Magazin'Sayara' meğer benim gölge kimliğimmiş

'Sayara' meğer benim gölge kimliğimmiş

Paylaş
'Sayara' meğer benim gölge kimliğimmiş

Duygu Kocabıyık, izlerken ayakta alkışlama hissi uyandıran bir yetenek. ‘Sayara’nın başrolünde, önce sakin, kendi halinde bir kadın olarak çıkıyor karşımıza. Sonra matruşka bebekler gibi, içinden bambaşka bir kadın çıkarıyor. Ablasının intikamını almak için yola çıkıyor ve deyim yerindeyse tozu dumana katıyor. Onu daha yakından tanımak istedik.

Duygu, seni ekranda ilk kez Ego’da izledik, sonra karşımıza ‘Sayara’nın başrolü olarak çıktın ve bence gerçekten ayakta alkışlanacak bir performansın var. ‘Sayara’ ile nasıl buluştun?

Haberin Devamı

Çok teşekkür ederim. Tamamen tesadüfler sonucunda oldu. Gittiğim bir reklam setinde biriyle tanıştım. O beni bir ajansa yönlendirmişti. Oraya kaydımı, fotoğrafımı bıraktım. Üzerinden altı ay geçti. Bir gün bir telefon aldım. Bir gerilim filmi çekilecek, başrol için yönetmen görüşmesi olacak diye. Çok şaşırdım, inanamadım önce. Süreç böyle başladı.

Normal hayattaki halinle ilgili hiçbir fikrim olmasa o sahneleri izlerken, “Meğer kızın içinde varmış” derdim. Sen çok zorlandın mı oynarken?

Gerçekten mi! (Gülüyor) Bu çok güzel bir iltifat benim için. Demek ki gerçekten istediğimi yansıtabilmişim. İlginç ama ben hiç zorlanmadım. Başından beri benim için çok özel bir iş olduğunu hissettim ve burada istenileni tüm kapasitemle nasıl yansıtabilirim diye düşündüm hep.

Haberin Devamı

Sonra izlerken, “Gerçekten içimden başka biri çıkmış” gibi hissettin mi?

Kesinlikle! Hatta galiba Sayara benim gölge kimliğimmiş dedim. Bana her anlamda ters bir kadın çünkü Sayara. Gerçek hayatta ben karıncayı bile incitmemeye özen gösteririm.

CİMRİLİK LİBİDOMU KIRAR

Sevgilinin odasında bir eşya olsan ne olmak isterdin?

Yastığı olmak isterdim. Onu rahat ettireyim. Huzur vereyim.

İlişkide kaos arayanlardan, oradan beslenenlerden değilsin o zaman?

Hiç çekmiyor artık beni. Lisedeyken ‘kötü çocuk’ sevdiğim bir dönem vardı benim de. Çok geride kaldı onlar.

Duygu’nun aşka bakışını bize nasıl tarif edersin?

Aşk benim için o karnında kelebekler uçma hali, çok hoşlanmak ya da tutku duymak değil. Yanında kendin gibi olmak, güvende hissetmek, ait hissetmek…

Üzerinde libido kırıcı etkisi olan bir şey?

Cimrilik ama her anlamda. Kimisi duygusunu paylaşmaz, kimisi parasını paylaşmaz. Soğurum direkt.

İNTİKAM DUYGUSUNU İÇİMDE BARINDIRMAM

Film bir intikam hikayesi aslında ve kaba tabirle ablasının bir gram kanını yerde bırakmayan bir kadını izliyoruz. Gerçek hayatta intikam duygusuyla aran nasıldır?

Hiç benlik değil. Hiç içimde barındırmak istemediğim bir duygu. İçimde bu duygu uyanınca hemen dürterim kendimi ve ‘bir dakika, hayır!’ derim. Hemen kontrolü ele alırım.

Haberin Devamı

Çok az insanın kendiyle ilgili bu tip bir farkındalığı var. Kendi tavırların üzerine kafa yoruyorsun demek ki?

Bana bu hayatta en çok ne üzerine düşünüyorsun desen, yine kendim, kendi duygularım ve davranışlarım üzerine derim.

İkili ilişkilerinde de sağlayabiliyor musun bu kontrolü? Mesela aşıkken?

