Her gün Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde birçok fotoğraf, duygu ve düşünce paylaşıyoruz. Ama bu kadar gizemsiz ve açık olmak bir kadın için doğru mu?
Sosyal ağlarla alenileşen hayatımız, karşı cins ve iş ilişkilerimizi nasıl etkiliyor? Yeni Aktüel Dergisi tüm bunları Twitter ünlülerine, yazarlara, psikologlara, insan kaynakları uzmanlarına ve ‘Aşk Doktoru’na sordu...
MEHMET COŞKUNDENİZ (Gazeteci, nam-ı diğer ‘Aşk Doktoru’)
Şuradayız, buradayız ‘ mesajları ‘kolay kadın’ algısı yaratıyor
Bir kadın Twitter ya da Facebook’a “Şuradayız, buradayız, şunu içiyoruz, şunu yiyoruz, deli gibi eğleniyoruz” diye mesajlar yazıp bir de bunları gösteren fotoğraflar koyduğunda erkekte ‘kolay kadın’ algısının oluşmasına neden olabiliyor. Bunlar erkeğin ‘cüret’ini artıran şeyler. Bir Twitter kullanıcısı bana, “Ben daha ilk buluşmada yatağa atılacak kadın olarak mı görülüyorum uzaktan?” diye sormuştu. Eğlenceyi seven, arkadaşlarıyla sosyal ortamlarda çok sık bulunan bir kadındı bu. Twitter’daki çok sayıda takipçisi ona “Buluşalım, gezelim, akşam da otelde yer ayırttım” gibi mesajlar yolluyormuş örneğin. Yalnız şunu belirtmekte fayda var: Sosyalliği abartan bu kadınların çoğu yalnız. Yani hayatlarında bir erkek yok. Abartılı sosyallik yalnız kadınların takipçisi olan erkeklere “Ben çok sosyalim, çok eğlenceliyim” mesajı verdiği şeklinde algılanıyor. Tabii sosyal medya sayesinde ilişkiye başlamış kadınlar da var. Ben sosyal medyayı, kendi sosyalliğimizin dışında tutmuyorum.
ZODYAKLİ (Twitter ünlüsü)
Paylaşımlarımız kimliğimiz oluyor
Artık flörtlerdeki sorular da dijital çağa ayak uydurmaya başladı. “Facebook’a eklemeli miyim?”, “Paylaştığım videoları beğeniyor, sence benden hoşlanıyor mudur?” gibi. Yalnızca komik kedi videosu beğenen bir adam var karşımızda ama buna rağmen o beğeni kişinin kendini beğendiğini sanmasına yetiyor. Yani sayfalarımız, paylaşımlarımız bizim kimliklerimiz haline gelmiş durumda. Bu nedenle paylaşımlarımız özellikle iş hayatında büyük sorun. İş yerinde resmi durduğunuz patronunuzun “Panpa akşam Bebek’te içelim mi?” yazması, Serdar Ortaç’ın The Wall’u söylemesi ile aynı ciddiyetsizlikte. Bir sonraki gün patronunuza “Panpa bu dosyalar hazır” diyemiyorsunuz. Sosyal paylaşım sitelerine yalnızca üye miyiz yoksa onlar bizim kimliğimiz mi? İşte bu çizgiyi geçebilmek önemli.
ÖZLEM KOTAN (Cosmopolitan Derg. Yay. Yön.)
Dışarıda nasılsam facebook’ta da öyleyim
Twitter’a ısınamadığımı ve bir ‘Facebookkolik’ olduğumu inkar edemem. Ben büyük keyifle ve özenle profilini sektirmeden güncelleyenlerdenim. Yeni, eski, güzel, komik çıktığım resimlerimi de bol bol yüklüyorum. Böylece resimli, videolu bir anı defteri oluşturuyorum. Bazen kedim başrollerde oluyor, bazen kendim fakat Cosmopolitan’dır ortak noktamız ve buluşma sebebimiz şu anda var olan 3500 tanıdığım, tanımadığım arkadaşımla. Gayet dürüstçe ve olabildiğince en doğal halimle içimi döküyorum Facebook sayfamda. Dışarıda nasılsam, profilimde de aynı kişiyim. Olabildiğince dediğim de şudur; hepimizin stresli, depresif, mutsuz, umutsuz olduğu zamanlar, günler oluyor. Robot değiliz nihayetinde; o zamanlarımda zehir zemberek açıklamalar ve imalarda bulunmak yerine pozitif şeylerden söz etmeye gayret ediyorum. Facebook sayfamdan rahatsız olan erkek arkadaşım olursa, tabii ki elimden bir şey gelmez, gelmiyor. Ne dışarıda, ne Facebook profilimde istesem de bambaşka biriymişim gibi kendimi gösteremem.
