RamazanDünyanın en büyük yardımlaşma ağı

Dünyanın en büyük yardımlaşma ağı

Paylaş
Dünyanın en büyük yardımlaşma ağı

Zekat ve sadaka, müminlerin, Yüce Allah'ın sevgisini, mal ve servet sevgisinden daha üstün tuttuklarının bir ifadesidir. Çünkü sadaka ve zekat veren kimse, verdiği şahıslardan hiçbir karşılık beklememektedir.

Zekat ve sadaka, müminlerin, Yüce Allah'ın sevgisini, mal ve servet sevgisinden daha üstün tuttuklarının bir ifadesidir. Çünkü sadaka ve zekat veren kimse, verdiği şahıslardan hiçbir karşılık beklememektedir. Ramazan ayında belki çok az bir meblağ olarak görünse de tüm inananlar tarafından fakirlere dağıtıldığından dolayı Fıtır Sadakası çok büyük bir yardımın adıdır.

Haberin Devamı

İslam’ın beş temel esasından biri olan zekat, dinen zengin sayılan kimselere farzdır. Kur’an’da sıkça zekata yer verilmesi bu ibadetin önemini ortaya koymaktadır. Bakara suresinin 43. ayetinde “Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin...” buyuran Yüce Allah, Müminun suresinde, kurtuluşa eren müminlerin niteliklerini sayarken onların zekat veren kimseler olduklarını (ayet, 1-4) Ahzab suresinde ise zekat veren müminlerin bağışlanacaklarını ve büyük bir mükafata erişeceklerini müjdelemektedir (ayet, 35).

FAKİRLERİN HAKKI

Zengin Müslüman’ın kazancında, fakirlerin hakkı vardır. Nitekim Yüce Allah “Zenginlerin mallarında, (yardım) isteyen ve (utandığından dolayı isteyemeyip) mahrum olanlar için bir hak vardır” (Zariyet, 19) buyurmaktadır. Bu itibarla zekat vermemek, fakirin hakkını yemektir. Fakir hakkını yemek ise kıyamet günü Allah’ın huzurunda büyük bir vebali gerektirir.

Haberin Devamı

Peygamberimiz zekatı verilmeyen malın kıyamet gününde zehirli bir yılan misali mal sahibinin boynuna dolanacağını bildirmektedir. Zekat, toplumun sosyal güvenlik şemsiyesidir, cimrilik hastalığını tedavi eder, cömertlik duygularını geliştirir, hayır - hasenat kapılarını açar, mülkiyeti emniyet altına alır, gelir dağılımındaki dengesizliğin giderilmesine katkıda bulunur.

GÖSTERİŞLE YARDIM OLMAZ

Zekatın, sadakanın ve diğer yardımların fakirleri incitmeyecek şekilde verilmesi çok önemlidir. Gösteriş maksadıyla fakirin onurunu zedeleyecek tarzda yapılan yardımlardan sevap elde edilemez. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Mallarını Allah yolunda harcayan, sonrada harcadıklarının peşinden (bunları) başa kakmayan ve gönül incitmeyenlerin, Rableri katında mükafatları vardır. Onlar için korku yoktur.

Onlar üzülmeyeceklerdir de. Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma ile gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah her bakımdan sınırsız zengindir, halimdir.” (Bakara, 262 - 263) İçinde bulunduğumuz mübarek ramazan ayı vesilesiyle zekat, fitre ve sadaka gibi hayırlarla yoksulların gönlünü almaya, onların ihtiyaçlarını gidermeye çalışalım ve unutmayalım ki gerçek mallarımız, faydasını göreceğimiz servetimiz Allah yolunda harcadıklarımızdır.

Haberin Devamı

Günün ayeti

"Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?" (Enam, 32)

Günün hadisi

"Cömert olanlar Allah'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır."

Dünyanın en büyük yardımlaşma ağı

YALNIZCA SÖZLER YETMEZ

Şükür, yalnızca Allah’a söz ile hamd etmekle değil, O’nun verdiği tüm nimetleri Hak yolunda kullanmakla olur. Mü’min, kendisine verilen her şeyi, Allah’ın dininin hizmetine sokmakla yükümlüdür. En başta da, Allah’ın kendisine verdiği bedeni O’nun rızası için, O’nun yolunda mücadele etmek için kullanacaktır.

Kur’an’da, Allah’ın nimetlerine şükretmenin, O’nun nimetlerini başkalarına anlatmakla, yani dini tebliğ etmekle olacağı şöyle ifade edilir: “Elbette Rabbin sana verecek, böylece sen hoşnut kalacaksın. Bir yetim iken, seni bulup da barındırmadı mı? Ve seni yol bilmez iken, ‘doğru yola yöneltip iletmedi mi? Bir yoksul iken seni bulup zengin etmedi mi? Öyleyse, sakın yetimi üzüp kahretme. İsteyip dileneni azarlayıp çıkışma. Rabbinin nimetini durmaksızın anlat.” (Duha; 5-11)

Haberin Devamı