MagazinTek başına sahneye çıkacak cesaretim yok

Tek başına sahneye çıkacak cesaretim yok

Paylaş
Tek başına sahneye çıkacak cesaretim yok

Cem Yılmaz'ın ağabeyi Can Yılmaz "İngiliz Anahtarı" adlı filmle karşımızda. Zafer Algöz'le yaptığı sahne şovları çok izlenen Can Yılmaz, "Tek başına sahnede olmak sanıldığı gibi konforlu değildir. Sırtını dayayacak kimse yok" diyor.

Sakar bir ustanın hikayesini anlatan ‘İngiliz Anahtarı ‘Recep Usta’ filmi 27 Aralık’ta vizyona giriyor. Can Yılmaz’ı da Kemal rolünde izleyeceğiz ama onu yakalamışken merak ettiğim her şeyi sordum tabii. Çocukluğunda yazıp yazıp, “Kim okuyacak bunları?” diye kimseye göstermeden yaktığı kitaplarından, “Parayı bulunca hemen yiyin” önermesine kadar… Buyurunuz.

Haberin Devamı

HERKESE ‘HEDİYEN BAGAJDA’ DERİM KİMSEYE HEDİYE ALMAM

‘İngiliz Anahtarı ‘Recep Usta’ vizyona giriyor. Fragmanını çok komik buldum. İzlerken de çok eğlenecek miyiz?

Ben seyircinin epey eğleneceğini düşünüyorum. İnşallah umduğumuz gibi olur. Recep usta, beceriksiz bir adam. Çünkü hiç istemeyerek yapıyor bu işi. Babası ona bir İngiliz anahtarını miras bırakıyor. Onun işini devam ettirmesini vasiyet ediyor. Haliyle gönülsüz yapılan her işte olduğu gibi Recep ustanın yaptığı her işte de bir sorun çıkıyor…

Tek başına sahneye çıkacak cesaretim yok

Siz de Recep ustanın sakarlıklarından nasibini alan komşularından birisiniz.

Evet, o apartmanın sakinlerinden biriyim. Recep ustanın aslında yapamadığı bir borudan dolayı Kemal’in evine su akıyor. Tanışıklıkları oradan. Ayrıca Recep usta bir cinayetin sanığı durumunda. En son oraya o girmiş çünkü. Bir absürt komedi filmi.

Haberin Devamı

“Sevdiğin işi yap” önermesi sizce fazla mı kutsanıyor?

Bu kadar kutsanmasına ben de karşıyım ama bu, insanı gerçekten mutlu eden temel şeylerden biri. Sevdiğin işi yaparsan yorulmazsın. Yazar olsan da böyle marangoz olsan da. Tabii onu bulup keşfetmek de önemli.

Siz onu çocukluğunda keşfedenlerden miydiniz?

Ben çocukluğumdan beri yazmayı çok seviyordum ama 30 yılım kayıptır bu konuda. Yazdıklarımı kimseye okutmazdım. “Kim beni niye okusun ki?” derdim. O yıllarda kömür sobaları vardı. Yazar yazar sonra yakardım. Yaptığını sevmek kadar onu paylaşacak cesaret de mühim tabii.

Sonra nasıl buldunuz o cesareti?

Kafa’da yazdığım öyküler için İnkılap Kitabevi, “Bunları kitap yapmak isteriz” diyene kadar benim öyle bir adımım yine olmadı. Ama iyi ki hikaye böyle gelişmiş, bugün yedi öykü kitabım var.

Tek başına sahneye çıkacak cesaretim yok

TEK BAŞINA SAHNEYE ÇIKACAK CESARETİM YOK

Yazarsınız. İyi bir hikaye anlatıcısısınız. Neden helva yapmıyor diye düşünüyor insan. Neden tek başınıza sahneye çıkmıyorsunuz?

O da bir cesaret işi. Benim öyle bir cesaretim yok. Tek başına sahnede olmak sanıldığı gibi konforlu değildir. Sırtını dayayacak kimse yok. Zafer Abiyle yapıyoruz mesela ama ben biliyorum ki en küçük şeyde Zafer Abi benim arkamı kollar. Ama sizin bu gazınızla bir düşüneyim bakayım. (Gülüyor) Şaka yapıyorum, şu an hiç düşünmüyorum.

Haberin Devamı

YouTube programınız ‘Geri Vites’e çok gülüyorum. O fikir nasıl çıktı ortaya?

