Gebelikte cinsel ilişki zararlı mıdır? Gebelikte cinsellik nasıl yaşanmalı?
Gebelik, bir kadının ciddi bedensel ve psikososyal değişimler yaşadığı bir dönemdir. Gebelik dönemi kadınlar açısından mutluluk, doyum, olgunluk, kendini gerçekleştirme ve gelişme süreci olmasına karşın, gebelik dönemi her zaman bu kadar toz pembe değildir. Gebelik dönemi de hem bulantı, kusma gibi bedensel sorunlar; hem de stres, endişe, kaygılı bekleyiş, kişiler arasındaki ilişkilerdeki değişimler ve ruhsal anlamda aşırı yüklenme gibi olumsuz ruhsal duygulanımların sonucunda kadın açısından zorlayıcı olabilen bir süreçtir.
GEBELİKTE CİNSEL SORUNLAR YAŞANMASI NORMAL
Kadınlarda cinsellik yaşam kalitesi açısından önemli bileşendir ve bedensel, ruhsal ve sosyal birçok faktörden etkilenir. Yapılan çalışmalarda kadınların %30-60'ında yaşamları boyunca en az bir cinsel sorun yaşandığı tespit edilmiştir. Kadının yaşadığı gebeliğe özgü bedensel değişiklikler, aile ve sosyal yaşamda meydana gelen farklılıklar cinsel yaşantılar üzerinde önemli yansımalar yaratır. Gebelikte çeşitli ruhsal ve fiziksel değişikliklere ve olumsuzluklara bağlı olarak cinsel yaşam negatif yönde etkilenmektedir. Bunların bir sonucu olarak gebelik döneminde cinsel sorun yaşan kadınların oranı belirgin olarak artar. Ülkemizde yapılan çalışmalarda gebe kadınların %80’nin cinsel yaşantısının etkilendiği bildirilmiştir.
GEBELİKTE CİNSELLİK YAŞAMAK BEBEĞE ZARAR VERİR Mİ?
Bununla beraber gebelik döneminde cinsel ilişkinin anne karnındaki bebeğe zarar vereceği, düşük, kanama veya enfeksiyon gibi olumsuzluklara neden olabileceğine dair endişeler nedeni ile kadının kendisi ve ya eşinde cinselliğe karşı negatif bir tutuma neden olabilir. Gebeliğin yanı sıra çiftin gebelikten önceki hem duygusal hem de cinsel ilişkisinin kalitesi de önemlidir. Gebelik öncesi yaşanan sorunlar gebelik ile azalabileceği gibi gebeliğin getirdiği zorluklar nedeni ile giderek artabilir.
GEBELİK DÖNEMİNDE KADINLARDA CİNSEL İSTEKSİZLİK GÖRÜLEBİLİR
Gebeliğin özellikle başlangıç döneminde yaşanılan yoğun bulantı, kusma, göğüslerde hassasiyet ve halsizlik gibi fiziksel zorluklar kadınlarda cinsel isteksizliğe neden olabilir. Bununla beraber cinsel birleşmenin bebeğe zarar vereceğinden korkma, cinsellikle ilgili yanlış bilgi ve inanışlar bu dönemde cinselliğin azalmasına neden olabilen önemli bir faktördür. Bununla birlikte kendini genç bir kız olarak algılamaktan vazgeçmek istememek veya istenmeyen ya da planlanmamış bir gebelik de sebep olduğu stresle beraber cinsel işlevsellikte azalmaya sebep olabilir. Gebeliğin başlangıç döneminde alınan bu yeni role uyum kadın için zorlu bir süreçtir ve bu dönemde eşten beklenilen anlayışın ve desteğin olmaması kadında cinsel isteksizliği artışına neden olur. Özellik bu dönemde kadınların cinsellik ile ilgili doğru bilgileri alması tüm gebelik boyunca yaşaması muhtemel sorunlar ile baş etmesinde yardımcı olacaktır.
