Sahneye çıkarak oğlumun isteğini yerine getirdim
25 yıldır MS hastalığıyla mücadele eden oğlu Harun Akaröz'ü 28 Temmuz'da kaybeden Safiye Soyman, evladını toprağa verdikten 20 gün sonra sahneye çıktığı için çok eleştirildi. Sanatçı, "Oğlum beni orada görmek isterdi. Kimse çekmediği acının sualini başkasından sormamalı. Sonra aynı acı ile sınanırlar" dedi.
RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN
SON NEFESİME KADAR SAHNEDE OLACAĞIM ÇÜNKÜ OĞLUM BUNU İSTERDİ
Safiye Soyman, çok sevdiğim ve takdir ettiğim sanatçılardan biri. 28 Temmuz’da canından çok sevdiği evladını sonsuzluğa uğurladı. Harun, 25 yılı aşkın süredir MS hastalığıyla mücadele ediyordu. Anne Safiye Soyman ise evladının yüzünü güldürmek için adeta çırpınıyordu. Acılı annenin kapısını çaldım.
Başınız sağ olsun Safiye Hanım. Dile kolay evlat acısı… Böyle zamanlarda soru sormak gerçekten zor. Nasılsınız?
Çok korkunç ve büyük bir acı. Bununla başa çıkmak hiç kolay değil. Toparlamak da mümkün değil. Adı üstünde evlat acısı… Ne tanımı, ne tarifi var. Demişler ya hani ‘anne ölürse öksüz, baba ölürse yetim olur çocuk’ diye ama evlat ölürse, anne de ölüyor hem de yaşayarak ölüyor.
28 Temmuz’da kaybettiniz çok sevdiğiniz evladınız Harun’u. Nasıl başa çıkıyorsunuz?
Dayanamıyorum ama katlanmak ve kabullenmekten başka çarem yok. Hep evladını yitiren annelere içim titrer, yüreğim yanardı ama insanın başına gelince çok daha başka oluyormuş. Ben inançlı biriyim, isyan etmiyorum, kabullenmeye çalışıyorum ama yüreğime söz geçiremiyorum.
İÇİME DOĞMUŞTU KÖTÜ BİR ŞEYLER HİSSEDİYORDUM
En son ne zaman gördünüz oğlunuzu?
‘Dünya Güzellerim’in çekimlerini tamamlar tamamlamaz hemen onun yanına döndüm. Zaten aşırı özlüyordum ve sürekli görüntülü arıyordum. Aklım fikrim hep ondaydı. Acaba ne yedi ne içti, ne yapıyor? Sanki içime doğmuştu, iki aydır yüreğim ağzımda geziyordum. Sürekli kötü bir şey olacak gibi hissediyordum. Zaten son bir haftamız sarmaş dolaş geçti.
Safiye Hanım, zaten ‘annelere malum olurmuş’ derler!
Kesinlikle çok doğruymuş biliyor musun? Nedense sürekli içim titriyor, kalbim küt küt atıyor, gülsem bile içimde garip bir sıkıntı kol geziyordu. Ve son zamanlarda aşırı özlüyordum evladımı. Harun benim yaşama sevincimdi ve şimdi içimdeki o sevinç kayboldu.
ONU HİÇ EVE, YATAĞA HAPSETMEDİM
Harun’la anne-oğul ilişkiniz, iletişiminiz nasıldı?
İnanılmazdı. Beni aşırı seviyordu. Ben zaten anneyim, dünya bir yana o bir yanaydı. En çok da benim şarkı söylememe bayılırdı. Sahneye çıkmam onun en büyük mutluluğuydu. Ve ben hep sahnelerime onu götürürdüm. Son konserlerime kadar yanımdaydı. Onu hep sosyalleştirdim, asla eve hapsetmedim.
Yatağa mahkumdu, nasıl becerebiliyordunuz onu hayata adapte etmeyi?
Ben onu hiç yatağa mahkum etmedim ki, zaten aklı çok başındaydı. Çocuğun oturduğu koltuğu vardı, sandalyesi vardı. Yatıyordu ama her şeyin bilincindeydi, onun bir bakışı bile bana çok şey anlatıyordu. Biz bakışarak bile anlaşabilenlerdendik. Tabii ki içinde acıları vardı ama hiç de belli etmezdi.
Son zamanları nasıldı?
Son bir aydır çok zayıflamıştı. Yemesi içmesi biraz gerilemişti. Yediğini çıkarıyordu.
Vefat haberini kimden, nasıl aldınız?
Ben zaten yanındaydım. Sonra sadece bir günlüğüne işlerim olduğu için Bodrum’a gitmek durumunda kaldım. Tekrar dönecektim yanına. Düşün, bir günlüğüne gittim, olan oldu. Haberi de bakıcısı verdi ve hemen geri döndüm. Allah işte bana öldüğünü göstermemek için iş çıkardı, beni Bodrum’a gönderdi. Yanında olsam, asla dayanamazdım ellerimin arasından kayıp gitmesine.
