Sosyal medyada acımasız davranan insanları ciddiye almamayı öğrendim
Beyza Şekerci 6-7 yıl öncesine kadar sosyal medyadaki acımasızlıktan etkilendiğini ama artık değiştiğini söyleyip ekliyor: "Biri bana 'Beyza kötü oynamışsın, beğenmedim' diyebilir. Ama 'Sen kendini ne sanıyorsun?' diyorsa artık hemen silip, engelliyorum."
RÖPORTAJ: OYA ÇINAR / FOTOĞRAFLAR: OZAN GÜZELCE
Beyza Şekerci, enerjisi yüzüne yansıyanlardan. İnsana eğlenmeyi de bilen ama ‘çalışkan ve disiplinli bir öğrenci’ hissi veriyor. Kesin yargılardan kaçıyor. Şu sıra hem tiyatro sahnesinde hem yeni dizisiyle gündemde. Diyor ki: Özgürlüğüme çok düşkünüm, buna rağmen hiç kısıtlayıcı olur mu diye düşünmeden evlendim ve bu hayatımda aldığım en doğru karar.
ÖZGÜRLÜĞÜME ÇOK DÜŞKÜNÜM AMA EVLİLİĞİ HİÇ KISITLAYICI BULMADIM
Size bir lakap düşünsem ‘gülen surat’ derdim. Hep gülümserken, hep güzel enerjide görüyorum sizi. Bunu sağlamak zor değil mi?
Ne güzel, çok mutlu oldum bunu duyduğuma. Ben çocukluğumda da hep olayların komik yanlarını görüp sonra onları espriye çevirirdim. Galiba olayların iyi yanlarını görüp kendimi o şekilde motive etmeye programlıyım ama bu demek değil ki yüzüm hiç düşmüyor. Tabii ki hayatımızda bizimle ilgili ya da bizden bağımsız bir sürü olumsuz şey var, oluyor ama olabildiğince neyde iyi taraf var, ben önce onu görmeye çalışırım.
“Anne olduktan sonra kendimi daha iyi tanıdım” demişsiniz. Annelik aynaya bakma hissi mi verdi size?
Daha çok kendimi dinlediğim, fark ettiğim dönem oldu. Eskiden tek sorumluluğum kendimeydi, şimdi beni sürekli izleyen ve her adımımda gözüme bakan biri var evde. Dolayısıyla kendime karşı da daha özenli hale geldim. Eskiden çok sabırsızdım, her şey hemen olsun isterdim. Şimdi bir durup beklemeyi öğrendim.
ÇÖZÜLDÜKÇE AYAKLARA DOLANAN BİR DÜĞÜM BU
Son günlerin en çok konuşulan işlerinden biri olan ‘Düğüm’le ekrandasınız. Kolay bir düğüm mü, kör düğüm mü? Hikaye nasıl akacak?
Hiç kolay bir düğüm değil. (Gülüyor) Ana karakterimiz Neslihan, ağırlıklı olarak kadın cinayetlerini çözmeye çalışan bir programın sunucusu ama her aşamasında çok etkili. Ben de onun canlı yayın yönetmeniyim. Aynı zamanda aralarında bir dostluk var. Süreçte sürekli birbirlerine kol kanat germeye çalışıyorlar ama ipler çözüldükçe ayaklarına dolanıyor gibi bir durum var.
Reyhan’ın hangi yanları etkiledi sizi?
Reyhan çok kendinden emin bir karakter ve çok profesyonel ama sadece karakter değil, işin bütünü çok heyecanlandırdı beni. Kriminal işleri sevenlerin başından kalkamayacağı bir dizi. Yıllar sonra Bergüzar’la (Korel) oynamak da bir o kadar heyecanlı oldu benim için.
KENDİ YOLCULUĞUMDA HIRSLI VE ÖZVERİLİYİM
Hırs ve özveri sizi gerçek hayatta ne kadar ifade ediyor?
İnsanın kendini aşmak üzere yaşadığı hırsı severim. Hırs başkalarına yapılırsa tehlikeli oluyor. Kendi başarımız için hırslanmakla karıştırılmalı. Bu anlamda kendi işimde, kendi yolculuğumda hırsım da özverim de vardır.
EŞİMİN DENEYİMLİ BİR OYUNCU OLMASININ KONFORUNU YAŞIYORUM
Eşiniz de (Engin Hepileri) deneyimli bir oyuncu olduğu için özellikle merak ediyorum, aynı işi yapınca bir ego çatışması oluyor mu?
Mesleki olarak hiç olmaz bizim aramızda böyle bir şey. Zaten yaştaş değiliz, aynı dönemde mesleğe girmiş değiliz. Ben onu her zaman, evli değilken de deneyimli ve ondan çok şey öğrenebilirim gözüyle baktığım bir meslektaşım olarak görürdüm, iş konusunda bu hep böyle oldu. Olumsuz yanlarından ziyade konforunu yaşadım bunun hep. Onun tecrübelerinden faydalanmayı seçtim.
Evliliğin, sevgili olmayla kıyaslayınca daha ağırlaştıran, insana yük olan yanları var mı?
