Lösemide erken teşhis hayat kurtarır
Her yıl 2 - 8 Kasım tarihleri Lösemili Çocuklar Haftası olarak kutlanıyor. Lösemili Çocuklar Haftası, bu rahatsızlıktan muzdarip olan minikler için farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Lösemi hastalığının belirtileri ve lösemi hastalığının nedenlerine bir bakalım. Ve unutmayın: Lösemi hastalığında erken tanı hayat kurtarır.
1998 yılında 8 Kasım'da LÖSEV tarafından lösemili çocuklara armağan edilmiş olan ' Lösemili Çocuklar Haftası ' ülkemizde farklı etkinlikler de farkındalık amaçlı anılmakta. Bir kan kanseri türü olan lösemi hastalığı en çok 1 - 5 yaş arası çocuklarda görülmekte. Erken teşhisin önemi büyük, lösemi hastalığı için bilinçlenmek ve bilinçlendirmek oldukça önem taşır. Lösemiyle ilgili bilinmesi gereken her şey haberin detaylarında.
Lösemi nedir?
Lösemi bir kan hastalığıdır. Damarlarımızda dolaşan kanın yapıldığı yer kemik iliğidir ve kök (ana) hücrelerin anormal hücreye dönüşmesi ile lösemi hastalığı ortaya çıkar. Lösemi kelimesi Yunanca olan ve “beyaz” anlamına gelen "leukos" ve "kan" anlamına gelen "haima" kelimelerinin birleşiminden elde edilmiş ve hastalığı adlandırmak için kullanılmıştır. Lösemi bir başka deyişle “ kan kanseri“ çeşitlerindendir. En çok 1-5 yaş arasında görülür. Erken teşhis önemlidir.
Lösemi çeşitleri nelerdir?
Lösemi akut (biranda ortaya çıkan, hızlı ilerleyen) ve kronik (yavaş seyirli, müzmin) olarak iki grupta değerlendirilir. Akut lösemiler de akut lenfoblastik lösemi (ALL) ve akut miyeloblastik lösemi (AML) olmak üzere ikiye ayrılır. Kronik lösemiler de Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) ve Kronik Miyeloid Lösemi (KML) olmak üzere alt gruplara ayrılmaktadır.
Akut lösemi:
Kan kanserleri içerisinde akut löseminin görülme oranı % 15-20 ‘dir. Akut lösemi, en çok çocuklarda görülen kanser tipi olup, çok hızlı ilerler. Her yaşta görülebilen akut löseminin ilerleyen yaşlarda görülme oranı da artar. Belirti ve bulgularıyla kendini çok kısa sürede belli eden akut lösemi kemik iliğinde bulunan ve kan hücrelerinin üretiminden sorumlu olan kök hücrelerin kanserleşerek kontrolsüz ve hızla çoğalması sonucu oluşur. Lösemi çeşitleri arasında akut lösemiler son derece agresif ve hızla ilerleyen bir hastalık türüdür. Akut lösemi zamanında teşhis edilip tedaviye başlanmazsa, günler veya haftalar içinde hastanın kaybedilmesine neden olabilir. Akut lösemi hastalarında lökosit adı verilen beyaz kan hücreleri oluşmadığından sık sık ağır enfeksiyonla karşılaşılabilir. Görevi kanı pıhtılaştırmak olan trombosit hücreleri de üretilemediği için cilt kanamaları, mide bağırsak sisteminden olan kanamalar ya da hayati organlarda ciddi seyirli kanamalarla karşılaşılabilir. Akut löseminin en büyük belirtisi kansızlık, hastaların en kolay fark ettiği belirtilerden biridir. Ayrıca vücuttaki diğer organlara yayılma gösterdiğinden herhangi bir organda oluşan bozukluk olarak da karşımıza çıkabilir. Akut lösemi kendi içerisinde birçok alt tipe sahip akut miyeloblastik lösemi (AML) ve akut lenfoblastik lösemi (ALL) olarak iki ana gruba ayrılır. Her biri çok hızlı şekilde ilerleyen bu tümör tiplerinde erken tanının önemi çok büyük olup tedaviye erken başlanması da çok önemlidir. Belirtilerden en az biri görüldüğünde uzman onkoloji merkezlerinde uzman doktorlara gidilip uygun tedaviye başlanmalıdır.
Kronik lösemi:
Kronik lösemi ise akut lösemiye göre daha yavaş ilerleyen lösemi türüdür. Ancak kronik lösemi daha iyi sonuç verir. Olgun hücrelerin yapması gereken görevleri yerine getirmemesi ve anormal çoğalması ile ortaya çıkan kronik löseminin kronik lenfositik lösemi (KLL) ve kronik myelositer lösemi (KML) olmak üzere iki temel alt grubu bulunmaktadır.
