Zirveye çıkma duygum hiç yok huzur benim için çok daha değerli
'Zaferin Rengi' filminin 'Peyker'i Gülper Özdemir, yıllar önce bir Abdullah Oğuz filmini izlerken bir dilek tutuyor. O dileği gercek olan ve yine bir Abdullah Oğuz filminde başrolde yer alan genç oyuncu hırslı olmadığını ama tutkulu olduğunu belirtiyor.
RÖPORTAJ: OYA ÇINAR
Almanya’da doğup büyümüş. 16 yaşından beri sırt çantasıyla dünyayı geziyor. 9 yıl önce Türkiye’de bir filmin galasına katılıyor. Yine bir Abdullah Oğuz filmi ama kendisi o zaman oyuncu değil. İçinden bir dilek tutuyor ve yıllar sonra, o dileğin gerçeğe dönüşünü yaşıyor. Gülper Özdemir, ‘Zaferin Rengi’nde başrolde, kahraman, aşık ve cesur bir Türk kadınını oynuyor. Buluştuk hem ‘Zaferin Rengi’ni hem de Gülper’in hikayesini konuştuk.
AŞK, GÖZÜ KÖR BİR DUYGU SEVGİYİ DAHA ÇOK ÖNEMSERİM
‘Zaferin Rengi’nde bence oyunculuğunuzun en iyi performanslarından biriyle beyaz perdedesiniz. Nasıl buluştunuz bu hikayeyle?
Bu benim ikinci dönem işim. Dönem işerini çok seviyorum. Peyker karakteri için daha en başta, “Kesinlikle bu benim, Peyker’i benim oynamam gerekiyor” demiştim. Bir de şöyle farklı bir anlamı var. Dokuz yıl önce buraya seyahat için geldiğimde, gittiğim ilk gala bir Abdullah Oğuz filminin galasıydı. Henüz oyuncu bile değildim ama içimden, “Allah’ım keşke ben de bir Abdullah Oğuz filminde oynasam” diye geçirmiştim.
Resmen çağırmışsınız Peyker’i…
Evet, sanki öyle bir durum oldu ve bu yüzden de benim için ayrıca değerli. Yıllar önce dilediğim bir dilek gerçek oldu
PEYKER’İ YILLAR ÖNCE DİLEDİM HAYALİM GERÇEK OLDU
‘Zaferin Rengi’ni bu anlamda kariyerinizde başka bir yere koyuyor musunuz?
Benim için bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. Hani olur ya… Üzgün olduğunuzda, kendinizi o duygudan çıkarmak, motive etmek için hayal kurarsınız… Ben bunu çok hayal ediyordum ve bugün hayallerim gerçek oldu. O yüzden çok mutluyum.
Bu filmden önce futbola hangi mesafedeydiniz, şimdi hangi mesafedesiniz?
Futbolla hiç alakam, temasım yoktu ama ben Fenerbahçe’de oturuyorum senelerdir ve orayı çok seviyorum. Her gün stadın önünden geçiyorum. Senaryo geldiğinde hemen oradaki afişleri hayal etmeye başlamıştım.
Fenerbahçeliler genelde çok tutkulu olur. Ruhuna da yeterince girebildiğinizi düşünüyor musunuz?
Düşünüyorum ya! Tabii ki bu film sadece bir Fenerbahçe filmi değil ama savaş dönemi, o belirsizlik, o çaresizlik… Tüm bunların ortasında Fenerbahçe’nin nasıl bir risk aldığını görünce ister istemez o hayranlık geliyor. Düşünün, silahları saklıyorlar…
KADERE İNANIRIM AMA HİÇBİR ŞEY EMEK VE ÇABASIZ OLMAZ
Peyker’le nasıl bağ kurdunuz?
Senaryoyu okuduğum andan itibaren evde 1920’lerin müzikleri çalmaya başladı. Belgeseller izledim. Sonra sete girince, orada yaratılan dünyayı görünce o ruha girmemek mümkün değildi. Hem çalıştığım oyuncular çok iyi, hem usta bir yönetmenle bir aradayım, hem böyle güzel bir hikaye… Gerçekten şanslı hissediyorum kendimi.
Şansa inananlardansınız o zaman?
Hayır, aslında kadere inanırım daha çok. Bir çaba her zaman olmalı. Ama kader benim için biraz şöyle bir şey. Sanırım Şems’in bir sözüydü. “Dünyaya bir enstrüman olarak geliyorsun, onu değiştiremezsin ama onu nasıl çaldığın seninle ilgili.” Bazı şeyleri değiştiremeyiz ama değiştirebileceğimiz şeyler için çaba göstermemiz, emek vermemiz gerekiyor. Hayatın boyunca kendi melodini keşfedemeyebilirsin de… O yüzden kendini ne kadar tanır ve çabalarsan, bir şeylere o kadar etki edebilirsin. Biraz böyle bakıyorum ben.
