Sevgilimin dışında da hayatım var
Oyuncu Yasemin Yazıcı, ilişkilerde belirli bir mesafenin korunması gerektiği düşüncesinde. Oyuncu, "Kimi insan sevgili oluyor, hayatını sadece o insandan ibaret yaşıyor. Benim de hayatımın önemli bir yerinde sevgilim ama arkadaşlarımı da görmem, işimi de yapmam lazım" diyor.
RÖPORTAJ: OYA ÇINAR / FOTOĞRAFLAR: OZAN GÜZELCE YASEMİN YAZICI
Kelimenin tam anlamıyla ‘bıcır bıcır’ bir insan. Enerjisi çok yüksek ve çok içten olduğunu düşündürüyor ama sonra şaşırtıyor. “Ben hiçbir ortamda birinin yanına gidip, “Merhaba” diye elini uzatan olmam. Çocukken de çok utangaçtım” diyor. Farklı bir yüzü ve güzelliği var. Yeteneğiyse son dönemde herkesin malumu. Yasemin Yazıcı yeni filmi ‘Sevmek Yüzünden’de Sanem rolüyle beyaz perdede. Biraz filmi biraz da kendi yolculuğunu konuştuk.
AŞKTA DRAM BÖLÜMÜNÜ ATLATIRSAN AİLE KOMEDİSİ BAŞLIYOR
‘Sevmek Yüzünden’ filmi vizyona girdi. Tatlı bir romantik komedi hissi veriyor ama aşkın yoran taraflarını da işlemişsiniz sanki?
Tatlı bir romantik komedinin yanı sıra yoran kısmı aslında aşkın kendisi değil. Hayatın, insan ilişkilerinin zorluğuyla ilgili. İnsan ilişkisi kadar kompleks, zor bir şey yok. Bu hikayede İdil’in başına gelen de tam bir film konusu aslında. Her gün, her an bir insanın başına gelebilecek bir şey değil.
İdil tasarımcı ve gelinliğini yaptığı kız eski sevgilisinin nişanlısı. Tesadüfün böylesi dedirtiyor gerçekten…
Evet ve eski sevgilisinin ne kadar rezil bir adam olduğunu biliyor. Ama kendi duygularının haricinde bir kız kardeşlik duygusu var. Bir koruma içgüdüsü devreye giriyor. İçinde intikam duygusu var mı sorgulanır tabii ama bu zor duruma karşı İdil’in verdiği savaşta biz de en yakın arkadaşları olarak bir yardımda bulunuyoruz. Yorucu yanları bunlar bence.
ARKADAŞ GRUBUMUN EN ANAÇ OLANI BENİM
Çok utangaç bir çocukmuşsunuz. Sizi öyle hayal edemedim. Gerçekten öyle miydiniz?
Hâlâ çok farklı değilim. Ben arkadaş grubunun en sakin olanı, en toparlayıcı olanı, en ‘anne’ olanıyım. Hastaysa çorbasını yapanım. Ama bir sosyal ortamda gidip birine kendiliğinden “Merhaba” diyen olmam.
Seviyor musunuz bu yanınızı?
Bana çok katkısı var, beni hayatın bazı sorumluluklarına karşı daha güçlü kıldığını düşünüyorum ama bazen bu sorumluluk duygusu bütün dünyayı kapsıyor. Senin derdin benim de derdim oluyor. O yanıyla da bazen çok yorucu olabiliyor.
Bazı insanların birlikte olduğu, aşık olduğu insana karşı hep mesafesi vardır. Sizin aranızda bu tip sınırlar var mı?
Paylaşmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Hatta kişilerin birbirini yargılayabileceği şeyler bile paylaşılabilir. Ben her şeyimle, korkularımla, endişelerimle böyleyim; ben de böyleyim, birbirimizi bu şekilde kabul ediyor muyuz? Ediyoruz… Tam bu noktada olunmalı bence. Ben de bunu uygulamaya çalışıyorum.
SANEM GİBİ FİLTRESİZ OLMAYA BAŞLADIM
Gerçek hayatta bu tip çabalar beyhude olur genelde. Siz çok yakın bir arkadaşınızın çok yanlış bir kişiye aşık olduğunu düşünseniz ne yaparsınız?
Çok doğru. Karşı tarafı ne kadar kötülersen aslında onu, o yöne daha çok itmiş oluyorsun genellikle. Karşı taraf daha da çekici hale gelebiliyor. Ben düşüncemi tak diye söyler miyim bilmiyorum ama o yüzünü görmesini sağlarım. Bunun için çabalarım en azından. Kolundan tutup, “Bu adam çok kötü” diye sarsmak isterim ama bunu demek yerine gözlerini açmasına yardım etmeye çalışırım. Kendi görsün isterim.
Sanem’in size en yakın gelen yanlarıyla, en uzak gelen yanları neler? Nasıl bir bağ kurdunuz karakterle?
