MagazinSevmediğim biriyle 15 dakika evli kalamam

Sevmediğim biriyle 15 dakika evli kalamam

Paylaş
Sevmediğim biriyle 15 dakika evli kalamam

Boncuk Yılmaz, zor rollerin kadını. Yer aldığı her projeye ayrı bir renk katıyor. En son ‘Zeytin Ağacı’ dizisinde epeyce ağlatmıştı izleyenleri, şimdi de ‘Sorgu’ dizisinde Selim karakteriyle hayatımıza girdi. Boncuk Yılmaz’la hem yeni rolünü hem de hayatı konuştuk. Tabii bir de oğlu için değiştirdiği ve küçülttüğü hayatını da masaya yatırdık.

Nasılsınız, her şey yolunda mı?

Haberin Devamı

İyi olmaya çalışıyorum. Kendi dünyamızda iyiyiz ama dünyanın haline bakınca insan üzülüyor. ‘İyiyim’ demeye bile çekiniyor. Savaşlar, kavgalar, gürültüler…

Hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?

Hayat, serüven, uzun bir hikâye... Eskiden daha heyecanlı hatta telaşlıydım yaşarken. Şimdi ise daha farkında ve sindire sindire geçirmeye çalışıyorum ömrümü. Belki de olgunlaşma hali budur.

Bu ara neleri sorguluyorsunuz en çok hayatta?

Aslında yaşla birlikte sorguladığımız şeyler de değişmeye başlıyor. 11 yaşında bir oğlum var ve bu ara en çok onunla ilgili sorguluyorum hayatı. Acaba doğru mu yapıyorum, acaba ona yetebiliyor muyum? Annelik ne yaparsan yap hep kendini yetersiz hissetme duygusu. Mükemmel de olsanız kendinizi sorguluyorsunuz.

Haberin Devamı

Anne olunca hayat daha da zorlaştı mı sizin için?

Hayatıma büyük katkıları var aslında oğlumun. Zorlansam da fark etmedim o büyük sevgiyle. Ama duygusal anlamda zorlukları büyük. Birini aşırı çok sevmek zor ve yıpratıcı ancak ben yine de anne olmayı çok seviyorum. Anne olunca insanın kaygıları da çok oluyor. Mesela biz hayatımızı daha küçülttük ve Ayvalık’a taşındık. Daha güvenli geliyor bana oralar büyük şehirlere oranla.

Değişti mi peki hayatınız, çok büyük bir şehirden Ayvalık’a gidince?

Mesela çocuğun daha huzurla mahalle kültürüyle büyüyebiliyor. Biz küçükken sokaklarda oynardık, şimdi büyük şehirlerde bu imkansız. Ben de oğlum Kılıç’ın bizler gibi büyümesi için, güzel bir çocukluk yaşaması için bunu yaptım. Kılıç, öncelikle çok özgür bir çocukluk geçiriyor. Bunda Cunda’nın payı büyük tabii ki. Adada yaşamak bir çocuk için paha biçilemez bir yaşam... Denizle, ağaçlarla, toprakla büyüyor. Küçük bir okula gidiyor. Üzerindeki yük, büyük şehirde yaşayan çocuklardan çok daha az. Kendisiyle daha fazla vakit geçirebiliyor ve kendini iyi tanıyor.

Bir sahil kasabasına yerleşmek çok insanın arzusu ama gerçekleştiren çok az. Siz bunu cesurca başarmışsınız. Kolay adapte oldunuz mu peki?

İstanbul’da, sanki hep geç kalıyormuşum hissi vardı. Şimdi, yaşamın içindeyiz. Tat alma duyularımın kapıları açıldı sanki. Aldığınız nefes bile farklı... Çok doğru bir karar olduğunu düşünüyorum. İstanbul dönüşlerinde, ilk zeytin ağacını gördüğüm anda gerçekten derin bir ‘oh!’ çekiyorum.

Haberin Devamı

AİLEM GERÇEKTE DE BANA ERKEK İSMİ KOYSA KULLANIRDIM

Sorgu dizisinde Selim’e hayat veriyorsun. Ne alaka bir erkek ismi. Garipsemedin mi?

Evet biraz tuhaf. Gerçek hayatta düşünemiyorum bile. Ama ailem böyle bir isim koysa değiştirmezdim. Zaten dizideki üç kız kardeşe de kız olmalarına rağmen erkek ismi konulmuş. Çünkü babaları erkek istiyormuş. Olmayınca bu yola başvuruyorlar. Ve kızlarını sevmeyen eziyet eden, çok çektirmiş kötü bir baba.

