Yeme bozukluğu olan kadınlar dikkat! Bu testi doktorunuzdan mutlaka isteyin
Yeme bozukluğu sadece bir beslenme sorunu değildir, daha çok yiyecekleri ele alış biçimi ve kişinin kendi bedeniyle olan ilişkisinin bozulmasıdır. Yeme bozukluğu olan insanlar; yeme davranışlarını aşırı derecede kısıtlar, güçlü bir şekilde kontrol eder veya davranışlarının kontrolünü tamamen kaybeder. Peki, bu davranış nasıl ortaya çıkıyor, yeme bozukluğu olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? Tüm bu soruların cevaplarını Posta.com.tr okuyucuları için öğrendik.
Yeme bozukluklarının doğru teşhis edilmesi gerektiğini belirten Op. Dr. Dilek Uslu bu durumun genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkan bir sorun olduğunu belirtti.
Jinekoloji, Doğum ve Cinsel Sağlık Uzmanı Op. Dr. Dilek Uslu “Yeme bozukluğu olan yetişkin ve ergen kadınlarda düzensiz adet kanaması, adet görmeme, pelvik ağrı, atrofik vajinit ve meme atrofisi gibi jinekolojik sorunlar sık görülüyor.Yeme bozuklukları için risk faktörlerini tanımak, daha fazla değerlendirilmesi gereken hastaları belirlemeye yardımcı olabiliyor. Hastaya kilosu hakkında ne hissettiğini, ne yediğini, ne kadar yediğini ve ne kadar egzersiz yaptığının sorulması, risk altındaki hastaları belirlemeye yardımcı olabiliyor. Fiziksel muayene ve laboratuvar testleri yeme bozukluğunun tanısında önem taşıyor. Yeme bozuklukları karmaşık olduğu ve psikolojik ve fiziksel sağlığı etkilediği için multidisipliner bir yaklaşım zorunlu hale geliyor.” dedi.
Op. Dr. Dilek Uslu, Anoreksiya nervozanın; vücut ağırlığının önemli ölçüde düşük olmasına neden olacak şekilde kalori kısıtlamasına gidilen ve uzun süren tehlikeli bir hastalık olduğunu, bulimiya nervozanın; vücut ağırlığına ve beden şekline karşı yoğun bir meşguliyetin olduğu ve telafi edici davranışlarla birlikte şiddetli tekrarlayan yeme ataklarıyla karakterize psikiyatrik bir hastalık olduğunu belirtiyor
Op. Dr. Dilek Uslu Ergenlerde ve genç kızlarda artan yeme bozukluğu ile ilgili önemli tavsiyelerde bulundu.
- Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanlarının yeme bozukluklarını tedavi etmeleri beklenmese de, acilen hastaneye kaldırılmayı gerektiren kriterlere aşina olmaları gerekiyor.
- Kilo alımı, düzensiz beslenmenin neden olduğu düşük kemik mineral yoğunluğu (BMD) için en iyi tedavi olduğu belirtiliyor.
- Kemik mineral yoğunluğunda düşme, adet düzensizlikleri ve hamileliğin önlenmesi dahil olmak üzere en iyi tedavileri tanımlamak için daha fazla araştırma gerekiyor.
- Kombine oral kontraseptif hapların yalnızca yeme bozuklukları ile ilişkili adet düzensizliği tedavisi için kullanılması önerilmiyor.
ADET DÖNEMLERİ DÜZENSİZ OLUYOR!
Op. Dr. Dilek Uslu Yeme bozuklukları genellikle ergenlik döneminde ortaya çıktığını Ancak, yaşlı ve orta yaşlı kadınlarda da yeme bozuklukları görüldüğünü belirtti.
Yeme bozukluğu olan yetişkin kadınlarda ve ergenlerde düzensiz adet kanaması, adet görmeme, pelvik ağrı, atrofik vajinit ve meme atrofisi gibi jinekolojik semptomlar görülebiliyor.
Op. Dr. Uslu,”Gecikmiş ergenlik, adet düzensizliği ve adet gecikmesi, daha önce teşhis edilmemiş bir yeme bozukluğu olan bir hastada ortaya çıkan belirtiler olabiliyor. Yeme bozukluklarında hipotalamus-hipofiz-over ekseni bozulabiliyor. Anoreksiya nervozalı hastalarda, düşük leptin seviyeleri ve insülin benzeri büyüme faktörü 1 ile birlikte enerji ve yağ kitlesi tükenmesi, hipogonadotropik hipogonadizmle sonuçlanıyor. Azalmış bilişsel işlev yeme bozuklukları, anoreksiya nervoza hastalarında görülüyor.” Dedi
İNTİHARA MEYİLLİDİRLER
- Op. Dr. Uslu, yeme bozukluğunda yüksek risk içeren davranışları sıraladı
- Yüksek riskli davranışlar arasında ciddi kalori kısıtlaması
- kilo vermek için öğün atlamak
- Uzun süreli açlık süreleri
- Kendini kusturma
- Diyet hapları,
- Müshil veya diüretik kullanımı;
- zorlayıcı ve aşırı egzersiz ve sosyal izolasyon,
- asabiyet,
- aşırı kilo alma korkusu
Op. Dr. Uslu , Yeme bozukluğu olan ve özellikle anoreksiya nervoza teşhisi konan kişilerde yüksek intihar etme riski bulunduğunu açıkladı.
JİNEKOLOJİK TAKİP
Hastaların 3-6 aylık aralarla muayene edilmeleri gerektiğini belirten Op. Dr. Dilek Uslu , “ Kilo almaya başlarsa LH, FSH ve östradiol seviyeleri yükseliyor. Jinekolojik muayene sırasında fizyolojik akıntı artışı hem de vajinada sağlıklı mukozal doku gözlenebiliyor. Ultrasonda yumurtlama ile yumurtalıkta kalınlaşmış bir endometrium veya foliküllerin büyümekte olduğu izlenebiliyor. Bu olumlu bulgular kadınları sağlıklı olma yolunda ilerlemeye ve kilo alarak adetlerinin devam etmesine motive edebiliyor.” Açıklamasında bulundu.
DOĞUM KONTROLÜ
Op. Dr. Dilek Uslu “Yeme bozukluğu olan cinsel açıdan aktif hastalarda doğum kontrol yöntemi seçmek uzmanlık gerektiriyor. Anoreksiya nervozalı hastalarda doğurganlık oranları düşüktür, ancak yeme bozukluğu olan hastalar yine de hamile kalabiliyorlar. Depo progesteron içeren yöntemlerin tercih edilmemesi gerekiyor çünkü kemik erimesi ile kemik oluşumu arasında kemik erimesi lehine bir dengesizliğe yol açarak kemik mineral yoğunluğunu azaltıyor ve buna önemli kemik kaybı eşlik edebiliyor. Kombine doğum kontrol hapları, sadece progesteron içeren haplar, implant ve hormonlu spiral dahil olmak üzere tüm hormonal doğum kontrol yöntemleri spontan adetlerin yeniden başlamasını maskeleyebiliyor. Bakır rahim içi araçların avantajları bulunyor çünkü uzun etkilidir ve adetleri baskılamıyorlar.” diyerek açıklamalarını noktaladı.