AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, memur zamlarıyla ilgili "Yeni yılla birlikte, geçen sene yapılan toplu görüşmeler sırasında elde ettikleri haklarla, memur kesiminin de inşallah bu yeni durumdan ortaya çıkan farklarının da hakkaniyetli bir şekilde verileceğini biliyoruz. Böylece çok geniş bir memur kitlesinin de yılbaşından itibaren daha rahat bir noktaya geleceğini tasavvur ediyoruz" ifadelerini kullandı.
TBMM Genel Kurulu’nda 2022 bütçe görüşmeleri devam ediyor. AK Parti Genel Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş, asgari ücrete değinerek, "Çok şükür son oturumda, dün Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı asgari ücret Türkiye’de bütün kesimleri fevkalade memnun etmiştir. 4 bin 253 liralık asgari ücret, evet, hiç olmazsa vatandaşlarımızın bir kısmının alım gücünün artırılması bakımından önemli bir destektir. Ayrıca, sadece asgari ücretin değil asgari ücret üzerindeki vergi yüklerinin de arındırılmış olması Türkiye’de son dönemde bu enflasyonist baskı dolayısıyla bozulan ortamın da pozitif anlamda gelişmesine katkı sağlayacağı kanaatindeyim.
Bu vesileyle, önümüzdeki süreçte de, yeni yılla birlikte, geçen sene yapılan toplu görüşmeler sırasında elde ettikleri haklarla, memur kesiminin de, inşallah, bu yeni durumdan ortaya çıkan farklarının da hakkaniyetli bir şekilde verileceğini biliyoruz, ümit ediyoruz ve böylece çok geniş bir memur kitlesinin de yılbaşından itibaren daha rahat bir noktaya geleceğini tasavvur ediyoruz" ifadelerini kullandı.
"Asla serbest pazar ekonomisinin kurallarından vazgeçmeyeceğiz"
Türkiye’nin yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve büyüme eksenli politikadan asla vazgeçmeyeceğini kaydeden Kurtulmuş, "Bunu yaparken, kimilerinin söylemeye çalıştığı gibi, asla serbest pazar ekonomisinin kurallarından vazgeçmeyeceğiz. Türkiye sosyal politika donanımlı, gerçekten etik kurallarla çevrilmiş bir serbest pazar ekonomisi istikametinde yürüyüşünü sürdürecektir" şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, ekonomik OHAL iddialarına ilişkin, "Bunun altını kalın çizgilerle çiziyorum çünkü daha geçtiğimiz birkaç gün evvel maalesef, kimilerinin haddini aşan bir şekilde kıyıda köşede ‘ekonomik OHAL’den bahsetmiş olması Türkiye’de ve Türkiye’yi dışarıdan takip eden çevrelerde önemli birtakım endişeleri ortaya çıkardı.
Bir kez daha çok net bir şekilde söylüyoruz: Ekonomik OHAL gibi bir laf haddi aşan bir sözdür, kimsenin aklından geçmesin. Türkiye serbest pazar ekonomisi şartları içerisinde hareket ediyor. Ama şunu gördük; bir laf ortaya atıldı, özellikle sosyal medyada kimler kimler arkasından takıldı gitti. Dolayısıyla bunun altını çizerek ifade etmek istiyorum" dedi.
"TOGG da sadece otomotiv endüstrisi değildir"
Kurtulmuş, Türkiye’nin yerli otomobiline ilişkin olarak, "Nasıl savunma sanayisi sadece savunma sanayisi değilse, TOGG da sadece otomotiv endüstrisi değildir. TOGG’daki başarılar, aynı zamanda otomobil sektöründe yan sanayinin gelişmesinde ve hatta yenilenebilir enerji bağlamında bataryaların geliştirilmesinde de önemli ve fevkalade güçlü bir çarpan etkisi oluşturmaktadır" ifadelerini kullandı.
"2002 yılında yüzde 43 olan bizim borcumuzun milli gelire oranı bugün yüzde 10’lar seviyesine düşmüştür"
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ise, CHP İstanbul Milletvekili Kesici’nin konuşmasını değerlendirerek, "Sayın Kesici, 1991-93 yılları arasında Devlet Planlama Müsteşarlığı yapmış birisi ama planlama müsteşarlığı yapan kişiler sadece rakamlar üzerinden meseleleri ifade etmezler. Müsteşarlık yapan, o makama oturmuş kişiler oranlar üzerinden değerlendirmeyi kendilerine ilke edinirler.
