‘Uzaylı' lakabı kariyerimi mahvetti

‘Harbi Tutuldum’ şarkınız hayırlı olsun. Nasıl gidiyor?

Her şey yolunda. İyi olmaya çalışıyoruz. Şarkı çok güzel ama araya hastalıklar, depremler o kadar çok feci olaylar girdi ki. Bu da benim şansım ama olsun, değeri bilinir. Güzel olan her şey layık olduğu gönüllere oturur.

DEMEK Kİ BAŞIMI ÇOK EĞMİŞİM

Nelere tutuldunuz da böyle bir şarkı yaptınız?

Şu ara her şeye tutuluyorum ve kızıyorum. Aslında pozitif biriyim ama halden anlamayan insanlara çok tutuluyorum. İnsanları mağdur edenlere kızıyorum. Ben de çok mağdur edildim.

Kimler sizi mağdur etti?

Güvendiklerim. Bakıyorum da ne çok haksızlığı kendi mütevazı dünyamda saklamışım, içime atmışım. Bu da sevgim ve saygımdandı ama demek ki başımızı çok fazla öne eğmişiz.

Kimlerin hakkınızı yediğini düşünüyorsunuz?

Hak yemek değil de beni koydukları yer yanlıştı. Ben onları kalbimin üstüne koydum halbuki.

‘Uzaylı’ ünvanınız yüzünden insanlar sizi ciddiye almamış olabilir mi?

Bu lakabı kendime ben takmadım ki. Orada bir ironi vardı. Çok yazık ettiler bana. Annem bir gün aradı köyden dedi ki, “Oğlum pazara indim, bütün hanımlar diyorlar ki oğlun delirmiş. Kendini uzaylı sanıyor. Senin oğlun değilmiş.” Annem çok ağlamış. Anam ağlayınca ben de ağlamıştım. “Yahu bunlar şov. Olur mu öyle şey? Ben senin oğlun Mustafa’yım. Güzel espri yaptığım için öyle dediler” dedim. Ama içim bu izahı yaparken bile kan ağladı. Keşke Erol Büyükburç, o söylemde hiç bulunmasaydı. İşimi gücümü, her şeyimi olumsuz etkiledi.

Erol Büyükburç size neden ‘uzaylı’ dedi?

Farklı ve derin geliyordum ona. (Gülüyor) Ama sonra işim gücüm iyiyken, kötüye gitti. Ciddiye alınmadım. Çok günah işlediler biliyor musun? Her şeyin affı var, vebalin affı yok. Beni tanımadan aşağılamaya, yok saymaya uğraştılar. Yaptığım ‘Oy Emine’ şarkısı dünyadaki en iyi hitlerden biriyken bunu yaşadım. Tarihimizde ilk defa Avrupa’da bir türkümüz sayemde duyuldu. Avrupa’da türküyü sevdiren tek insanım. Ama uzaylı anlayışı beni aşağı çekti.

BENİ BİR UFOYA BİNDİRMEDİKLERİ KALDI...

Ama siz de sevmiştiniz o ünvanı ki, uzaylı kostümleri bile giydiniz…

Yav şovdu ve ben şunu sevmiştim ilk başlarda, farklı işler yapıyorum diye beni öven bir şey gibi geldi. İlgi çekiyordu. Espriyi sevdim ama sonra baktım zarar verdi. Başka yere çekildi ve çok abartılar. Bir ufoya bindirmedikleri kaldı. Tek bir doğrusu var, ben çok gezegen bir adamım. Ruhumla, beynimle, ayaklarımla gezerim. Rahmetli Erol Büyükburç benim iç dünyama vurgu yapmak istemişti ama başka yere gitti. Çünkü ben çok okuyan, araştıran, yazan derin bir insanım.

MICHAEL JACKSON BİLE ÜLKESİNDE BENİM KADAR ALBÜM SATMADI

Rahmetli Ahu Tuğba ile aşk yaşadığınız doğru mu?

