Timuçin Güner, bugüne kadar ekranda izlediğimiz en çok izlenen magazin programlarının yapımcısı ve artık mutfaktan çıkıp ekran önüne geçti. Kanal D’de yayınlanan Magazin D’de ünlülerle çok eğlenceli röportajlar yapıyor. O kadar rahat, samimi ve güvenilir bir insan duygusu veriyor ki bir anda gazeteci olduğunu unutup, eteğinizdeki tüm taşları dökebilirsiniz ona! Sanırım mesleki başarısının altında bu yatıyor. Diyor ki: Artık 90’lar magazini yapmıyoruz. Magazine de Z kuşağı ve sosyal medya yön veriyor.
Oya Çınar / oya.cinar@posta.com.tr
Sizi sadece yapımcı kimliğinizle tanıyorduk. Ama sürpriz bir şekilde mutfaktan çıktınız ve vitrine geçtiniz. Ekran önüne itildiniz mi, adım mı attınız?
Hiç aklımda olan bir şey değildi. Hiçbir zaman da kendi kendime adım atmazdım büyük ihtimalle. Kanal D Programlar Direktörü Ceyda Gönenç’in fikriydi. “Bir program yapacağız, senin mutfakta geçirdiğin süre yeter artık, eli yüzü de düzgün bir adamsın, artık ekran önünde olmalısın” dedi. Benim de içimde varmış demek ki! (Gülüyor) “Tamam” dedim, o şekilde başladı.
Başta zorlandınız mı? “Ekran önü bambaşka bir dünyaymış” hissi ya da güvensizlik hissettiniz mi?
Aşırı hem de. Güvensizlik, tedirginlik… Her şey vardı. Canlı yayın gerçekten bambaşka bir şey. Reji her zaman güvenli alandır. Ekran önünde ağzınızdan çıkacak en küçük yanlış bir söz, hiç kestiremediğiniz sonuçlar doğurabilir. Tüm bu endişeleri yaşadım ama çabuk geçti o süreç. Şimdi çok daha rahatım.
Kendinizi izlerken nasıl buluyorsunuz?
Şahane buluyorum. Hahaha! Şaka bir yana gerçekten “Şimdiye kadar niye yapmamışım” diyorum bazen. Çok keyif alıyorum çünkü. Bir de magazinle hiç bağı olmayanların bile yorumcu olarak ekrana çıktığını düşünürsek, işi bilen biri olarak, “Geç bile kalmışım” dedim.
Hangisi daha keyifli peki? Mutfak mı, ekran önü mü?
Mutfak yine daha keyifli. Bir kere daha heyecanlı. İşin beyni rejidir. Orada haberin sırasını değiştirirsin, süresini değiştirirsin, her aşamasına dahil olursun. Görsel taraf elbette zevkli ama rejideki heyecanı orada tabii ki almıyorum.
GÜVEN HER ŞEYDEN ÖNEMLİ
‘Magazin D’ her hafta reytinglerde üst sıralarda ama bir yandan da ekranda onlarca magazin programı var ve aslında hepsinde benzer içerikler var. Sizce sizi diğerlerinden ayıran ne?
En önemli şey güven. Haber kanalı denilince nasıl insanların ilk aklına CNN geliyorsa, insanlar haberi en hızlı ve en doğru şekilde oradan alacağını düşünüyorsa, her işte bu böyle aslında. Ben 27 yıldır televizyon dünyasındayım, bunun 15 yılı da magazin programlarında geçti. Çalıştığımız tüm ekip o kadar kendini bu işe vermiş insanlar ki… İzleyici onları ekranda gördüğünde ya da kamera arkasında benim olduğumu bildiğinde o güveni hissediyor.
Kaynağını teyit etmeden yayınladığınız, tamamen yalan haber olduğunu sonradan öğrendiğiniz bir haber olmadı mı hiç bugüne kadar?
Biz ‘Magazin D’ olarak hiç yaşamadık bunu. Yedi yıldır yapıyoruz ve şu ana kadar açılmış tek davamız yok.