En çok ikili ilişkilerimde dikkat ediyorum belki de. Hatta bu farkındalığı edinmem en çok ikili ilişkilerim sayesinde olmuştur. Şuna inanıyorum; karşıma gerçekten kaba saba bir insan çıktıysa orada benim tecrübe etmem gereken bir şey var.

İnsanın bazı konularda kendine güç yetirmesi dünyanın en zor şeylerinden biri bence…

Kesinlikle çok haklısın, zaten tam olarak yapabildiğimi asla iddia etmem ama yapmak için büyük çaba sarf ediyorum.

CESARETİM AİLEMDEN GELİYOR

Nasıl bir ailede büyüdün?

Her konuda bana destek olan bir ailem var. Bir ikiz kardeşim var. O benim aksime sarışın, mavi gözlü ve erkek. Birbirimize çok bağlıyız ama babam bana her konuda hep ‘yaparsın’ der. Galiba özgüvenimi biraz da buna borçluyum. Ne yaparsam yapayım biliyorum ki arkamda ailem var. Gözü karalığım ve cesaretim buradan geliyor bence.

Haberin Devamı

CAN EVRENOL’LA ÇALIŞMAK GÜVEN VERİCİYDİ

Biraz Can Evrenol dedikodusu yapalım. Hakkında türlü şehir efsanesi olan bir yönetmenle çalışmak nasıldı?

Ben öncesinde tanımıyordum ve evet, o haberlerin hepsi çıktı karşıma. (Gülüyor) İster istemez ben de bir düşündüm başta açıkçası. Ama sette o kadar güvende ve rahat hissettim ki bu performansıma da yansıdı. Değil ki zorlamak aksine ekstra bir özgüven hissettim onun yaklaşımıyla.

Filmin üzerine ‘Dengeler’de Gonca olarak karşımıza çıktın. O da o kadar sert bir hikaye ki dördüncü bölümde bırakmıştım izlemeyi. Gonca’nın hikayesi de epey ilginç yerlere gitmiş…

Evet dördüncü bölümle hikayenin arasından dört ay gibi bir zaman geçiyor. O köylü kızı halinden çıkıyor. Bir tarafta evli olduğu için karnındaki çocuğa da kendine de sahip çıkmayan bir adam var. Diğer tarafta kendiyle ilgilenen, gücü ve parası olan bir adam.

İdris’le kopma noktanız tamamen çocuk değil mi?

Haberin Devamı

Temelinde o var. İdris hiç oralı olmuyor. Kız çaresiz ve en yakınında onunla ilgilenen güçlü bir adam var. N’apsın bu Gonca! (Gülüyor)

Ekşi Sözlük’te hakkındaki tüm yorumlar ‘geleceğin yıldızı’ şeklinde. Ne hissettiriyor bu bakış açısı?

Ben de gördüm ve çok hoşuma gitti. Hatta tanıyan herkese sordum siz yazmadınız değil mi diye. Demek ki insanlar gerçekten bir şeyleri görüyor, kıymet veriyor… Çok onore edici.

ROL İÇİN SAÇIMI KESTİRMEK BANA GÜÇ VERDİ

“Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı” dediğimiz anlar olur bazen hayatta. Hiç böyle bir an yaşadığını düşünüyor musun?

Saçlarımı kestirmem.

Aaa! Ben kariyerinle ilgili bir şey söylersin sanmıştım…

O da yine oraya bağlı çünkü. Bu beni kariyer olarak da büyüttü bence. Aynaya baktığım kişiyi değiştirdi. Beni olgunlaştırdı. Kabullenemedim önce. Meğer kendimi çok fazla saçım üzerinden tanımlıyormuşum. Bunu fark etmek ve ondan ayrılabilmek bana his olarak cesaret ve güç verdi.

Seni heyecanlandırabilecek bir erkekte mutlaka olmalı dediğin üç özellik?

Sapyoseksüelim ben. Entelektüel birikimi, başarısı beni etkiler. Merhametli olmayan insandan her kötülük çıkar. Bir de kötümser insandan hiç hoşlanmam. Polyanna bile olsa olur yani ama karamsar olmasın.