Ramazanİmanla gelen huzur

İmanla gelen huzur

Paylaş
İmanla gelen huzur

Yaratılışın gayesi, Yüce Allah’ı tanımak ve O’na kulluk etmektir. İman, hem dünya, hem de ahiret saadetini sağlayan en değerli manevi sermayedir. İmanın en önemli özelliği ise kalbin derinliklerine nüfuz etmesi ve vicdanların onunla huzur bulmasıdır.

İman, şirkin (Allah’a ortak koşmak) ve putperestliğin kirlettiği kalplere yeniden hayat vermiş, sahabe örneğinde olduğu gibi, mensuplarını cehalet ve vahşetten kurtarmış, sevgi, saygı ve adaletin oluşturduğu medeniyetin zirvesine yükseltmiştir. İmanın kutsal iklimi, renkleri, dilleri ve düşünceleri farklı olan insanları ortak bir duyguda birleştirerek onları kardeş yapmış ve bu husus Kuran’da “Müminler ancak kardeştirler” (Hucurat, 10) ayetiyle ilan edilmiştir.

Haberin Devamı

‘BİR VÜCUT GİBİDİR’

Müminler ihtiyaç sahibi olsalar bile kardeşlerini kendi nefislerine tercih etmişlerdir. Bu manzarayı Hz. Peygamber şöyle tasvir etmektedir. “Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple rahatsızlanır.” (Buhari, 27) Kalbin derinliklerine nüfuz etmiş bir iman, müminin hayatına canlılık ve güzellik katar. Bu nedenle inanan kişi, ortaya koyduğu her davranışında inancını yansıtır. Gizli, açık her yerde Yüce Allah’ın denetimini hisseder. Sözünde durur ve emanete ihanet etmez. Doğru yoldan ayrılmaz. Mümin kardeşlerinin yararına olan işlerde onların karşısına dikilmez. Şurası bir gerçektir ki, Allah’a inanan kişi huzur dolu bir gönüle sahip onurlu bir insandır. İmanı onu hayatın olumsuzluklarından ve doğru yoldan sapmaktan korur.

Haberin Devamı

KALBE YERLEŞMİŞ

Onu, insanların hizmetine kendini adayan ve bu uğurda her türlü fedakarlığı göze alan; kanaatkar, cesur, faziletli, başkalarının haklarına asla el uzatmayan, ağırbaşlı ve olgun bir insan haline getirir. Şayet iman insana bu özellikleri kazandırmıyorsa kuru bir iddiadan ibaret kalır. Gerçekte ise iman, sadece bir iddiadan ibaret değil, kalbe iyice yerleşmiş bir inançtır. Bu bakımdan amelimiz imanımıza uygun olmalıdır.

Günün ayeti

“Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, ‘İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun’ dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve ‘Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!’ dediler.” (Al-i İmran, 173)

Günün hadisi

Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun. (Buhari, 31)

KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAR

Allah’ın ve Peygamberimizin çağırdığı iman, insanı kötülüklerden alıkoyup bütün güzellikleri yaşatan bir hayat iksiridir. Bu husus Kuran-ı Kerim’de şöyle vurgulanmaktadır: “Ey iman edenler! Allah ve Rasulü size hayat verecek şeylere çağırdığı zaman, o çağrıya uyun ve bilin ki, Allah kişi ile kalbi arasına girer. Sizler, muhakkak O’nun huzurunda toplanacaksınız.” (Enfal, 24) Bir başka ayet de, kalbe yerleşmiş imanın hayata yansımalarını şu şekilde ifade eder: “Müminler ancak, o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. O’nun ayetleri kendilerine okunduğu zaman bu onların imanlarını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler. Onlar namazı dosdoğru kılan, kendilerine rızk olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir. İşte onlar gerçekten müminlerdir. Onlara, Rableri katında yüksek mertebeler, bağışlanma ve cömertçe verilmiş rızk vardır.” (Enfal, 2-4)

Haberin Devamı