İki farklı insanın bir çatı altında yaşaması her türlü zorluğu da kolaylığı da beraberinde getiriyor. Evliliğin insanlara ekstra yük gelen tarafı, bir şeyler ters gittiğinde, ‘çantanı alıp çıkamama’ durumunun oluşması olabilir ama evliliğin de boşanması var neticede. Biraz daha zaman alır ama mutuz olduğun yerden her şekilde gidersin zaten. Ben ki özgürlüğüme çok düşkünümdür ama buna rağmen kısıtlayıcı olur mu kısmını hiç düşünmeden evlendim. Ve bu hayatımdaki en doğru kararlardan biri.
Ne olunca özgürlük alanınızın kısıtlandığını hissedersiniz?
İnsanın bireysel olarak yapmak istediği şeyler olabilir, bunu karşındaki istemese de yapabilmelisin mesela. Elbette onu da ilgilendiren bir durum olabilir ve bu oturulup konuşulur ama sadece birinin kendisi istemiyor ya da kendine doğru gelmiyor diye karşısındakine engel olmaya çalıştığı durumları doğru bulmuyorum. O kararı insan özgür iradesiyle almalı. Aldın ve sonuçları kötü oldu diyelim, o durumda “Ben sana demiştim” denilmesinden de hiç hoşlanmam. Olabilir, ama bu benim deneyimim diye bakarım.
SOSYAL MEDYADA HADDİNİ AŞANLARI DİREKT SİLİP ENGELLİYORUM
Son zamanlarda konuştuğum pek çok kadın oyuncu ‘kız kardeşlik’ kavramının içinin dolu olmadığını, kendilerine yapılan en büyük eleştirilerin yine bir kadından geldiğini söylüyor. Siz bu konuya nasıl bakıyorsunuz?
Ben de yaşadım bunu ama genelleme yapamam. Çünkü hayatımda bana hep destek olan, mutluluğumla gerçekten mutlu olan bir sürü kız arkadaşım var, onlara haksızlık olur. Buna kız kardeşlik deyin, kardeşlikten öte deyin… Benim çok özel arkadaşlarım var. Bunun dışındakileri ve sosyal medyada maruz kalınan acımasızlıkları da ciddiye almamayı öğrendim zamanla.
Eskiden önemser miydiniz?
Bundan altı yedi yıl öncesine kadar çok etkilenirdim. Artık gerçekten görmemeyi tercih ediyorum. Eleştiri çok farklı bir şey. Biri bana “Beyza kötü oynamışsın, beğenmedim” diyebilir mesela ama aşağılamaya yönelik, “Sen kendini ne sanıyorsun?” gibi ifadelere gerçekten tahammülüm yok. E böyle bakacaksak sen kimsin o zaman? “Hemen sizi dışarı alalım” deyip, silip, engelliyorum artık direkt. (Gülüyor)
Nasıl bir annesiniz? Pimpirikli misinizdir mesela?
Pimpirikli sayılmam bence. Kaygılarım oluyor tabii ama zamanla daha da rahatladım. Kendi hayatımdaki panik hallerini ona yansıtmamaya özen gösteriyorum. Arkadaş gibi eğlenmeyi de çok seviyorum ama gerektiğinde o annelik çizgisini korumaya da çalışıyorum. Dominant değilimdir ama sorumluluklarının bilincinde olması için gayret gösteriyorum. Mesela birlikte markete gidip geldiysek, boyunun yetiştiği raflardaki ürünleri ona veriyorum, o yerleştiriyor. Birlikte paylaşarak iş bölümü yapmış oluyoruz.
KISA KISA…
Gözünüzü açtığınızda eliniz ilk neye gider?
Su ve telefon.
Uyumadan önce mutlaka dediğiniz bir ritüel?
Bir cilt bakımı yaparım, son zamanlarda hafif meditasyon da yapıyorum, iyi geliyor bana.
Hiç olmadık bir anda, olmadık yerde bir ağlama duygusu gelse, bastırır mısınız, ağlar mısınız?
Hemen ağlarım, hiç tutmam. Nerede ve kimin yanında olursam olayım… Gülmek gibi bir duygu o da. Zayıflık olarak da görmem asla.
En son kime “Seni seviyorum” dediniz?
Engin’e, dün akşam. (Gülüyor) Bir de oğluma çok sık söylerim.
En son kimden duydunuz?
Engin’den duydum.
- Alt karın yağlarını mum gibi eritiyor! Göbek, bel ve simit bölgesini yok ediyor: Aç kalmadan zayıflatan karışım
- 1 hafta boyunca için! 7 günde 7 kilo verdiriyor, aç kalmadan zayıflatıyor, kaşık kaşık yiyince yağları cayır cayır yakıyor
- Çay suyuna 1 parça ekleyin! Çayın lezzetini 10 kat artırıyor: Saatlerce taze kalmasını sağlıyor
- Kışın favorisi, faydasını duyan kapış kapış alıyor! Kilosu 250 TL: Kemikleri beton gibi yapıp bağırsakları motora çeviriyor! Dünyanın en zengin magnezyum kaynağı
- Bardak bardak içince bağırsakları motor gibi çalıştırıyor! Vücudu C vitamini ve demirle dolduruyor, bağırsakları yumuşatıp kabızlığa son veriyor!