A'dan Z'ye domuz gribi hakkında her şey
İlk kez 2009 yılında Amerika kıtasında görülen bu virüs, normal grip virüslerinin bir türevi. Bağışıklık sistemizin artık yakından tanıdığı H1N1'in (domuz gribi) gerek belirtileriyle gerekse tedavi şekliyle aslında diğer grip virüslerinden bir farkı yok. Uzmanlar, bu sezon eğer gribe hiç yakalanmadıysanız korunmada en etkili yöntem olan aşı için hâlâ geç kalınmadığını söylüyor
SENİM TANAY KARAKUŞ
senim.tanay@posta.com.tr
Türkiye'de aciller grip vakalarıyla dolup taştı. Özellikle Adana'da domuz gribi şüphesiyle tedavi gören 3 kişinin hayatını kaybetmesi ve Sağlık Bakanlığı'nın ölen 2 kişide H1N1 (domuz gribi) virüsüne rastlandığını söylemesi herkeste tedirginlik yarattı. Bunun üzerine Niğde'de 1 kişinin ölümünün de domuz gribinden kaynaklanmış olabileceği şüphesi eklenince 2009'daki salgından sonra hastalık yeniden gündeme geldi.
Aslında gribin alt tiplerinden olan influenza H1N1, özellikle 2009 grip salgınından bu yana sıkça domuz gribi olarak telaffuz ediliyor.
İlk kez 2009 yılında Amerika kıtasında görülen virüs, aslında normal grip virüslerinin bir türevi. Ancak domuz, kuş ve insan virüslerinin karışımı olduğu ve ilk ortaya çıktığında domuzdan insana bulaştığı için hastalık 'domuz gribi' adını almış durumda.
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Enfeksiyon Bölümü'nden Uzm. Dr. Gökçe İnan, yaygın bilinenin aksine domuz gribinin seyrinin diğer grip türleri ile benzediğine ve takip-tedavi yaklaşımının da aynı olduğuna dikkat çekiyor.
Genel bir tanımlama ile grip; influenza adı verilen virüslerin yol açtığı, salgın yapma potansiyeli olan ve özellikle altta yatan kronik hastalığı olan bireylerde ciddi seyredebilen bir enfeksiyon hastalığı. Yani aslında domuz gribi virüsünün de diğer grip virüslerinden bir farkı yok ve artık H1N1, bağışıklık sistemizin yakından tanıdığı bir virüs.
NASIL BULAŞIR?
Genel olarak virüsle enfekte bireylerin hapşırma, öksürme ve konuşma esnasında etrafa saçtıkları partiküllerden damlacık yoluyla bulaşmaktadır. Bunun dışında enfekte bireylerin çıkartıları ile temas ettikleri yüzeylerden de bulaşabilmektedir. Bu nedenle kapı kolları, toplu taşıma araçlarındaki tutunma yerleri mikrobun diğer insanlara bulaşması açısından risk arz eder. Hastalığın bulaşması belirtiler başlamadan 1 gün önce başlamakta ve hastalık başladıktan sonraki bir hafta devam etmektedir. Hastalık kişiye bulaştıktan sonraki 1-4 gün içinde bulgu vermeye başlar.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Diğer grip türleri ile benzer şekilde ateş, baş ağrısı, öksürük, halsizlik ve kas ağrıları ile seyreder. Bazen akciğerle ilgili ağır komplikasyonlara yol açıp ölüme neden olabilmesi ve tüm dünyada salgınlar yapabilmesi nedeniyle grip enfeksiyon hastalıkları içinde ayrı bir öneme sahiptir.
KİMLERDE AĞIR SEYREDER?
Gebeler, yaşlılar, çocuklar, astım, KOAH (kronik obstrüktif akciğer hastalığı) gibi kronik akciğer hastalığı olanlar, başta diyabet olmak üzere metabolik hastalıkları olanlar, kalp hastalığı, nörolojik hastalıkları, böbrek hastalıkları, karaciğer hastalıkları, kan hastalıkları olanlar, bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler, uzun süre aspirin kullananması gereken 6 ay-18 yaş arası çocuklar ve morbid obezlerde hastalık daha ağır seyredebilmekte; hatta ölümcül komplikasyonlar görülebilmektedir. Bu nedenle özellikle bu hasta gruplarının daha önce sıraladığımız bulgular varlığında bir enfeksiyon hastalıkları uzmanına başvurmasını öneriyoruz.
