Koronavirüsten korunmak için en güvenilir yer evimiz
Ülkemizde etkisini gösteren salgın hastalık koronavirüsün yavaş yavaş psikolojik etkileri de yüz göstermeye başladı. Evde kalmamız gereken bu günlerde aile ilişkimize zarar gelmeden en olumlu ve sağlıklı şekilde atlatmanın mümkün olabilmesi için gerekli koşulları Psikolog - Aile Danışmanı Emine Satılmış posta.com.tr’ye anlattı. Büşra Akkaya / busra.akkaya@posta.com.tr
Kalıcı bir mutluluk istiyoruz ama hep bir sebepten üzülüyoruz. Bir şeyler bizi hep düşürüyor, moralimizi bozuyor. Yaşanan kötü gelişmelerden çabuk etkileniyoruz ve mutlu kalamıyoruz. Bir psikolog olarak mutlu kalabilmenin sırrı kendimize, eşimize, çocuğumuza ve çevremizdeki insanlara zarar vermemek olmamalı. Bu süreçte evimizde kalmalıyız!
Tezer Özlü, terapileri ve zor hayatları tek cümleyle özetlemiş: “Kendi kendini kurtarmayanı hiç kimse kurtaramaz.” Sizlerde bir hayat kurtarın, kendi hayatınızı ve sevdiğiniz insanların hayatını! Koronavirüs korkusunun psikolojisi ve kaygı düzeyi yüksek insanları daha çok etkilediği görülmeye başladı. Bu süreçte kendimize zaman ayırırsak işte o zaman kaygımız artmayacak. Koronavirüs en çok kaygılı, panik, kuruntulu insanları etkiliyor ve o insanlar da virüs değil ama panik yayıcı oluyor. Sonuçta insanlar eve kapanıyor, günlük yaşamları hatta uykuları, iştahları, yeme düzenleri, neşeleri alt üst oluyor. Normalde soğukkanlı insanlar bile gereğinden fazla tedirgin oluyor. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir korku sarmalı başlıyor. Bu korku sarmalına kapılmamak gerekir. Virüs ile ilgili art arda gelen olumsuz haberler ve süreç hakkındaki belirsizlikler, mutsuzluk, karamsarlık ve üzüntü hali gösteren insan sayısında artış var. Hastalıktan psikolojik olarak etkilenmemek için; sadece güvenilir kaynaklar takip edilmeli, sosyal medyadan uzak durulmalı, önerilen tedbirler uygulanmalı ve devletin tedbirlerine daha fazla güvenilmelidir.
"Bir çocuk için annesi ve babası dünyayı temsil eder. Çocuk, annesi ve babası nasıl davranıyorsa, dünyadaki herkesin aynı şekilde davranacağını düşünür." M. Scott Peck
Çocuğunuzla en etkili ve en önemli iletişim şekli kendi davranışlarınızdır. Ebeveynler ve aile içinde diğer kişiler sakin ve rahat davranıyorsa, kendisini endişelendirecek bir durum olmadığına dair bir mesaj alacaktır. Bunu sağlamak için, ilk olarak kendi duygu ve davranışlarınızı izlemeniz gerekir. Günlük rutinin dışına çıkıldığında çocukta stres ve endişe yaşama durumu olabilir, bu süreç normaldir.
Olumsuz düşüncelerden uzaklaşın
Zihninizde sürekli olumsuz senaryoları üretmekten uzak durun. Bu sürecin geçeceğine inanalım ve sevdiklerimizle güzel vakit geçirelim. Kaygılanmanızın normal olduğunu hatırlayın ve vücudunuzda bu kaygının bazı etkileri olduğunu fark edin. Bunları tanımlayın. Koronavirüs bizi yavaşlattı. Ne güzel o kalabalıktan bu kalabalığa koşup duruyorduk. Şimdi evin içinde daha fazla zaman geçirmekle belki de dışarıdaki etkinliklerimizin bir çoğunun boş olduğunu fark edeceğiz. İhmal ettiğimiz şeyleri hayata geçirelim. Gerçek mutluluğun, her şeyin gelip geçtiği bir dünyada, her şeyin sevgide saklı olduğunu bir kez daha fark edelim. Youtube’da fazlaca örneği bulunan nefes egzersizleri yapın. Sizi kaygı ve karamsarlığa itecek kitap, müzik ve filmler yerine neşenizi yükseltecek filmler, müzikler (komedi vs.) kitaplar tercih edebilirsiniz. Ailenizle ve arkadaşlarınızla sohbet edin, yalnız kalmayın. Sosyal medya ve özellikle Whatsapp grupları, kaynağı tam da bilinmeyen endişe sebebi olacak haberlerle dolu, burada geçirdiğiniz vakti azaltmaya gidin. Aile bireyleriyle evde oyunlar oynayabilirsiniz. Bu oyunlar enerjinizi yüksek tutmanızı sağlayıp, kaygınızı azaltacak ve çocuklarınız da güvende olacaktır. Çocuklarınızla iletişim halindeyken aktif şekilde dinleyin ve düşüncesini duygusunu anlamaya çalısın. Yaşına uygun bir dille yaşadığımız durumu anlatmaktan kaçınmayın. Duygularını kabul edin reddetmeyin. Evdeki olağan rutinlere ve programlara mümkün olduğunca uyulmaya çalışılmalı. Hijyen önemli ancak hastalık düzeyindeki size zarar verebilir. Dikkatinizi sürekli bulaşır konusuna odaklamamaya çalışın. Bulaşır deme, dikkat et bulaşmasın de! Sözün canı vardır. Kim söyletiyor o sözü sana? Güzeli söyle, güzeli çağır. Her gerektiğinde uygun şekilde ellerinizi yıkayıp gerektiğinde dezenfektan kullanmak yeterli.
Elinizi temizlediniz, bulaşıcı hiçbir yere dokunmadınız ve durduk yere ya da bir haber okuduktan sonra aklınıza ‘ya temizlenmediyse’ diye geldiyse, bu gibi durumlarda fazladan el yıkayıp takıntıya zemin hazırlamayın. Tedbirli ama olabildiğince sakin bir süreçte kalmalıyız. Çünkü insan korktuğu için değil korkusundan korktuğu için güvence arıyor. Duygularınızdan kaçarak güvenli yerin eviniz olduğunu bilmelisiniz evinizde kalın, kendinizi keşfedin...
Gerçekten huzur içinde olmak istiyorsanız, şimdi ve tam şu anda huzurlu olmalısınız. Aksi takdirde, hep sadece ‘bir gün huzurlu olmak ümidiyle’ yaşayacaksınız demektir. Yaşamak bizleri hem virüsten hem de korkusundan koruyacaktır.
Psikolog - Aile Danışmanı Emine Satılmış
- Uyku kalitesi beynin yaşlanması beynin yaşlanma hızını etkiliyor
- Her yedi kişiden birinde görülüyor! Anksiyete ve kaygı bozukluğuna neden oluyor
- Terapi masrafından kurtarıyor! Evde uygulayabileceğiniz bu yöntem stresi yok ediyor, anksiyete krizlerini azaltıyor
- Sanal kumar bağımlığına dikkat!
- Çocuklarda tepkisiz, donuk bakmaya neden oluyor: Keyifli vakit geçirdiklerini sanıyorlar ama geleceklerini olumsuz etkiliyor!