Ses getiren çok özel söyleşiler: Biz sorduk, onlar anlattı!
Tarkan’ın ilk büyük röportajını, İbrahim Tatlıses’in uğradığı silahlı saldırı sonrası ilk söyleşisini, uzun yıllar sonra suskunluğunu bozan Semra Özal’ın tartışılan açıklamalarını, Berna Yılmaz’ın herkesi derinden etkileyen sözlerini ve daha nicesini hep POSTA’nın sayfalarında okudunuz. Şimdi o sayfalarda bir yolculuğa çıkıyoruz...// Posta Gazetesi 25. yılı özel eki
Tarkan'ın ilk büyük röportajı POSTA'daydı... Posta Gazetesi Magazin Müdürü Müge Dağıstanlı, 1997 yılında yaptığı ve haftalarca konuşulan bu röportajdan ona kalanları anlattı:
"Bu kadar yılın en mütevazısı Tarkan'dı"
Tarkan’dan röportaj randevusu almak için akla karayı seçmiş, aylarca bekleyince ümidi kesmiştim. O anda telefon geldi, “Seni bekliyor” diye. Sorular için küçük bir kamuoyu araştırması yapmış, “Siz olsanız ne sorardınız?” diyerek liste hazırlamıştım. Arnavutköy’deki bir kafede buluştuk.
Şunları unutmuyorum:
- Cep telefonu çok çalıyor, benim de dikkatim dağılıyordu. “Rahatsız olmanı istemem” diyerek sessize aldı, yardımcısına verdi. 2.5 saatlik süre içinde bir daha bakmadı.
- Mekana, “Ses olursa konsantrayonumuz bozulur” diye kimseyi aldırtmadı.
- Elimdeki iki kaset bitince telaşa düştüm, “Üzülme, not alırsın” deyip bekledi.
- En sert sorulara bile gülümseyerek cevap verdi.
- Röportaj yayımlandıktan sonra başlığına biraz üzüldü. Bu sebeple bir süre küs kaldık sonra barıştık.
- Yıllar içinde birçok yıldızla röportaj yaptım. “En mütevazı kimdi?” derseniz cevabım aradan geçen 23 yıla rağmen hâlâ Tarkan’dır.
"Yavuz'uma asla kızmam"
Türkiye’nin eski başbakanlarından Mesut Yılmaz ve eşi Berna Yılmaz’ın hayatları 17 Aralık 2017’de tepetaklak oldu. Büyük oğulları 39 yaşındaki Yavuz Yılmaz, Beykoz Konakları’ndaki evlerinde, anne ve babasının odasında kendini başından vurarak intihar etti. O acılı günden bu yana basına açıklama yapmayan Berna Yılmaz ilk defa POSTA’ya konuştu.
Röportaj: Alev GÜRSOY CİMİN
- Nasılım? Cevaplaması zor bir soru... Daha zor olan soru ise “Atlatabildiniz mi?” Bu soruya şöyle cevap vermek istiyorum: Atlatılacak bir şey yok. O acı daima bizimle gelecek. O acı da Yavuz da bizim içimizde. Acımızı ailece beraber, kenetlenerek yaşamaya devam ediyoruz. Ama bu saatten sonra yas tutmak yerine Yavuz’un hatıralarını yaşatmak bizim birinci görevimiz. Yaşadığımız tüm güzel günleri, anıları ve bıraktığı eserleri diri tutmak, hiç kaybetmemek için bunu yapmanın peşindeyiz. Yavuz için başarmamız gerekiyor.
- Hayat, insanı hiç beklemediği anda beklemediği imtihanlarla karşı karşıya getirebiliyor. Bizim de payımıza düşen bu oldu. Böylesine zor, acı bir imtihanla karşı karşıyayız ama tevekkülüz. Mukadderata inanan biriyim. Bu Allah’tan gelen bir hastalık ve yine Allah’tan gelen bir sonuç.
- Yavuz’uma asla kızamam. İnsan yavrusuna kızabilir mi? O yaptıysa bir bildiği vardır. Ben sadece saygı duyarım. Acım hâlâ dünkü gibi çok taze.