Çok ilginçtir ki Sanem’le tanışma sürecimle kendi hayatımda bazı şeyleri sorguladığım, çözmeye çalıştığım evre çok denk düştü. Fark ettim ki ben söylemek istediklerimi hep bir filtreden geçiriyorum, hep karşımdakini gözetiyorum. Karşımdakini kaybetme korkusu bu belki de. Bu yüzden kendimi iletişim özgürlüğü konusunda sorguladığım bir dönemdi.
Sanem de bir o kadar direkt bir karakter. Her şeyi çok net ifade eden biri, değil mi?
Fazla fazla hem de ve bu ne büyük bir konfor aslında. Ben neden kendim gibi olunca karşımdakini kaybetme stresine gireyim ki! Neden düşündüklerimi sakınayım! Bunların üzerine düşündüğüm bir dönemde Sanem karakteri geldi ve onunla beraber bu farkındalık sürecim sanki daha hızlandı. Bana çok olumlu katkısı olduğunu düşünüyorum.
NE KADAR AKILLI OLDUĞUMU DUYMAK HOŞUMA GİDER
Duymaktan en keyif aldığınız iltifat ne?
“Ne kadar akıllı, ne kadar donanımlı bir kızmışsın” cümlesini duyunca hoşuma gidiyor. Bir de bu ara “Ne kadar duru bir insanmışsın” sözünü duymaktan çok hoşlanıyorum.
İLİŞKİ DEMEK YÜZDE YÜZ ÇABA DEMEK
Strateji ya da taktik yaptığınız hiç olur mu?
Aksine, her zaman stratejik davranmamamın ekmeğini yediğimi düşünürüm. Şu an Onur’la (Tuna) yaşadığım ilişkinin şekliyle, belki onun bana verdiği güvenle belki benim de hayatımın o döneminde olmamla ilgilidir, bilmiyorum ama şu an tamamen kendim gibiyim.
Çabasız ilerleyen bir ilişki mi?
Genel olarak çabasız ilerleyen şey bir ilişki olur mu bilemiyorum. Her gün bir çaba sarf edilmeli bence ama o çaba taktik ya da manipülasyon çabası olmamalı. Mesela sevgini göstermek bir çaba olabilir. Her gün o motivasyonla kalkmıyorsun çünkü. Bazı günler kafanda çok başka meseleler olabilir ama yine de o enerjinin ona geçmemesi için bir çaba gösterebilirsin. Dolayısıyla her halükarda yüzde yüz bir emek olmalı. Ama farklı görünmek, bir şeyi olduğundan farklı yansıtmak üzerine girilen çabayı yanlış buluyorum.
Aşk tanımınız romantik komediye mi daha yakın yoksa drama mı?
Başta tam bir romantik komedi, cicim ayları dediğimiz süreç oluyor. Sonra birbirini gerçekten tanıma, kabul etmekte zorlandığın yanlarıyla tanışma ama buna rağmen hiç sakınmadan birbirine karşı dürüst olmaya çalıştığın, tanıdığın her halini kabullenmeye geçme süreci geliyor. Oralar bence dram dönemleri. Emekle o süreci atlatınca da tam bir aile komedisi başlıyor.
KISITLANMAYA GELEMEM
Sevgilinizle ne derecede mesafelisiniz?
Arkadaş grubumuz ayrı, hobilerimiz bazen aynı bazen değil, ben akademik bir yol izlemek isterim, bu hiç ona göre değil mesela. Kimi insan sevgili oluyor, hayatını sadece o insandan ibaret yaşıyor. Benim de hayatımın önemli bir yerinde sevgilim ama onun dışında da bir hayatım var. Arkadaşlarımı da görmem, işimi de yapmam lazım. Bunların dengesini bulmak bence güzel olan.
İkili ilişkide asla affedemem dediğiniz şey ne olur?
Kimsenin beni aşağı çekmesini kabul edemem. Herhangi bir nedenle; kıskançlık olabilir, kendi egosu olabilir, birilerinin dolduruşuna gelerek olabilir… Bir şekilde beni kısıtlamaya çalışmasına izin veremem. Birbirimize destek olup birbirimizi besleyeceksek olsun, yoksa neden olsun ki bu kişi duygusundayım
- Göz altı morluklarını tarihe karıştırıyor! 3 malzemeyle evde hazırlanıyor: Kan dolaşımını hızlandırarak cilt tonunu eşitliyor
- 3 hafta uygulayınca iğne ipliğe çeviriyor! Vücuttaki yağları eritiyor: Metabolizmayı çalıştırıp forma sokuyor
- En asil burçlar onlarmış! Çevrelerindekileri auraları ile büyülüyorlar
- Buzdolabına koyduğunuz anda zehre dönüşüyor! Herkes aynı hatayı yapıyor, buzdolabında bekletince faydaları sıfırlanıp resmen küfleniyor!
- Sodayla birlikte tüketin! Akşam yemeğinden sonra 1 bardak için: Şişkinliği geçiriyor, sindirim sistemini makine gibi çalıştırıyor