Türkiye'nin 'Bay Sinema'sı. Yüzlerce filme, diziye, programa yönetmen ve yapımcı olarak imza atan bir isim Türker İnanoğlu. 82 yaşındaki usta sinemacı ile hem nostalji yaptık hem bugünü konuştuk.
Alev Gürsoy Cimin
alev.gursoy@posta.com.tr
Yeşilçam’ın usta isimlerinden birisiniz. Peki o devir geçti bitti mi sizce?
Yeşilçam’ın son teda o filmlere hayat veren arkadaşlarımın hepsi gitti. Bir kısmı işi bıraktı gitti, çoğu vefat etti gitti.
Yeşilçam’ın sırrı neydi?
Yeşilçam’ın karakterleri vardı. Hulusi Kentmen, Vahi Öz, Öztürk Serengil, Turgut Özatay, Kadir Savun, Suphi Kaner, Necdet Tosun, Hüseyin Baradan, Mürüvvet Sim, Adile Naşit... Şimdi onların yerine koyacağınız bir tane artist gösterin...
Gösteremez miyiz?
Yok! Hele başrole geldiğim zaman hiç yok. Bir Ayhan Işık, Türkan Şoray, Filiz Akın, Fatma Girik, Gülşen Bubikoğlu yok. Yeni jenerasyon sıfır demiyorum ama onlar gibi değiller. O dönemin ruhu bambaşkaydı.
Size ‘Bay Sinema’ diyorlar. Siz kendinize ne diyorsunuz?
‘Sinemasever’ diyorum, sinemaya da ‘aşk’ diyorum. 62 sene boyunca doğru dürüst tatil yapmadım. Tatile gittiğim zaman bile bir elim sürekli telefonda, kafamın bir kısmı burada olurdu.
Aileye biraz haksızlık yapıldı mı bu süreçte?
Onlara her türlü imkanı bıraktıktan sonra haksızlık olmuyor. Çok çalıştım ama ailemi ihmal etmemeye de büyük özen gösterdim.
KAMERA ARKASININ EN TANINAN İSMİYİM
‘Arka Sokaklar’ dizisi yıllardır reytinglerde bir numara. Sırrı ne?
Türk halkı ne istiyor, neyi seviyor bunu biliyoruz. Gerçeklerden uzaklaşmıyoruz. Artık aileden biri oldu dizideki her isim.
İşin sırrı halkın nabzını iyi tutmak mı?
Evet. Türk halkını çok iyi tanıdığım için Turgut Özal beni buldu ve ‘İcraatın İçinden’ programını yaptırdı. 1985-86 yıllarıydı. Bugünkü filmler diziler sabun köpüğü gibi eriyip gidiyor. Sizin eserleriniz unutulmuyor, neden? Çünkü ruh vardı, emek vardı, iyi ekipler vardı. Ayrıca imkânlar kısıtlıydı, yokluk vardı. Yoktan var etmek vardı.
Bugünkü teknoloji o zamanlar nerede...
Ayrıca 62 senedir bir kez magazin sayfasına düşmedim. Ama sinemada kamera arkasının en tanınan ismiyim. Daima iyi işlerle anıldım. Sevgi gördüm.
Şimdiki dizileri izliyor musunuz?
Hayır. Maalesef sarı nokta hastasıyım. Yüzünüzün detaylarını göremiyorum mesela. İki kere kanser ameliyatı oldum.
Geçmiş olsun. Nasıl sağlık durumunuz?
10 gün önce geldim Amerika’dan. Yine bir ameliyat geçirdim.
YETENEĞİ ALTINCI HİSSİMLE GÖRÜYORUM
Onlarca yıldız yarattınız. Türkan Şoray bile “Benim var olma nedenim Türker Bey’dir” diyor...
Yeteneği görmek bende altıncı his. Boy postan önce karaktere ve hevese bakardım. Bu işe girmeden önce de çok film seyrederdim, bilhassa Amerikan filmlerini... Bir iş tutar mı tutmaz mı yüzde 60-70 oranında anlarım.
Yarattığınız yıldızların hepsi bunu taşıyabildi mi?
Taşıyamayanlar kayboldu gitti. Taşıyabilenler yaşadı bu sinemada.
Sinemanın dört yapraklı yoncası dışında beğendiğiniz isimler var mıydı?
Semra Sar diye bir kız vardı. Kısa sürede koptu gitti, ne olduğunu bilmiyorum.
Birçoğu gitti, en çok kimi özlüyorsunuz?
Hepsini. Necdet Tosun evladım gibiydi, oğlum İlker’i okula o yazdırdı. Kızım Zeynep’i okula Nevzat Okçugil hanımefendi yazdırdı. Mürevvet Sim, son saatlerinde hastanede “Türker’i bulun” demiş ama gittiğimde ölmüştü. Beni kurtarıcı gibi görüyorlardı. Gönülden bağlıydık birbirimize.
Tarık Akan’ı da erken kaybettik...
İçimde yaradır, çok üzüldüm. 80 ihtilalinden sonra içeri alındı. Gülşen ile beni ifade vermeye çağırdılar. Valla ağladım Tarık’ı orada görünce. Çok iyi çocuktu Tarık, halk çocuğuydu.
Bugün izleyip Türkan Şoray’a, Hülya Koçyiğit’e benzettiğiniz bir isim var mı?
Tuba Büyüküstün, Beren Saat iyi sanatçılar. Ama o dönem başkaydı. Türkan Şoray’ı halk o kadar sevdi ki ‘Sultan’ unvanını aldı. O ismi zannediyorum ki, bilhassa bayanlar taktı.
