Televizyon oyunculuğu gerçek oyunculuk değil
'Serçenin Gözyaşları' filminde şiddet mağduru bir kadını oynayan Sedef Şahin televizyon oyunculuğunun gerçek oyunculuk olmadığını belirtip "Hiç oyuncu olmayan birini bile televizyonda iyi oynamış gibi göstermek mümkün" diyor.
RÖPORTAJ: OYA ÇINAR / FOTOĞRAFLAR: ŞAFAK GÜVEN
Oyunculuğa çok küçük yaşlarda başladı. Yıldız Kenter ile 150’den fazla oyunda karşılıklı oynadı ama onu geniş kitlelerle buluşturan proje ‘Adını Feriha Koydum’ dizisi oldu. Sözünü esirgemeyen bir oyuncu. Diyor ki: Halka kötüyü vere vere kötüye alıştırdılar. Televizyon oyunculuğu gerçek oyunculuk değildir. Yeni filmi ‘Serçenin Gözyaşı’nda şiddet mağduru Emine olarak izleyeceğimiz Sedef Şahin, gerçek hayatta da fiziksel şiddete uğradığını itiraf ediyor.
FİZİKSEL ŞİDDETE DE PSİKOLOJİK ŞİDDETE DE MARUZ KALDIM
Yeni filminiz ‘Serçenin Gözyaşı’ 20 Ekim’de vizyona giriyor. Heyecan, merak, mutluluk… En çok hangi duygudasınız?
Çok karışık duygular içindeyim. Bir taraftan paylaşım yaparken heyecanımı da bastırmaya çalışıyorum çünkü o kadar hüzünlü bir hikaye ki… Böyle bir iş yaptığımız için mutluyuz ama keşke böyle bir ihtiyaç hiç duyulmasaydı da böyle bir film hiç çekilmeseydi.
Sizi başrolde şiddet mağduru Emine olarak izleyeceğiz. Emine nasıl bir kadın, nasıl bir bağ kurdunuz?
Ben 21 yıldır oyunculuk yapıyorum. Emine, 21 yıldır oynadığım rollerin içinde en zoru oldu. Hem gerçek bir hikaye olması hem durumun hassasiyeti beni zorladı. Yakın tarafı şu; Emine’nin yaşadığını yaşayan ve tanık olduğum çok kadın hikayesi var.
İKİLİ İLİŞKİLERDE DÜZGÜN AYRILMAYI BİLMİYORUZ
Gerçek hayatta eğitimli ve güçlü dediğimiz pek çok kadın da şiddete maruz kalabiliyor. Sizce bu neyle ilgili?
Sevmek, sevilmek çok güzel duygular ama biz bir ilişkiyi bitirmeyi, doğru ayrılma şeklini bilmiyoruz. Birine artık hakkımızı helal edip yollarımızı ayırmamız gerektiği noktada, o yolları düzgün ayıramıyoruz. Toplumda maalesef ‘bir kadının başında mutlaka bir erkek olmalı’ düşüncesi çok hakim ve bu çok sorunlu bir bakış açısı. Yanında olduğumuz kişi bize iyi geldiği sürece yanımızda olmalı. Değilse orayı terk etmeyi bilmemiz gerekiyor.
ALDATMA VE ALDATILMA NOKTASINA GELMEYECEĞİM BİR İLİŞKİ ARIYORUM
Kendinizi güçlü buluyor musunuz?
Güçlüyüm çünkü kimsenin kapısına ‘beni sev’ ya da ‘benim için bunu yap’ diye gitmiyorum. Kendi yapabildiğim işlerin peşine düşüyorum.
Duygusal olarak da ihtiyaç duymuyor musunuz kimseye?
Tabii ki manevi olarak ihtiyaç duyarım. Evet, bir noktada erkeğin kadına ve kadının erkeğe ihtiyacı var. Elbette bir adamın size ‘sahip’ çıkması, onun kanatlarının altında dinlenebilmek çok güzel ama aynı adamdan eziyet gördüğümü düşündüğüm noktada orada durmam. Her şeyden önce dürüstlük beklerim. Yaşadığımız her şeyi konuşarak çözebilmeliyiz. Her ne yaşarsak yaşayalım, birbirimize anlatabilmeliyiz. Bunlar yoksa orada neden durasın ki?
Sizi aldattı ve geldi bunu sizinle paylaştı diyelim. Bunu da konuşarak çözebilir misiniz?
Aldatma noktasına gelmesini istemem işte. Oraya gelirken bunu benimle paylaşmalı, nasıl bir eksiklik hissettiğini benimle konuşmalı.
Bunun bir matematiği var mı sizce? Gerçek hayat bu kadar idealize şekilde yürüyor mu?
Bence var. Aldatacak partneri tanırız gibi geliyor bana, hadi tanıyamadık, orada bir şey kopmuş demektir.
İnsan kendine yüzde yüz kefil olabilir mi? “Ben asla aldatmam” diyebilir misiniz?
