Antibiyotik direnci neden oluşur? Antibiyotik alırken bunlara dikkat!
Bilinçsiz ilaç kullanımı, daha sonrasında ilaçların kişiye etki etmemesine veya farklı etkileri oluşmasına neden olabiliyor. "İyileştim, artık antibiyotik almama gerek yok" diyerek antibiyotik tedavisinin yarıda bırakılması, yapılan hataların başında geliyor. Nitekim, Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) de, Avrupa'da her yıl 35 binden fazla kişinin gereksiz antibiyotik kullanımına bağlı antimikrobiyal dirençli enfeksiyonlardan öldüğünü ve bu sayıların önceki dönemlere göre arttığını duyurdu.
Selen Serdaroğlu / Posta.com.tr | 18 Kasım Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü ve 18-24 Kasım Dünya Antimikrobiyal Farkındalık Haftası kapsamında tüm dünyada antibiyotik kullanımı etkileri konusunda farkındalık çalışmaları başladı. Gereksiz ilaç kullanımı ve yanlış antibiyotik kullanımı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de halk sağlığını etkileyen ciddi bir sorun. Konu hakkında Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi'nden Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca'ya; pek çok kurum ve kişiden önemli uyarılar geldi. Biz de antibiyotik kullanımı hakkında merak edilen sorulara yanıt aradık.
Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (European Centre for Disease Prevention and Control - ECDC) *, Avrupa'da her yıl 35 binden fazla kişinin gereksiz antibiyotik kullanımına bağlı antimikrobiyal dirençli enfeksiyonlardan öldüğünü ve bu sayıların önceki dönemlere göre arttığını duyurdu. Bu tür enfeksiyonların insan sağlığı üzerinde, grip, tüberküloz ve HIV/AIDS virüsleri benzeri etkisi bulunuyor.
ECDC tarafından Avrupa Antibiyotik Farkındalığı Günü nedeniyle yayımlanan rapora göre Avrupa Birliği/ Avrupa Ekonomik Alanı’nda her gün yaklaşık 100 kişi bu enfeksiyonlardan ölüyor.
“Antimikrobiyal dirençli bakterilerle, özellikle son basamak antimikrobiyal tedaviye dirençli olan enfeksiyonlara atfedilebilen ölümlerin sayısında endişe verici artışlar görüyoruz. Avrupa Birliği/ Avrupa Ekonomik Alanı’nda her gün yaklaşık 100 kişi bu enfeksiyonlardan ölüyor." - ECDC Direktörü Andrea Ammon
Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC), “Gereksiz antimikrobiyal kullanımını azaltmak, enfeksiyon önleme ve kontrol uygulamalarını iyileştirmek, antimikrobiyal yönetim programları tasarlamak, uygulamak ve ulusal düzeyde yeterli mikrobiyolojik kapasiteyi sağlamak için daha fazla çaba gösterilmesi gerekiyor.” diyor.
SAĞLIK BAKANI DA UYARIYOR!
'18-24 Kasım Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası' nedeniyle Twitter hesabından açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'dan da Antimikrobiyal Farkındalık Haftası kapsamında "Antibiyotikler, antiviraller, antifungaller, antiparaziterler biz kullandıkça etkisini kaybeden ilaçlardır. İleride sizi koruyacak silahı doktorunuz zorunlu görmedikçe, yeri ve zamanı gelmeden kullanmayın. İhtiyacınız olduğunda faydasını görün." uyarısı geldi.
"Ortalama yaşam süresi geçen yüzyılın başlarından bugüne bir buçuk katına çıktı. Bunun başlıca sebepleri arasında antibiyotikler yer alıyor. Antibiyotiklerin etkili olmaya devam edebilmesi, hayat kurtaran ilaçlara direnç geliştirmememize bağlı. Dünyada her yıl 700.000 kişi antibiyotikler başta olmak üzere, antimikrobiyal ilaçlara karşı direnç kazandığı için ölüyor. Rastgele kullanılan bu ilaçlar, en çok ihtiyacımız olduğunda etkisiz kalıyor. Doktorunuz zorunlu bulmadıkça, kullanmayın." - Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca
Düzce İl Sağlık Müdürü Dr. Yılmaz, Dünya Sağlık Örgütü tarafından antibiyotik direnci konusunda farkındalık oluşturulması ve sağlık çalışanları politika yapıcılar ve halk arasında iyi uygulamaların teşvik edilmesi amacıyla 18 Kasım'ı içine alan haftanın Dünya Antimikrobiyal Farkındalık Haftası olarak belirlendiğini belirtti.
“Sağlığımız, dikkat etmemiz gereken en önemli yaşam desteğimizdir” diyen Dr. Yılmaz “Öncelik vermemiz gereken sağlıklı yaşam için, beden sağlığımızı korumak, sağlıklı beslenmek, fiziksel aktiviteye önem vermek, sigara ve alkol kullanımından uzak durmaktır. Hastalık durumunda ise dikkat etmemiz gereken birincil konu bilinçli ilaç kullanımıdır” ifadelerinde bulundu.
İLAÇLARIN YARISINDAN FAZLASI UYGUN OLMAYAN ŞEKİLDE REÇELETENİYOR
Antibiyotik direncinin, günümüzde küresel sağlık, gıda güvenliği ve kalkınmaya yönelik en büyük tehditlerden biri olduğunu vurgulayan Dr. Yasin Yılmaz “Sağlık Bakanlığımızın çok önem verdiği ve halkı bilinçlendirme amaçlı yürüttüğü, destek bilgilendirmelerle hastaların ilaç kullanımlarında nelere dikkat etmeleri gerektiği, neden dikkat etmeleri gerektiği, sonrasında yaşanabilecek kötü durumların neler olduğu yönündeki açıklamalar, dikkate alınması gereken bilgilerdir. Yapılacak en ufak bir hata, geriye dönüşü olmayan problemlere sebep olabilir." dedi.