GÜLŞEN'E AŞIK OLDUM MU BİLMİYORUM
Eşiniz Gülşen Hanım’ı da göremiyoruz ekranlarda uzun süredir.
Kızımız Zeynep’e kendini adadı, şimdi de torununa...
Acaba siz mi istemiyorsunuz diye düşünmüştüm?
Hayır, ben istiyorum ama o istemiyor artık.
Nasıl tanışmıştınız Gülşen Hanım ile?
1973’te, ‘Ses’ dergisinin düzenlediği yarışma sonrası tanıştık. İkinci olmuştu. Kazananlar yapım şirketleriyle proje yapacaktı.
Ve aşık oldunuz...
Bilmiyorum aşık mı oldum, yoksa aramızda bir kontak mı oldu.
SANATÇI BİRAZ SEFAHATE DÜŞKÜNDÜR
Yeşilçam’ın karakter oyuncularının kimi açlıktan, kimi sefaletten öldü...
O zaman para yoktu. Sanatçı biraz sefahate düşkündür. Gider içer falan. Aldıkları üç kuruş da ellerinden gidince zor duruma düştüler.
Sizin birçoğuna yardımcı olduğunuzu duydum.
Onlar benim gizli tarafım. Birçoğuna değil, çoğuna. Yeşilçam’ın starları yokluk içinde var oldular. Kalite ve başarı ön plandaydı. Şimdi maddiyat önemli.
O zamanki yapımcılar oyunculara göre daha mı şanslıydı?
Oyunculara göre evet, ama bugünkü gibi büyük paralar yoktu Yeşilçam’da. Yapımcılar, ya başka sektöre yatırım yaptı ya da hanlar, hamamlar aldı. Alamayanlar da doğru dürüst idare edemediler, iflas ettiler. Şimdi ise televizyondan dolayı büyük paralar kazanılıyor.
Aşkla yapıp başarısız olan da var...
İnatçı olacaksın. Ben istasyona bir tren geldiği zaman mutlaka binerim. Yanlış yere gidiyorsa bir sonraki istasyonda inerim. Binmezsem, doğru yere gidiyorsa kaçırmış olurum.
Şahane bir eser ortaya koydunuz: ‘Afişlerle Türk Sineması’ sanki bir Türkiye ansiklopedisi...
20 yaşında sinemaya adım attım. 62 yıldır sinemanın içindeyim. Türk sinemasının en uzun ömürlü şirketi Erler Film’i 1960’ta kurdum. Sinema sayesinde herkesten saygı, sevgi gördüm. Onlar sayesinde filmlerim gişe rekorları kırdı, dizilerim reyting rekorları kırdı. Bu insanlara, bu mesleğe borcum vardı. Bu eserle borcumu ödedim.
DİZİ SÜRELERİ UZUN AMA ÇALIŞANLAR İYİ PARALAR ALIYOR
Oyuncular uzun dizi sürelerinden çok şikayetçi...
Ben de şikayetçiyim ama karşılığında iyi paralar alıyorlar. Haftada yüz bin lira alan sanatçı var. Setteki işçiler de öyle. Bu süre bir saate indiğinde, reklam gelirleri düşecek ve alacakları para da yarıya inecek.
Cüneyt Arkın, “Beni bir proje için çağırdılar, diğer isimlerin aldığı ücretin çeyreğini bile teklif etmediler” dedi.
Haklı. Cüneyt Arkın bir daha gelir mi dünyaya? İtalya’da Cüneyt Arkın’la ‘Yumurcak Küçük Kovboy’ filmini çektim. İlker’in de oynadığı. Sete yönetmenler, yapımcılar aktı Cüneyt’i görmek için.
OĞLUM İLKER PARAYA DOYMAZ
Herkesi ev, araba sahibi yapmışsınız ama oğlunuz İlker İnanoğlu’na en az maaşı veriyormuşsunuz ‘Arka Sokaklar’da?
O doymaz... (Gülüyor)
Oğlunuz, “Bakmayın Türker İnanoğlu’nun oğlu olduğuma, asla torpil yapmıyor” demiş bir röportajda.
Daima hakkaniyetten yana oldum. O diziyi başlatan Şevket, Ozan, Rıza Baba’ydı. Onlar üç kuruş alırken, bu beş kuruş istemeye kalktı. “Hadi oğlum yolun açık olsun” dedim. Öbürleri tiyatrodan gelmiş. Sen iki sene sonra diziye girip, onların önüne geç, yok böyle şey.
- İdrar yolu enfeksiyonlarının kabusu oluyor! Doğal şeker ilacı: Tıkalı damarları ameliyatsız açıyor, C vitamini depolarını fullüyor!
- Saniyesinde kana karışıyor, demiri fırlatıyor: Tansiyon 12.8'de sabitleniyor, bir kaşığı yetiyor
- Egzama, sedef ve kuruluğu tarihe gömüyor! 1 damlası cildi parıl parıl parlatıyor, 10 yaş gençleştiriyor! Kırışıkları silgi gibi silen mucize
- Mevsimi geldi: Türkiye'den Avrupa'ya kasa kasa satılıyor! Bağırsakları motor gibi çalıştırıp C vitamini yüklüyor! En güçlü antioksidan, kemikleri betona çeviriyor
- Kaşık kaşık yiyince kolesterolü damardan kazıyor! Demir, magnezyum ve çinko depolarını fulleyip kemikleri beton gibi yapıyor