Diyemem ama işte karşımdaki beni o noktaya sürüklemeyen bir partner olmalı. O noktaya gelmeden bunu onunla konuşabilmeliyim. Zaten o ilişkiyi, o insanı arıyorum ben.
Gerçek hayatta fiziksel ya da sözlü şiddete maruz kaldınız mı? Mobbinge uğradınız mı?
Evet. Hepsine maruz kaldım. Yalnız kadın olmak dünyanın her yerinde zor. Mobbinge de maruz kaldım, bir kez kendi ilişkimde fiziksel şiddete de maruz kaldım. İnsan o an o kadar karışık şeyler hissediyor ki… Başta ben izin verdiğim için oldu dedim mesela. Kendimi suçladım. Her anlamda baş etmesi zor bir durum. Psikolojik şiddet zaten hayatın her yerinde.
NARSİSİZM ALDI BAŞINI GİDİYOR BİZ ‘ÖZ SEVGİ’Yİ DE YANLIŞ ANLADIK
Kadınlara yönelik kusursuz güzellik baskısının da psikolojik şiddet olduğunu düşünüyor musunuz?
Yüzde yüz hem de. Güzellik neye göre, kime göre? Ciddi bir şiddet var bu anlamda. Ve içinden çıkılamaz bir hale doğru gidiyor. Fiziksel şiddet gibi görünür de bir şey olmadığı için farkında olmadan da bunu çok yaşıyoruz. Narsisizm aldı başını gidiyor. Bir de bence biz bu ‘öz sevgiyi’ de yanlış anladık. ‘En çok ben, önce ben…’ Yahu tamam önce sen de bunun ucu da çok kaçtı. Acayip bir bencillik söz konusu. Olay çığırından çıktı yani. Kimse, kimsenin umurunda değil. Materyalist bir dünyada kaybolduk resmen.
TELEVİZYON OYUNCULUĞU, GERÇEK OYUNCULUK DEĞİLDİR KÖTÜYÜ VERE VERE HALKI KÖTÜYE ALIŞTIRDILAR
Son dönemde Hande Erçel için, “Çok kötü oyuncu, sırf güzel olduğu için başrollerde oynatılıyor” yorumlarına çok denk geldim ki başka örnekleri de var. Serenay Sarıkaya’yı ben çok beğeniyorum ama onu eleştiren de var. Bu anlamda bir sektör eleştiriniz var mı?
Eğri oturup doğru konuşalım. Bu saydıklarınızın hepsi televizyon oyuncusu. Hiçbiri gerçek oyuncu değil. Eğitimli, tiyatrodan gelen oyuncularla bu örnekleri bir tutamayız. Televizyonda hiç oyuncu olmayan birini bile iyi oynamış gibi göstermek mümkün. Sürekli kötü oyunculuk izlemekten artık halk da iyiyi, kötüyü ayıramaz hale geldi. Kötüye alıştırdılar çünkü. Bunu bir yerde sonlandırmak gerekiyor artık.
GÜÇLÜ ERKEKTEN ETKİLENİRİM ERKEK BENİ EHLİLEŞTİRMELİ
Hayattaki en büyük motivasyonunuz ne?
Aşk… Ben aşkla besleniyorum.
Şu an aşık mısınız?
Ah keşke…
Zamanla, tanıdıkça aşık olanlardan mısınız yoksa gökten zembille iner gibi mi iniyor?
Gördüm ve vuruldum gibi bir şey bende hiç olmadı. Zamanla geliyor bana o his. Bir de ben güçten etkileniyorum ama bu güç bir adamın kendine güveni benim için. Bir adamın beni ehlileştirecek güçte olmasından çok etkileniyorum. Ne istediğini bilen ve beni de o çizgiye getirebilen, kendi istemediği bir şeyi yapmamı engelleyebilen birine aşık olurum.
Sizce kolay bir sevgili misiniz zor mu?
Sorsan zor derler ama bence kolayım, (Gülüyor) çünkü aradığım tek şey gerçekten samimiyet ve dürüstlük. Beni çok sevsin, ‘mış gibi’ yapmasın. Her şeyle mücadele ederim ama yalanla edemiyorum. Ama dürüstlüğüne ve samimiyetine inanırsam dağı taşı delerim.
- Kurusu kapış kapış satılıyor! Aktarda gören poşetini dolduruyor: Solunum yollarını hortum gibi açıyor, metabolizmayı çalıştırıyor, bağırsakların çalışma hızını artırıyor
- Çeyrek bardak içende kolesterolden eser kalmıyor! Bu kez kabuğu değerlendi: Sarımsakla karışınca vücudu zımba gibi yapıyor
- Su faturasını yarı yarıya düşürüyor! 5 dakikada 50 litre su kurtarıyor, fatura artık cebinizi yakmayacak!
- Petekleri böyle temizlemek faturayı yarı yarıya düşürüyor! Kombi ustasından önemli tüyolar: Bakım yapmayı ihmal etmeyin
- Kahvaltı yerine tüketin! Mideyi doldurup tokluk hissi veriyor: Kan şekerini dengeliyor, sindirim sistemini makine gibi çalıştırıyor