Zayıflamak değil sağlıklı yaşam için yeşil kahve!
Son yıllarda da zayıflamak için piyasaya sürülen ürünlerin başında yeşil kahve geliyor. Ancak yeşil kahvenin içerisindeki klorojenik asitin gerçek anlamda etki gösterebilmesi için yeşil kahveden 7 fincan içilmesi gerekiyor. Bu da ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor
Zayıflamak amacıyla piyasaya sürülen yeşil kahvenin etki mekanizmasını içerisindeki klorojenik asit oluşturuyor; ancak yeşil kahvenin içerisindeki klorojenik asitin gerçek anlamda etki gösterebilmesi için bahsi geçen kahveden insanların günde 7 fincan içmesi gerekiyor. Hatta bununla ilgili Dünyaca Ünlü Türk Kalp Cerrahı Dr. Mehmet Öz kendi adını taşıyan Dr. Öz Show’da yeşil kahve ve klorojenik asit özütü arasındaki farkı belirtmiş olmasına rağmen yeşil kahvenin satışları konusunda bu isimden faydalanıldı. Geçtiğimiz günlerde de bu reklam çalışmaları sebebiyle Dr. Öz, ABD senatosuna ifade verdi.
4 BARDAKTAN SONRASI TEHLİKELİ
Klorojenik asidin faydalarıyla ilgili açıklama yapan ODTÜ Gıda Teknolojileri Uzmanı Dr. Uğur Göğüş “Kahve ile ilgili soru işaretlerinin oluşmasının en büyük sebebi içerisindeki kafein miktarıdır. 4 bardak kahve içtiğinizde içerdiği 400 mg kafeinden dolayı kendinizi biraz zinde ve dinç hissedebilirsiniz. Zira yeşil kahvede kafeinden çok daha yararlı, kanser düşmanı ve şeker emilimini azaltarak kilo verdiren klorojenik asit adlı bir madde var. Bu maddenin kilo azaltıcı etkisi içinse en az günde 7 su bardağı kahve tüketmek gerekiyor ki 4 bardağın üzerine çıktıkça içindeki yüklü kafein miktarı yüksek tansiyon, yorgunluk, kalp yetmezliği dahil ciddi sağlık sorunlarına yol açar; bu da kafein zehirlenmesi demek" dedi.
"Yeşil kahveyi zayıflamak için değil sağlıklı yaşam için tüketin" diyen ODTÜ Gıda Teknolojileri Uzmanı Dr. Uğur Göğüş, yeşil kahvenin içeriğindeki klorojenik asidin diğer önemli faydaları hakkında da bilgi verdi:
İŞTE KLOROJENİK ASİTİN FAYDALARI
- Diyabet Hastalığını Engeller: Yemeklerden yarım saat önce alınan klorojenik asit; bağırsakta şekerin emilimini sağlayan sodyum ve potasyum mineralleriyle etkileşime geçerek fazla şekerin kana geçmesini engeller. Böylelikle yemeklerden sonra kana karışan şeker miktarında yüzde 29-40 oranında azalma olur. Kana karışan şeker miktarında ki bu azalma özellikle diyabet hastalığına karşı korunmada son derece etkili olmaktadır.
- Kanseri Engeller: Klorojenik asit pankreasta bulunan ve kan şekerinin düşmesini sağlayan insülin hormononu etkileyerek engellerken yine pankreasta salgılanan glukagon hormonunun salınımını artırmaktadır. Glukagon hormonu insülinin tersine hücrelerden kana şekeri çekmekte ve böylelikle hücrelerde şeker birikimini engellemektedir. Hücrelerde fazla şeker konsantrasyonu kanser hücrelerini besleyerek kanseri tetikleyebilmekte ve de fazla şeker hücrelerde yağa dönüşerek hücre ve doku yağlanması sonucu fazla kilo ve obeziteye sebep olabilmektedir.
- Kalp ve Damar Tıkanıklığını Engeller: Kandaki şekerin fazlasının yağa dönüşmesi aynı zamanda damarların kireçlenmesine neden olabilir ki bu durumda kalp yetmezliği ve kalp krizini tetikler. Zaten kalp damar hastalıklarının kökeninde de kan damarlarındaki şeker ve yağ fazlasından kaynaklanan bu kireçlenme yani damar daralması yatmaktadır.
- Kronik Hastalıkları Engeller: Fazla şeker-yağ kanda ve hücrede solunan havadaki oksijenle tepkimeye girerek toksik radikal adı verilen zararlı maddeler açığa çıkarır. Bu zararlı maddeler damar çeperlerinde birikerek damar tıkanıklığı ve takibinde kalp ve damar hastalıklarına, mide yüzeyini tahrip ederek gastrit ve ülsere, eklemlerde birikerek eklem iltihaplanmasına (artrit), beyin damarlarında birikip bu damarları daraltarak Alzheimer ve Parkinson gibi nörolojik hastalıklara neden olabilmektedir.