Sinirli ot hastalıklara iyi geliyor
Sinirli ot, öksürük kesici, balgam söktürücü, göğüs yumuşatıcı ve ağrı kesici özellikleri ile pek çok rahatsızlığa iyi geliyor
Sinirli otun bilinen 260 türü mevcuttur ve bunlardan en çok Sivri Sinirli ot; P. Lanceolata L. ve Büyük Sinirli ot; P.major L. tedavide kullanılır. Sivri Sinirli ot genelinde Çay ve Natürel ilaç, Büyük Sinirli ot ise Tentür yapımında kullanılır. Bu iki türün haricinde Dağ Sinirli otu; P. Alpinal, Beyaz Sinirli ot, P. Medial ve Karga ayağı Sinirli otu; P. Coronopus L sayabiliriz. Almanca wegerich Yolların kralı, yol kenarlarında çok geliştiğinden Latince plan tago Ayak tabanı ve de lanceolata mızrak anlamına gelir. Türkçede ise Sinirli ot denir. Zira yapraklarını koparınca içinden beyaz ipliğimsi damarlar çıkar bu nedenle Sinirli ot da denir. Ayrıca Çıban otu, Kör çıban otu, Yara otu, Pişik otu da denir.
SİNİRLİ OT EKSTRESİ İÇEREN BİTKİSEL KARIŞIMLAR İÇİN TIKLAYIN.
Yaraları, çıbanı ve pişikleri (Ayak parmakları arasında ki) iyileştirdiğinden bu bitkiye Sinirli ot denilmesi çoğunlukla Sinirli otu olarak bilinen Kılıç otu ile karıştırılmasına eden olmaktadır. Kılıç otu sinirsel rahatsızlıklar, stres, depresyon, bunalım gibi rahatsızlıklara karşı etkili olduğundan bazen sinir otu diye de anılır. Eskiden Çinliler Verem’e, Büyük İskender baş ağrısına, Romalılar, yaralara ve Türkler öksürüğe karşı kullanmışlardır. Vatanının neresi olduğu konusunda kesin bir bilgi yoktur ve günümüzde Avrupa, Asya ve Kuzey Amerikanın ılıman bölgelerinde yabani olarak yetişir.
Birleşimi:
Sivri Sinirli otun birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz.
a) İridoidglikozitler % 2 -4 oranında olup en önemlileri % 1-3 de Aucubin ve % 0-1 Catalpol’dan oluşur. Ayrıca Asperulosit, Globularin, Desasetilasperulosidasitmetilester içerir. Taze yapraklarda daha çok Catalpol ve eski yapraklar genellikle Aucubin ağırlıklıdır.
b) Phenylethanoid (feniletanoit) % 3-8 oranında olup en önemlileri Acteosid (Asteosit), İzoacteosid, Plantamajosid ve Lavandulifoliosid.
c) Fenolkarbonikasitler: Cistanosit F, Chlorogenasit, Neochlorgenasit, Ferulasit, p-Hidroksibenzoasit, Protokateşuasit ve Gentisinasit.
d) Flavonlar ;
1) Luteolin ve Apigenin
2) Flavonglikozitler; Apigenin -7-O- glİkosit, Apigenin -6, 8- di –C – glikosit, Apigenin -7-O- glukronit, Apigenin -7-O- glukronilglikosit, Luteolin -7-O – glikosit ve Luteolin -7-O- glukronit.
e) Müsilajpolisakkoritler % 2-6,5 arasında olup; Rhamnogalakturonan, Rhamnoarabinogalaktan, Poligalakturanarabinoz, Glakomannan ve Arabinogalaktanlar içerir.
f) Kumarinler : Aesculetin ve Loliolid.
g) Ayrıca Minerallaerden ; Potasyum, Kalsiyum, Demir, Sodyum ve Çinko C ve K Vitaminini, ß- Karotin, Silikasit % 1, - 1,5, Tanin % 6-7, Saponinler, Eteryağı Lab – Enzim ve Invertin (Hamşeker) içerir.
Araştırmalar:
Son yıllarda Sinirli ot Ekstresi veya şurubu ile Nefes yolları hastaları üzerinde Kliniklerde tedavi denemeleri yapılmaya başlanmıştır. Bu deneylerde Sinirli ot ekstre veya şuruplarının Tahrişli Öksü¬rük, Bronşit ve Nefes yolları Enfeksiyonunu iyileştirdiği görülmüştür.
1) Sinirli ot Şurubu ile 326 Nefes yolları rahatsızlıkları olan hastalar üzerinde tedavi denemesi yapılmıştır. Bu hastalardan % 35’i Nefes yolları enfeksiyonu, % 30 Bronşitli ve % 20 si Tahrişli Öksürükten ra-hatsız olan kişiler üzerinde 3-14 gün süren tedavi denemesi yapılmış-lardır. Hastaların % 92’ si bu şurubun % 92 oranında Kimyasal ilaç¬lara göre aynı oranda iyi veya daha iyi olduğu kanaatine varılmıştır.
Hastalar ilaç üzerinde % 21 çok iyi, %62 iyi, % 4 orta, %’ 3 az etkili ve % 10’ u çok az etki demişlerdir.
