"Ani kalp durması sonrası nörolojik hasarı engellemek mümkün"

Farklı sebeplerle, kalbin kan pompalama işleminin aniden durması olarak tanımlanabilecek ani kalp durması vakaları kalıcı nörolojik hasarlara ve her yıl binlerce insanın ölümüne yol açıyor. Terapötik hipotermi olarak da bilinen TTM tedavisinde, yeni nesil hedeflenmiş sıcaklık yönetimi uygulamaları ile vücut sıcaklığını kontrol ederek hasta güvenliğini sağlamak, ölüm oranını, nörolojik hasar oranlarını ve organ hasarlarını minimalize etmek mümkün. Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği, Türk Yoğun Bakım Derneği ve Resüsitasyon Derneği de bu kapsamda, Türkiye’de belli standartta ve yüksek kalitede TTM tedavisinin uygulanmasına katkı sağlaması amacıyla en güncel literatürün yer aldığı; temelde pratik uygulamalara ve kararlara ışık tutacak bilgilerden oluşan Kardiyak Arrest Sonrası Hedeflenmiş Sıcaklık Yönetimi Ulusal Tedavi Kılavuzunu yayınladı.

BD Türkiye’nin desteği ile bilim kurulu tarafından hazırlanan rehber TTM tedavisinde hasta seçimi, tedavi fazları, komplikasyon yönetimi, tedaviyi uygulama yöntemleri, hasta bakımı ve standart TTM protokolü oluşturma adımları, gibi konular hakkında bilgiler içeriyor. Kılavuz, içerdiği bilgilerle hekimlerin konuyla ilgili klinik karar süreçlerinde, onları desteklemeyi hedefliyor.

"TTM UYGULAMALARI İLE DAHA FAZLA HASTANIN HAYATINI KURTARABİLİRİZ"

Kılavuz hakkında konuşan Türk Yoğun Bakım Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, “Yoğun bakımlardaki en kritik hasta gruplarından olan kardiyak arrest hastalarının nörolojik sağ kalımlarını iyileştirmeyi amaçlayan yeni nesil yöntemler, hekimlerimizin çabalarına büyük bir destek sağlıyor. Bu tedavi uzun yıllar boyunca beraberinde hasta güvenliğini garanti edemediğimiz buz kalıpları ve IV soğuk sıvılar gibi konvansiyonel yöntemlerle yapıldı. Günümüzde resüstasyon rehberleri TTM tedavisinde geribildirim mekanizması olan kontrollü ve güvenli teknolojik sistemleri öneriyor. Çalışmalar, hastanın hedef sıcaklıkta sabit bir şekilde kalmasının ve vücut sıcaklığındaki dalgalanmaların önlenmesinin önemini bize açıkça gösteriyor. Bunun sağlanamadığı durumlarda ise hastanın sekelli uyanma riski artmakta. Bu anlamda yeni nesil hedeflenmiş sıcaklık yönetimi uygulamalarına hasta güvenliği anlamında çok şey borçluyuz. Daha fazla hasta ikinci hayatını yaşama şansını en iyi şekilde elde edebilir. Fakat bu yeni tedavi yönteminin uygulanması noktasında daha çok bilgi ve deneyim paylaşımına ihtiyacımız olduğunu tespit ettik. Konunun paydaşı derneklerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bu kılavuzun bu alandaki ihtiyacı karşılayacağına inanıyorum” dedi.

Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Meral Kanbak ise konuyla ilgili şunları vurguladı:

"Ulusal kılavuzda, Hedeflenmiş Sıcaklık Yönetimi-TTM tedavisinin kardiyak arrest sonrası endikasyonuna odaklandık ve konuyla ilgili başvuru kaynağı olacak bir rehber çıkardık. Nöroprotektif bir uygulama olarak sıcaklık yönetimi, aslında kafa travmaları, inmeler gibi farklı endikasyonlarda da kritik hastaların tedavilerinde yardımcı olmaktadır. İleride güncel literatürdeki gelişmeler paralelinde TTM tedavisinin farklı kullanım alanlarında, konunun paydaşlarıyla birlikte eğilmemiz gerektiğini düşünüyorum.”

Resüsitasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Şule Akın, “2021’de güncellenen resüsitasyon rehberlerinde, post-resüsitatif bakımın bir parçası olan Hedeflenmiş Sıcaklık Yönetimi-TTM tedavisi öneri düzeyleri daha da güçlenmiş durumda ve aynı dönemlerde ulusal çapta ortaya koyduğumuz bu kılavuz, ne kadar doğru bir yolda emek harcadığımızı kanıtlıyor’’ diye ekledi.

Kılavuza, Türk Yoğun Bakım Derneği’nin ve Resüsitasyon Derneği’nin web sitelerinden, ayrıca Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği’nin TARD Akademi platformundan ulaşılabilir.