Türk Toraks Derneği: Termik ve nükleer santral ölümleri artıracak
Türk Toraks Derneği "Çok ses, tek nefes" sloganıyla 18. Yıllık Toplantısı'nı Antalya'da gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan Türk Toraks Derneği Yön. Kur. Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç "Termik ve nükleer santral ölümleri artıracak. TORAKS hocaları olarak bu kararı verenleri uyarıyoruz" dedi
SERKUT BOZKURT
serkut.bozkurt@posta.com.tr
Türk Toraks Derneği "Çok ses, tek nefes" sloganıyla 18. Yıllık Toplantısı'nı Antalya'da gerçekleştirdi.
Toplantıda konuşan TTD Çevresel ve Mesleki Akciğer Hastalıkları Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Peri Arbak "Soma Faciası, Türk Toraks Derneği (TTD) üyelerini derin kedere ve öfkeye sokan bir işçi katliamıydı. TTD çeşitli çalışma gruplarıyla ülkenin sağlık gündemini yakından izleyen bir dernek olarak Soma faciası sonrasında kendisine bir eylem planı belirledi.
Maden işçilerinin toza bağlı hastalıkları, havayolları hastalıkları göğüs hastalıkları uzmanları tarafından göreceli olarak iyi bilinse de madenlerde grizu patlamaları, yangınlar, göçük ve su basmaları sırasında ve sonrasında oluşabilecek akciğer ve sistemik etkilenimleri hakkında daha fazla bilgi edinmemiz gerektiği ortaya çıktı.
Bu kapsamda;
1- “Soma’dan Ne Öğrendik?” başlıklı eğitim çalışmaları yaptık;
a- Manisa, Muğla ve Zonguldak’ta yapılan ve ortalama 40 dinleyicinin (işyeri hekimleri, iş sağlığı ve güvenliği uzmanları, göğüs hastalığı uzmanları, maden mühendisleri ve işçiler) katıldığı toplantılarda; maden kazalarından korunmak için alınacak önlemler, CO zehirlenmesi ve tedavisi, işçilerin maske kullanımı, maden kazalarında görülen akciğer hastalıklarının tanı ve tedavisi ve işyeri hekimlerinin maden kazalarının önlenmesinde sorumlulukları tartışıldı. Eğitim materyelleri TTD web ağından ulaşılacak şekilde yerleştirildi.
b- Diğer toplantıları Adana (9 Mayıs 2015), Bursa Diyarbakır’da gerçekleşecek şekilde planladık.
2- “Maden Kazaları’nı Göğüs Hastalıkları Disiplininin Bakış Açısıyla Anlamak, Önlemek” içeriğine sahip özel bir TTD eki hazırladık. Benzeri bir eki veya kitapçığı tüm çevresel ve mesleki kazalarda alınacak önlemler için hazırlamayı çalışma planımıza aldık.
3- Celal Bayar Üniversitesi’nden Etik Kurul onayı alınarak, Soma devlet hastanesine CO zehirlenmesi tanısıyla başvuran işçilerin sağlık kayıtlarının analizini planladık. Mayıs ayında araştırma ekiplerimiz Soma Devlet Hastanesi’nde ilgili çalışmayı gerçekleştireceklerdir. Böylece kaza sırasında Devlet Hastanesi’nin Acil servisinde veya bölge Toplum Sağlığı Merkezlerinde işçilerin muayeneleri ve tetkik sonuçları incelenmiş ve böylesi büyük facialarda sağlık sistemimizin performansı da değerlendirilmiş olacaktır.
TTD olarak ölümlü ve yaralanmalı tüm maden kazalarının gelişmiş ülkelerin düzeyine çekildiği, yakın gelecekte kömürün enerji kaynağı olmaktan çıkarıldığı, termik santrallere karşı sağlıklı dünya bilincine kavuşulacak günleri özlemle bekliyoruz. Maden işçilerimizin daha güvenli iş alanlarında çalıştıkları, haklarını ve onurlarını korudukları yeni bir dünyayı da özlemle bekliyoruz" dedi.
GÖÇMENLERDE TÜBERKÜLOZ ÇOK YAYGIN
İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan "Tüberküloz dünya ölçüsünde bakıldığında ciddi bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Yaklaşık olarak her yıl 9 milyon yeni tüberküloz vakası ortaya çıkmakta ve her yıl yaklaşık bir milyon çoğunluğu genç olan kişi tüberküloz nedeniyle ölüyor.
2005 yılında Türkiye’de görülen tüberküloz vakalarının sadece % 0,3’ü yabancı ülke doğumlu iken bu rakam 2013 yılında yüzde 3.66’ya yükselmiş ve henüz açıklanmayan verilere göre bu rakam Suriye göçmenleri ile 2014 yılında bunun çok daha üstüne çıkmıştır.