Lenfositik Lösemi:
Lenfositik Lösemi(KLL), olgunlaşmış normal lenfositlere benzeyen ve enfeksiyonlara karşı vücudu koruyan, fakat işlevlerini yerine getiremeyen lösemik hücrelerin kemik iliğinde çoğalması ile ortaya çıkar. KLL hücreleri, kemik iliği, lenf nodları ve kana yerleşir, bunun neticesinde de lenf düğümleri şişer ve dalak büyür. Daha çok 60-70 yaş aralığında görülen KLL, tüm lösemilerin %30’nu oluşturur. Hastalık çok yavaş ilerlediği için hastalar tanı konulmadan uzun süre yaşayabilir. Tanı sonrasında ise bazı hastalarda KLL problem yaratmadığı sürece tedaviye gerek duyulmaz. KLL tanısı hastalığa özel olan genetik bir değişikliğin özel yöntemlerle tespit edilmesi ile konulur. Geçmişte kemoterapi ve kemik iliği nakli ile oldukça zor tedavi edilen bu hastalık günümüzde çok basit şekilde tedavi edilebilmektedir.
Löseminin nedenleri nelerdir?
İnsanlar lösemiye her hangi bir yaşta yakalanabilir. Genellikle 60 yaş üstü bireylerde yaygındır. Erişkinlerde en sık görülen tipler AML ve KLL'dir. ALL löseminin çocuklarda en yaygın görülen şeklidir.
Birçok lösemi tipinde, risk faktörleri ve muhtemel sebepleri bilinmemektedir. Bugüne kadar yapılan araştırmalar neticesinde AML'ye neden olabilecek bazı risk faktörleri saptanmıştır. Başka bir kanser nedeniyle kullanılan kemoterapiler veya radyoterapi, Down sendromu gibi genetik hastalıklar, uzun süreli benzene maruziyet, sigara bunlardan bazılarıdır. Ancak birçok AML hastasında bu risk faktörleri yoktur. Yüksek dozda radyasyona maruz kalmak aynı zamanda ALL ve KML için risk faktörü olabilir. Lösemi bulaşıcı değildir. Genel olarak löseminin nedenlerini maddelemek gerekirse;
⦁ Kanser yapan gıdalar
⦁ Radyasyon yayan tüm cihazlar
⦁ İlaçlar veya kimyasallar
⦁ Bazı virüsler
⦁ Psikolojik şoklar, depresyonlar
⦁ Bazı genetik hastalıklar (down sendromu vb.)
⦁ Hava kirliliği
⦁ Çürümüş gıdalar
Löseminin belirtileri nelerdir?
Löseminin belirtileri diğer kan kanserleriyle ortak bulguları olabilmektedir. Kansızlığa bağlı olarak;
⦁ Çabuk yorulma,
⦁ Efor sırasında nefes darlığı gibi belirtiler gözlemlenir,
⦁ Halsizlik,
⦁ Solukluk.
Löseminin bir başla belirtileri de bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle oluşan enfeksiyonlar sonucunda diş etleri, cilt altında beklenmedik kanamalar, burun kanamaları, morarmalar ve toplu iğne başı büyüklüğünde, basmakla solmayan kırmızı döküntüler görülmektedir. Akut lösemi belirtileri ise;
⦁ Burun ve diş eti kanamaları, boyun ve koltuk altı lenf bezlerinde, karında şişlik, diş etlerinde kabarma,
⦁ Uygun tedavi ile kontrol altına alınamayan, sık tekrarlayan ateş, enfeksiyonlar,
⦁ Kemik ağrıları,
⦁ İştahsızlık, kilo kaybı,
⦁ Gece terlemesi,
⦁ Solukluk, halsizlik,
⦁ Cilt altında kanama (toplu iğne başı kadar küçük kırmızı döküntüler, kolay ortaya çıkan morarmalar)
Lösemi belirtileri farklı hastalık belirtileriyle aynı olabilir.
Çocuklarda lösemi belirtileri nelerdir?
Bütün kanser çocuklar göz önüne alındığında yaklaşık %30 oranında lösemi olduğu bilinmektedir. Çocuklukta sıklıkla 2 - 5 yaş yada 5 - 10 yaş aralığında kanser ve lösemi görülmektedir. Çocuklarda löseminin çok kapsamlı klinik bulguları olsa da bazı belirtilerden şüphelenmek gerekir. Bunları şöyle sıralayabiliriz;
⦁ Kansızlık : Löseminin ilk bulgularından biri kansızlıktır. Çocuğun renginin giderek soluklaşması ve halsizlik şikayetleri kansızlığın ilk belirtileri arasında yer alır.
⦁ Ateş : Akut miyeloid lösemide (AML) inatçı yüksek ateş görülür. 5 günü geçen ve düşmeyen ateş için muhakkak doktora başvurulmalıdır.
⦁ Halsizlik : Kansızlığın bir devamı olarak halsizlik görülür.