İsmail Saymaz’ın fikriydi. Yazın Bozcaada’da denize girip çıkmıştım. Sonra “Yok girmedim” dedim. İsmail de “Abi, bu nasıl bir geri vites ya” dedi. Fikir oradan çıktı. Ben bunu çok yapıyormuşum meğer, kendim farkında değilim ama şurada beş simit yedim diyelim, “Ne beşi, ben iki tane yedim” diyormuşum.

Tek başına sahneye çıkacak cesaretim yok

LÜZUMSUZ PARA HARCAMAM O YÜZDEN BANA ‘CİMRİ’ DERLER

Sosyal medyada viral olan bir önermeniz var. “10 liranız varsa bir lira da borç alın, 11 lirayı hemen yiyin” diyorsunuz. Buna ‘tuzu kuru önermesi’ diyenler var…

Değil. Ben bunu çok yaşıyorum. “Şunun vergisi niye bu kadar?” diyorum, başlıyorlar yazmaya. Yahu tuzum kuru olsa onu mevzu etmem zaten. Ben paranın bekçisi olanı çok gördüm, kasaya koyup o sevinçle yatağa gideni de gözümle çok gördüm. Bir tanıdık vardı mesela, tam böyle biriydi. Parayı savurun da demiyorum. O biraz da egzajere bir yorum ama bir noktadan sonrasını istiflemek kadar yersiz bir şey olamaz. Paylaş mesela. Kendini kurtardıysan parayı paylaşmak kıymetlidir.

Haberin Devamı

Cimriliğiniz hangi durumlarda tutar?

Hakkımda öyle bir efsane var zaten. Cimri derler bana çünkü ben istiflemek kadar fuzuli harcamaya da karşıyım. Beş ayakkabın varsa bir de beyazı olsun demek fuzulidir. Bir de hediye olayını saçma bulurum. Benden hediye isteyene yıllardır, “Hediyen bagajda” derim. Bagajım verilmeyi bekleyen hayali hediyelerle dolu. Ama mesela 8 Aralık doğum günümdü. 6 tane, ‘hediyen bagajda’ mesajı aldım. (Gülüyor)

Çok sevildiğiniz kadar çok eleştireniniz de var. Cem Yılmaz için de geçerli aynısı. Sosyal medyada yapılan eleştirilerden çok etkileniyor musunuz?

Eskiden daha çok etkileniyorduk artık olgunlaştık. Metanetliyiz. (Gülüyor) Sosyal medyaya bakarsan biz hiç film de yapamadık zaten. Geçen gördüm biri “Cem Yılmaz ‘Hokkobaz’ gibi filmler yapmalı” yazmış. E yapıldı o işte ama en az izlenen filmi oldu o zaman için. Bunu nasıl açıklayacağız? Bizim filmlerimiz üzerinden üç beş yıl geçince başka türlü değerlendiriliyor nedense. Demlenmesi gereken filmler belki de. Bilemiyorum.

Haberin Devamı

Tek başına sahneye çıkacak cesaretim yok

DİN, SİYASET VE FUTBOL ŞAKASI YAPMAM

Bugüne kadar sizi Cem Yılmaz filmleri dışında izlememiştik. “Onlar kendi filmleri dışında filmlerde oynamaz” gibi bir algı mı var?

Olabilir ama bizim hiç öyle bir katılığımız yok. Ben sevdiğim, inandığım her şeyi oynarım. Cem de aslında bir sürü farklı filmde oynadı. Benim şimdi bir de dizim geliyor. ‘Ayrılık da Sevdaya Dahil’, Yavuz Turgul’un hikayesini anlatıyor. Ama ondan şimdilik çok bahsetmeyeyim.

“Asla şakasını yapmam” dediğiniz bir şey var mı?

Dinle ilgili şaka yapmam. Gerek yok. Din, siyaset ve futbolla ilgili şaka yapılmasa iyi olur bence. Çünkü o alıcısına doğru bir şekilde gitmez genelde. Son haline bakarsın ve “Ben ne dedim, konu nereye geldi” derken bulursun kendini.

Tek başına sahneye çıkacak cesaretim yok

YEDİĞİ TOKATLAR ADAMI ADAM EDER

Hiçbir işten kovuldunuz mu?

Kovulmadım ama istifa ettim. Beni kovmak istemezlerdi zaten, ben iyi bir çalışandım her zaman.

Hiç terk edildiniz mi?

Hayır.

Sizce insanı en iyi ne büyütür?

Klasik olacak ama yediği tokatlar adamı adamı eder. (Gülüyor)

İyi bir erkek yalanı?

İşler çok kötü bu ara.

En nazik ‘hayır’ deme yönteminiz ne?

Ben lafı dolandırmam. 30 yılımı aldı bunu öğrenmek ama direkt ‘hayır’ derim.