- Yavuz’un en büyük hayali Kent Üniversitesi’nin kurulmasıydı, bu oldu. Benim Mütevelli Heyet Başkanı olduğum bu üniversite için büyük çabalar sarf etmişti Yavuz’um. Onun hayalini gerçeğe dönüştürmenin mutluluğunu yaşıyorum. Üniversitedeki tüm çalışma arkadaşlarımızla en güzelini, en iyisini yaparak Yavuz’un oradaki huzurunu sağlamaya ve hayalini yaşatmaya var gücümüzle çalışıyoruz.
"Güçlü Gülben'i Demir Lady yaptılar, insan olduğumu unuttular ama kesince benim de kanım akıyor"
Röportaj: Oya ÇINAR
Gülben Ergen, dönem dönem rüzgar gibi esip sonra durulanlardan değil. Hep en tepede, hep konuşuluyor, hep merak ettirmeyi başarıyor. Tam bu noktada hakkını teslim etmek gerekiyor çünkü durmadan çalışıyor. Ama ‘Güçlü Gülben’ imajından çok yılmış, belki de yorulmuş…
- Yaşama enerjim ve sabrım fena coşkuludur, yakınlarım bunu iyi bilir, en yakınlarım da kırılganlığımı iyi bilir… Güçlü Gülben’i ‘Demir Leydi’ yaptılar ama unuttular ki o bir canlı. Kesince benim de kanım akıyor yani…
- Akışı yönlendirmeye çalıştığım zamanlar oldu. İnançlarım ve yaşam tecrübelerim bana teslimiyetin güzelliğini öğretti. Benden daha büyük bir güç var ve o bana “Sen gayret et, niyet et, çalış gerisi tevekkül” demiş. O daha iyisini bilir diye düşünüyorum ve buna yürekten inanıyorum.
- Baskın olduğum ne kadar doğruysa, bilmediğimi bildiğim de bir o kadar doğrudur. Bilenin yanında haddimi bilirim.
"Viski de içerdim, namaz da kılardım"
Türkiye ‘First Lady’ tanımını onunla öğrendi. Viski içerdi, içten kahkahalar atardı, dans ederdi, yeri geldi mi şarkı da söylerdi. Hatta, Türkiye’nin elinde puro ile ortaya çıkan ilk kadınıydı. Söz, 1993’te ölen 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın eşi Semra Özal’da…
Röportaj: Alev GÜRSOY CİMİN
- O ‘First Lady’ günlerini hiççççç özlemiyorum. Yaşadım, doydum. Yine sağ olsun çevrem ve evlatlarım, sokakta karşılaştığım vefalı insanlar aynı duyguları bana yaşatıyor. Artık evimin, evlatlarımın first lady’siyim.
- Ben her şeyi yerinde, ölçüsünde yaptım… Kuran da okurum eğlenceye de giderim. Hem de Kuran’ı Arapça okurum, beş vakit namazımı kılarım. Ama davete gidip viskimi de içerim. Hepsinin yeri ayrı. Artık sağlıklı yaşamak için alkol hiç almıyorum.
- Turgut Bey’i kaybetmek kocaman kocaman bir acı… Büyük bir boşluk… Çünkü her şeyi onunla yapmaya alışmışken birden tek başınıza kalıyorsunuz. Çoook zor günlerdi.
- Aynı kurumda çalışırken bana âşık olup çeşitli bahanelerle yanıma gelmeye başladı. Benimle konuşabilmek için daktilomu bozuyormuş. Bozulunca da kendisi yardıma koşup tamir ediyordu. O sırada da iki laf ediyorduk. Ben bunu çok sonraları öğrendim. Zaten ilk fırsatta da evlenme teklif etti. Çok eğlenceli ve her an muziplikler yapan bir eşti.
"Coğrafya kaderdir ama dönem daha büyük bir kaderdir"
Zülfü Livaneli, müziği, kitapları ve filmleri bir yana, sadece var oluşuyla bile hayranlık ve saygı uyandırıyor. Diyor ki: Askeri hapishanelerde de yattım, varlığı da yokluğu da gördüm. Ama zengin bir hayat yaşadım. Bu da öyle para zenginliğine benzemez.
