Sıcak havalarda hamileler için ciddi uyarı! Sıvı kaybına dikkat edilmeli

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Berrak Beyoğlu Oruç, hamilelere yaz aylarında güneş ışını maruziyeti ile ilgili dikkat etmeleri gerekenler hakkında uyarılarda bulundu.

“GÜNEŞE ÖĞLE SAATLERİNDE MARUZ KALMAK SIVI KAYBINI ARTIRIR”

Sıcak çarpmasının semptomlarından bahseden Op. Dr. Beyoğlu Oruç, “Halk arasında 'güneş çarpması' veya 'sıcak çarpması' olarak bilinen ileri derecede sıvı kaybı (dehidratasyon) ile seyreden tablolarda, güneşin dik açı ile geldiği öğle saatlerinde uzun süre maruziyet olması sonucunda vücutta ileri seviyede sıvı kaybı izlenmektedir. Alınan ve kaybedilen sıvı dengesinin sağlanamamasına bağlı olarak vücutta yüksek ateş, kuru ve kırmızı cilt, bulantı, kusma, şiddetli baş ağrısı, ritim bozuklukları, çarpıntı, titreme, burun kanaması, baygınlık gibi farklı seviyelerde semptomlar izlenebilmektedir” diye konuştu.

“SIVI KAYBI, KASIK AĞRILARINA SEBEP OLABİLİR”

Güneşe öğle saatlerinde maruz kalmanın sıvı kaybını artırdığına değinen Op. Dr. Oruç, “Hamile bir kişinin kalp ve vücut yükünün artması nedeniyle vücutta oluşan sıvı kaybından etkilenmesi kolaylaşmaktadır. Sıvı kaybı nedeniyle kasık ağrıları, rahim kasılmaları, erken doğum tehdidi gibi ileri seviye şikâyetler ile gecikmiş hastane başvuruları olabilmektedir. Vücutta oluşan sıvı kaybının ani tansiyon düşmesi gibi dolaşım sistemini etkileyen semptomlarının olması, bebeğin anne karnındaki beslenmesini de etkileyebilmektedir” dedi.

“SICAK ÇARPMASINDAN KORUNMAK İÇİN BU ÖNLEMLERE DİKKAT”

Aşırı sıcakların tehlikelerinden bahseden Op. Dr. Oruç, şu bilgileri paylaştı:

“Sıvı kaybından korunmak için yaz aylarında uyulması gereken temel kurallara hamilelerin daha sıkı uyması önerilmektedir. 11.00-16.00 saatleri arasında güneşin zararlı etkilerinden korunmak adına dışarı çıkılmaması veya en az ölçüde çıkılması birincil önlemdir. Mümkün olduğunca maruziyeti azaltmak amacıyla gölgede vakit geçirilmeli, ayakta uzun süre beklenmemeli ve açık havada uzun yürüyüşler yapılmamalıdır. Bunun yanı sıra, günlük 2-3 litre su tüketilmesi, çay- kahve gibi idrarla sıvı kaybını artıracak gıdaların fazla tüketiminden kaçınılması, yağlı yiyeceklerden kaçınılması, ağır spor yapılmaması, şapka veya gerektiğinde geniş gölge oluşturabilecek şemsiyelerin kullanılması, açık renkli ve bol kıyafetlerin tercih edilmesi önerilmektedir.”

"GÜNEŞE ÇIKMADAN ÖNCE MUTLAKA KREM SÜRÜLMELİ"

Güneş kreminin öneminden bahseden Op. Dr. Oruç, şunları belirtti:

“Güneşe çıkmadan önce mutlaka güneş kremi sürülmeli ve gün içinde tazelenmelidir. Ürün seçiminde mineral filtreli ürünler tercih edilmeli, içeriğinden emin olunmayan ürünlerin kullanımından kaçınılmalıdır. Uzun süre güneşlenmekten kaçınılmalı, mümkün olduğunca gölgede vakit geçirilmelidir. Güneşten cildi korumak için düzenli olarak 2 saatte bir güneş kremi yenilenmelidir. Güneş kremi ürünlerinin seçiminde en yüksek faktörlü (güneş koruma faktörü - SPF 50 gibi) ürünler tercih edilmeli ve hamilelerde içeriği güvenli mineral bazlı ürünlerin tercih edilmesiyle zararlı ultraviyole dalgalarının emilimi azaltılmalıdır.”

“SIVI KAYBININ EN ÖNEMLİ BELİRTİSİ İDRAR RENGİNİN KOYULAŞMASI”

Uzun süre güneşe maruz kalmanın vücuda zarar verebileceğinin altını çizen Op. Dr. Oruç, “Çay ve kahve gibi diüretik içecekler sıvı tüketimini artırmak yerine sıvı kaybına yol açar. Güvenli sıvı tüketimi için su, taze meyve suyu, maden suyu ve ayran önerilir. Vücutta sıvı kaybının en belirgin belirtisi idrar renginin koyulaşmasıdır. Bu durumda sıvı alımı artırılmalıdır. Baharatlı ve yağlı yiyecekler sindirimi zorlaştırarak sıvı kaybını artırabilir. Akdeniz tarzı beslenme sindirimi kolaylaştırır ve sıvı alımını destekler. Gıdaların hijyenine ve protein bazlı yiyeceklerin güvenli saklanmasına dikkat edilmelidir. Aşırı tuz tüketimi gebelik boyunca tansiyon dengesizliklerine neden olabileceğinden dikkat edilmelidir” açıklamasında bulundu.

“BİLİNÇ KAPALIYSA KESİNLİKLE AĞIZDAN SU VERİLMEMELİ”

Hamilelikte aşırı sıcakların tehlikelerinden bahseden Op. Dr. Oruç, “Sıvı kaybına bağlı semptomların başladığının hissedilmesi durumunda bilinç açıksa kişi ağızdan su tüketimine teşvik edilmeli, sıkı ve kalın kıyafetler çıkartılmalı, hava alımını artıracak ve vücut sıcaklığını dengeleyecek açık hava maruziyeti sağlanmalıdır. Bilinç kapanması durumunda ise kesinlikle ağızdan sıvı verilmeye çalışılmamalı, mümkün olan en yakın sağlık kuruluşuna gidilmelidir.” diyerek sözlerini sonlandırdı.