HABERİN GÖRÜNTÜSÜ VARSA KİMSENİN GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMAM
Hakkınızda okuduğum bir haberde, “Ünlüler Timuçin Güner’in doğum gününe akın etti” deniyordu. Bugüne kadar yaptığınız hiçbir haber deyim yerindeyse kimseyi acıtmadı mı? Bu işi yapıp da ünlülerle bu kadar yakın olmak tarafsızlığınızı etkilemiyor mu?
Çok güzel soru, televizyonda olsa şimdi buraya uzun bir ara verip gerilim müziği koyardık altına. (Gülüyor) Her şeyden önce artık 90’lar magazini yapmıyoruz. Şahsi olarak arkadaşım olan kimseyi acıtmamışımdır ama benim ekibim tarafından yapılmış olabilir. Ha ama şu var; haberin görüntüsü varsa, arkadaşım da olsa kimsenin gözünün yaşına bakmam. Görüntü yoksa zaten beyanı esas alıyorum. O yüzden kimseyle ciddi bir sorun yaşamadım bugüne kadar.
ESKİDEN BİR ÜNLÜNÜN KAÇ KEZ EVLENDİĞİ MERAK EDİLİRDİ ŞİMDİ GELİNİN KAÇ GELİNLİK GİYECEĞİ MERAK EDİLİYOR
“Artık 90’lar magazini yapmıyoruz” dediniz. Eski magazinle şimdiki arasında gerçekten çok keskin farklar var. Bu süreç içinde mi gelişti, siz o değişimi yaşarken hissettiniz mi?
Aslında bu geçiş biraz keskin oldu. Bana göre artık magazini Z kuşağı yönetiyor. Eskiden bizim merak ettiğimiz şeylerle, şimdi merak edilenler aynı değil. Sosyal medya yön veriyor artık magazine. Eskiden bir ünlü evlenirken kaçıncı evliliği olduğu merak edilirken şimdi gelinliğini nereden aldığı, kaç gelinlik giyeceği merak ediliyor. O sürekli entrika arama durumları epey softlaştı.
Siz işinizi ne kadar düzgün yaparsanız yapın, magazin gazeteciliğini hiç ciddiye almayan çok insan var. Bu konuya nasıl bakıyorsunuz?
Valla herkes der ya hani “Ben sadece belgesel izliyorum.” Böyle bir şey yok. Önce burada bir anlaşalım. Herkes bir ölçüde magazin okur, izler. Diğer yandan yaptığımız şey çok ip üzerinde bir iş. Özel hayat dediğiniz şey bir insanın en hassas alanı. Onu, o insanı incitmeden, insanların keyif alacağı şekilde yapmak ve sunmak bence başlı başına saygıyı hak ediyor. Yanı sıra magazin bir kafa dağıtma, bir eğlence malzemesidir. Ben insanları eğlendirmekten her zaman keyif alıyorum ve sadece bu yanıyla bile işime çok saygı duyuyorum.
İKİ KEZ ÇALIŞTIĞIM KANALIN KAPANMASINA NEDEN OLDUM
Bir haberi yayınlayıp yayınlamamakla ilgili etik sınırı sizin için nerede başlar, nerede biter? Sansür sizin için ne zaman devreye girer?
Sansürü biraz bana hayat öğretti. Sansürün kimi zaman gerekli bir şey olduğunu bilmediğim, ilk başladığım zamanlarda iki kez Show TV’nin kapatılmasına neden oldum. (Gülüyor) Kafamda keskin kalıplar yok. Sansürün ne zaman başlayıp ne zaman biteceğini o an önünüze gelen haberi izlediğinizde fark ediyorsunuz daha çok.
Yaptığınız işin sizi en heyecanlandıran yanı ne?
Reyting. Para da önemli elbette ama en doyuma ulaştığımız nokta reyting. Hem müthiş bir stres kaynağı hem de müthiş bir keyif.
Ne zaman sıkıcı ve yorucu hale geliyor?
Tek bir an olmadı şu ana kadar. O kadar seviyorum ki işimi. Sevgililerimi bu kadar sevdiğimi sanmıyorum. Asla sıkılmıyorum, asla sıkılmayacağım. (Gülüyor)
Direkt sizinle ilgili bugün sonuçlarını çok kestiremediğiniz bir haber yapılsa, tepkiniz, yaklaşımınız ne olur?
