Yıkıcı bir öfkem var keşke daha sakin biri olabilsem

Kötülerin dünyasında izleyicinin içine su serpiyor desek yeri. Selin Genç, şu sıra ‘Teşkilat’ta Sena olarak ekranda. Daha önce hep dönem dizilerinde izlediğimiz yetenekli oyuncuyla biraz Sena’yı biraz da gerçek hayattaki Selin’i konuştuk. Diyor ki: İnsan aşktan çok şey öğreniyor ama aşka küstüğüm bir dönemdeyim. Aşıkken mutlu olmuyorum.

AŞKTAN ÇOK ŞEY ÖĞRENİYORUM AMA AŞIKKEN MUTLU OLMUYORUM

Selin, son dönemin en dikkat çeken işlerinden birinde, ‘Teşkilat’ta Sena olarak izliyoruz seni. Karakterin seni daha ileri taşıdığını düşünüyor musun, oynaması zevkli mi?

Daha önce oynadığım işler hep dönem işleriydi. Yani başka zamanların kadınlarını oynadım ve ilk defa günümüzde geçen bir hikayede bir kadını oynuyorum. Teknik olarak diğer işlerde Adana şivesi, Azeri Türkçesi gibi yöresel ağızlar kullanarak, kendimden uzak kültürleri oynadım. Farklı bir tecrübeydi tabii ama bu karakteri oynamak başka zevkli çünkü başından sonuna kadar aslında nereye varacağını bilmeden, sürprizli ilerleyen bir karakter oldu. Bu da heyecan verici.

Oturmuş bir projeye sonradan dahil olmak seni başta biraz korkuttu mu?

Ben ilk defa başlamış bir projeye sonradan dahil oluyorum. Bu kararı vermemde yapım şirketimizin de hatrı büyük. Ama hiç zorluk çekmedim hatta o kadar güzel insanlar tanıdım ki… Özellikle bunun için minnettarım, iyi ki bu rolü oynamışım.

Hem güçlü hem de bir o kadar nahif görünüyorsun. İkisi de var mı içinde?

Ben aslında güçlü olmayı çok sonra öğrenmiş biriyim. Hâlâ içimde kontrolüm altında olan kırılgan, son derece hassas bir yan var ama dünya böyle bir yer değil ve biraz soğukkanlı olmak gerekiyor. Yaşanan her şeye bir deneyim gözüyle bakmayı deniyorum ve her şeyin geçici olduğunu kendime hatırlatıyorum. Daha konforlu yaşamak için bu bakış açısı şimdilik bulduğum tek çözüm.

YIKICI BİR ÖFKEM VAR KEŞKE DAHA SAKİN OLABİLSEM

Adanalısın sanırım. Adanalılar için ‘çabuk parlarlar, öfkelenince önlerinde kimse duramaz’ gibi şeyler duyarız. Senin de böyle yanın var mı?

Büyük bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek istiyorum, internette yazan bu bilgi yanlış. Adanalı değilim. İlk dizim orada çekildi ve 4 sene orada Adanalı bir kızı oynadım, herhalde karakteri o kadar sahiplendiler ki ‘bizim kız’ olarak kaldım. Diğer yandan ben de çabuk parlayan biriyim. Sabırlı yaklaşırım genelde ama anlaşılmayacağımı hissettiğim noktada çok yıkıcı bir öfkeyle ilerliyorum. Bu kendimde sevmediğim bir özellik. Keşke daha sakin olabilsem. Bunun üzerinde çalışıyorum.

Nasıl bir ailede büyüdün peki? Çocukluktan itibaren ne istediğini bilen biri miydin? Oyunculuk çocukluk hayalin miydi?

Hep ne istediğini bilen biri değildim ama bir şekilde istediğim her şeyi elde etmenin adaletli ve içime sinecek şekilde bir yolunu bulan biri oldum. Oyunculuk çocukluk hayalim değildi. Birkaç tesadüf sonucu başladığım bir meslekti ve yaptıkça sevdim, tutkuyla yapmaya başladım. Şimdi vazgeçilmezim. Bugün gelecekten ne beklediğimi biliyorum ama bir farkla. Hayatın bana ne getireceğini izlemek daha eğlenceli çünkü aradan çekildiğimizde de bir akış var ve ben gözlemde kalmayı seviyorum.

