Beyinde patlamaya hazır bomba: Aort anevrizması nedir?
Gerekli müdahale yapılmadığında ölüme neden olabilen Aort anevrizması; aort damarının genişleyerek yırtılması sonucu ortaya çıkmaktadır. Ciddi bir damar hastalığı olan beyinde patlamaya hazır bir bomba olarak biline Aort anevrizması nedir aort anevrizması ve tedavi süreci nasıl ilerler sorularının cevaplarını Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ersin İmren verdi. İşte Aort anevrizması nedir, Aort anevrizması nasıl tedavi edilir sorularına verilen cevaplar.
Beyinde patlamaya hazır bir bomba olarak bilinen aort anevrizması oldukça sinsi bir hastalıktır. Aort damarlarında meydana gelen bir bozukluk olarak bilinen Aort anevrizması zamanında fark edilmediğinde ölüme götürebilir. Aort anevrizması nedir, aort anevrizması nasıl tedavi edilir sorularının cevaplarını Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ersin İmren cevapları.
Aort anevrizması nedir?
Aort damarı, kalpten çıkış bölgesinden başlar; karnın alt kesiminde bacaklara doğru çatallanana kadar devam eder. Kalpten diyaframa kadar olan kesimi ‘’torasik aorta’’, karın içerisinde seyreden kesimi ise ‘’abdominal aorta’’ olarak adlandırılır. Aort damarının duvarındaki bağ dokusunun zayıflaması ile birlikte o bölgeden lokal balonlaşma veya daha geniş bir alanda tüm damar çapının artması ile sonuçlanan bir süreçtir. Belirli bir çapın üzerine çıkması ile birlikte aortun yırtılması; çok acil ve hayatı tehdit eden, acil müdahale edilmesi gerektiren bir sonuç doğurur. Hasta eğer kontrole gitmemişse bu son olumsuz durum gelişene kadar da önemli bir şikâyete sebep olmayabilir. Oysaki aort anevrizmasının önceden tespiti, erken müdahale hayat kurtarıcı olacaktır. Çoğu hastada da aort anevrizması rutin kontrol sırasında saptanabilir. Aort anevrizması müdahale sınırına erişmişse cerrahi müdahale veya endovasküler anevrizma tamir metodları ile tedavi edilmesi gerekir.
Peki, aortta anevrizmaya sebep olan hastalıklar nelerdir?
En önemli sebep, aterosklerozdur. Yani aortun iç çeperinde yağ ve fibrin birikmesi ile ortaya çıkan, pürüzsüz iç çeperin hasarlanmasına sebep olan, birçok faktöre bağlı olarak ve yıllar içerisinde gelişen bir süreçtir. Aort iç yüzeyi; endotel dediğimiz hücre tabakasından, onun hemen dışında kas ve liflerden oluşan orta tabakadan, en dışta ise yine elastik ve kollajen liflerden oluşan dış tabakadan oluşur. Koroner damarların tıkanmasına neden olabilen süreç; aortada damar yüzeyini hasarlandırarak damarın esnekliğinin azalmasına, zaman içinde de balonlaşmaya neden olarak anevrizmala sebep sonuçlanır.
Damar duvarı yırtılabilir veya delinebilir
Ateroskleroz, en içteki endotel tabakasında başlar. Buraya yağ hücrelerinin birikmesi nedeniyle bunları ortadan kaldırmak için kandaki iltihap hücreleri bu bölgelere hücum eder. Biriken bu yağlı bölgeleri temizleyebilmek için iltihap hücrelerinin salgıladığı bazı maddeler damar duvarına zarar vermeye başlar. Özellikle; orta tabakadaki kas hücreleri hasarlanmaya başlar ve esneklikleri zaman içerisinde azalır. Aort içerisinde, kalbin her kasılmasında ortaya çıkan basınç (bu basınç kalp kasıldığı zaman 120, gevşediği zaman 80 mmHg civarındadır ve tansiyon yüksekliği olan hastada basınç daha da yüksektir) esnekliği azalmış damar cidarında mekanik bir travma ortaya çıkararak damarın giderek genişlemesine sebep olur. Bu genişleme bazen sadece damar iç cidarının yırtılması ile sonuçlanan ve diseksiyon dediğimiz duruma yol açabilirken, bazı durumlarda da tüm duvarın aniden delinmesine sebep olarak her iki şekilde de hayat kaybı ile sonuçlanabilecek ciddi bir problemdir.
Ölüme sebep olabilir
Aort diseksiyonunda; dış tabaka henüz sağlam olduğu için aort içindeki kan, damar dışına çıkmak yerine aort damarının tabakaları arasında birikecektir. Durum ilerlediğinde damar çeperinde biriken kan kütlesi, damarın asıl boşluğunu tıkayacak kadar arttığında, aortun beslediği organlarda kanlanma durur. Buna bağlı belirtiler ve hayati sonuçlar ortaya çıkar. Yavaş veya ani ilerlemesi mümkündür. Dış cidarı da ilgilendirecek bir yırtılmada ise aort içerisindeki tüm kan damar dışına boşalarak ölüm ile sonuçlanacaktır.