Gerçek hayatta nasıl bir babanız var?

Babamı ben çok erken yaşta kaybettim. O yüzden çok babamla büyüyemedim. 12 yaşındaydım. Tam ergenlik öncesi, kritik bir zaman. Ama çok isterdim tabii ki babamla daha doya doya yaşamayı.

HİÇBİR İŞİMDE ENTRİKALARA DENK GELMEDİM

Selim’i oynarken ne hissediyorsunuz?

Şuram, yani kalbim çok acıyor. Hatta sadece Selim’e değil, Cihan ve Güven’e de yani dizideki 3 kardeşe de çok içim acıyor ve üzülüyorum. Hep içim titriyor. Selim ile gerçek hayatta çok benzemiyoruz çünkü onun hayatı çok sert. Ama ben de gerçek hayatta üç kardeşim ve kardeşlerime tıpkı Selim kadar çok bağlıyımdır.

Haberin Devamı

Hazal Kaya ve Melisa Döngel ile gerçek hayatta da kardeş olabildiniz mi yani, anlaşabildiniz mi?

Hiç zor değil vallahi. Biz çok tatlı bir ekip olduk. Hatta ilk sahnemizden sonra, “Gerçek hayatta da üç kardeş olabilirmişiz” dedik. Ben zaten sette çok fazla kadın popülasyonunu seviyorum. Benim denk geldiğim arkadaşlarım çok iyiydi. Tüm işlerimde çok şanslıyım. Hiçbir işimde entrikalara, ihtiraslara denk gelmedim. Aman nazar değmesin.

İnanır mısınız nazara?

Çok inanırım ve çabuk etkilenirim her şeyden

KADINLAR MÜKEMMEL VARLIKLAR

Kadına dair güçlü bir mesaj vermek isteseniz bu ne olurdu?

Bence hepimiz mükemmeliz. Her şeye rağmen mükemmeliz. Ve kadını yine kadın kurtaracak. Mesela kendi doğurduğumuz erkekleri daha iyi yetiştirerek. Dünya bizimle güzel, o yüzden kendimizin farkına varmalıyız.

Haberin Devamı

Aile dizilimleri, kuantum, enerji… ‘Zeytin Ağacı’nda işlenen bu konular size ne kattı?

O işin kendi içinde bir sihri vardı bence. Çok şey gördük, yaşadık, tecrübe edindik. Ama ben her şeyi karmaya bağlamaya inanmıyorum. “Şunu şu kadar düşünürsen bu olur, bunu böyle düşünürsen bu olur” cümleleri bana biraz fazla büyük geliyor. Ama mesela proje başlamadan önce biz o dizilimleri yaptık.

Ufukta yeni proje var mı?

Bir sinema filmi gelecek inşallah.

BÜYÜK AŞKLA EVLENDİM

Oynadığınız Selim karakteri, istemediği biriyle zorla evlendirilmiş biri. Onu kendi yerine koyduğunuzda ne hissediyorsunuz? İnsan sevmediği bir adamla yaşayabilir mi sizce?

Selim’in seçme şansı yok. Kaderine razı geliyor. Bir mecburiyet olduğu için sorgulamıyor ve kabul edip devam ediyor. Ama Boncuk olarak cevaplarsam işin rengi tabii ki değişir. O evlilik bende 15 dakika bile sürmez. Asla sevmediğim bir insanla yaşayamam.

Çocuklar için evlilik sürdürenler de var ama…

Sen mutlu olmadıktan sonra o çocuk çok daha mutsuz büyür o evin içinde. Önce sen mutlu olacaksın ki çocuk da mutlu olsun. Sonra travmaları olan bir bireyi daha geleceğe katmış oluyorsun. Ben eşimle çok büyük bir aşkla, uzun süren bir ilişki sonucu evlendim.

Var mı ‘asla oynamam’ dediğiniz işler?

Fikrime ters düşen hiçbir işte yer almam. Ama rolümün hakkını veririm. Mesela durduk yere bir hayat kadınına rol vermem ama onunla ilgili senaryoda ne söyleniyor? Eğer halka doğru mesaj veriyorsa ve insanları kötülere karşı bilgilendiriyorsa, iyiliği aşılıyorsa, neden olmasın!