Çok planlı ve stratejik ilerlemiyorsun o zaman?

Her şey planlı olursa çok sıkılırım. Sürprizleri severim. Teslim olma konusunda da henüz yeniyim. (Gülüyor)

Dizide Sena aşık bir kadın. Senin hayatında aşk nerede? Sana ne ifade ediyor?

Sadece duygularla hareket ettiğim ve kendimi aşkın kucağına bıraktığım bir dönemde değilim. Aşk istemiyorum desem yeridir. Sadece beni mutlu eden her şeye varım diyebilirim.

YAŞADIĞIMIZ DÜNYAYA GÜVENMİYORUZ

Bazıları her konuda aşktan çok beslendiğini söyler. Aşık olan Selin ile olmayan Selin arasında hayata motivasyon olarak ciddi bir fark var mı?

Bence insan en iyi ilişkilerden öğrenir. Bu aşk olduğunda çok daha ihtişamlı bir aynadan kendini bilme yolculuğuna çıkıyorsun aslında. Ben aşık olunca çok öğreniyorum ama mutlu olmuyorum. Sanırım biraz uzak durmak istemem bu yüzden. Aşka biraz küsmüş olabilirim.

Bir yandan da kiminle konuşsak artık “Aşk mı kaldı ya, günümüz aşklarının hiçbir gerçekliği yok” diyorlar. Buna katılıyor musun?

Katılıyorum. Günümüzde insanların değer yargıları bile dejenere oldu ve yaşanan duyguları çok çabuk tüketiyoruz. Bence insanlara ve yaşadığımız dünyaya güvenmemekten de kaynaklanıyor.

SOSYAL MEDYADAN BESLENMİYORUM ORADAKİ YORUMLARI CİDDİYE ALMIYORUM

Sosyal medyayla ilişkin nasıl? Sosyal medya zorbalığına maruz kaldığın oluyor mu?

Ben artık hiç ilgilenmiyorum yorumlarla. Çünkü çoğu zaman sahte hesaplardan yapılıyor o yorumlar. Seni tanımayan, bilmeyen insanların büyük bir nefretle yazdığı şeyleri ciddiye almak ne kadar sağlıklı? Bence değil. Sosyal medyayla aram o kadar da iyi değil ve açıkçası motive de etmiyor artık beni, oradan beslenmiyorum.

Hırslı mısın? En büyük hırsların ve tutkuların neler?

Başarı hırsı olan biriyim evet. Ama bunu da kendime zarar verecek bir noktada yaşamıyorum artık. Benden daha önemli değil hiçbir şey.

ESRA’NIN RUHU GÜZELDİR KİMSEYİ KÖTÜLEMEK İSTEMEMİŞTİR

Esra Dermancıoğlu’nun yakın zamanda Cannes’e giden oyuncularımızı, “Bizi temsil edecek, Fransızca bilen kişiler olsalardı” diyerek eleştirmesi hakkında ne düşünüyorsun?

Esra çok zeki ve yetenekli bir kadın. ‘Bir Zamanlar Çukurova’ dizisinde birlikte rol almıştık ve çok de severim ruhunu. Söylediyse kötülemek için söylememiştir. Çünkü buna ihtiyaç duyan bir kadın olduğunu düşünmüyorum. Kendi düşüncelerini paylaşmak konusunda özgür herkes.

Neşet Ertaş filminde rol almıştın ama film yayına giremedi. Çok hayal kırıklığı oldu mu senin için?

Çok güzel bir ekiple, efsane bir sanatçımızı anlatmıştık. Ben yayına girmesini çok istemiştim. Umarım yakın zamanda çözülür ve hepimiz izleyebiliriz.

KISA KISA…

Bugüne kadar aldığın en güzel iltifat ne?

İçi de dışı kadar güzel.

Hakkında duyduğun en haksız eleştiri ne?

Kendini bir şey sanıyor.

Nasıl biriyle asla olmaz?

Korkak biriyle.

Sevgilinin odasında bir eşya olsan ne olmak isterdin?

Odanın kendisi olmak isterdim.