İstanbul tüberküloz kontrolü açısından zaten en sorunlu ve kritik ilimizdir, yabancı göçmen artışı ile birlikte bu durum yeni zorluklar yaratmaya başlamıştır. İstanbul ilinde tüberküloz olguları içinde yüzde 0,5 olan yabancı doğumlu hasta oranı 2014 yılı verilerine göre yüzde 8,7’ye yükselmiştir. Bu hastaların çoğu daha önce eski Sovyet Cumhuriyetlerinden ve Afrika ülkelerinden gelirken son iki yıl içinde bu durum değişmiş ve Suriye göçmenleri birinci sırayı almıştır.
Tüberküloz tedavisi göçmenlere ücretsiz olmakla birlikte tanı aşamasında ve hastane yatışı gerektiğinde zorluklar yaşamaktadırlar. Tüm göçmenler hiçbir belgesi olmasa da birinci basamak sağlık hizmetlerinden eşit olarak yararlanmalıdır. Tüberküloz ve bulaşıcı diğer hastalıklar konusunda ise tüm hizmetler ücretsiz olmalıdır.
Göçmen tüberküloz olgularının bulunması, yakın takibi ve temaslılarının taranması için başta İstanbul olmak üzere ilgili illerde sivil toplum örgütlerinin içinde yer aldığı, göçmen topluluklarının katılımının sağlandığı ve içinde sosyal çalışmacıların da olduğu özel birimler oluşturulmalıdır" dedi.
'GRİP AŞISININ KORUMA ORANI BU SENE YÜZDE 15'E DÜŞTÜ'
Türk Toraks Derneği Yön. Kur. Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç, bu kış görülen grip virüsü hakkında bilgi verdi.
Kılınç "2009/2010 sezonunda ortaya çıkan H1N1 virüsü yeni bir yapıya sahipti. İnsanların daha önce karşılaşmadığı, bu nedenle de bağışık olmadıkları virüs süratle yayıldı. Genetik yapı olarak domuzlarda görülen influenza virüsüne benzerliği nedeniyle 'domuz gribi virüsü' olarak tanımlandı. Ancak 2009'dan bu yana geçen sürede virüs çok sayıda insanı hasta ettiği için toplumsal bir bağışıklık oldu. Sonuç olarak H1N1 virüsü sıradan mevsimsel grip etkenlerinden biri haline dönüştü. Hatta bu nedenle grip aşısının içinde bulunmaktadır.
Bu kış görülen grip diğer yıllardan farklı mı?
Grip influenza A ve B tipi virüslerle oluşur. Ülkemizde referans laboratuvarında 2014/2015 sezonunda gönderilen ve incelenen toplam 1365 hasta örneğinde, yüzde 3 influenza A/H3N2, yüzde 10 Influenza A/H1N1(domuz gribi) ve yüzde 10 influenza B virüsü saptandığı belirtilmiştir. Sağlık Bakanlığı da grip nedeniyle ölen hastalarda en fazla H1N1 virüsüne rastlandığını açıklamıştır. Elbette bu bilgiler sürekli değişme göstermektedir. Gripte son 5 sezonda gözlenen önemli bir farklılık ülkemizde grip sezonunun daha geç başladığıdır. Önceden Kasım-Aralık ayında salgınlar başlarken artık Ocak-Şubat aylarına kaydı. Bu nedenle grip sezonu Nisan ayı sonuna dek sürmeye başladı.
Bu yılın grip aşısı domuz gribinden korur mu?
Grip aşısı 10 hastadan 6'sını koruyor. Bu sene bu oran yüzde 15'e düştü. Grip aşıları her yıl en çok gribe neden olan virüslerde oluşturulur. Bu nedenle her yıl yeni aşı hazırlanır. Bu yılki aşı domuz gribi olarak adlandırılan H1N1 virüsünü içeriyordu. Ancak grip virüsleri de sürekli mutasyon geçirmektedir. Bu yılın aşısında domuz gribi için değil ama H3N2 virüsü için korumada sorunlar olabileceği belirtilmiştir."
'TERMİK VE NÜKLEER SANTRAL ÖLÜMLERİ ARTIRACAK'
Türk Toraks Derneği Yön. Kur. Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç "Termik ve nükleer santral ölümleri artıracak. TORAKS hocaları olarak bu kararı verecek olanları uyarıyoruz" açıklamasında da bulundu.
TORAKS DERNEĞİ HALKI BİLİNÇLENDİRİYOR
Türk Toraks Derneği'nin "Hayat nefesle başlar" sloganıyla açtığı bir Facebok sayfası bulunuyor. Ayrıca derneğin web sayfası da artık bir halk sayfası olarak yayına devam ediyor. Vatandaşları merak ettiği konularda aydınlatmayı amaçlayan http://www.toraks.org.tr'de güncel konular hakkında sürekli güncel paylaşımlarda bulunuluyor.