SALGIN İHTİMALİ VAR MI?
Geçtiğimiz birkaç hafta içinde grip vakalarının görülmeye başladığı tespit edilmiştir. Sağlık Bakanlığı'nın 27.12.2015 tarihli basın açıklamasında da belirtildiği üzere bu grip olgularında en sık tespit edilen virüsler İnfluenza A(H1N1) yani yaygın bilinen ismi ile domuz gribi ve A(H3N2) alt tipleridir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de grip vakalarının artması beklenmektedir.
KORUNMA YOLLARI NEDİR?
Dünya Sağlık Örgütü, gripten korunmak için en etkili yol olarak özellikle risk altındaki kişilerin her yıl aşılanmasını önermektedir. Yine hasta bireylerle yakın temastan kaçınmak, özellikle kapalı ortamlarda öksüren, hapşıran kişilerden uzak durmak diğer korunma yolları olarak sıralanabilir. Hasta kişilerin temas ettiği yüzeylerden direkt bulaşabileceğinden düzenli el yıkamak da hastalıktan korunmada önemli bir yoldur.
NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Hasta bireylerde yatak istirahati ve bol sıvı alımı önerilir. Soğuk su buharı yararlıdır. Ateş düşürücüler, öksürük şurupları, nazal damla ve spreyler gibi destek tedavileri uygulanabilir. Özellikle hastalığı ağır geçirmesi beklenen altta yatan kronik hastalığı olan bireylerde uygulanabilecek antiviral ilaçlar da mevcuttur. Bu bireylerin ateş ve diğer gribal bulgular varlığında bir sağlık kuruluşuna başvurması önerilir.
'GRİBE YAKALANMADIYSANIZ AŞI OLUN'
NE ZAMAN AŞI OLUNMALI?
Aşının koruyuculuğu o yıl ile sınırlı kalmaktadır. Bir yıl sonra etkinliği giderek azaldığı için her yıl tekrarlanması gerekir. Aşının Ekim ayında uygulanması önerilmektedir; ancak influenza virüsü ile henüz enfekte olmamış bireylerde Ekim ayından sonraki aylarda da uygulanabilir. Önümüzdeki haftalarda grip vakalarında artış beklediğimizi göz önünde bulundurursak bu sezon içinde henüz hastalığa yakalanmamış bireylerin aşılanmasını önerdiğimizi söyleyebiliriz.
Grip aşısı, aşının içeriğindeki maddelere karşı ciddi alerjisi olan veya daha önce aşıya bağlı allerjik reaksiyon gelişmiş kimselere, yumurta alerjisi olanlara ve 6 aydan küçük çocuklara yapılmamalı. Yine Guillain Barre Sendromu geçirme hikayesi olan kimseler aşılanma öncesi doktora danışmalı.
2015 YILINDA DA ONU KONUŞTUK
Ufak bir ateşlenmede, öksürükte herkesin ağzını yüreğine getiren endişenin adı; 2015'te de domuz gribi oldu.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun domuz gribiyle ilgili 4 bin 300 numuneden 360'ının pozitif çıktığını söylemesi üzerine büyük bir panik yaşanmıştı. Bunun üzerine Müezzinoğlu "Olağanüstü bir paniğe gerek yok, her türlü tedbiri alıyoruz" demişti.
Google’da, Türkiye genelindeki aramalarda ilk 10’da yer alan domuz gribi, 2015 yılında Türkiye’de 43 kişinin ölmesine sebep oldu.
Değişik periyotlarda, farklı farklı illerde oluşturulan karantinalara rağmen özellikle Şubat ve Mart aylarında domuz gribiyle ilgili verilen kırmızı alarm, Nisan'da düşüşe geçti.