Sonbaharın sağlık deposu balıklar tezgahlardaki yerlerini aldı!
Çocuklar, yetişkinler, yaşlılar... Balığın kimler için nasıl bir fayda sağladığını Diyetisyen Şeyma Yılmaz anlattı.
Çoğu zaman yeteri kadar tüketilmeyen ancak sağlık açısından faydalarını bildiğimizde sofralarımızdan çıkarmayacağımız bir besin balık. İyi kalite protein, A, K ve B vitaminleri ile iyot, fosfor ve çinko gibi mineraller bakımından oldukça zengin olan balığı haftada en az 2-3 kez (350-400 gr) tüketmeliyiz. Neden mi? Çünkü balığın faydaları saymakla bitmiyor.
Çocuklar için balık:
Gebelikten itibaren anne adaylarının ve 7. aydan itibaren tamamlayıcı beslenmeye başlayan bebeklerin tükettiği balık, bebeğin beyin gelişimini olumlu yönde etkiler. Gebelik döneminde alınan omega-3 yağ asitleri ile anne karnındaki bebeğin sinir sisteminin gelişimi arasında olumlu etkiler söz konusudur. Balık yağı, A ve D vitamininden çok zengindir. Aynı zamanda bebeğin beyin ve göz gelişiminde, kanın normal akıcılığının sağlanmasında etkisi olan çoklu doymamış omega-3 yağ asitlerini de içerir. Balık, bebek ve çocuklarda büyüme ve gelişme için biyolojik değeri yüksek protein ve esansiyel (kendi vücudumuzda yapılamayan dışardan almak zorunda olduğumuz) aminoasitler bakımından önemli bir kaynaktır.
Ruh sağlığı için balık:
Balık yağında bulunan iki omega-3 yağ asidi olan EPA ve DHA’nın anti depresan etki gösterdiği düşünülmektedir. Epidemiyolojik ve klinik çalışmalar omega-3 yağ asitlerinin etkili bir şekilde depresyonu tedavi ettiğini göstermiştir. Kalp ve damar sağlığı için balık: Balıkta bulunan omega-3 yağ asitleri kötü kolesterolü (LDL) düşürür, iyi huylu kolesterolü (HDL) yükseltir, kan basıncını ve trigliserit düzeyini düşürür, kanın pıhtılaşmasını önleyerek akışkanlığını sağlar. Düzenli balık tüketimi kalp ritim bozukluklarını önler, kalp damar hastalıklarından ölümü azaltır.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için balık:
Mevsiminde tüketilen balık, içerdiği yağ asitleri sayesinde bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesine son derece faydalıdır. Gribe ve enfeksiyonlara karşı vücudu korur. Yapılan çalışmalar; omega-3 yağ asitlerinin alımıyla, ileriki yaşlarda meydana gelebilecek kanser ve kalp-damar hastalığı riskini en aza indirdiğine işaret etmektedir.
Beyin ve zeka gelişimi için balık:
Omega-3 yağ asitlerinin duygu durumu iyileştirici özelliği pek çok çalışma ile gösterilmiştir. Omega-3 yağ asitleri sağlıklı bir yaşam için yeterli ve dengeli beslenmenin vazgeçilmezi olduğu gibi MS (multipl skleroz, halk arasında emes) hastalığında sinir iletiminin iyileştirilmesinde yardımcı olabilir, Parkinson hastalığında yarar sağlayabilir ve Alzheimer hastalığından koruyabilir. Çocuklarda yeterli miktarlarda balık tüketimi ile dikkat dağınıklığı azalabilmekte ve okul başarısı artmaktadır.
Güçlü kemikler için balık:
100 gr balıktaki D vitamini miktarı yağlı olduğu taktirde 300-1000 IU kadardır. D vitamini vücudun kemik sisteminin gelişmesinde, ileri yaşlarda ortaya çıkabilecek kemik erimesinin önlenmesinde büyük rol oynar. Hamsi gibi küçük, kılçığıyla yenebilen balıklar kalsiyum da sağlarlar.
PEKİ, BALIĞIN TAZE OLUP OLMADIĞI NASIL ANLAŞILIR?
Taze balığın gözleri parlak ve lekesiz, solungaçları kırmızı pembe, pulları ve yüzgeçleri diri, kasları sert ve esnektir. Kaslara basıldığı zaman parmağın bıraktığı iz hemen düzelir. Taze balığın nahoş kokusu yoktur. Balık pişirirken en uygun yöntem ızgara ve fırında buğulama şeklindedir. Balık limon gibi lezzet verici asitli yiyeceklerle yenirse daha lezzetli olur, balık-sebze salatası-ekmek uygun bir öğün oluşturur.
- Diyabeti olanlarda göz muayenesi şart!
- Üşümenizin nedeni D vitamini eksikliği olabilir
- Gözünüzün önünde aniden şimşek çakıyorsa dikkat! Sinsice ilerleyip körlüğe neden olabiliyor, eğer böyle gözüküyorsa soluğu hastanede alın!
- Tedavi edilmeyen anal fissür hastalığına dikkat!
- Rahim ağzı kanserinin belirtileri nelerdir?