⦁ Kilo kaybı : İştahsızlığa bağlı olarak kilo kaybı gelişir.
⦁ Vücutta morluklar : Çocukların çarpamayacakları yerlerindeki uzun süren veya geçmeyen morluklar önemsenmelidir.
⦁ Kemik ağrısı : Çocukların kol, bacak, kalça kemiği gibi vücudunun her bölgesinde ağrı olabilir. Küçük çocuklarda ağrı şikayetlerini dile getirmese bile aile eğer topallama ya da aksama varsa, ağrılı bölge üzerine basamıyorsa ya da gece uyurken o bölgenin üzerine yattığında ağlayarak kalkıyorsa dikkatli olunmalıdır.
⦁ Kanamalar : Kanamalar mutlaka önemsenmelidir. Gece hiçbir şikayeti olmadan yatan bir çocuk özellikle AML varsa sabah ciddi kanama ile uyanabilir.
⦁ Beklenmedik bezelerin oluşumu uzun süre geçmemesi veya giderek büyümesi.
⦁ Karaciğer büyümesi :Karaciğer büyümesinde karın bölgesinde şişlik olur.
⦁ Dalak büyümesi : Vücudun sol tarafında bir kitle ele geliyorsa ilk akla dalak büyüklüğü gelmelidir.
⦁ Öksürük ile birlikte göğüs ağrısı ve nefes darlığı.
Lösemide genetik faktörlerin önemi çoktur. Bunun dışında çocuklarda D vitamini eksikliği lösemi nedenlerindendir. Gün içinde hekimlerin belirlediği saatlerde çocukları güneş ışığına çıkartmak önlem olabilir.
LÖSEV çocuklarımızı lösemiden korunmak amaçlı dikkat etmemiz gerekenleri şöyle açıkladı:
⦁ Fast food gıdalar ve market ürünleri ile beslenmemeli, ev yemeklerinden yemeliyiz.
⦁ Gazlı, boyalı, suni şekerli, GDO’lu, kanserojen ve kimyasal katkılı tüm gıdalardan uzak durmalıyız.
⦁ Cep telefonu başta olmak üzere tablet, bilgisayar gibi radyasyon yayan cihazları mümkün olduğunca az kullanmalıyız.
⦁ Plastik eşyaları ve deterjanları hayatımızdan çıkartmak için büyüklerimizi aydınlatmalıyız.
⦁ Sigaraya karşı savaş açmalıyız ve çevremizde sigara içenlerden uzaklaşmalıyız.
⦁ Şeker ve unlu besinleri çok az tüketmeli, kilo almamalı, obez olmamalıyız.
⦁ Düzenli uyku uyumalı ve spor yapmayı alışkanlık haline getirmeliyiz.
⦁ Gereksiz ilaç, vitamin ve enerji içecekleri kullanmamalı, zorunlu aşıları olmalıyız.
Lösemi tedavisi nasıl olur?
Löseminin tedavisi öncelikle damar yolundan ve ağızdan verilen kemoterapi ilaçlarıyla yapılır. Merkezi sinir sistemini korumak ya da hasar varsa büyümesini önlemek için beyin omurilik sıvısına da kemoterapi verilebilir.
Kemoterapiye ek olarak verilen kan ve kan ürünleri ile koruyucu ve gerektiğinde tedavi edici antimikrobiyal tedavi ile moral ve ruh sağlığını destekleyici tedavilerin başarı şansını artırmada etkilidir.
Kemik İliği / Kök Hücre Nakli
Lösemi başta olmak üzere kemoterapiye duyarlı yüksek riskli veya tekrarlayan lenfoma ve solid tümörlerde çok yüksek doz kemoterapiden sonra uygulanan bir tedavi modelidir.
Nakil için kullanılan kemik iliği veya kök hücre, hastanın kendisine ait olabileceği gibi (otolog), özellikle lösemiler de tercih edildiği gibi doku grubu uygun bir vericiden (allojenik) olabiliyor. Günümüzde hastanın kardeş, anne, baba, yaşı büyükse çocuklarından alınan kök hücrelerle de kemik iliği nakli yapılabilmektedir. Haploidentikal nakil adı verilen bu yöntemde, alınan kök hücredeki uyumsuz dokular ayıklanır.
Haploidentik kemik iliği nakli diğer nakil çeşitlerine göre daha fazla risk barındırmasına rağmen son dönemdeki teknolojik gelişmelerin sayesinde bu riskler tam uyumlu nakillere yaklaşmaktadır. Kemik İliği Nakli öncesinde uygulanan çok yüksek doz kemoterapi nedeni ile nakil sırasında ve dokunun kabul edildiği süre içinde doku reddi, kanama, enfeksiyon gibi çok önemli yan etkiler gelişebilir. Kemik iliği nakli hastalığın iyileşme şansını artıran bir tedavi modeli olmasına rağmen hastalığın tekrarlama riski söz konusudur.