Meme kanseri riskini doğru beslenerek azaltın
Meme kanserinin beslenme ile çok önemli ilişkisi var. Sebze ve meyveden zengin beslenmek, ağır yağlı yiyeceklerden uzak durmak, günlük gıda alımına C vitamini ve beta karoten gibi antioksidanların eklenmesi koruyucu olabilir
Meme kanseri nedir?
Prof. Dr. Erkan Topuz: Meme, süt bezleri ve burada üretilen sütü meme başına taşıyan kanallardan oluşur. Bu süt bezleri ve kanalları döşeyen hücrelerin kontrol dışı çoğalmalarına meme kanseri denir.
Meme kanseri sık görülüyor mu?
Prof. Dr. Erkan Topuz: Evet, her 8 kadından biri meme kanserine yakalanıyor. Son 20-30 yılda meme kanseri vakaları 2 katına çıkmasına rağmen, ölüm oranı artmıyor. Çünkü mamografi sayesinde erken teşhis edilen hastalık, ölümcül hale gelmeden tedavi ediliyor.
Meme kanseri neden bu kadar yaygın?
Prof. Dr. Erkan Topuz: Elektronik aletler, cep telefonları, böcek ilaçları, plastikler, deterjanlar, östrojen hormonunu taklit eden kozmetikler, metaller, mobilya cilaları, gazete-dergi kağıdındaki boyalar, fast food (hazır yiyecekler), aşırı şişmanlık, hormonlu gıdalar, erken ergenlik, erken menopoz, alkol, sigara kullanımı... Bütün bunlar meme kanserinin sıklığını artırıyor.
Doğum kontrol hapları meme kanseri riskini artırıyor mu?
Prof. Dr. Erkan Topuz: Evet. Ayrıca menopoz belirtilerinin önlenmesi için kullanılan hormonlar da riski artırıyor. Menopozlu kadınlarda kilo alımına çok dikkat etmek lazım. Çünkü menopozlu kadınlarda östrojen hormonu yağ dokusunda birikip kansere zemin hazırlar.
Ailesinde meme kanseri olanların riski çok mu yüksek?
Prof. Dr. Erkan Topuz: Her 100 meme kanserli kadından 5-7’sinin yakın akrabalarında meme kanseri öyküsü var. Ailesel kanseri olanlarda yumurtalık kanseri riski de yüksek. Bu nedenle sıkı takip edilmeleri gerekir. Anne, kız kardeş, teyze, hala gibi yakınlarında meme kanseri olanlar meme muayenesine 18, mamografiye 25 yaşında başlamalı; 30-35 yaşından itibaren de 6 ayda bir kadın doğum muayenesinden geçmeli; gerekirse tümörü gösteren kan testlerini (ca12 5 ve ca15 3) yaptırmalı.
Meme kanseri en çok hangi kadınları tehdit ediyor?
Prof. Dr. Erkan Topuz: 40 yaş üstü kadınlarda meme kanseri 3 kat daha fazla görülüyor. Aile öyküsü olanlarda bu risk 11 kata çıkıyor. Meme biyopsisinde atipik hiperplazi (kansere dönüşme ihtimali olan hücreler) olanlar ve daha önce diğer memesinde kanser çıkanlarda da risk çok yüksek. 31 yaşından sonra doğum yapanlarda, ilk doğumunu 18 yaşından önce yapan kadınlara göre meme kanseri gelişme ihtimali 4 kat daha fazla.
Kimler orta derecede riskli kabul edilir?
Prof. Dr. Erkan Topuz: Menopoz nedeniyle hormon replasman tedavisi alanlar, doğum kontrol hapı kullananlar, erken adet görenler, geç menopoza girenler, ailede yumurtalık, rahim ve bağırsak kanseri hikayesi olanlar, diyabet hastaları ve alkol kullananlar orta derecede risk taşır. 67 bin vakalık bir çalışmada 3 kadeh içkinin meme kanseri riskini yüzde 30 artırdığı görülmüş. Yine 320 bin kişi üzerinde yapılan bir çalışma, 1 kadeh içkinin meme kanserine yakalanma olasılığını yüzde 10-15 oranında artırdığını ortaya koymuş.
Meme kanseri riskini azaltan faktörler neler?
Prof. Dr. Erkan Topuz: 18 yaşından önce doğum yapanlarda, 37 yaşından önce jinekolojik ameliyat nedeniyle yumurtalıkları alınan kadınlarda meme kanseri daha az görülüyor. Yoğun egzersiz ve jimnastik yapan kadınlarda meme kanseri riskinin azaldığı gözlenmiş. Meme kanseri ile beslenmenin önemli ilişkisi var. Sebze ve meyveden zengin beslenme, ağır yağlı yiyeceklerden uzak durulması, günlük gıda alımına C vitamini, beta karoten gibi antioksidanların eklenmesi koruyucudur.
P 53'ÜN BULUNMASI KANSERDE DEVRİM
Gen (canlıların her türlü özelliklerini belirleyen kalıtım maddesinin en küçük birimi) çalışmaları sayesinde 10 yaşındaki bir çocuk incelendiğinde ona '45 yaşına geldiğinde kansere yakalanabilirsin' denecek ve önlem alması sağlanacak. P 53 diye adlandırılan bir gen bulundu. P 53 kanserli hücrelere intihar etmesini emrediyor. İleride bu özellikteki genleri kanser hastasına vererek sorunu kökten çözeceğiz.
KEMOTERAPİNİN YAN ETKİLERİ BİTİYOR
Kanserli hücreleri öldürmek için kullanılan kemoterapi vücudun sağlam hücrelerine de zarar veriyor. Hedefe yönelik geliştirilen yeni ilaçlar kanser hücrelerini bulup onları yok ediyor. Böylece hastada hiçbir yan etki ortaya çıkmıyor. Bu ilaçlar lenf bezi kanserinde ömrü çok uzattı. Akciğer kanserinde mucize yarattı. Kısa bir süre sonra bütün kanser türlerinde bu ilaçlar kullanılabilecek.
ERKEN TEŞHİS İMKANLARI ÇOK ARTTI
Kemoterapi ilaçlarının yüzde 80'i artık ağızdan alınabiliyor. Etkisi de eskiye göre çok daha yüksek. Yeni teşhis yöntemleri sayesinde kanser artık çok çok erken safhada tespit ediliyor. Bu hastaların tamamı tedavi edilebiliyor. Yeni radyoterapi cihazları sayesinde bazı tümörler narkozsuz, kansız ve ağrısız çıkarılabiliyor.