ARZUM UZUN (Aşkın 8 Kusuru kitabının yazarı)
Sonunuz Dorian Gray’in portresinden hazin olur
Kadınların kendilerini ‘social media bitch’ olmaktan korumaları için gereken tek şey, tüm histerik hezeyanlarını durumlarına yazmamaları. Tamam, bu kendilerini yalnız hissetmelerini önlüyor olabilir; ama uzun vadede zavallı görünmelerine neden oluyor. Hiçbir erkek, zavallı bir kadını sevmez. Facebook fotoğraflarına ve arkadaşlarla şakalaşmalara gelince Facebook fotoğraflarınızı ve durumunuzu istediğiniz insanlara kapatabiliyorsunuz. Eğer kendinizi kasmadan takılmak istiyorsanız sevgilinizin istemediğiniz şeyleri görmesini engelleyin. Ayrıca sevgiliyi kıskanıp Facebook ve Twitter fotoğraflarına bikinili fotoğraflarını koyan arkadaşlara buradan seslenmek istiyorum: Derdiniz ne ya da ne yiyip içiyorsunuz, sarhoş musunuz? Kime neyi ispat etmeye çalışıyorsunuz? O memeli fotoğraflar kadınların hepsinin itibarını sıfırlıyor. Ayrıca partilerde yarı baygın gözlerle kafa bir milyon çekilmiş fotoğrafları da ortadan kaldırmak lazım. Son bir tavsiye: İçip tweet atmayın. İçip sevgilinize mesaj atmamanız gerektiği gibi. Her gittiğiniz yerden durum bildirimi yapmayın. Vallahi mevcut ya da muhtemel sevgiliniz önünüze gün sonu gibi döker raporu. Ve günün sonunda olmadığınız biri gibi davranmayın. Alemci kadın tribi çok moda oldu bu ara; bir de bunu iyi bir şey zannetmeye başladı bazı kızlar. Yapmayın etmeyin. Yiyin için gezin tabii ama hepiniz stabil bir koca ararken, her gece başkasıyla yatan kız portresi çizmeyin, sonunuz Dorian Gray’in portresinden hazin olur, vallahi evde kalırsınız.
AYŞE BRAV (Gazeteci)
Bugün yediğiniz hurmalar yarın...
Ben en başından beri Facebook’tayım ve hiçbir problem yaşamadım. İnsanlar sizin cevaplarınızdan, duruşunuzdan mesajı net olarak alıyor ve ona göre yaklaşıyor. Amaç flört etmek ise, seviyesizce yapmadığınız sürece yine problem olmaz. Ama şu an özellikle Twitter’da yapılan ayarı kaçmış konuşmaların en önemli nedeni gündem olabilmek. Gerçek bir sanatçı veya gerçek bir hanımefendiyseniz ve değerleri, normları düzgün bir ailede yetiştiyseniz, sevgilinizle yatak odanızı, mahrem konuları halka anons etmezsiniz. Ediyorsanız da hakareti göze almalısınız. Ne demiş atalarımız; bugün yediğimiz hurmalar yarın malum bölgelerimizi tırmalar.
