Kahve tüketimi diş sağlığını koruyor
Ramazan Bayramı’nda şeker tüketimine ve diş sağlığı açısından dikkat edilmesi gerekenlere dikkat çeken Uzm. Dr. Fatma Çiçekdağı Set, “ Ölçülü olarak koyu, şekersiz ve siyah kahve tüketiminin, diş sağlığına katkısı bulunmaktadır” dedi.
Rio de Janerio Federal Üniversitesi’nden Andrea Antonio danışmanlığında yapılan bir araştırmaya göre, ölçülü olarak içilen koyu, şekersiz ve siyah kahvenin aslında diş plağına neden olan bakterilerdeki biyofilmleri aktif olarak parçalayarak, çürük oluşumunun durdurulmasına katkı sağladığının tespit edildiğini belirten İstanbul Ayvansaray Üniversitesi Dişçilik Hizmetleri Bölüm Başkanı Uzm. Dr. Fatma Çiçekdağı Set, “Ramazan Bayramı’nda bu şekilde tüketilen kahvelerin diş sağlığına faydaları bulunmaktadır. Ancak su tüketimini kısıtladığı için oruçluyken sınırlı bir şekilde tüketilmesinde fayda vardır. Rutin zamanlarda da günde 2 fincandan fazlasının tüketilmemesi gerekmektedir” diye konuştu.
TATLI VE ASİTLİ İÇECEKLERDEN HEMEN SONRA DİŞLERİNİZİ FIRÇALAMAYIN
Ramazan’dan sonra rutin diş kontrollerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Fatma Çiçekdağı Set, “Tatlı ve asitli içeceklerin sıklıkla tüketildiği Ramazan Bayramı’nda; bu asitli içeceklerden hemen sonra dişlerin aşınmasını önlemek için fırçalamamak gerekir. Tercihen bu besinler tüketildikten sonra bir bardak ılık su içilmeli ve ağız bol su ile çalkalanmalıdır. Diş fırçalama için tükürüğün asit etkisini azaltması açısından en az 1 saat beklenmelidir. Ayrıca florürlü diş macunları da dişteki çürük sayısını azaltmaktadır. Tatlı tüketimi sonrasında ağza atılan bir parça peynir bazik olduğu için asit ortamı azaltır ve çürük oluşumu engeller. Kısacası oruçluyken, Ramazan Bayramı’nda ve normal rutinde tatlı ve asitli gıdalardan mümkün olduğunca uzak durmak ağız ve diş sağlığı açısından gereklidir” ifadelerini kullandı.
“30-34 YAŞ GRUBUNDA 100 KİŞİDEN ÇÜRÜĞÜ OLMAYAN KİŞİ SAYISI 3”
Türk Dişhekimleri Birliği’nin 2020 istatistik verilerine de değinen Set şunları söyledi:
“Diş hekimine başvuru sıklığı yıllık kişi başı 5, ülkemizde ise 0,9’dur. Yine aynı araştırmalarda, 35-44 yaş grubunda kırsal kesimde çürük görülme oranı yüzde 95-98, şehir çevresinde yüzde 79, şehirlerde ise yüzde 76 olduğu belirlenmiştir. 20-24 yaş grubunda diş çürüğü nedeniyle kişi başına tedavi edilmesi gereken diş sayısı 5.48’dir. Bu oran 25-29 yaş grubunda ise 7’dir. Bütün diş dizini ağızda yer almış olarak kabul edilen 12-13 yaşlarında her 100 çocuktan 81-84’ünün dişlerinde çürük bulunmaktadır. 30-34 yaş grubunda ise 100 kişiden çürüğü olmayan kişi sayısı yalnızca 3’tür. 12 yaş grubunda eksik, çürük ve dolgu sayısı 4,5’dur. Ülkemizde çürük oranının bu kadar yüksek olması, Ramazan ayında oruç tutarken çürüklere bağlı ağız kokusunun da artışına sebep olmaktadır. Bu dönemde sahur ve iftardan sonra dişlerimizi dairesel hareketlerle 2 kez minimum 2 dakika fırçalamayı ve diş fırçasının temizleyemediği yerlerin temizliğinde de günde bir kere diş ipi kullanımını önermekteyiz. Dil üzerinin de besin artıklarının üzerine yerleşip çürük ve ağız kokusu oluşturmaması için bir dil temizleyicisi ile temizlenmesi gerekmektedir.”
Uzm. Dr. Fatma Çiçekdağı Set, diş sağlığını korumak için ise şu uyarılarda bulundu:
“Bol su içmek hem ağızdaki yemek kırıntılarını gidermek hem de ağzın kurumasını önlemek açısından önemlidir.
“Ağız kokusunu gidermede etkili yiyeceklerden biri limondur. Limonlu ılık su da ağız ortamını ve boğazı temizlemek için yararlıdır.
“Tatlılarla birlikte bir miktar tarçın tüketimi de ağızda kalan gıdalarla üremeye başlayan bakteri gelişimini engelleyen bakteriostatik özelliği ile ağız kokusunu önler. Tarçın kabuğunda bulunan bir madde ağız kokusunu önlemektedir.
“Peynir ve süt ürünleri tüketmeye özen gösterin. Bu sayede doğal yolla dişlerinizin çürümesini engellemiş olursunuz. Peynirin içerinde bulunan kalsiyum, fosfor mineralleri, yağda eriyen A, D, E, K vitaminleri ve suda eriyen B2 maddesi ile ağızdaki asit oluşumunu önleyerek diş çürümelerini engelleyebilmektedir.
“Hızlı yemek yememek, lokmaları yavaş ve iyi çiğneyerek yemek de sindirime yardımcı olmaktadır. Böylece mide az yorulup gaz oluşumu da azaltılmış olmaktadır.
“Çay ve kahvenin fazla tüketimi daha az su tüketilmesine sebep olmaktadır. Bu da vücutta sıvı kaybına, tükürüğün azalmasına ve dolayısıyla ağız kokusunun da artışına sebep olmaktadır.”