Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Fatma Girik sinemada öpüşmeme, soyunmama, sevişmeme gibi 'kurallar' koymuşken Sevda Ferdağ, öpüştü, sevişti, soyundu, hatta göğüs ucu görünen ilk kadın oyuncu oldu...
O günlerde kendini korumak için çapkınlara karşı etrafına ördüğü ‘duvarlar’, bugün bile dostları dışında herkese karşı varlığını hissettiriyor. Sevda Ferdağ 50 yılı sinemada geçen hayatını anlattı...
RÖPORTAJ: SERAL CUMALI
seral.cumali@posta.com.tr
Egeliyiz; Edremit’te doğdum (15 Ağustos 1942), İstanbul’da büyüdüm. Asıl adım Lütfiye. Babama çok düşkündüm ama ilkokuldayken kaybettim. Ablam Ferda Ferdağ oyuncuydu, sinemanın içine doğmuştum.
Ekrem Bora, Öztürk Serengil, ‘Kadıköylü abiler’di benim için. Büyü seni de artist yapalım” derlerdi. Büyümeden, 14 yaşında artist oldum.
Ailemiz moderndi, sinemaya girmemizi hoş karşılamıştı. Çocukluk Bir aile hatırası. En sağdaki Sevda Ferdağ. hayalimdi Hollywood. Aşırı bir hayal ama isteseydim olurmuş diyorum. Hâlâ ‘Batıda doğsaydın dünya starı olurdun’ diyorlar. Ama ben ablam kadar sevmedim sinemayı.
“14 yaşında ailemin imzasıyla film çevirdim”
İlk filmim ‘O Günden Sonra’ idi. 14 yaşındaydım ama iri bir kızdım, ailemin imzasıyla oynadım. İlk setimde, ‘Burası okul kokuyor’ diye bağırmıştım, ‘Aramıza hoşgeldin’ diye sarıldılar.
Bizdeki çalışma şartları cazip gelmedi, ablamla Avrupa’ya gittik, Almanya’da dergilerde kapak oldum, oyunculuk teklifi aldım. İstanbul’u özleyince, döndüm. Bir dünya menajerinin teklifini reddetmiştim, ona pişmanım hala.
1963’te ‘Azrailin Habercisi’ ile tekrar sinemadaydım. 1964’te Halit Refiğ’in ‘Gurbet Kuşları’ filminde dansöz rolündeydim. Ders almadan kendi kabiliyetimde dans ettim. 50 yılda 150’nin üstünde film çektim. Bir yıl, 24 filmde oynadım. Çizgisi olan bir oyuncu değildim. O dönem oyuncuların yasakları, kuralları vardı. Benim yoktu. Rolleri seçerek oynamadım.
Kurallara, yasaklara hiç inanmadım. Hâlâ inanmıyorum. Oyuncuyum çünkü. Fahişe de, iyi kız da oynarsın. Yeni oyuncular benim gibi ama ben çok erken yaptım bu ileri hareketi. Bir filmimde çarşaf kaymış, göğüs ucum göründü, yüzüme değil, göğsüme bakmaya başladılar. Fazla gelmişim sinemaya demek, kafa yapım da öyle.
“Kendimi korumak için etrafıma duvarlar ördüm”
O rollerden dolayı sokakta hiç tepki almadım. Rollerimin bana bir zararı olmadı. Çünkü etrafıma kendimi korumak için duvarlar ördüm. Bana yaklaşmak, ‘Merhaba’ demek için bir durmak gerekiyordu.
Sonraki yıllarda da sürdü. Sinemada seks filmleri başlayınca, bana da sahneye çıkmam teklif edilmişti. Her zamanki gibi kimseye bakıp selam vermeden yürüyorum. Zeki Müren, ‘Sophia Loren geçiyor’ der, eğlenirdi benimle.
Duymazlıktan gelirdim. Fahrettin Aslan, “Sen yürü, paranı al. Çünkü gazinonun sahibi gibi yürüyorsun” derdi.Seyirciyle gözgöze gelmemek için kapıya bakarak şarkı söylerdim.
Şoför arabayı çalışır vaziyette tutar, sahneden iner inmez gazinodan uzaklaşırdım. Hep kendimi korumak içindi bunlar. Bir gün bu duvarlar meselesini Ömer Kavur’la paylaştım. ‘Kır o duvarları Sevda’ dedi. “Kıramıyorum, artık içinden de çıkamıyorum” dedim. Duvarlarım Berlin Duvarı’ndan güçlü O yıkıldı, benimki hala duruyor.