Kaçarım herhalde. Ben ünlüler kadar güçlü değilim. Onlara bu konuda çok saygı duyuyorum. ‘Matrix’ gibi, bir şekilde kurşun almadan devam ediyorlar. Ben yaralanırım kesin.
REHA MUHTAR EN KÜÇÜK HATAMIZDA YA YÜZÜMÜZE TÜKÜRÜR YA KASETİ KAFAMIZA FIRLATIRDI
Yıllar içinde birçok farklı ünlü isimle çalıştınız. Meslek yaşamınız boyunca hiç mobbinge maruz kaldınız mı?
Kaldım tabii. Reha Muhtar’la dört yıl çalıştım. Başladığımda 21 yaşındaydım. En küçük hatamızda ya yüzümüze tükürüyor ya da kafamıza kaset fırlatıyordu. Sonra işi para cezasına çevirdi. O cezalarla biriktirdiği parayla da birinin estetik ameliyatını yaptırmıştı. (Gülüyor) Yaşandı bu tip şeyler maalesef.
“Çok severek çalıştım, çok sever ve saygı duyarım” dediğiniz isimler kimler?
Seda Sayan gördüğüm, çalıştığım en disiplinli kadındır. Sabah 6.30’da gelir, o saate kadar köşe yazarlarına kadar tüm gazeteleri okumuş olurdu. Ve inanılmaz zeki. Ayakkabı numarasından bir cinayeti çözdüğüne şahidim. Ayrıca çok cömert bir kadındır. Çağla Şıkel ve Özge Ulusoy çok disiplinlidir ve onlarla çalışmak her zaman çok keyiflidir.
KISA KISA…
Asla unutamadığınız bir magazin manşeti?
Nihat Doğan’ın röportajımız sırasında söylediği “Sakal gibiyim, kestikçe uzarım” sözleri. Cem Adler’in, Bülent Ersoy’la evli olduğu zaman, “Seks yapıyor musunuz?” soruma, “Ben akşamları sadece playstation oynuyorum” cevabı. (Gülüyor)
“Henüz mümkün olmadı ama röportaj yapmayı çok isterim” dediğiniz biri?
Türkiye’deki ünlülerin çoğunun hayatında ne olup bittiğini biliyorum. Bu yüzden röportaj yapmak istediğim kişi Amber Heard. Johnny Depp’le tanıştıkları andan, olaylı boşanma süreçlerine kadar yaşadıklarını ondan dinlemeyi isterdim. Tabii Elon Musk’la yaşadıklarını sormayı da…
“Seks her zaman satar” ifadesine katılıyor musunuz? Yoksa bu da artık 90’lara ait bir şey mi?
Kesinlikle katılıyorum. Hala geçerli, hep geçerli olmaya devam edecek. Seks her zaman satar.
En çok magazin değeri olduğunu düşündüğünüz üç konu başlığı? İnsanlar biriyle ilgili en çok neleri merak ediyor?
Aldatma hikayeleri, yeni aşk haberi ve kim ne giydi, kaç liraya aldı? Bunlar her zaman merak edilir. Okunur ve izlenir.
Fotoğraflar: CEMAL YURTTAŞ
- Saçları baştan aşağı onarıyor! Kepek ve egzamayı patır patır döküyor: Haftada bir kez uygulamak yetiyor
- Turistler kapış kapış alıyor! Sütten 30 kat daha fazla kalsiyum içeriyor, vücuda tek seferde vitamin ve mineral depoluyor
- Kilis'te havaların soğumasıyla ilgi arttı! Gribe karşı doğal antibiyotik: İçenlerde ne öksürük ne de boğaz ağrısı kalıyor...
- Bağırsakları anında çözüyor! Kabızlığa son verip C vitamininde limonu 30'a katlıyor! Doğada kendiliğinden yetişen mikrop öldürücü
- Böbrekleri sinsi sinsi mahvediyor! Kalsiyum kaybına neden oluyor: Tansiyonu zirve yaptırıyor