Erkeklerde görülme oranı daha yüksek
Aort anevrizması 65 yaşın üzerindeki genel toplumda; erkeklerde %5, kadınlarda ise % 1-2 arasında saptanır. Aort normal çapı, kişinin fiziki özelliklerine göre 27-40 mm arasında değişir. Rutin kontrolde akciğer grafisi ve özellikle ekokardiyografi torasik aortadaki genişlik hakkında bilgi verir. Hiç şikâyeti olmadığı halde ekokardiyografi yapılan hastalarda aortadaki genişleme çoğu kez tesadüfen saptanmaktadır.
Yaşam tarzında düzenlemeler yapılmalı
Aort anevrizmasının en sık sebebi; ateroskleroz olduğuna göre bu sürecin oluşumunu engelleyecek yaşam tarzı düzenlemeleri en önemli tedbirlerdir. Kontrolsüz yüksek tansiyon, yani damar çeperinde travma ortaya çıkaran yüksek kan basıncı mutlaka tespit edilmeli ve tedavisi düzenlenmelidir. Kan şekeri, kolesterol seviyesinin düşürülmesi, kilo kontrolü gibi metabolik düzenlemeler damar sertliği sürecini engelleyecektir. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, sigara ve alkol tüketiminin kesilmesi; düzenli uyku, stres faktörlerinin azaltılması önemli tedbirlerdendir. Yüksek kalp hızı tıpkı, yüksek tansiyon gibi damar çeperine uygulanan mekanik travmanın dakikadaki sayısını artıracağı için özellikle sınırda aort genişlemesi olan hastalarda kontrol altına alınması gereken bir parametredir.
Aort anevrizması belirtileri nelerdir?
Aort anevrizması; Çok fazla belirti vermeyen bir hastalıktır. Büyük boyutlara ulaşacak olur ise; genişlediği bölgedeki komşu organlara baskı yaparak buna bağlı özgün olmayan şikâyetlere sebep olabilir. Torasik aorta genişlemelerinde ses kısıklığı, yutma güçlüğü, nefes darlığı, öksürük gibi belirtilere sebep olabilir. Abdominal aortadaki genişlemede de yine çok tipik olmayan, barsak hareketlerinde değişiklik, dışarıdan fark edilen ve üzerinde nabız hissedilen şişlik gibi belirtiler tanımlanabilir. Bu belirtilerde ilk akla gelen tanı; aort anevrizması olmamakla birlikte yapılan tetkiklerde şüphelenilecek sonuçlar elde edilebilir. Yeter ki hasta kontrol için hekime başvursun.
Aort diseksiyonunda çok daha kritik belirtiler vardır
Aort diseksiyonu veya yırtılması ise; çok daha acil, şiddetli ve kritik belirtiler ile kendini gösterir. Aort diskesiyonunda, diseksiyonun olduğu bölge civarında yırtılır tarzda ağrı, soğuk terleme, kan kaybına bağlı şok belirtileri, tansiyon düşüklüğü, nörolojik belirtiler, boyundan aşağı veya belden aşağı felç, bir kolda tansiyon ve nabız alınamaması söz konusu olabilir. Aort, tam olarak yırtılacak olursa kanın boşaldığı vücut boşluğu neresi ise ona bağlı belirtiler ortaya çıkar. Kan tükürme, gaytada kanama, kalp tamponadı ortaya görülebilir. Dakikalar içerisinde kan kaybına bağlı şoka giren hastaya acil müdahale yapılmazsa maalesef hasta kaybedilebilir.
Düzenli kontrol yaptırılmalı
Tüm bu son derece ciddi sonuçlar ile karşılaşmadan önce yapılması gereken, düzenli kontroldür. Akciğer grafisi, ekokardiyografi; şüpheli sonuçlarda yemek borusundan yapılan transösefageal ekokardiyografi, tomografi, MR, aort anjiyografisi gibi tetkikler, hastanın durumuna göre hekiminiz tarafından planlanabilir.
Müdahale süreci bazı faktörlere bağlıdır
Torasik aort çapı 55 mm ve üzerinde ise aort kapağına müdahale gerektiren bir problem varsa; aort çapı 45 mm üzerinde olduğunda, aort genişleme hızı yılda 0,5 cm’den daha fazla olduğunda ise; aort çapı 45 ve üzerine çıktığında müdahale gereklidir. Abdominal aorta için ise; aort çapı 5 cm ve üzerinde olduğunda veya yıllık genişleme hızı yüzde 10 ve daha fazla ise aort çapı 45 mm’ye ulaştığında müdahaleye ihtiyaç duyulur. Yapılacak müdahale; hastanın durumuna, aort anevrizmasının yapısına, kalp kapağının etkilenip etkilenmediğine göre açık cerrahi veya endovasküler girişim metodları ile olabilmektedir.
Gerekli müdahale yapılmadığında ölüme neden olabilen Aort anevrizması; aort damarının genişleyerek yırtılması sonucu ortaya çıkmaktadır. Ciddi bir damar hastalığı olan Aort anevrizmasının belirtileri ve tedavi süreci hakkında Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ersin İmren, altın değerinde tavsiyelerde bulundu.
Posta.com.tr - Serpil Dokurel