"Her ilacın prospektüsünde de yazdığı üzere hastalar bir ilaç veya gıda takviyesi kullanmak istediklerinde mutlaka bir hekime danışmak zorundalar. Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre, ilaçların yüzde 50'sinden fazlası uygun olmayan şekilde reçetelenmekte, temin edilmekte veya satılmaktadır. Tüm hastaların yarısı da ilaçlarını doğru şekilde kullanamamaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yanlış ve gereksiz ilaç kullanımı halk sağlığını etkileyen ciddi bir sorundur. Akılcı olmayan ilaç kullanımı hastaların tedaviye uygunluğunun azalmasına, ilaç etkileşimlerine, bazı ilaçlara karşı direnç gelişmesine, hastalıkların tekrarlamasına ya da uzamasına neden olmaktadır”
ANTİBİYOTİK NASIL ETKİ EDER?
Herhangi bir mikroorganizma tarafından, başka bir mikroorganizmayı öldürmek veya çoğalmasını durdurmak için üretilen her türlü maddeye antibiyotik adı veriliyor. Antibiyotikler bakteri veya parazit türü mikropları öldürerek çalışırlar. Bu tür antibiyotikler genellikle bakteri veya parazitin hücre duvarının yapısına müdahale edilerek işlevlerini yerine getirirler. Bazı antibiyotik türleri ise bakteri veya parazitin çoğalmasını durdurarak çalışır.
HANGİ DURUMDA ANTİBİYOTİK REÇETE EDİLEBİLİR?
Antibiyotikler daha ciddi bakteriyel ve bazı parazitik enfeksiyonlar için reçete edilir. Enfeksiyonlara ise antibiyotiklerin etkileyemeyeceği virüsler neden olur. Normal şartlarda orta seviye bir bakteriyel enfeksiyonu olan kişinin bağışıklık sistemi bu bakteriyel enfeksiyonların çoğunu temizleyebilir.
İdrar yolu enfeksiyonlarının böbreklere yayılmasını engellemek için antibiyotik reçete edilebilir. Bazı durumlarda daha az ciddi bir durum olan sivilceyi tedavi etmek için de antibiyotikler kullanılabilir. Örneğin akne için verilen daha hafif antibiyotikler ağız yoluyla alınabilir veya krem formunda olan antibiyotikli merhemler doğrudan cilde uygulanabilir.
KBB ENFEKSİYONLARINDA ANBİYOTİK GENELLİKLE ETKİ ETMEZ
Bakterilerin neden olduğu kulak, burun ve boğaz enfeksiyonlarının birçoğunun iyileşmesini hızlandırmak için antibiyotikler genellikle çok etkili değildir. Bu nedenle doktorlar virüslerin ya da bakteri olmayan enfeksiyonların neden olduğu durumlar için veya hatta hafif bir bakteriyel enfeksiyon için bir antibiyotik reçete etmezler.
MENENJİT, ZATÜRRE GİBİ HASTALIKLARDA DURUM DEĞİŞİR
Ancak bakteri kaynaklı oluşan menenjit veya zatürre gibi ciddi enfeksiyonlarda bireylerin antibiyotik kullanması zorunlu hale gelir. Ancak hangi antibiyotiğin kullanılacağı, hastalığa, hastaya göre değişir. Bu nedenle bu antibiyotiği sadece doktor reçete edebilir.
ANTİBİYOTİK DİRENCİNE DİKKAT!
“Hekim reçete etmedikçe antibiyotik kullanılmamalıdır” diyen Dr. Yasin Yılmaz, “Akılcı antibiyotik kullanımı çerçevesinde dikkat etmemiz gerekenlerin başında, önerilen süreden daha az kullanım yapılmaması" dedi ve antibiyotik kulllanırken bilinmesi gerekenleri sıraladı.
- 'İyileştim, artık antibiyotiğe ihtiyacım yok' diyerek antibiyotik tedavisi yarıda bırakıldığında bakteriler ilaca karşı direnç oluşturuyor. Antibiyotiğin tekrar kullanımı gerektiğinde aynı hastaya etkisiz hale geliyor. Süre ve doz sıklığına uyulmaması tedavi sürecini olumsuz etkiliyor.
- Hekim tarafından verilen ve kullanılan ilaçlar ve destek amacıyla alınan bitkisel ilaçlar aynı anda kullanıldığında oluşan etkileşimle, ilacın etkisi yok olabiliyor, azalabiliyor veya 2 – 3 katına çıkabiliyor.
- Antibotik tedavisinde doz atlamamaya ve ilacı hekimin önerdiği şekilde almaya özen gösterilmesi gerekiyor. Ayrıca ilaç dışı gıda takviyesi, bitkisel ürün gibi tedaviye yönelik diğer ürünlerin bilinçsiz kullanımından kaçınılması da bir diğer önemli nokta!
(*) Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (European Centre for Disease Prevention and Control - ECDC): Merkezi İsveç'in başkenti Stokholm'de bulunan, Avrupa'nın bulaşıcı hastalıklara karşı savunmasını güçlendirmeyi amaçlayan, bağımsız bir Avrupa Birliği kuruluşu.