Asla! Ben hiç çapkın değilim. Marmaris’e bir festival için gittik. Yat gezisi düzenlemişler. Ahu ile oturuyoruz, geldi yanıma fotoğraf çektiler. Ne aşkı? Ayıp…

Çok aşık oldunuz mu?

Ben insanları severim ama aşk başka bir şey. Aşk, yaradana duyulur.

Mutlu musunuz şu an?

Beni geçmişteki şeyler üzüyor. Olmayan şeyleri üzerimize yapıştırdılar. Şampiyonlar ligi gibi olan, reytinglerle dolu hayatımızı yok saymaya çalıştılar. Saygımdan bastırdım kendimi. Michael Jackson bile ülkesinde benim kadar albüm satmadı. ‘Uzaylıyız’ dedik de kime zararım oldu? Beni bir kenara ittiler.

HER ŞEYİ ÖNLERİNE SERDİK AMA KIYMET BİLMEDİLER

Prestij gibi, kendi dönemine damga vuran bir plak şirketinin patronuyken de haksızlığa uğradınız mı?

Ömrümce uğradım. Bir yığın insanı ünlü ettim. Düşün, kendime tonla rakip yarattım. Oysa tektim ve çok meşhurdum. Ben çok zorluklar çekerek geldiğim için diğer sanatçıların zorlanmasını istemedim. Azer Bülbül’e kaset çıkarmak için altımdaki arabamı sattım. Bütün Unkapanı bilir. Kardeşim Hilmi’yi de açtığım şirketin başına getirdim.

Mahsun Kırmızıgül’ün ‘Prestij Meselesi’ filminde sizden çok Hilmi Bey vardı. Neden?

Doğru anlatılmadı. Kendilerini anlatmak için yapmışlar. Biz onları bir yere getirdik ama onlar bizi rakip görmüş, bunu şimdi anlıyorum. Sırtımızdaki pardösümüzü, ceketimizi, cebimizdeki Allah’ın rızkı paramızı verdik. Allah’ın verdiği ilmi verdik. Her şeyi önlerine serdik. Ama kıymet bilmediler. Kol kanat gerdim, vefasızlık gördüm. Hilmi benim kardeşim. Ha onu söylemişler ha beni fark etmez. Ama onları oraya getiren asıl kişi bendim. Ama ben hep “burası bizim” derdim.

En meşhur ettiğiniz isimlerden biri de Özcan Deniz. Ona karşı kırgınlıklarınız var mı?

Para girince insan bozuluyor. İnsanın parayı bozması gerekirken para insanı bozuyor. Kimse ailesiyle böyle bir şey yaşamasın. Özcan başarılı. Ki haksızlığa uğradığını da düşünüyorum. Bana gelecek olursak. Ben kırgınım, vefa bekledim ve göremedim.

FİLMİN BAŞI, GÖVDESİ YOK EGOLARINA LANET OLSUN

Prestij ekibinin hepsi mi vefasız çıktı?

Herkes kendine vefalı. En azından bir bayram tebriği ister gönül. Hiçbirine patronunuzum demedim çünkü sanatçının patronu olmaz. Ama Unkapanı neyin ne olduğunu biliyor. Rahmetli kardeşim çok mükemmel bir insandı. Ona sözüm yok. Filmin de başı gövdesi yok. Ego var. Keşke başını koysaydı. Sadece vücut var baş yok. Çünkü başı koysa Mustafa’nın öyküsünü koyacak ama istemez çünkü bu pis bir ego. Başarılarını tebrik ediyorum ama iğrenç egolarına lanet olsun.

Belki sizde de hata vardır?

Hatasız kul olmaz. Elbette vardır ama kimsenin kanadını kırmadım, ayağına basmadım, ekmeğiyle oynamadım. Bak oğlum Çağlayan da çok yetenekli. Bir gün bir şarkı okuyacak Özcan’ınmış. Ondan istemek için aramış. Telefonunu günlerce açmamış. Niye açmıyorsun? Sana bütün kapılar açıldı. Her şey önüne serildi bu aile sayesinde. Kendileri kaybeder. Yarın başka bir gündür. Af diler Allah’a bir gün yalvarırlar.