Röportaj: Oya ÇINAR
- Her ne olursa olsun, insan birkaç adım geri çekilip hayatına bakmalı ve şu soruyu sormalı kendine: Değiyor mu? Yaptıklarına tüm kalbiyle inanıyorsa, o yolda devam etmeli ama değilse, bir nefes alıp düşünmeli.
- İnsan soyu hiçbir zaman geriye gitmez. Her canlı organizma kendi soyunu devam ettirecek, yaşatacak yere gider. Bu yolda zikzaklar, iniş çıkışlar olabilir ama eni sonu o kendi yolunu bulur.
- Ben ezeli muhalifim (Gülüyor). Bir türlü istediğim düzene kavuşamıyorum. Çok basit oysa. İnsanlar barış içinde yaşasın, kadın erkek eşitliği ve her türlü temel insan hakları gözetilsin. Üretim adil paylaşılsın. Bunları gerçekleştirmek bu kadar zor olmamalı ama olamıyor.
- İktidarı kendi çocuğuna, karısına karşı kullanan adamla, ordulara hükmeden adam arasında nicelik olarak fark olabilir ama nitelik olarak ikisi de aynıdır. Yağmurda suları üstüne sıçratarak geçip gitmekten zevk alan taksi şoförünün o andaki iktidarını kullanma biçimi ya da bir gazetede senin üstünün, seni ezmekten zevk duyması… Bunların hepsi aynıdır. Hepsi küçük ‘Adolf Hitlercikler’dir.
İbrahim Tatlıses: Bunu bana Allah yaptı
İbrahim Tatlıses, uğradığı silahlı saldırından sonra “Artık öldü” diyenlere yedi yıl sonra seslendi.
Röportaj: Alev Gürsoy Cimin
- Bunu bana Allah yaptı. Allah’ın dışında kim yapabilir böyle bir şey? İbrahim Tatlıses’e kim pusu kurabildi bu zamana kadar? Bana verdiği bir cezadır bu, ama bu cezayı alacak. Kimse sevinmesin. Bunu bitirecek. Günü var bekleyin, sabredin.
- Her şeye ve herkese küstüm. Bugüne kadar değer verdiğim insanlar meğer verdiğim değere layık değillermiş, bunu öğrendim. Herkesin hatası ve keşkesi vardır, insanız. Ki benim de oldu. Ama çoğu insandan gördüğüm vefasızlığı ya da dar günlerinde yanında olduklarımın bu süreçte yanımda olmayışlarını kabul edemiyorum.
- Zirvedeyken herkes yanımdaydı. O zaman peşimde fır fır dönenlerin çoğu şimdi fırıldak olmuş, yoklar. Merakım şu; yedi yıldır piyasada yokum diye mi bunlar? Ben düşmedim, hâlâ dimdik ayaktayım ve kimse unutmasın, yine zirvedeyim. Sadece insanların ikiyüzlü oluşuna, çıkarcılığına küskünüm.
- Sesim sadece bir süreliğine gitti. O ses geri gelecek. Şarkılarımı, türkülerimi söyleyeceğim. Ben aynı İbrahim Tatlıses’im. Yine olacak, illa olacak! Yine İbo Show’a çıkıp oturacağım, sanatçılar gelecek sohbet muhabbet edeceğiz. Onlar söyleyecek, arada bir şarkı da ben patlatacağım. İbo Show’u çekmek istiyorum.
- Faydasını duyan torba torba alıyor! Kilosu 50 TL: Doğal şeker ilacı, böbreklere reset atıp bağırsakları harıl harıl çalıştırıyor!
- Mantarın kökünü kurutuyor! Nasır, egzama ve mantara 5 dakikada çözüm, 1 damlası bile yetiyor, ayakları yumuşacık yapıyor
- Uzmanı uyarıyor: Göz çevresi kırışıklıkları olanlar dikkat! 4 Altın yöntemle kırışıklıkların önüne geçebilmek mümkün
- 1 bardak suya ekleyip için! İnsülin direncini terazi gibi dengeliyor: Vücudun savunma mekanizmasını makine gibi çalıştırıyor
- Türkiye'de kıymeti bilinmiyor: Damar genişleten tek meyve, kalp krizi riskini sıfıra indiriyor!