Ayrıca uyumluluk (ilacın vücuda uyumu) konusunda hastaların % 49’u çok iyi, %48’i iyi ve % 3’ü orta derecede olduğu beyan edil¬miştir. (Nhp.4.96.93)
2) Nefes yolları rahatsızlıkları olan 593 hasta üzerinde Sinirli ot Şurubu ile Tedavi denemesi ortalama 9 gün sürmüş ve hastalardan % 22’ si çok iyi, % 63’ü iyi, % 9,9’u orta derece, % 1,1 ‘ i az %3,3 etkisiz olduğunu beyan etmişlerdir. Bu tedavi denemesinde de Nefes darlığı, Tahrişli Öksürük, Göğüs ağrısı ve Nefes yollarında hırlamaya karşı etkili olduğu görülmüş ve Balgam söktürdüğü tespit edilmiştir. (Z.P.4.98.219)
3) Bir gün pikniğe gitmiştik (Haziran 1997) orada meyve suyu içerken meyve suyu içindeki üzüm arısı damağımı soktu ve bir anda kafam ateş gibi yanmaya başladı. Hemen arabaya binerek topluca eve geldik. Eşyaları eve taşırken bahçedeki Sinirli otu gördüm hemen on-lardan birkaç yaprak topladım yıkadım ve çiğnedim. Arının sokması ile ateş gibi yanan başımın ağrısı 5-10dakika sonra tamamen iyileşti.
4) Ayak parmakları arasındaki pişiklere karşı Sinirli otun tazesi veya kurusu parmak arasına koyup sarınca pişikleri 2-3günde iyileştirir. Ben 2-3defa denedim ve etkisini gördüm.
5) Şamil’le 29.07.2003 günü Böğürtlen toplarken çocuğu (6 yaşında) sağ gözünün üstünde ve sol kolundan üzüm arısı soktu, hemen orada bulunan Sinirli otu hafif ezerek sokulan yerlere sürdüm. Çocuk 5 dakika sonra ağrısının bulunmadığını söyledi.
Tesir Şekli: Antibiyotik, Antiinflogistik (iltihapları önleyici) , öksürük kesici, balgam söktürücü, göğüs yumuşatıcı, immun sistemini kuvvetlendirici (bağışıklık sistemini kuvvetlendirici) , yaraları iyileştirici, antitoksik, antiviral, krampları çözücü ve antihepatoksik (karaciğer zehirlerini za-rarsız hale getirici).
Kullanılması:
Sinirli ot ekstresi veya Şurubu;
a) Klinik araştırmalarına göre: Başta nefes yolları rahatsızlıklarından; Öksürük, tahrişli öksürük, Bronşit, Nefes darlığı, Göğüs ağrısı ve Nefes yolları enfeksiyonuna karşı kullanılır. Ayrıca iltihaplı deri hastalıkları, ayak parmakları arasındaki mantar ve arı sokmasına karşı kullanılır.
b) Komisyon E’ye göre: Komisyon E 30.11.1985 tarihli ve 223 Nolu Monografi bildirisinde başta; Nefes yolları ve üşütmesi, Ağız v yutak mukozasının iltihaplanması, haricen ise iltihaplı yaralara karşı kullanılır.
c) Homöopatide; Diş ağrısı, kulak ağrısı, Nevralji (Sinirsel ağrı), Yüz Nevraljisi (Trigeminusnevralji) ve yatağı ıslatmaya karşı kullanılır. Ayrıca ayak parmakları arasındaki pişikleri de iyileştirir.
d) Halk arasında; başta Öksürük, Bronşit, Bronşitli Astım, Astım, Boğmaca, Verem ve genel üşütme hastalıklarına, yatak ıslatma, ayak ağrısı, Basur, İshal, Böbrek ve Mesane rahatsızlıklarına karşı ve Kan temizleyici olarak kullanılır.
Haricen ise; sivrisinek, arı ve benzeri böceklerin sokmasına karşı Sinirli ot yaprağı ezilerek bağlanır veya öz suyu sürülür. Ayak parmakları arasındaki pişiklere ve de parmak arasındaki cerahatli iltihaplı dolamaya Sinirli ot ezilerek sarılırsa 2-3 günde iyileştirir.
Çay: İki kahve kaşığı Sinirli ot demliğe konur ve üzerine 200 -300 ml kaynar su ilave edildikten sonra 5-10dakika demlenmesi beklenir ve de süzülerek içilir.
Açıklama: Sinirli otun birleşimindeki Aucubin, ß – Glukozidazlar anzimi tarafından parçalanarak Aucubigenin ve Glikoza ayrılır ve ortaya çıkan Aucubigenin antibakteriel bir özelliğe sahip olduğundan mikropları yok eder. Yapılan bir dizine araştırma da Sinirli ot ekstresi kaynatıldığında ß – Glukozidazanzimi etkisiz hale gelmekte ve Aucibine parçalamakta ve Sinirli ot ekstresi etkisini büyük oranda yitirmektedir. Şurup veya ekstreye %2 oranında ß – Glukozidazanzimler katıldığında ekstre veya Şurup çok aktifleşmektedir. Bu nedenle Sinirli ot yaprağı, ekstresi veya şurubu kaynatılmamalıdır.
Sinirli ot bir yandan müsilaj, diğer yandan Silisikasit, ayrıca Fridoit glikozitler ve de Feniletanoit içermesi bu bitkiye çok farklı özellikler kazandırır. Müsilaj Mukazayı (sümüksü iç deriyi) korucu ve balgam söktürücü, Silisikasit içeren bitkiler (Kuşekmeği, Atkuyruğu otu, Sinirli ot ve Kedi başı otu) eskiden Vereme karşı kullanılmıştır ve de Ividoitler ile Fe-niletanooitlerin anibiotik ve antivirel olduğu da yapılan araştırmalarla belgelenmiştir.