sözlerini Sadettin Dayıoğlu yazdı. Müziğini birlikte yaptık. Aranje ise Emre Gören’e ait. Benim de bestecilik yönüm ortaya çıktı. Prodüksiyon öğreniyorum. Konservatuarlı olmamın meyvelerini daha yeni topluyorum.
Konservatuarlı olmanın büyük artıları oldu mu kariyerinize?
Okul tabii ki önemli ama ben hiçbir avantajını görmedim. Avantajı şu; saygı görüyorsunuz. Bizim olduğumuz piyasada eğitim çok önem taşımıyor maalesef. Ne kadar popüler ve ne kadar gündemdesiniz, buna bakıyorlar. Her önüne gelen de sanatçı olmasın değil mi? Ne olmak istiyorsa olsun da en azından sanatçı denilmesin bu kişilere.
Bir şarkı çıkaran kişiye bile zaman zaman ‘sanatçı’ deniyor ya, bu acıtıyor mu sizi?
Her önüne gelene ‘sanatçı’ denmesine çok kıl oluyorum. Sanatçı demek; yoktan üreten, var eden, yeni şeyler ortaya koyan kişi demek. Bir şarkı söyleyerek medyada ünlü olmuş birine sanatçı denmesi mantığa sığmıyor.
İNSANLAR PANDEMİ PSİKOLOJİSİNİ FAZLA ATLATTILAR, ÜST ÜSTELER
İnsanlar pandeminin psikolojik baskısını atlatabildi mi sizce? Konserlere geliyorlar mı?
Fazla atlatmışlar. Üst üsteler. Maske yok, mesafe yok, doğal bağışıklığa doğru gidiyoruz galiba.
Pandemi döneminde maddi olarak çok etkilendiniz mi?
Tabii ki etkilendim, sarsıldım. “Dara düştüm” demeyeyim ama çok panikledim. Çok şükür, Allah yardım etti ve bir buçuk seneyi atlattık. Ölmedik yani.
Yeni şarkınızın adından esinlendim. Sorayım hemen; hayatta tam 12’den vurduğunuz neler var?
Ailem var. Çocukluktan beri yapmak istediğim ve peşine düştüğüm hedeflerim vardı, onların da hepsini 12’den vurdum.
Bu kadar ünlüsünüz ama hiç magazin yönünüz yok. Neden?
Tercih etmiyorum. Bana göre değil. Olanlara da saygı duyuyorum ama ben bu tarz şeylerde eğitimin şart olduğunu düşünüyorum. Açlık her şeyin açlığıdır. Yemeye de gece hayatına da erkeklere de kadınlara da sevgiye de açsındır. Ama ben tokum. Ben, yedim yuttum her şeyi. Babam da sinema sanatçısıydı zaten. Çocukluğum ünlülerin içinde geçti. Bugüne kadar ne sonradan görme oldum ne de ne oldum delisi...
90’lara özlem neden bitmiyor sizce?
Duygu eksik. İnsanlar artık hızlı yaşıyor, hızlı tüketiyor. Şarkılara da bunun yansıması çok doğal. O dönem gerçek star’lar çok fazlaydı. Şimdi de güzel isimler yetişiyor ama bir de bir şarkıyla ünlenip kendini star sanan ve sonra ikinci şarkısı tutmayınca yüzüne bakılmayan ve kafayı yiyen insanlar var.
KENDİME RUHSAL OLARAK GÜVENMİYORUM, EN KÜÇÜK DARBEDE ÇÖKEBİLİRİM
Hiç aldatıldınız mı?
Bilmediğim şekilde aldatılmışımdır tabii. Kendime güvenemiyorum çünkü Akrep burcuyum ve evlensem kocam beni aldatsa kahrolabilirim. Kendime fiziken güveniyorum ama ruhsal olarak güvenmiyorum çünkü en ufak bir darbede çökebilirim.
Aşk acısı çektiniz mi?
Çektim ve her aşkım büyük hüzün ve acıyla bitti. Ben, duygusal olarak çok bağlanıyorum ama erkek ve kadının kafası aynı çalışmıyor.
Özel hayatınızda kimse var mı?
Vallahi yok. Pandemi bomba gibi düştü hayatlarımıza. Kimseyle görüşüp tanışamadık. Şu aplikasyonlar üzerinden birbirlerine çıkma teklifi eden insanlara gıptayla bakıyorum. Buralardan evlenebiliyorlar bile ama ben bunların hiçbirini kullanmaya cesaret edemem.
BEN SIRTIMI HALKA DAYAMIŞIM ÇOK İZ BIRAKTIM KOLAY KOLAY SİLİNMEZ
“Artık bizim dönemimiz geçti, modamız bitti” diye karamsarlığa kapıldığınız oluyor mu?