GEBELİĞİN İLERLEYEN DÖNEMLERİNDE CİNSEL İSTEK ARTAR
Gebeliğin ilerlemesi ile birlikte vücuttaki hormon düzeylerinin artışına bağlı olarak birçok kadında cinsel istek artışı olabilir. Rahim, rahim ağzı ve vajinadaki kanlanmanın artışına bağlı olarak bu dönemde cinsellik çok daha keyif verici de olabilir. Bu dönemde tatmin edici ve güvenli bir cinsel yaşam mümkündür ve eşlerin birbirine yakınlaşmasında, aralarındaki bağın kuvvetlenmesinde önemli rol oynar. Diğer yandan, kadın gebeliğin yarattığı değişimlere daha fazla alışmış ve benimsenmiş olsa bile, ani duygu durum değişiklikleri, aşırı duyarlılık, alınganlık, huzursuzluk, ani sinirlilik ya da aniden büyük mutluluk yaşama gibi bazı şaşırtıcı ruhsal değişimler görülebilir. Bu durumda yaşanan eşler arasında iletişim sorunları cinsel yaşantıyı olumsuz etkileyebilir.
GEBELİĞİN SON DÖNEMİ CİNSEL AÇIDAN ZORLU GEÇEBİLİR
Erken gebelik döneminde olduğu gibi geç gebelik döneminde de cinsel istek de azalmalar görülebilir. Bu dönemde görülen yorgunluk, uykusuzluk, solunum sıkıntıları, sık idrar çıkma, zor hareket edebilme gibi fiziksel zorluklar gebe olan kadınlarda cinsel ilişki açısından zorluklar getirir. Kadınlar sıklıkla seksüel ilişki sırasında rahat olamaz ve bu zorluklar cinsel istekte azalmaya neden olabilir. Fiziksel etkenlerin yanı sıra gebenin kendini çekici hissetmeme, erken doğum veya kanama ile ilgili aşırı kaygıları gebelik döneminde cinsel yaşantıyı olumsuz etkiler. Yapılan çalışmalar kadının bedeniyle ilgili düşüncelerinin, eşi ile ilişkisi ve iletişiminin cinsel istek ve doyumunda önemli rol oynadığını göstermektedir. Beden yapısındaki değişiklik nedeniyle eşinin kendisini çekici bulmadığını ve eşinin ilgisini çekmediğini düşünür. Bununla beraber anneliğin getireceği sorumlulukları üstlenmeye hazır olamamak ya da doğum yapmaktan korkmak gibi nedenlerle gebe kalmak istemeyen bir kadın cinsel ilişkiden kaçınmak için cinsel isteğini engelleyebilir. Bu durumda bu endişelerin ortaya çıkarılıp çözümlenmesi başka bir tedavi gerektirmeksizin cinsel isteğin oluşması için yeterli olacaktır. Gebelik döneminde yaşanacak depresyon, anksiyete bozuklukları gibi psikiyatrik rahatsızlıkların da gebe kadınların cinsel yaşantısı üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Yakın zamanda yapılan çalışmalar kadının hem eşinden hem de yakınında diğer insanlardan yetersiz sosyal destek almasının ve artmış kişilerarası sosyal çatışmaların depresyon açısından önemli bir faktörü olduğunu göstermektedir. Yaşanılan depresif bir süreçte gebelik sürecindeki cinsel yaşantı üzerinde olumsuz sonuçlara neden olabilmektedir. Gebelikte cinsel ilişkinin sağlık bir şekilde sürdürülmesi hem kadının kendisi için hem de aile mutluluğu açısından önemlidir. Gebelik döneminde cinsellikte yaşanılan problemlerin çiftlerin evliliklerinin ilerleyen dönemlerinde de etkilerinin olacağı da unutulmamalıdır. Gebelikte cinsel hayatın sürdürülmesinde problem yaşayan gebenin, profesyonel bir kişinin yardımına ihtiyacı olduğu açıktır. Gebelik sürecinin hem ruhsal hem de cinsellik açısından daha rahat ve mutlu geçmesi için gebeliğin ilk aşamalarından itibaren profesyonel psikolojik bir destek alınması bu sürecin çok daha güzel geçirilmesi açısından önemlidir.