TOHUMUN FİLİZLENECEĞİNE İNANIRSAM BEKLERİM
Cevapsız mektubu aslında bir metafor gibi de algılarsak, gerçek hayatta uzun süre cevapsız kalan mektuplar sizi pes ettirir mi?
Sabretmek çok değerli bir şey benim için. Tohum atmak gibi. Eğer onun filizleneceğine inancım varsa beklerim. Üç sene de beş sene de… Biraz karşındaki kişiye ve duruma da bağlı. Burada çok belirgin bir durum var. Savaş var her şeyden önce. Galip savaşıyor, n’apsın çocuk. Peyker’i de bekleten inanç. İnandığım şey için ben de beklerim.
Oradaki kadar güçlü aşklara inanıyor musunuz?
İçten içe çok istediğim bir şey ama aşk bana çok gözü kör bir duygu gibi geliyor. Sevgiyi daha saf buluyorum.
SIRT ÇANTAMLA DÜNYAYI GEZİYORUM
Almanya’da doğup büyümüşsünüz. Türkiye’ye ilk geldiğinizde kültür şoku, bocalama dönemi yaşadınız mı?
Annem babam Türk zaten. O kültürü burada olmasam da evde yaşıyorduk her zaman. Bir de ben 16 yaşımdan beri sırt çantamla tek başıma dünyayı geziyorum. O yüzden farklı kültürlere adapte olmam genel olarak hiç zor değil ama çok farklı tabii. Mesela Almanya’da çok katı bir sistem vardır. Gece 23.00’ten sonra açık restoran bulamazsın. Her şey çok kurallara tabiidir. İstanbul’da insanların hafta içi de hafta sonu da eğlendiğini görünce şaşırmıştım. (Gülüyor)
SONUNDA BİLDİĞİMİ OKUSAM DA GÜVENDİĞİM BİRİNE DANIŞIRIM
Peyker, vatan aşkına da, sevdiği insana da sahip çıkan, hesap soran, pes etmeyen, çok gözü kara bir kadın. Bu ifadelerden hangileri Gülper’i de anlatıyor?
Cesur olması bence. Ne olursa olsun sevdikleri için her şeyi göze alan bir karakter. Vatanı için savaşan bir karakter. O anlamda benzerlikler görüyorum. Ben de çoğu yerde onunla aynı şekilde davranırdım.
“Ben cesaret edemezdim ya da öyle yapamazdım” dediğiniz şeyler var mı?
Daha içine dönük bir karakter o. Yakın bir arkadaşı var ama duygusal olarak hiçbir şey paylaşmıyor onunla. Ben paylaşırım mesela. Daha açığımdır. Bir tane güvendiğim, çok yakın arkadaşım vardır. Sonunda yine kendi bildiğimi yaparım ama mutlaka onunla paylaşır ve fikrini alırım. Peyker her şeyi kendi halletmeye çalışıyor.
İzlerken şunu merak etmekten kendimi alamadım. Tutuklanan dayısı değil de sevgilisi olsa Peyker ne yapardı?
Galip’i alıp götürselerdi… Çok güzel ve zor bir soru. Ama bence aynı şekilde davranırdı yine.
AŞIRILIĞIM YOKTUR GENELDE DENGELEYİM
Zirve diye bir yere, bir duruma inanıyor musunuz? Sizin için zirve nasıl bir yer?
Hiç yok öyle bir duygum. Şu an olduğum yerden, yürüdüğüm yoldan çok mutluyum. Huzur benim için birçok şeyden daha değerli. Şu an huzurla yürüyorum.
Kariyer odaklı mısınız, yoksa özel hayatınızda da çok istediğiniz, çok emek verdiğiniz şeyler var mı?
Öyle bir aşırılığım yok. Genelde dengeli olduğumu düşünüyorum. Dönem dönem ufak dengesizliklerim de olur tabii, onu da kabul ederim.
Hırslı mısınızdır?
Tutkuluyum daha çok. Bir şeyi çok istediğimde o duygu gelir ama hırs benim için asla zarar verici bir şeye dönüşmemeli. Öyle bir hırsa girmem. Ne kendime ne başkasına karşı…
- Günlük burç yorumları! Filiz Özkol yazdı: Başak, Akrep, Balık ve diğer burç yorumları
- Alt karın yağlarını mum gibi eritiyor! Göbek, bel ve simit bölgesini yok ediyor: Aç kalmadan zayıflatan karışım
- 1 hafta boyunca için! 7 günde 7 kilo verdiriyor, aç kalmadan zayıflatıyor, kaşık kaşık yiyince yağları cayır cayır yakıyor
- Çay suyuna 1 parça ekleyin! Çayın lezzetini 10 kat artırıyor: Saatlerce taze kalmasını sağlıyor
- Kışın favorisi, faydasını duyan kapış kapış alıyor! Kilosu 250 TL: Kemikleri beton gibi yapıp bağırsakları motora çeviriyor! Dünyanın en zengin magnezyum kaynağı