Hiçbir şey eskisi gibi değil. Her şey dijitalleşti. Ama ben çağa ayak uydurabildim. Zamanı iyi takip ediyorum. Ben, bu iş için yaratılmışım ve sırtımı halka dayamışım. Bence ‘Sevdik Sevdalandık’ 50 sene bile dinlenebilecek dev bir şarkı. Çok iz bıraktım, kolay kolay silinmez.
Neden hiç evlenmediniz?
Evlilikten ve evleneceğim kişilerden çok korktum. Çocuk sahibi olma fikri ise son beş senedir çok hoşuma gidiyor. Çocuğu olanları görünce heyecanlanıyorum ama öncesinde hiç benlik değildi.
Niye korktunuz?
Bilmiyorum uzun yıllar korkunç geldi bana evlilik fikri. Aynı adamla aynı ev içinde yaşama fikri zor geldi. Tek eşlilik çok zoru başarmak bence. Özellikle erkekler için. Ben tek birini ömür boyu sevebilirim sevmesine ama erkeklerin o yetenekte olduğunu düşünmüyorum. Monagam değil erkekler.
KADINLAR, SON ZAMANLARIN EN ÖZGÜR DÖNEMİNİ YAŞIYOR
Türkiye’de kadın olmaya dair neler söylersiniz?
Bence son zamanların en özgür dönemini yaşıyoruz. Eskiden kadın boşanınca “Aa boşanmış, dul kadın, çocuklu boşanmış kadın” derlerdi kadınlara, şimdi boşanıp çocuk sahibi olmuş kadınlar bile kendi hayatlarını özgürce yaşayabiliyorlar. Zihniyet değişti, ekonomik özgürlüğünü kazanan kadın çok rahat. Eğer yürümüyorsa, çaresizlik yüzünden evlilikleri sürsün derdinde değiller.
Gündeme bakınca en çok canınızı yakan konular neler?
Kadına, çocuğa ve hayvana şiddet. Şiddetin hakim olduğu bir karabulut çöktü üzerimize. Bir ahlak çöküşüne doğru yol alıyoruz. Bunu neye bağlıyorsunuz? İnternetin hayatımıza bu kadar çok girmesiyle oldu her şey. Bir kere tecavüzler çoğaldı. Kaçırmalar çoğaldı. Çocuk yaştaki kızların sosyal medyada tanımadıkları insanların peşinden gidip mağdur olduğu olaylar çoğaldı. Tamamen çağın getirdiği hastalıkla uğraşıyoruz. Bu da internet. Yüzde 40 faydası varsa yüzde 60 zararı var.
SOSYAL MEDYADA ZEHİRLENİYORUM
Doğru kullanıldığında sosyal medya önemli bir araç. Siz ne düşünüyorsunuz?
Instagram’a girerim arada. Ama altı ay tüm hesapları kapatmışlığım da var bir dönem. Ve çok rahat ettim çünkü zehirleniyorum orada. Fikrim, duygularım zehirleniyor, o linç güruhunu sevmiyorum.
Siz de bir dönem sosyal medya lincinden nasibinizi aldınız...
Siyasi konularda. Fakat benim siyasi tarafım çok zayıftır. Şunu biliyorum ki; başımıza bir büyük seçilmişse ve beni bir şekilde herhangi bir etkinliğe, resepsiyona davet etmişse, benimle temasta olmak istiyorsa, bu kim olursa olsun, çağırıldığım yere giderim. Çünkü devletime ve bayrağıma saygılıyım. Siyasi görüşüm ise kimseyi ilgilendirmez. Bu konuda linç yedim maalesef. Sosyal medya insanları kutuplaştırıyor.
- Sütle karıştırıp tüketin! Kalsiyum, magnezyum ve potasyum zengini: Vücudu çelik gibi güçlendiriyor
- Canan Karatay açıkladı: Yıllarca sağlıksız diye yedirmediler! Kaşık kaşık tüketin, insülin hormonunu baskılayan en önemli besin...
- Tahinin içine kaşık kaşık ekleyin: Tıkalı damarları yağ çözücü gibi açıyor! Kemikleri beton gibi güçlendirip demir depolarını fullüyor!
- Pekmezin içine ekleyip kaşık kaşık yiyin! Kemikleri beton gibi yapıyor, demir depolarını fulleyip bağırsakları fokur fokur çalıştırıyor!
- Son hasadı yapıldı, Türkiye'nin en kalitelisi seçildi! En güçlü antioksidan: Kalbe giden damarlarda yağ çözücü etkisi yaratıyor