“Ayhan Işık’ın gözlerine dalıp sözlerimi unuttum”
Ayhan Işık bambaşkaydı. Çekim sırasında yönetmen Ertem Göreç’in ‘Ne yapıyorsun Sevda, lafını söyle’ diyen sesiyle irkildim. ‘Ay Ayhan Bey’in gözlerine dalmışım’ dedim.
Ayhan Işık da uyarmış, farketmedim. Sarıldı, ‘Canım benim’ dedi. Yeşilçam çileydi. Çünkü para yoktu. Beni süt banyosu yerine kireçli suya sokmak istediler, farkettim de girmedim. Yoksa bugün yanık bir kadındım.
“Fanatik onurumdan ödün vermedim, hiç zengin sevgilim olmadı”
Çok kez erkekleri baştan çıkaran vamp kadını oynadım. Gerçek hayatımda o kadın değildim. Fanatik onurum var. Kimseye ödün vermedim. Zengin bir sevgilim hiç olmadı. Para bulunuyor da sevgi bulunmuyor.
Geçici sevgiler, aşklar yaşadım. İki defa evlilik kapısından döndüm. Pişman değilim. Hayalimdeki evlilik İsmet-Mevhibe İnönü’nün evliliğiydi. Hatta evlerine yakın olmak için Maçka’ya taşındım.
Ama öyle evlilik yapacağım erkeği bulamadım. Çocuk yapmadığıma da pişman değilim, çünkü çocuk yapacağım adam bana güven vermeli. Babasız büyüdüm, bunu çocuğum da yaşasın istemedim. Sonra zenci bir çocuk alacaktım herkes engelledi.. Zenci bebek çok severim, bir sürü bez bebek yaptım.
“İlgi gören güzel kadın olmak çok yorucu”
Talepten, bakılmaktan, güzel kadın’ denilmesinden çok bıktım. Tanınmadığım yıllarda da arabalar dururdu; biner miyim diye. Sonra bu fazlasıyla devam etti. İlgi gören güzel kadın olmak çok yorucu.
Hâlâ da bakıyorlar, hala bıkıyorum, hâlâ sıkılıyorum. Gazinoda şarkı söylerken, birisi parmağıyla dişlerini karıştırıyordu, ‘Seyirci bitmiş’ dedim, paralarını iade edip bir daha sahneye çıkmadım.
Turnelere gittim, tiyatro yaptım. Biz sahneden para kazandık, kendime göre yatırımlar yaptım. Parayı sevmem ama kimseye muhtaç olmak istemem. Ayaklarım üzerinde dimdik duruyorum.
Estetik yaptırmadım. Karşınızdaki Sevda’ya zor alıştım, estetikle şişmiş Sevda’ya hiç alışamam. Fazla düşünen biriyim. O zaman fazla kahkaha atamıyorsun. Yeniden doğsam oyuncu olmam, çünkü bıktım bu ‘Sevda’dan.
Resim yapıyorum, eline fırçayı alınca o an aklına geleni yapmak benim yapıma çok uygun. Aşırı özgür bir ruh benimki! Bu yıl Antalya Film Festivali’nde onur ödülü alacağım. Medyatik olmamama rağmen unutulmuyorum...
(08.09.2013 tarihli Posta Karnaval ekinden alınmıştır.)
- Petekleri böyle temizlemek faturayı yarı yarıya düşürüyor! Kombi ustasından önemli tüyolar: Bakım yapmayı ihmal etmeyin
- Çeyrek bardak içende kolesterolden eser kalmıyor! Bu kez kabuğu değerlendi: Sarımsakla karışınca vücudu zımba gibi yapıyor
- Kahvaltı yerine tüketin! Mideyi doldurup tokluk hissi veriyor: Kan şekerini dengeliyor, sindirim sistemini makine gibi çalıştırıyor
- Kilosu 25 TL'den satılıyor: Bağırsakları makine gibi çalıştırıp vücudu C vitamini ve demire boğuyor
- 1 damlası cildi bebek gibi yapıyor! Kozmetik ürünlerin tahtını sallıyor: Lekeleri 2 ton açıyor, kırışıklıkların görünümünü azaltıyor