RÜYAMDA DAMATLIK GİYMİŞTİ
Kaybettikten sonra hiç rüyanıza girdi mi?
Ah sorma! İçim yanıyor. Gördüm bir kez. Damatlık elbisesi giymişti. “Anne ağlama, üzülme, ben çok iyiyim” dedi. Benim hiç üzülmemi, ağlamamı istemezdi zaten. Yakın çevremde de çok kişi rüyasında görmüş. “Ben evlendim, annem üzülmesin” demiş. 5-6 kişi aynı rüyayı görmüş. Hepsine de çok mutlu olduğunu söylemiş, “Annem ağlamasın, annem üzüldüğü zaman ben burada çok üzülüyorum” demiş. Hep anlattılar bana. Oğlum benim hiçbir zaman üzülmemi istemezdi, beni sahnede izlemeyi çok isterdi, o yüzden sahneleri bırakmayacağım son nefesime dek.
Oğlunuzun ölümünün 20. gününde sahneye çıktığınız için sosyal medyada hayli eleştirenler oldu sizi, neler hissettiniz?
Çok üzüldüm. İnsanlar çok acımasız. Bu çok büyük bir yargısız infaz. Ben oğlumun isteğini yerine getirdim. Çünkü oğlum beni orada görmek isterdi, onun için ayağa kalkmam gerekiyordu. Sahneye çıkınca acı unutuluyor mu sanıyorlar? Acım son nefesime kadar devam edecek.
KİMSE YAŞAMADIĞI ACININ SUALİNİ BAŞKASINA SORMASIN
“En azından 40’ını bekleseydi” diyenler oldu. Onlara cevabınız nedir?
Benim neler çektiğimi, ne hissettiğimi biliyorlar mı peki? Dışarıdan konuşmak kolay. Yaşamamışlar ki bilsinler. Allah da zaten hiçbirine yaşatmasın. Ama bu önceden ayarlanmış bir programdı. Benim anneliğimi kimse eleştiremez. Oğlum için ben tam 25 yıl mücadele ettim. MS kolay bir hastalık değil. Bence herkes kimin ne yaşadığını bilmeden yorum yapmasın, yukarıda Allah var. Günah. Kimse çekmediği acının sualini başkasından sormamalı. Sonra aynı acı ile sınanırlar. Allah uzak etsin!
Sahnelere devam o halde?
Elbette son nefesime kadar sahneleri bırakmayacağım, sahne kapanmaz. Özellikle benim oğluma verdiğim bir söz var ve her şey onun istediği gibi eskisi gibi, devam edecek.
Harun kaç yıldır MS hastalığıyla mücadele ediyordu?
Oğlum 25 yıldır MS hastasıydı ama son 10 yılını ağır geçirdi, sandalyeye mahkum oldu. Mesela 20 yaşına geldiğinde ilk MS olduğunda MS raporunu sakladı. Sırf askere gidebilmek için. Öyle de askere gitti. Daha 28 günlük MS teşhisi konmuştu. O kadar da vatanına, milletine bağlı bir vatanseverdi. Ve biz bu hastalığı da Allah’ın takdiri olarak gördük, ben şimdi öldü değil, ebedi istirahate çekildi diyorum.
HİÇ VEFASIZLIK GÖRMEDİM HERKES YANIMDAYDI
Süreçte vefasızlık gördünüz mü dostlarınızdan?
Hayır, herkes yanımdaydı. Hepsinden Allah razı olsun. Cumhurbaşkanımız, tüm devlet büyüklerimiz ve tüm sanatçı dostlarım aradı.
Banu Alkan’ın hareketli müzikle taziye mesajına kırıldınız mı?
Hayır kırılmadım. Ben zaten sonradan duydum ama kızmadım da kırılmadım da çünkü ben kimseye kırılmam. Kuşun kanadını incitmeyen bir insanım. Banu’ya mı küseceğim? Seda Sayan’ı da çok söylediler. Ama o benim canım, dostum, kankam, her şeyim. Ben ondan razıyım. O uçak bileti bulamadı n’apsın? Günde 40 kez aradı.
- Faydalı diye yiyoruz ama kanı mahvediyor! Damarları inceltip kanı zehirliyor: Vücuttaki demiri saniyesinde sıfırlıyor
- Kupkuru cildi neme doyuruyor! İnce kırışıklıklara ütü etkisi: Anında 3 yaş gençleştiriyor
- Samsunda üretiliyor! Dünyanın en pahalı mantarı: Demir ve çinko zengini kalbe giden tıkalı damarları açıyor
- Kalsiyum zengini besinler listesinde ilk sırada! Kemikleri betona çeviriyor: 1 bardağı inek sütünden 50 kat daha faydalı, tıkalı damarları hortum gibi açıyor
- Antibiyotikler tarih oluyor! Sabahları bir kaşık içmek yetiyor: İltihap, kolesterol, hastalık ne varsa söküp atıyor