Çünkü ‘Rakam 10 liradan geldi 100 liraya’ demek yerine ‘10 lira neyin yüzde kaçıydı, şimdiki 100 lira neyin yüzde kaçıydı’ diye ifade etmek mecburiyetinde hissederler. Başkası konuşabilir ama planlama müsteşarlığı yapmış birisinin sadece rakamları söyleyip oranlar üzerine gitmemesi gerçekten. Belki siyasetin kendi üslubu içerisinde doğru bulunabilir fakat kamuoyuyla gerçekleri paylaşmak açısından farklı neticeler doğurur.
Bakın, iç borcu, dış borcu döviz cinsinden -borçları- ifade ettiler. 2002 yılında bizim borcumuzun rakamını Sayın Kesici söyledi ama milli gelirimize oranının ne olduğunu ifade etmedi. 2022 yılı bütçesindeki rakamı da söyledi, oranın ne olduğunu ifade etmedi. 2002 yılında yüzde 43 olan bizim borcumuzun milli gelire oranı bugün yüzde 10’lar seviyesine düşmüştür" şeklinde konuştu.
"Bugün ‘Cumhuriyet tarihinde eser bırakan parti kim’ diye sorduğunuzda AK Parti"
Elitaş, 21 yıldır icraat yaptıklarını belirterek, "Üretim yapıyoruz, milletimizin çeşitli imkanlarla refah seviyesini artırmak için elimizden gelen gayreti üretiyoruz. Yirmi bir yıldır da muhalefette olanlar, sürekli, lafla peynir gemisini yürütmeye çalışıyorlar. Ama hani ‘Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz’ derler ya, onun halk arasında başka bir deyimi var, Sayın Kesici ‘Dananın kuyruğunu...’ ifadesini kullanırken biraz edebe, adaba yakışır mı acaba diye bir çekindi, söyledi.
Ben de diyorum ki: Halk arasındaki bu ‘Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz’ ibaresinin ‘Eşek ölür, kalır semeri; insan ölür, kalır eseri’. Bugün ‘Cumhuriyet tarihinde eser bırakan parti kim’ diye sorduğunuzda ‘AK Parti’. ‘2018’den itibaren bu eserlerin sahibi kim’ diye sorduğunuzda ‘Cumhur İttifakı’. İnşallah, bu meseleyi de 2023’ten itibaren devam ettirmeye çalışacağız" şeklinde konuştu.
"Bugün yaşadığımız hadise, şu anda dünyadaki en büyük sıkıntıların başında"
"2019 yılının Aralık ayının sonunda Çin’de başlayıp 2020 yılının ilk aylarında İtalya’da baş gösteren, 11 Mart 2020 tarihinde Türkiye’ye gelen pandemi süreci tüm dünyayı şok etkisinde bıraktı" diyen Elitaş şöyle konuştu:
"Kimin ne yaptığı bilinmeden, ne zaman süreceği anlaşılmadan, aşının bulunup bulunmayacağı, aşının etkisinin olup olmayacağı tartışmaları varken, bütün dünyanın kapandığı bir süreçte Türkiye’de pandemi sürecindeki yaşanılan bunalımdan, etkilerden muhakkak etkilenmek mecburiyetinde kaldı. Bakın, yaklaşık bir yıldır hem Türkiye’de hem dünyada kapanma süreci yaşandı.
O zaman ‘önce sağlık’ denildi. Bütün ülkeler, kendi ülkelerindeki yaşayan insanları bu kapanma sürecindeki sıkıntılardan kurtarabilmek için çeşitli ekonomik tedbirler aldılar. 2020 yılının Mart ayından itibaren, pandemi sürecinin devam ettiği 2021 yılına kadar bir yıllık süre içerisinde Türkiye ekonomisini idare edenler, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Kabine üyeleri de dahil olmak üzere, vatandaşımızın bu sıkıntıdan minimum zararla, minimum refah kaybı yaşayarak çıkması için ellerinden gelen gayreti gösterdiler. Bugün yaşadığımız hadise, şu anda dünyadaki en büyük sıkıntıların başında."
İHA