FEYZA BAYRAKTAR (Psikolog)
Fotoğraflar daha çok iş ve aile ortamından olmalı
Hanımefendilik konsepti Türk kültüründe daha çok gizemli ve mesafeli olmak, argo konuşmamak gibi özellikler taşıyor. Özellikle kişinin az fotoğraf koyması, koyduğu fotoğrafların da daha çok iş ortamında olması, aile ile çekilmiş olması, denizde, havuzda, bikinili, mayolu olmaması bu imaja destek olabilir. Güvenlik ayarlarından kişinin kendi profilinin sadece belli kişilere açık olması, ilgi alanları, beğendiği sayfalar, üye olduğu gruplar konusunda daha özenli davranması, arkadaşlarının yazdığı duvar yazılarından uygunsuz gördüklerini silmesi ve arkadaşlarını bu konuda uyarması, ilişki statüsünü gizlemesi, kendi özeline ait çok fazla bilgi vermemesi, yaptığı yorumlarda da uygun, özenli bir dil kullanması, çok gerek olmadıkça yorum yapmaması bu imajı çizmesine yardımcı olacaktır.
ZELİHA AĞAR (İnsan Kaynakları Uzmanı)
Beklenen davranış kalıpları teknoloji kadar hızlı değişmiyor
Toplumsal cinsiyet yargılarının kadının sosyal medyadaki duruşuna nasıl etki ettiğine baktığımızda, ülkemizde toplumsal yapı özellikle teknoloji kullanımı boyutuyla hızla dönüşürken kadın ve erkekten beklenen davranış kalıpları gelenekselden moderne aynı hızla değişmemiştir ve kadının sanal dünyada varoluş biçimi geleneksel yaklaşımdan etkilenmektedir. Kısa bir süre önce akademik amaçlı yaptığım bir çalışma sırasında görüştüğüm kişiler arasında kadınların sosyal ağları kullanırken gizlilik ayarlarını erkeklere oranla daha üst düzey kullandığını, mahremiyet konusunda daha hassas davrandıklarını gözleme fırsatım oldu. Dünyanın her yerinden izlenebilen sanal platform üzerinde bir kimlik veya performans sergileniyorsa bir biçimde geri dönüşünün de olacağını bilmek ve tercihleri bu doğrultuda belirlemek en doğru yaklaşım olacaktır.
SİMİNYA (Twitter ünlüsü)
Kıymayın bize cicim ayı çiftleri
Bir ilişki iyi de gitse kötü de gitse internette mutlaka kinayeyle devam ediyor. Sevgiliye alt metinlerle dolu mesajlar yollanıyor. Bu bazen Demet Akalın’dan ‘giderli’ bir şarkı sözü oluyor, bazen gülücükler, bol keseden noktalama işaretleri falan. Ama bu aksiyonlar mutlaka herkesin görebileceği şekilde yapılıyor. Hele kavga edilmişse daha da çok şarkı sözü, daha vurucu özlü sözler ve daha bol ünlemle saldırıya geçiliyor. Bunun samimiyet olduğu gibi bir inanış hakim. Evli çiftlerde de sosyal ağlardan kaynaklanan hırgürler çıkabiliyor. Bir de yeni evli çiftlerin cicim aylarını canlı canlı izlemek istemiyorum artık. “Diş fırçamızla dişimizi fırçaladık, aşkitoşum napaymış? Kocişim kediciğin seni özledi miyav” mesajlaşmalarını görmeye bu can dayanamayabilir. Kıymayın bize cicim ayı çiftleri. Hanımefendiliğini korumak isteyen kadının ‘Hanimefendi_Kadin’ nick’i alarak hanımefendiliğini koruyacağını düşünüyorum.
(06.11.2011 tarihli Pazar Postası'ndan alınmıştır.)
- Tahin pekmezin içine karıştırıp kaşık kaşık yiyin! Kemikleri betona çeviriyor: Doğal antibiyotik, damarları çamaşır suyuyla temizlenmiş gibi yapıyor, halk arasında 'süper besin' olarak biliniyor
- TEKNOFEST KKTC 2025 teknoloji yarışmaları başvuruları başladı!
- Yalova, Balıkesir ve Çanakkale'de yetişiyor! Sayısı dört yılda ikiye katlandı: Omega-3 kralı olarak biliniyor
- Kış aylarında en çok tüketilen çorba! Tam bir probiyotik deposu: Hastalıklara meydan okuyor, vücudu çelik gibi güçlendiriyor
- Ihlamuru sakın böyle tüketmeyin! Böbrekleri bitiriyor...